Brooklyn'de hayata tutunmaya çalışan bir kürt hot dogçunun hikayesini dinleyeceksiniz.

Özal dönemindeki ithal ikameci politikalar sonrasında kendisine Türkiye'de ekmek bulmakta epey zorlanan çünkü kaçak çay vesaire ticaretleri diğer kürt akrabalarına kaptıran sımaglır sermet'in tek çaresi kalmıştır; amerika'ya gitmek. alamanya olmaz o treni de kaçırmıştır zira sımaglır sermet.

amerika'da ilk olarak filadelfiya'ya yolu düşer sermet'in. filadelfiya-baltimore-vaşınktın-delaware-niv cörsi ring hattında şoförlüğe başlar ve bu işten yüklüce para kazanır.

sermet kazandığı bunca parayla ne yapacağına uzun süre karar veremez. sonra nü york'un güzide yerlerinden brooklyn'de hot dog vendorluğuna başlamak ister. sermet bu işin üstesinden hakkıyla gelip bütün brooklyn'nin en iyi hot dogçusu olur. sermet bütün bu zamana kadar ingilizceyi de çok iyi öğrenmiştir; fakat k harflerini h gibi telaffuz etmeyi bir türlü bırakamamaktadır. işte bu arıza sermet'in sonunu getirecektir...

Bir gün kendisinden hot dog almaya gelen bir polis memuru ile yaşamış olduğu diyalog sermet'in neden sımaglır sermet lakabını aldığının girizgahı niteliğinde bir hatıra olarak akıllarda yer etmiştir.
Sermet'in hayatını karartan diyalog tam olarak şöyle cereyan etmiştir:

polis (p)
sermet(s)

p: hey vendor gimme a hot dog with mustard
s: orrayt ofisır yor hat doğ iz on itz vey
s: der yu go ofisır bon apetit
p: thx pal..
..
p: shit, this hot dog sucks man
..

s: ??? yu nov vat? FAH YU!

sermet'i yakan şey k'leri h gibi telaffuz etmesi olmuş idi.. çünkü onun bir amerikalı olmadığını anlayan polis memuru ona kaldırımlarda hot dog satmayı yasaklamıştı.

Biz de Sermet'e destek olmak için YU NOV VAT POLiS MEMURU? FAH YU! diyor ve hikayemizi sonlandırıyoruz...