Tamam, hikaye şu: Babamız annemizi gibti ve içine döl denen bu maddeyi aktardı. Bu döl denen madde bizim en küçük halimiz. Yani yaşamımızın başlangıcında bir su damlası kadardık. Henüz bir döl damlası iken annemizin rahmine en hızlı hücum eden döl bizdik ve böylelikle rahimde tutunarak anne karnında büyümeye başladık. Daha sonrasında annemizin karnında annemizin yediği içtiği besinlerle beslenerek büyüdük ve daha sonrasında anamızın amından doğduk.

işte yaşama geliş hikayemiz bu şekildeydi. Sözün özü bizi annemiz ve babamız yarattı. Ve bizi nasıl yarattıklarını kendileri de bilmiyorlar. Yani babamız en başta bizi nasıl oluşturduğunu bilmiyor. Nasıl dölü oluşturduğunu bilmiyor ve annemiz bu dölü işleyerek nasıl insan haline getirdiğini bilmiyor. Ve bu durumu kendilerinden önceki ataları da yaptı fakat onlar da nasıl yaptı bilinmiyor. Eğer ilk insana kadar gittiğimizi varsayarsak o insanı oluşturmak için gerekli olan döl nereden geldi? Ve o dölü işleyecek kadın nereden geldi? Yani asıl demek istediğim dölün nereden geldiği ya da kimin bu dölü işlediği değil, böyle bir şeyin varlığı nasıl olabilir? Balıklardan geldiysek bile onlar nasıl oluşmuş olabilir? Bir patlama oluştuysa bile bu nasıl olmuş olabilir? Bu soruların cevabı eğer tanrıysa tanrı bu kudrete nasıl nail olmuş olabilir?

Bu kompleksli ve karışık hikayenin aslında hiçbir amacı, önemi ya da mantığı yok. Tek gerçek muhakkak ki bilinemezlik. Bir çok soru işareti ve kavrayamadığımız durum var. Ve asla bilemeyecekmişiz gibi görünüyor.