kafasına esen aslında adam öldürmüyor. cinayet oranlarından bahsediyorsan bayağı düşük. dünyanın her yerinde herkes kafasına girecek olan bir 9mm mermi ile %90 ölme oranına sahip. ikinci mermiyle de %100 yaparsın zaten. sormak istediğin daha doğrusu söylemek istediğin türkiye cumhuriyeti topraklarında yaşayan halk nüfusunun birini öldürme eğiliminde olduğunda bunu diğer dünya ülkelerinin insanlarına kıyasla daha çok basitleştirip içselleştirdiğiyse kısmen katılabilirim şayet yakın çevremde ya da yaşadığım yerde böyle şeylerin gerçekleşmesinden çok magandacılık kültürü hakim ki bu bence çok daha kötü. ayrıca türkiye'de kimsenin ensesine vurup ekmeğini alamazsın ama işler soyut yere çekilince mesela eğer polissen ya da cumhuriyet birimlerinin birinde bir mevkin varsa (o da neyse artık) istediğin gibi at koşturabilme hakkına sahipsin. sahi Türkiye'de adaletin olmadığını söylemen aslında bu toprakların son 100 yıllık kaderi değil tam aksine günümüze kadar olan sürecin hepsini kapsayan süreçte yaşanan şeylerdi. birde eğer zengin-fakir uçurum farkı yok bunu da hala isyan çıkmıyor bağldıbına bağlarsan bence çok büyük yanlış yapmış olursun. çünkü ülkemizde bulunan zengin-fakir uçurumu dünyanın başka hiç bir yerinde yok ama biz hala sadece pinekliyoruz. insanların onlarca evi var ama türk insanının kurnazlığı işte hep arabaları eski olur. milyonlarca tl parası olur ama arabaları o kadar eski olur ki... yeni model arabaları olanların mesela hep garajı vardır ya da çok zengin muhitlerde yaşarlar. demek istediğim türkiye cumhuriyeti'nin ekonomik sistemi inşaa edilirken aslında liberal bir denklemle değil komünist bir denklemle başlaması gerekirdi. şimdi nasıl ev-araba-iş bulunacağı gibi konular tarihin hep tozlu raflarına kaldırıldı. sence hayati önemi olan bu tip şeylere erişimin imkansızlaşması sence hepimizin kafasındaki soru işaretlerini gidermek için içimizdeki devrim ateşini körüklemiyor mu? neden elimize silahı alıp mal varlıkları olan insanlardan hesap soramıyoruz? gayet sorabiliriz. hepsi mümkün. ama neden yapmayacağımız hakkında olan bilinmeyenler bizim alacağımız aksiyondan daha mühim. kısacası sorun bizde başlamıyor. sorun bize hayır, yapamazsın. yoksa... diye başlayan her türlü karşı varsayımdan geliyor. neden? sorusunun cevabını bildiğimizi varsaymak ve aldığımız cevabın bizi durduruyor olmasının sebebi eğitimsizlik değil! tam tersine çok iyi eğitilmişlik. tımar edilmiş her canlı tımarcıya karşı merhametli davranır. şahsen bu birlikte yaşadığımız 'ülkemiz' dediğin toprakların içindeki insanlar en kötü durumda bile razı gelebilecek tipten insanlar. tarihte bu gibi insanların birleştiği tek oluşum eli kanlı suikastçilerdir. üzülerek belirtmekte fayda var, türkiye'de herkes parasıyla her türlü pisliği yapmaya ve yaptırmaya hazırdır. bunu eğitimin çözemeyeceğini 101 yılda gördük. oyunun kazananı çoktan bellidir. o da baştakiler. hepimiz birbirimizin skoruna baktık bu da eşittir hırsızlığa da başladık. düzelmemizin tek ve en kesin çaresi de Allah'ın yolu olan şeriattir.