/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Ekonis-"Ben bir zamanlar asil bir ailede dünyaya gelmiş soyluydum. ikinci çocuk olmamdam ve kadın olmamdan dolayı aile tarafından pek ilgilenilmiyordum. Bütün ilgi abimdeydi. Ben de bu ilgisizliklerinden dolayı sürekli dışarı çıkar, tebaalar gibi giyinir ve onların çocıklarıyla oynardım. Bir gün kral seferberlik ilan etti ve bizim evin erkeklerinin hepsi savaşa, kendi birliklerini yönetmeye gittiler. Geri dönen sadece babam oldu. Abim savaşta ölmüştü. Abim ölünce babam beni korumak için daha çok kısıtlamaya başladı. En sonunda ise beni öyle çok korumak istedi ki odama kapattı. Onlarca yıl o odada kaldım. O kapı hep önümdeydi. Kaç kez yalvarsam da kapı bana açılmadı. 30 yaşına geldiğimde sonunda kapı benim için açıldı. Babamın öldüğünü söylediler. Ve evin yönetimini de amcam almıştı. Onun öldüğünü duyunca özgür olacağım sonunda diye sevinirim sanmıştım. Ama yanılmışım. Bu benim delirlememe neden oldu. Artık düzgün düşünemiyordum. Yemek yemiyor, odamdan çıkmıyordum. Amcam da onun karşısına çıkmadığım sürece ne yaptığım umrunda değildi. En sonunda bir şey düşündüm. Ya bu kapı geçmişe açılsaydı? Abimin yaşadığı, babamın yaşadığı eski güzel günlere geri dönebilseydim? Bunu saplantı haline getirdim. Her türlü kaynağı odama istiyor sabah akşam okuyordum. Kapıya gördüğüm mühürler, okuduğum büyüler, kitaplarda ne gördüysem yapmaya başladım. Amcam bu durumu görünce içime şeytan kaçtığına inanıp bir papaz çağırdı. Papaz yanıma oturdu ve 'bu kapının seni geçmişe zütürmesini gerçekten istiyor musun' diye sordu. Ben de evet der gibi başımı salladım. Uzun zamandır ilk kez bir insanla konuşmuştum. Elini kalbimin üzerine koydu. Geri çektiğinde kalbimden zincir çıktı. Şaşkınlıktan bir şey söyleyemedim. O zinciri kapıya bağladı. Bağladıktan sonra 'keşke geçmişine bağlı kalmak yerine geleceğini inşa etseydin.' dedi ve kapıdan çıkıp gitti. O çıktıktan sonra haftalarca acı içinde kıvrandım. Tüy kusmaya başladım. Vücudumun her yerimde kıllar büyümeye başladı. En sonunda bu acı bittiğinde şu anki halimdeydim. Ve kapı beni geçmişe zütürebiliyordu. Geçmişe gitmenin kötü yanı hafızanın silinmesi. Ve ister istemez kendini yine aynı döngüde buluyorsun. Çok nadiren farklı bir şekilde devam ediyor. Ben kaç kere geçmişe gittim bilmiyorum ama bir sonraki kararım gitmemek üzereydi ve işte buradayım. Benim de hikayem bu. O yüzden o kapı kesinlikle benim ve tebaam dışında kimse tarafından kullanılamaz." dedi. Ekonis anlatırken belli etmese de muhtemelen çok fazla acı çekmiştir. Bir anda yalnız kalmış. Yalnızlık kimse için kolay değil. Üstüne laf söylemek sadece ona acıdığımu göstermek olur. Başka bir konuya girmeliyim.

    m-"O seni milenyuma dönüştüren kimse Arakne'ye de yarışma için gelmişti. Onu da örümceğe dönüştürdü. Bu işin içinde başka biri daha var." dedim.

    Arakne-"Zaten bizi bir araya getiren o kişiyi bulmaktı. Veya kişileri." dedi. Sonra Arakne yanıma yaklaştı ve:

    Arakne-"Bu kişi seninle birebir aynı ruh enerjisini taşıyor. Ama sen olamazsın. Çünkü senin ruh enerjin anca ruhları görebilmeye yetecek kadar var. Belki de meleklerden biri olabilir dedim. Seni cezalandırmak adına ruh enerjini almıştır ve bizim gibi günahkarları dönüştürmeye kullanıyordur. Ama sonra dedim neden öyle bir şey olsun? Melekler enerjilerini direk mutlak tanrıdan alıyorlar, senin enerjine ihtiyaçları olmazdı." Odayı zinciler ve ağlar kaplamaya başladı. Çıkışımızı kapatıyorlar. Yoksa bu bir tuzak mıydı?

    Arakne-"Geriye iki sonuç kalıyor. Ya sen ruh enerjini öyle ustalıkla saklıyorsun ki biz hiçbir şekilde anlamıyoruz. Ya da... " derken gözünü arkama çevirdi. Evrim ve Devrim kaçınmak için hamle yapacaklarken Dagaar (Kabil) aniden koşup üzerimden atladı ve Evrim ve Devrim'i yere serdi. 

    Kabil-"YA DA SENiNLE SÜREKLi REENKARNE OLAN, SENiNLE AYNI ENERJi iZiNi TAŞIYAN KiŞiLERDEN BiRi OLABiLiRDi." dedi ve pençesi üzerinde ikisini de yere sabitledi. Kabil'e doğru dönüp bağıracaktım ama Evrim ve Devrim hiçbir şekilde tepki göstermiyorlardı. Korku yok, endişe yok, hiçbir şey yok. Sadece birbirlerine bakıyorlar.

    Evrim-"Zamanı geldi mi dersin?" dedi Devrim'e.

    Devrim-"Tek bir şansımız var. Onu da burada kullanmalı mıyız emin olamıyorum."

    Evrim-"Sona hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Sanırım burada kullanmak zorundayız. Artık yoruldum." dedi. Gerçekten onlar milenyumları bu hale getirdi? Bunca zamandır hep yanımdalardı. Tüm reenkarnelerimde. Kabil sussunlar diye üzerilerine ağırlık verdi. Ama yine de normal duruyorlardı.

    Kabil-"Daha fazla konuşmayın. Neden bize bunu yaptınız?" dedi. Tehditkar duruyordu. Ama Evrim ve Devrim, Kabil'i umursamıyordu. Üzerinde sanki hiçbir ağırlık yokmuş gibi ayağa kalktılar. Kabil de bu ani ayağa kalkışlarından dolayı yere düştü.

    Arakne-"Hep ilgimi çekmiştiniz, ama hakkınızda hiçbir şey bulamamıştım."

    Devrim-"Her avcının yaptığı gibi ize çok odaklanıyorsun Arakne."

    Evrim-"Bu yüzden çevrendeki işaretleri göremiyorsun." dediler. 

    m-"Bu ne demek oluyor? Bunca zamandır siz... "

    Devrim-"Tek bir şansımız var. O yüzden bizi dikkatli dinle."

    Evrim-"Bizi sen yarattın ve ruh gücünün bir yarısını bana... "

    Devrim-"Diğer yarısını da bana aktardın. Bize bir görev verdin." dedi ve üzerime doğru yürümeye başladılar. Havva aniden önüme geçti ve:

    Havva-"Ona dokunmanıza izin veririm mi sanıyorsunuz?" dedi. ikisi de durdular.

    Evrim-"Havva, lanetini bitirmen için son şansın. Bu zamana kadar olan her şeyi her reenkarnemizde hatırlıyoruz."

    Devrim-"Hiç düşünmediniz mi mutlak tanrının özenle yarattığı Adem'in neden ruh gücü düşük diye?  Onun için geri çekil ve sahibimize geri dönelim." dedi ve çekilmesini beklemeye başladılar. Oradan:

    Mert-"Ters bir şey yapmayacağınızı nereden bileceğiz?" ikisi de gözlerini Mert'e çevirdi. Mert anca kendini toparlamıştı. Ayakta duruyordu ve o da tehditkardı.

    Devrim-"Evrim ve Devrim'e inanmıyorsan Raf ve Ref'e inan. Şu ana kadar bir kere bile Adem'e veya reenkarnelerine zarar verecek bir şey yapmadık."

    Evrim-"Bu sefer de yapmayacağız. Ama bu son şansımız. Bunu yaptıktan sonra geri dönüşü olmayacak."

    Devrim-"Umarım mutlak tanrı affeder." dedi ve Havva'nın yanından geçip yanıma geldiler. Ellerimden tuttular.

    Devrim-"Senin olan gücü sana geri veriyoruz. Bu bizim son reenkarnemiz."

    Evrim-"Umarım senin de son reenkarnen olur. Anılarımızı al, yükümüzü al, acımızı al." derken ağlıyordu. Devrim'e döndüm. O da aynıydı. Anıları aklıma akmaya başlamıştı. Her reenkarnemde hep yanımdalardı. Nilay beni korumuyorken hep onlar beni koruyorlardı. Eski reenkarnelerimde intikam almak isteyen ruhlardan hep onlar korumuş beni. Anıları bana aktıkça onlar da silinmeye devam ediyorlardı. içimde bilinmedik bir sıcaklık hissi yaşıyordum. Bu akan ruh gücümden dolayı mı? Olayı idrak edecek vakit yok. Sonra idrak ederim. Onları teselli edecek bir şey söylemem lazım.

    m-"Ağlanacak bir şey yok. Artık hep yanımda olacaksınız. Ben istesem de istemesem de. içeride başımı çok ağrıtmayın." dedim. ikisi de senkronize bir şekilde gülümseyip:

    ED-"Teşekkürler." dediler ve kayboldular. Ama iyi rol yaptılar hakkını vermek lazım. O kadar güçlülerdi, ona rağmen kaç kere başım belaya girdi hiçbirinde rollerini bozmadılar. Aslında rol yapmamışlardı. Kendilerini o duruma öyle adapte ediyorlardı ki sanki gerçekten o hayatın içinde yaşıyor gibilerdi. Anılarından görebiliyordum. Evrim Arakne'yi lanetledi. Devrim de Ekonis'i. Bunları görünce anılarımın hepsini hatırlamaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster