- 6 / 6 / 337 entry
- 95 başlık
- 5 trend
- 2,428.68 incipuan
cilgin abaza taksici önüncü nesil normal
-
+1
zendar hanı
Beyler basligi kilitliyorum bilgisayarda hikayeyi tamamlayip tek bir baslikta aninda yeni bir baslikta paylasacagim -
+4
zendar hanı
Yaklaşık bir ay kelle avcılığı yaptım.Bu bir ayda öldürmediğim kesmediğim haydut yoktu. insan öldürmek benim için en normal gözüken bir şey olmuştu. Ekipmanlarımı kelle avcı grubunun komutanı karşılamıştı. Haydutlarla her girdiğimiz savaşta 8 dinarlık ödeme alıyordum.Bu benim için ortalamadan yüksek bir mevlaydı.Şimdiden kendimi zengin sayabilirdim. Yakılan köyümdeki yaşlı amcalarım boşuna dememiş asker olmakta para var diye..
Bir ay sonunda komutan beni yanına çağırıp daha benle işimin olmadığını söyledi sebebini sorduğumda ise "sen artık yavaştan haydutlara nam salmış bir savaşçısın, kendi grubuna liderlik edebilecek bir kapasiten var, seni sabah zendara bırakacağız" diye karşılık verdi.O sırada elime bir liderlik mühürü denilen şeyi sıkıştırıp bunu kahya herek'e göstermeni istiyorum dedi. Sabah olmuştu. Kelle avcıları beni zendara bırakmıştı. Kahya herek'e gitmek üzere yol tuttum... -
+7
zendar hanı
Zendara saat 23.00 civarında ulaşmıştık.Yol epey yormuştu. Zendar hanına gidip hancı suker'den geceliği 2 dinara bir oda kiraladım ve bir uyku çekmeye karar verdim. Sabah uyandığımda vücüdüm kan ter içindeydi. Rüyalarımda bir insanın görmeyeceği kadar kabuslar görmüştüm. Odamdan hancıdan bir şeyler yemek içmek üzere çıktım. Yemek yerken hancı suker ile sohbete başladık. Bana iş verebilecek yerlere bağladım. Bana "şehirin içinde kahyayı bulup konuşmamı istedi".Handan çıkıp kahyayı buldum. Kahya bana iş verebileceğini, haydutları öldürmek üzere kelle avcılarına katılabileceğimi söyledi ama bir şart vardı. Temel dövüş eğitimlerinden geçmem gerekti. Bilader lakapli bir kılıç ustasının eğitimiyle iki hafta azimli bir çalışmayla sıradan bir usta savaşcı haline gelip bütün eğitimlerden geçmiştim. Bunu gören kahya beni haydutları temizlemek adına kelle avcılarının yanına verdi.. -
+16 -1
zendar hanı
Kalradyada hiç olmadığı kadar krallıkların savaşları sürmekteydi. Halk aşırı vergiler sonucu fakir düşmüştü.Bir gece köyümde üç arkadaşımla meşhur veluca şarabını içmek için ıssız bir dağa çıktık. Keyfimiz epeyce iyiydi tabiki o an köyümüzü svadyalılar yakıp yıkana denk. Köyümüzü svadya krallığı derebeyleri tarafından yağmalanıyordu. Kimsenin gözünün yaşına bakmayıp duygusuzca herkesi öldürüyorlardı.Üç arkadaşımla beraber hemen köyü terk etmek üzere kaçmaya çalıştık.Tam sınırdan çıkacakken iki arkadaşım svadya arbeletçileri tarafından sırtlarından vurularak öldürüldü.Ben ise onlardan daha şanslıydım komşu köy olan jamiche köyüne kaçtım. Yanımda konaklayacak kadar yeteri dinar yoktu. Hırsızlık yaparak köylünün cebinden ufak miktarlar çaldım. Kendime biraz erzak alıp uyumak için bir mağaraya sığındım. Cebimdeki dinarı her hale karşı harcamama kararı aldım. Mağaraya geçip uzandığımda gözlerim yaşlı bir şekilde aklımda tek bir soru vardı ailem yaşıyormuydu...
Bir hafta sonra kendi köyüme geri döndüm. Evimin yanına vardığımda evimin yerinde olmadığını gördüm yakılmıştı. Ailem katledilmişti.O an yıkılmıştım. Gözlerimi bir köylünün evinde açtım.Üzüntüden bayılmışım. Köylü ile biraz acınası bir sohbet ettikten sonra bana şunları dedi "yarın bağımsız şehir zendara bir kervan gidecek. Savaşların etkilemediği bir bağımsız şehir zendar".Bu köylünün söylediklerini kafama yazmıştım. Kendime yeni bir hayat kurmak için bir şanstı bu.Ertesi gün kervana 12 dinar karşılığında katıldım. Bağımsız bir şehir olan zendara gidiyorduk..
• hikayem mount and blade light and darkness moduna uyarlanmıştır dinlerseniz seri seri yazacağım -
+2
ibretlik dedektör hikayesi
Bir adam yalan dedektörü almış. Akşam yemeğinde denemek istemiş. Oğluna "bugün neredeydin" demiş. Oğlu okuldaydım diyince dedektör ötmüş. Oğlu itiraf etmiş."Erotik bir filme gittim" demiş. Babasıda kızmış. Oğluna "ben senin yaşındayken ferre ne bilmezdim" demiş. Dedektör yine ötmüş. Bunu diyen annesi gülmüş ve "al işte senin oğlun" demiş ve dedektör yine ötmüş.. -
0
diş okuyan bir panpanızım
Komplozit dolgu yani porselen taktırmada diş başina kac lira aliyorlar en ucuzundan -
+2 -2
dükkan sahini beni dilsiz sandı
Başlıkta resimdeki gördüğünüz çakmağın adının zippo olduğunu herkes bilir. Bugün zippoya gaz doldurtmak için bir dükkana girdim. Dükkan sahibi buyrun ne istemiştiniz dedi.O anda çakmağın ismini unuttum. Hatırlamaya çalıştım yine hatırlayamadım. Adamın yüzüne kırk elli saniye hatırlamaya çalışırken hiç konuşmadan baktım. Adam bir kağıt kalem çıkardı. Buraya yaz istediğini dedi. Beni dilsiz zanneti. Kağıda "abi söyleyeceğim şeyin adını unuttum kusura bakma" diyip çıktım.
Özet:Dukkan sahibi beni dilsiz zannetti. -
+1
japon pazarında özürlü taklidi yaptık
Arkadaşlar bilen bilir istanbulda kağıthane civarlarında japon pazarları adı verilen pazarlar kurulur. Faruk diye bir bin var. Beni arayıp bize gel dedi. Montumu giyip çıktım, havada bayağı soğuktu. Evlerine vardım, onun odasına geçtik. Yatağının altından altı tane zippo, birde nalbur eşyası çıktı. Faruk muallaksi dedim "bunları nerden buldun".Çaldım dedi. Merakla sordum "nerden çaldın lan, nasıl?".Hemen anlatmaya başladı, "Cilgin abaza taksici kardeşim kağıthane diye bir yerde japon pazarları kuruluyor, orası bayağı kalabalık oluyor, adam birisiyle konusurken cebe atıyorum. Istiyorsan sende gel birlikte çalarız" dedi. Benim kafama bu iş yatmıştı tamam diyerek cevap verdim. Saat 16.00 civarlarıydı. Farukla iett otobüsüne atlayıp kağıthanenin yolunu tuttuk. Japon pazarına varmıştık. Gözümüze traş makinesi tarzı şeyler satan bir yeri kestirdik. Bayağı kalabalıktı. Adam baskalariyla konusuyordu. Baktım faruk o tezgahtan radyo falan cebe atıyor, bende küçuk traş makinesi atayım montuma dedim.4 tane aldım montuma attım adam beni gördü.Sen napıyorsun diye bağırıyordu. Pazardaki herkes toplanmiş bana bakıyordu. Arkam adama karşı dönüktü. Birden aklima özürlü taklidi yapmak geldi. Adam bana doğru gelirken ellerimi yamultarak adama döndüm.O korkuyla ağzımı da yamultup tam bir spastiksel özürlü kılığına dönmüştüm "eğeve eğeve ağğbiey öğvve" diye bağırıyordum. Farukda çaktırmamıştı sağolsun. Faruk, abiye "abi kusura bakma bu benim kardeşim zihinsel engelli eğer birşey çaldıysa sana parasını vereyim, çaldığı şeyide vereyim" dedi. Faruk montuma elini attı. Birden ayyakkabı boyası çıktı. muallak faruk ayakkabi boyasini kendi montunun koluna atmış. Hızlı bir şekilde ilizyon yapar gibi kendi çaldığı ayakkabı boyasını ben montumdan çıkarmış gibi yaptı. Abiye geri verdi. Faruk muallaksi abiden helallik istedi abi helal etti. Pazarda toplanan kalabalıkda bana acır gözle bakıyordu. Vahh vahh Allah kimseyi engelli yaratmasın diyorlardü. Farukla evin yolunu tuttuk. Dört tane traş makinesinin üçünü bizim berber kemale 110 kağıda sattım. Birisiyle traş oluyorum.
Bu da böyle bir anımdır...
Edit:Resimdeki genç engelli değildir. Engelli taklidi yapmaya çalışan bir gerizekalıdır. -
0
japon pazarında özürlü taklidi yapışım
Çeliktepeye gidersen görürsün kardeşim saphire avm nin yanında oluyor. - daha çok