• 1 / 1 / 11 entry
  • 1 başlık
  • 56.82 incipuan

01000 önüncü nesil normal

  • 0
    ygs de çıkma ihtimali yüksek her dersten 4 soru
    Yollar mısın hocam
    ···
  • 0
    neden böyle olmak zorunda
    Merhaba arkadaşlar ben yirmili yaşlarının başında olan bir kardeşinizim. Her zaman ortamlarda bulunan farklı, zeki insan rolünü oynamış ve bununda faydasını sosyal açıdan zamanında fazlasıyla görmüş birisiyim fakat yaş ilerledikçe ve bazı şeylerin farkına vardıkça, bu tür şeylerin(kadınlar, para) hiç bir önemi kalmadığını anladım.
    Üniversiteye hala giremedim. Sebebi ise aradığım şeyi bulamıyor oluşumdan kaynaklanıyor yada bunu bahane ediyorum bilemiyorum. Yaptığım hiç birşeyden keyif alamıyorum. Edilen muhabbetler artık bana çok sıradan ve gereksiz geliyor. Sevgi bana çok anlamsız geliyor kısaca yaşamak çok anlamsız geliyor.

    Buna karşın sanat, yaratıcılık ve görsel zeka konularında cidden inanılamayacak düzeyde bir yeteneğim var lakin artık o kadar yorgun hissediyorum ki içimden hiç birşey yapmak gelmiyor. Yapmaya niyetlensem bile uzun süre( en fazla 1-2 saat dayanabiliyorum) yapmam gereken şeylerin başında kalamıyorum.
    Yeteneklerim doğrultusunda çok fazla kusurum bulunuyor. işte benim lanetimde bu arkadaşlar. Ne zaman bir şeyi elde etmek için uğraşırsam bir noktada takıldığım anda tüm arzularım ve isteğim yok oluyor. Belki konsantre olabilsem , emek verip sabredebilsem(sabretmek diye bir kelime benim sözlüğümde yok) herkesin gıpta ile bakacağı, herşeye sahip olan bir insan haline geleceğim.

    Gel gör ki uzun zamandır vaktimin çoğunu zaman öldürmekten başka hiçbirşey için kullanmıyorum. Yıllardır her gece yatağımda saatlerce acaba neden böyle bir yapıya sahibim diye kendime acıyarak düşüncelere dalıyorum. Ertesi sabah uyandığımda hiç birşey için gücümün olmadığını gördüğümde her gün olduğu gibi kolayca elde edip, zaman öldürebileceğim şeylere yöneliyorum ve böylece kısır döngü içerisinde yaşıyorum.

    Hiçbir zaman maddi olarak bir sorun yaşamadım ama her zaman manevi olarak yaralı bir insandım. "Bir evim olsun, bir çocuğum ve eşim olsun mutlu bir hayat sürerim." tarzında düşüncelerim olmadı. Her zaman düşüncelerimin sonunda meyvesini verdiği ve herkes tarafından sonunda hakkım olan saygınlığı kazandığım günlerdr yaşadım ama elimde hiç birşey yok. Kısacası bomboş bir gencim sözlük. Her türlü imkana ve yaratıcılığa sahipken tek ihtiyacım olan "sabır" duygusuna sahip değilim. Kısacası aptal ve aciz köpeğin tekiyim hepiniz benden daha başarılı ve daha mutlu insanlarsınız. Özellikle gülmeyi unutmayın çünki ben uzun zaman önce bunu kendi benliğim ile beraber gömdüm ve ölümü gerçekleşen şeylerin asla geri dönmeyeceğini acı yoldan öğrendim. Çok fazla bu dünyayı arkamda bırakıp gitmeyi düşündüm ama ne yazıkki düşüncesi kadar kolay olmuyor. Herkese iyi akşamlar sözlük.
    ···
  • 0
    hayat neden bu kadar acımasız
    Hocam inanç sığınılacak son kapıdır bu her zamanda böyleydi. Eğer elinde hiç birşey yoksa allaha sığınırsın. Kendin yada sevdiklerin için zor ve riskli bir seçim yaparken allaha sığınırsın. Korktuğunda allaha sığınırsın. Bir şeye karşı arzu duyuyorsan ama tek başına elde edemeyeceğini düşünüyorsan allaha sığınırsın ve yardım istersin. Yaşamdan sonrasına dair korkularından dolayı allaha sığınırsın. Bu sistem hep böyleydi böylede kalacak. Parası olan ve herşeyi kendisi(düşüncesine göre) başarmış kişiler ise allaha inanmaz çünki kendilerini kendi kaderlerinin sahibi olarak görürler. Tabi istisnalar mevcuttur örneğin dindar kişiler ve allah sevgisi besleyenler gibi.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Ne çok "ve" kullanmışım ben. Uykusuzluğun sonuçları diyerek geçiştireyim daha sağlam bir dille yazmak isterdim fakat kafamı toplayamıyorum. Yarın devam edeceğim "ve" en hareketli bölümleri tek tek işleyeceğim iyi geceler değerli kendim...
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Apartmandan samimi arkadaşım ve ilk aşkıma açılırken yanımda olan M'in ailesi bir kafe işletiyordu. Gel zaman git zaman derbileri orada izlemeye başladık ve artık her gün orada buluşup alt katta kafamıza göre takılıyorduk. Orada daha çok insan tanıdıkca çevremiz genişlemeye devam etmişti. Bir gün büyük bir derbi zamanı gelip çatmıştı ve bende ilk aşkımı maçı izlemek için davet etmiştim ve tüm samimi apartman arkadaşlarımın( çoğuyla oda çocukluktan beri arkadaştı) geleceğini söylediğimde akşam buluşup hep beraber gidebileceğimizi söyledi. O günü hiç unutmam, unutamam kafeyw girdiğimizde heryer tıklım tıklım doluydu ve herkesi tanıyorduk. Arkadaşım M'in halası bana bir kupa nescafe vermişti ve arkadaşlarım çoktan maçı izlemeye başlamışlardı. Bizde alt kata inilen kısıma yani merdiven arasına yan yana oturup tek kupadan nescafe içiyorduk ve tam üstümüzde olan projeksiyondan arada bir maça bakıyor onun dışındada konuşmaya çalışıyorduk zira ortalık çok gürültülüydü. Orada ilk kez koluma girmişti ve ben kendimi rahatsız ve utangaç hissettiğim için kalkalım diyerek ortamı bozmuştum. ilk sorun sevgilisi olması ve ikinci sorun sevgilisinide tanıyor olmamdı çünkü oda bizim apartmandaki çocukların samimi bir dostuydu. Derken maç bitti ve kafeyi temizlemek için biraz daha oyalandıktan sonra eve doğru yola çıktık fakat ben arkadaşlarıma önden gitmelerini söyledim ve kız ile beraber arkadan yavaş yavaş 10 dakikalık yolu yürümeye başladık. Moralinin bozuk olduğunu görünce koluma tekrar girdi ve bir süre öyle devam ettik. Sonunda kendimi sabitleyip beni sevip sevmediğini sordum ve hala bunu nasıl yapabildim diye kendime sorarım. Aldığım cevap aynıydı gene sevgilim var demişti ve ben oradan mahalleye ulaşana kadar hiç konuşmamıştım. Evimin önüne geldiğimizde onu bırakmadan gitmeyeceğimi söyledim fakat gelmemem için ısrar etti ve ben genede bırakacağımı söyledim ve yürümeye başladık. Yarı yolda tamam burdan sonra kendimde gidebilirim dedi ve bende kafamı sallayıp arkamı dönüp yürümeye başladığımda bana doğru dönüp koşarak geldi ve kolumdan beni tutarak kendisine çevirdi. ilk öpücüğümü orada almıştım yanagımda sevdiğim kızın dudaklarından kopan bir güzellik yatıyordu. Hiçbir şey demeden gülerek ayrıldı ve dünyanın en mutlu insanı olarak eve dönmemi sağladı.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Aradan yaklaşık bir ay geçmişti ve sınıfımda bulunan bir kıza yoğun şekilde duygular beslemeye başlamıştım ve aramızda kötü sayılmazdı. Artık zamanının geldiğini kendime söyledikten sonra msn üzerinden kızı buluşmak için önemli bir şey söyleyeceğim diyerek çağırdım. Evlerimiz arasında 4-5 dakikalık bir mesafe vardı ve hava çoktan kararmıştı genede tamam diyerek beni şoka uğratmıştı çünkü böyle bir cevap beklemiyordum. Hemen yakın arkadaşlarımdan birisini yanıma çağırdım maksat içimi biraz olsun rahatlatmaktı. Derken buluşacağımız yere gelmiştik ve kızda geliyordu. Yanıma geldiğinde ilk olarak hafif bir gülümsemeyle onu neden çağırdığımı sordu ve ben ise önce arkadaşımı biraz uzaklaşması için yönlendirdim. Aradan bir saat geçmişti ve ben hala demek istediğim şeyi söyleyemiyordum. Bir yandan yürüyordum cümlemi tamamlayamadan kendimi durduruyordum ve bu süre zarfındada kız sürekli peşimden beni takip ediyordu. En sonunda ucu açık bir şekilde konuya girmeye karar verdim çünkü cidden korkuyordum. Düşünsenize siz o kadar yoğun duygular besliyorsunuz ki bunları söylemekten çok yaşayamamaktan korkuyorsunuz.
    "S beni sakın yanlış anlama ama ben senden çok hoşlanıyorum hemde düşünebileceğinden daha çok. Tabi ki bu bir teklif değil sadece kafamdan geçenleri bilmeni istedim söylemek istediğim sadece buydu.". Ardından dişlek birisin tarafından atılan muazzam bir gülümseme ve ardından gelen " Ben j ile çıkıyorum ama." sözleri beni darmadağan etmeye yetmişti. Hiç uzatmadan oradan ayrıldık ve bir süre konuşmadık.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Hiç hazırlanmadan sbsye girip bir şekilde 390 puan almıştım ve bu arada bu sbs sınavının yürürlüğe girdiği ilk seneydi. Bir anadolu lisesine gidebilirdim fakat ben uğraşmak istemediğim için eve 3-4 dakikalık mesafedeki sıradan bir liseyi tercih ettim. Nedendir bilinmez inanın halada bilmiyorum insanlar üzerinde garip bir karizmam olduğu bana ilk kez söylenmişti ve herkez benimle takılabilmek gezebilmek için yarışıyordu FAKAT ortada bir sorun vardı ben daha bu işlerde yeniydim. Biraz geriye sararsak lisenin ilk günü en arka sıraya geçmiştim ve bir ön sıramda saçlarının arkasında bir demet kırmızıya boyanmış kısım bulunan kız beni cezbetmişti. Güzel denemezdi fakat özgün birisiydi ve vücudu bana çok hoş geliyordu. ilk hafta bitiminde sevgili olmuştuk fakat bir o kadar da utangaç olan bu kız ile yüz yüze konuşmak imkansızdı. Sadece msn üzerinden iletişime geçiyorduk ve hiç unutmam profil resminde çektiği bir "selfie" vardı ve yanındada bir poşet ceviz gözüküyordu. Bir hafta geçmeden sıkılmıştım ve ayrıldık zaten ettiğim teklif bile msn üzerinde yaşanmışken ayrılmak beni pek etkilememişti. Derken yavaş yavaş ortamlara girmeye başladım. Bir gün okula gittiğimde saçlarını dikmiş ve zamana göre yapılı ve yakışıklı bir çocuk beni yanına çağırdı. ismimi ve sınıfımı sordu ardından arkasında duran ve benden 2 sınıf üstte olan bir kız bana " Esmer birisinde mavi gözler olabildiğini bilmiyordum." diyerek ardından da bir kaç iltifat etmişti ben pek umursamadab teşekkür edip oradan ayrılmıştım.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Tarla faresi gibi sese sahip olan ufak boylu ben bir anda inanılmaz bir gelişimle 1.70 kadar olmuştum ve sesimde buğulu ve kalın bir hale gelmişti.
    Okulun ilk günü sınıf arkadaşlarımın yanına gittiğimde sesimi duyup beni görenler şoke olmuştu. Öyle ki 1. Sınıftan beri aşık olduğum kız bile bana farklı bakmıştı. Kimse tarafından umursanmayan ben bir anda okulun saygı duyulan yeganekişisi olmuştum. Zamanında sınıfımızda bulunan okulun en popüler ve en güzel kızıyla çıkan arkadaşım bu zamanlar gelmeden beni evine davet etmişti ve bende heyecanlanıp ailemden izin alarak gitmiştim daha doğrusu babam bırakmıştı. Annesi evden gittiğinde bana bir anda sert davranmaya başlamış ve bana biraz eziyet etmişti. Ben ise kendimi bozmayıp evden çıkmış ve ailemi aramaya utandığım için eve kadar 3 kilometrelik yolu ufacık bedenimle tepmiştim. Gerçi yanlız sokaklarda yürümek problem değildi daha 8 yaşındayken bile evden kaçıp bir kilometre yolu tek başıma yürümüşlüğümde vardı ama bana en çok koyan beni kullanabileceğini ve sindirebileceğini düşünmesiydi oysa ki ben bu olaydan kimseye bahsetmedim. Artık benim zamanım geldiğinde ilk olarak sevgilisini elinden aldım sonrasında sınıftaki en popüler ve yakın 2 ayrı arkadaşıma bu çocuğa güvenemeyeceğimizi saat saat , gün gün aşıladım ve en sonunda elinden arkadaşlıklarınıda aldım sonundada okulu bu kişiye piskolojikman dar edip kaydını aldırmasını sağladım ve ortaokuluda böylece bitirdim.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Aylar yılları kovaladı ve bu süre içerisindede site arkadaşlarımızla muazzam bir dostluğumuz oluştu ama bana en ilginç gelen konu bloklar arası ayrılıktı. Her konuda birbirimizle yarışır sabahtan akşam ezanına kadar futbol oynardık ama hiçbir zaman dostluğumuzu bozmazdık. 7. sınıfa geldiğimizde artık apartman bahçesinden uzaklaşmamız gerektiğini ve kendimizi dünyaya sunmamız gerektiğini anladık. Gerçi yaptığımız şey çok büyük değildi evet ama bizim için dünyalar kadar büyük bir değişimdi. Yaptığımız şey sitemize yaklaşık 1 dakika yürüme mesafesinde olan yurdun bahçesine futbol oynamaya gitmekti. Bu sayede karşı apartmanın bizden daha büyük çocuklarıyla ilk kez orada tanıştık ve futbol konusunda ezeli rakipler haline geldik. Artık aramızdaki blok farkını bir kenara koyup birleşmemiz gerekiyordu ve yaptıkta... Ne kadar zorlansakta onları yendik ve böylece elimize geçen özgüvenle mahalle mahalle gezerek her takıma kafa tutmaya başladık ve günlerimiz böyle yüzlerce dostluk kazanarak geçti ve sonunda hayatımın başlangıcı kabul ettiğim sekizinci sınıfa geçtik.
    ···
  • 0
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Artık kocaman çocuk olmuştum karnelerim hep beş geliyordu fakat bir sene sonu inanılmaz bir şekilde karnemde "Matematik : 4" yazısını gördüğümde resmen dünyam başıma yıkılmıştı. Binlerce senaryo ufacık kafamdan akmaya başladı. Acaba nasıl olurduda bu "4" rakdıbını ailemden gizleyebilirdim? Bi yöntem bulamadığımda eve gider gitmez karneyi aileme verip, uzun zamandır reddettiğim x'in yanında oynamak için aşşağıya indim. Sandığımın aksine x yanlız değildi. 2 blok olan apartmanımızın içerisinde hemen hemen 30 çocuk bulunuyordu ve ben bir anda tanımadığım bir ortama girdiğim için afallamıştım. Tek eğlencesi sınıfındaki montların arkasında saklanıp arkadaşının sony marka telefonundan Ceza'nın müziklerini dinlemek olan ben bir anda çok büyük bir kargaşanın içine girmiştim. ilk zamanlarda sokaklara alışmam kolay olmadı hele ki arka mahallemizin sadece çingenelerden ibaret olduğu gerçeğide bu konuda etkiliydi.
    ···
  • +1
    bir sosyopatın hayat hikayesi
    Öncelikle herkese merhabalar. Sizlere garip bir hayat hikayesi ve bu hikayenin şuan yaşanan kısmını tek solukta anlatmaya çalışacağım. Telefondan yazdığım için imla hataları olabilir herneyse.

    Klagib zamana göre zengin sayılabilecek bir aile, sorumsuz bir çocuk ve bir lise ve sonrası AMA önce bu hayatın temelleri.

    Apartmanın asansörüne doğru erkekliğimi babama kanıtlamak istercesine elinden zorla aldığım iki adet ekmekle beraber yanımda babam ile yürüyordum. Asansör geldiğinde, apartman girişinden ufak tombul bir çocuk bizle beraber asansöre binebilmek için var gücüyle koşuyordu. Ben durumu idrak edemesemde babam asansörün kapısını çocuk için tutuyordu ve niyayet yıllar süren bekleyişten sonra çocuk asansöre ulaşmıştı. Asansör hareket ettiğinde babam çocuğa kim olduğunu sorduktan sonra sakince " 01000'ide yanınıza alın oda sizinle oynasın." dedi ve dairemizin olduğu kata geldiğimizde, hemen içeriye girip ders çalışmaya başladım. Her zaman eve geldiğimde ilk işim yemek yemeden, önlüğümü çıkarmadan ders çalışmaya başlamaktı ve halimden pişman değildim. O gün ilk kez kapıya gelen birisi beni soruyordu fakat ben ise tuvaletimi yaparken test kitabımdaki soruları çözüyordum. Annem gelip "bir çocuk seni soruyor." dediğinde hemen toplanıp kapıya çıktım ve karşımda x adlı çocuğu gördüm. Beni dışarı çağırdığında kibarca reddedip dersimin başına döndüm. Her gün artık okuldan geldiğimde derse başlamadan kapının çalmasını ve dikkatimi dağıtmaması için x'e gelmeyeceğimi söylemek için bekliyordum fakat istisnasız her gün kapı çalıyordu.
    ···