1. 1426.
    +19
    3 ekim 1215: eşi çocuğu toplayıp yemişli'ye döndük ki ne görelim. town center meydanını pislik zütürüyor. herkes pespaye kıyafetler giymiş. kir, pis gırla. meydanda kara patates satan adamlar toplanmışlar. üç beş köylü cılız atların yularından tutmuş sürekli köye girip çıkıyorlar. "hayırdır inşaallah neler oluyor" diyerek adamlara emir verdim, kaya bey buluna diye. britonlara sefere çıktı dediler. nevrim döndü.

    4 ekim 1215: 6 ekim 1215: kaya bey hala yok. ordunun yarısını alıp gitmiş. yollar çamur içerisinde. sokaklar dilenci kaynıyor. bir haftada nasıl bu hale geldi köy bilemiyorum. çağ atlatan gençleri çağırttım, geldiler. koyu renki uzun cüppeler giymişler, kafaların ortasını kazıtmışlar. "bu ne hal, köyün durumu nicedir?" diye sual buyurdum. "orta çağa girdik.." dediler.

    6 ekim 1215: öğle vakti toplu konutlarda vukuat çıkmış asker ile halk arasında. soruşturdum. günlerdir pikeman'ler köylüleri dövüyorlarmış, zorla altın, çanak çömlek topluyorlarmış evlerden. ağlaya ağlaya veriyor köylüler. briton muhaciri bir aşiret var yukarı çayırda oturuyorlar, meczup bir de oğulları var etek falan giyiyor, her yer meydanda. taşşak will diyor köylüler. işte bunun evinde küfe küfe yemiş bulmuş askerler, çanağa çömleğe ses etmemiş de askerler yemişi almak isteyince ters yapmış bu. askerin biri de tokat mı atmış ana bacı mı küfretmiş nolmuşsa bunun aşiret galeyana gelmiş pıçaklarla dalmışlar askerlere.

    7 ekim 1215: pikeman'leri topladım, "oğlum bunlar aşiret, bulaşmayın" dedim. hak verdiler. yalnız taşşak will ortalığı yakıp yıkmaya devam ediyor, durduramıyoruz.

    10 ekim 1215: köylüler dün gece hatce bacıyı ormanda yakalamışlar. kıskıvrak getirmişler kadını. "cadı cadı" diye town center önünde yakacaklar. ruhunun arınması lazımmış. hacı celaleddin efendinin tekkeden dervişler "melunlar" diye bağırarak gelip yetiştiler. kadını ellerinden zor aldılar. "kafir müşrikler" diye diye nasıl sopa yedi köylü dervişlerden aklım şaştı. yemişli yemişli olalı böyle dayak yememiştir. iman gücü ile vurdukça vurdu dervişler. köylü tekrar imana geldi elhamdülillah.

    12 ekim 1215: taşşak will'i yanıma çağırttım, geldi. yüzünü gözünü boyamış, karı gibi de etek çekmiş altına. "derdin nedir aslanım, şu kılığına kıyafetine bir bak" diye babacan yaklaştım. "briton diyarı gözümde tütüyor ağam" dedi. yanına on pikeman kattım, "var git yoluna, campaign mübarek ola" diye buyurdum. ellerime sarıldı.

    16 ekim 1215: bir vebamız ekgibti, o da oldu. resmen helak oluyoruz. merhamet eyle ya rab! tüm köylü iki büklüm geziyor. iflahımız kurudu. soruşturdum, gençlerden ikisi güneydeki gölden bir küfe fare getirip köye salmış. "orta çağ havası yakaladık iyice beyim" diyor. altın madenlerine sürdürdüm, giderken "vay sürgün ha, aynen orta çağ lan" diye mırıldanıyorlardı aralarında. millet aklını da kaybetti iyice.

    20 ekim 1215: seher vakti gizlice yenice'ye haber saldım. "sabah erkenden deli ibrağam tez gele" diye buyurdum.

    21 ekim 1215: bu sabah yenice tarafından bir toz bulutu kalktı, tekbirler eşliğinde deli ibrağam başta arkada onlarca light cavalry town center'a kadar geldiler. pikeman'ler sağa sol kaçıştı. atlılar önümde durdular. deli ibrağam ayaklarıma kapandı. "ağam, beğim, çok şükür sağsın" diye ağlaşıyor. "kalk ibraham seni şova.." derken kendime geldim, omuzlarından tutup kaldırdım. "elhamdülillah imanımız kurtuldu" dedim. tellaklar saldım, orta çağı kaldırdım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster