TBMM’ye sunulan yeni bir teklifin yasalaşması durumunda damacana gibi nesnelerle evlenmek mümkün hale gelecek. Meclise teklifi zütüren Adalet ve Kalkınma Partisi Adana milletvekili Binali Kunduz “Hapishanelerde yatan yüzlerce kader mahkumu için çalışmalarımızı tamamladık. Bu insanların herhangi bir günahı yok. Birisi damacanaya gönül vermiş, diğeri komşusunun cezvesine. Kimseye zararı olmayan masum ilişkiler yaşanmış. Bizim getirdiğimiz teklifle şu anda hapishanelerde ömür çürüten kişiler eğer bu ilişkilerinde ciddilerse, ilişki kurdukları nesnelerle evlenmek niyetinde olduklarını beyan ederek mahkemeye başvurduklarında biz de bu kişileri evlendirip serbest bırakacağız” dedi.

Basın toplantısı sırasında samimi açıklamalarda bulunmaktan çekinmeyen Kunduz “inanır mısınız, ben de çocukluk dönemimde bir makarna süzgecine gönül vermiştim. Biliyorsunuz bizim sağ cenahta kızlarla erkeklerin muhitleri ayrılmıştır. Bırakın el ele tutuşmayı falan, böyle göz göze gelmek, uzaktan bakışmak bile günah sayılırdı. Bu nedenle bizim arkadaşlarımız içinde genel olarak elektrik süpürgesi, jeneratör, bigiblet lastiği, çok amaçlı el matkabı, avadanlık, nihale, tirbuşon gibi çok farklı nesnelerle arkadaşlıklar yaşanmıştır. Bu sadece bir vakıa değil, aynı zamanda hoş bir vakıadır. Hatırladıkça insanı yıllar öncesine zütüren anılar bütünüdür” dedi.

“Yaşadıklarımızı Yazsak Emsali Olmayan Bir Aşk Romanı Olurdu”
Açıklamalarını sürdüren Kunduz “Elbette bizim bağlı olduğumuz millî, dinî ve örfi değerlerimiz var, muhafazakâr bir çerçeve içinde hareket etmek durumundayız. Örneğin bir kızın eline dokunmak, gidip bir parkta kızlı erkekli sohbet etmek bunlar bizim açımızdan kabul edilebilir şeyler değil ancak bir mutfak robotuna istediğiniz gibi dokunabilirsiniz. Örneğin bizim mahallemizde, biraz da oto sanayiye yakın olmasından ötürü triger kayışından biçerdöver dişlisine, araç arka gergi kolundan şanzıman yağ pompasına kadar çok farklı nesnelerle ilişkiler yaşanmıştır. Bunları yazsak gerçekten ortaya çok enteresan, emsali olmayan bir aşk romanı çıkardı” dedi.

Metro Turizm Muavinleri Boşaldıkları Koltukla Evlenerek Cezaevinden Çıkabilecek

Açıklamaları sırasında kader mahkumları ile ilgili bilgiler de veren Binali Kunduz “Bir arkadaşımızın otobüs firmasında yaşanan bir olayı anlatayım. Bu firmamızda, özellikle gece yolculukları esnasında muavin arkadaşların koltuklarla yaşadığı gönül birliktelikleri artık doruk noktasına çıkmış ve istenmeyen birkaç olay yaşanmış. Ancak firma çalışanlarıyla otobüs koltukları arasında gerçekleşen bu ilişkileri incelediğimizde hepsinin aslında derin bir meslek sevgisinden kaynaklandığını görüyoruz ve bu arkadaşlara diyoruz ki ‘Eğer koltuklarla ciddi olarak bir gelecek düşünüyor ve niyetini açıkça beyan ediyorsan biz de sana evlenerek hem bir aile kurma hem de cezalarından kurtulma imkânı vereceğiz. ister yararlanırsın ister yararlanmazsın. Sana kalmış’. Bizim getirdiğimiz teklif bundan ibarettir” dedi.

“Dinler Açısından Hiçbir Mâni Yok”
“Bu ilişkilerin normalleşmesi durumunda aile kavramı nasıl etkilenecek?” sorusu üzerine “Arkadaşlar bunları zararlı bir şeymiş gibi düşünmeyelim. Günümüzde yaşanan affedersiniz sapıkça ilişkileri ele aldığımızda bizim teklifimizde yer alan konuların aslında ne kadar masum ilişkiler olduğu görülebilir. Elbette bunu eleştirenler de çıkacaktır ancak kutsal kitapları incelediğinizde hiçbir din, özel olarak damacana veya çaydanlıkla evlenilemez dememiştir. Bizim getireceğimiz uygulamalar aile kavrdıbını bozacak nitelikte değildir. Bugün bir otomobil ailenin parçası olabiliyor, otomobillerle boy boy resimler çekilebiliyor da triger kayışına gelince mi sorun oluyor?” dedi.

Kaynak:Haber TÜRK

Avrupa Birliğinin Türkiye’ye yaptığı uyarılara karşı tavrını sertleştiren Dışişleri Bakanlığı bugün yabancı gazetecilere yönelik olarak düzenlenen basın toplantısında sertlik dozunu bir üst düzeye taşıyarak kararlılığını gösterdi. Dışişleri Bakanlığı konutunda düzenlenen basın toplantısı öncesinde misafirlere herhangi bir ikram yapılmazken, tuvalet kullanımı da ilk kez ücretli oldu. Küçük için 1 EURO, büyük için 3 EURO ödeyen basın mensuplarına toplantı salonundaki koltukların tadilatta olduğu gerekçe gösterilerek dürümcü taburesi dağıtıldı.

Basın mensuplarının sorularını almadan önce gelişmeler hakkında bilgi veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un sözlerini anımsattıktan sonra cevap olarak “Ey Schulz! O laflar bizde boy boy, seni sevsin atlı kovboy” dedi.
Çavuşoğlu’nun mesajının yabancı gazeteciler tarafından tam olarak anlaşılamaması üzerine, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir görevli araya girerek “Sayın Bakanım mesajı anlamakta zorlanıyormuş basın mensubu arkadaşlar” dedi. Bu uyarıyı da “Zoruna gidenin borusuna gitsin, sen işine bak” şeklinde yanıtlayan Dışişleri Bakanı “Bundan sonra alttan alma, nazik olma devri bitti. 15 Temmuz bizim ayağa kalkma günümüzdür, bir nevi milattır. Artık AB yetkilileri sınırlarını aştıklarında bizden hakkettikleri şekilde yanıt alacaklar” dedi.

Yabancı bir gazetecinin “Sayın Bakan bu üslubunuz Türkiye’nin AB ilişkilerini olumsuz etkilemeyecek mi?” şeklindeki sorusuna sinirlenen Mevlüt Çavuşoğlu “Arkadaşlar bizim illa AB’ye girelim diye bir derdimiz yok. Olursa ekime kadar olmazsa … kadar” dedi. Gazetecinin anlamadım şeklindeki şaşkınlık ifade eden mimiğine karşılık olarak “Gazeteci kardeşim olmuyor, gözün başın oynuyor” diyen Bakan bu konuda başka bir soru istemediğini söyledi.

Türkiye’nin yıllardır iyi niyet çerçevesindeki yaklaşımının AB tarafından hep kapı önünde bekletilmek, dışlanmak, oyalanmak olarak yanıtlandığını anımsatan Çavuşoğlu “Bugüne kadar kimseyi incitmeyelim, işimizi güzellikle çözelim diye uğraşıp durduk ancak iki adım ileri gittiysek bir adım da geri geldik. Maalesef hiçbir konuda kayda değer bir mesafe alamadık. Bu kadar mesafe alacağımızı bilseydik hiç değilse baştan beri kendimizi bu kadar sıkmazdık” dedi. Daha sonra söz alan Alman Gazeteci ile Bakan arasında gerçekleşen diyalog ise tüm izleyenleri şaşırttı:

– Sayın Bakan bize Türkiye’nin AB’ye bugünkü bakış açısını net olarak anlatır mısınız?
– ‘Anlat’ demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
– Anlatın efendim.
– ‘Anlatın efendim’ demekle olmaz sana bir fıkra anlatayım mı?
– Anlatın lütfen.
– ‘Anlatın lütfen’ demekle olma sana bir fıkra anlatayım mı?

Yabancı gazetecinin yeni bir yanıt vermemesi üzerine eliyle ‘otur yerine’ işareti yapan Dışişleri Bakanı “Artık koyun gibi başımızı uzatma devri bitti. Bundan sonra alayına gider yapacağız. Madem ki dostluğumuzun değerini bilmiyorsunuz, biz de dostluğumuzu anlatmaktan vazgeçiyoruz. işinize gelirse” dedi. “Başka sorusu olan var mı?” şeklindeki soruya hiçbir el kalkmadığını gören Bakan “Bakın, anladığınız dilden konuşunca sorular da sorunlar da azaldı” diyerek basın toplantısını sonlandırdı.

Kaynak:SABAH

"Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Twitter'da hesapları karıştırınca sahte hesap kullandığı ortaya çıktı. Altepe, sahte bir hesaptan kendi Twitter hesabına yorum olarak atmaya çalıştığı tweeti, yanlışlıkla kendi hesabından attı. Altepe'nin mesajında "Başkanım @recep_altepe. Bu şehre kimin ne kadar hizmet ettiğini biz çok iyi biliyoruz. Gayretinizi de hizmetlerinizi de görüyoruz. Sağolun." yazıldı. "

Amk trolleri.Hem partice troller hem seçmenleri troll amk.

aynen aq

özelden zütüne hıyar sokup çektiği capsleri atıyor. Ohhh azdım amk

tamam reyiz

Türkiye'deki ateistlerin neden ateist olduğunu da biliyoruz amk felsefe cahilleri.

Sürekli "kavun verem mi sakinleş panpa" diyor çıldıracağım yeter sokuk.

(bkz: zütüm)

bazılarının nick6'sına girmekten zevk aldığım yazı dizisi

(bkz: başlık çalmak)

(bkz: fotoğraflarla felsefi kanıt oluşturma çabası)

(bkz: ne diyem tecavüz mü diyem mahmut mu diyem şakiir)

gerçekten mi lan? ben de yıllardır misk-i amber kokusu sanırdım allah allah allah vay canına

bu şimdi bülent arınçla evlense ikiside bülent arınç olcak amk
yardım edin bana.

amerika'daki avm'lerde arkadaşım kayboldu hesabına anons çektirmeyi özledim.
"huur cocugu murat. please come to the information"

anancı oç

(bkz: hele bir çık da)

deli said ya da kürd said.

Zamanında II.Abdülhamid bunu tımarhaneye tıkamıştı. ingilizlerden destek alarak isyanlar çıkartıyordu.Bir de utanmadan Kur'an'a baş kaldırıyor huur çocuğu. Allah belasını versindir.

sen kimsin bir reis sevdalısına çapulcu dersin bre deyyus

birçok kitabını okudum,ne tip bir felsefeye sahip olduğu da ortada. belli ki sen de nurcusun. gibtir git amcık.

bir de risalesinde "allah bana bu kitabı vahyetti." diyor huur çocuğu.

Oğlum şu şirkin kralını yapan,pkk'nın temelini atan, ahiretini satmış bel'am hocanızın dıbına koyayım.

iSLAM'I TAHRiF ETTiNiZ,KUR'AN'I TAHRiF EDEMEYECEKSiNiZ !!!

herhalde senin "müşrik" algın farklı amk. Müşrik deyince aklınıza bir tek "put" geliyor tabi. Sizin o evliyalarınız, şeyhleriniz de put amcıklar.

tabi karşim