gündüz hazır kıtayım arada hayvancı yörükleri denetlemeye giderdik hava bir sıcak bir sıcak rüzgar bile esse sıcak sıcak eşiyor hatta elimi yüzümü yıkamak ve serinlemek için garajın musluğundan yıkayacaktım hortumun ucunda ki su kaynamış amk resmen haşladı beni neyse gazinoda silahla hazır bekliyoruz dedi görev var transite geçin komutan gelince çıkacağız transite geçtik transit içi bildiğin sauna gibi terliyoruz resmen belirli bir süre transitle yol aldıktan sonra dağın başına bir yere çıktığımızda bir serinlik var anlatamam o sıcaktan sonra resmen cehennemden cennete girmiş gibi olduk yörük çadırlarının başında bekliyoruz komutan yörüklerle konuşmaya için çadıra girdi baktım adamlara ohh ne elektrik parası ödüyorlar ne su faturası mis gibi dağ havasında giblerinin keyfine takılıyorlar kendi aralarında sosyal çevreleri de var hatta kıyıda köşede bir yerde kullanmak için kenevir de yetiştiriyorlardır tabi bu benim fantezim gerçek mi bilemem şikişmek karıları da var abazanlıkta yoktur lan dedim biz mi yaşıyoruz bunlar mı aksam ateş başında ki stokladıkları rakılarıda içiyordur zaten egede bir ufak rakıyı içip sarhoş olana kız vermiyorlar diye bir laf var

O çadırlarda neler dönüyordur neler

Yörükler anadolu halkından daha beter, her biri birbirinin kuyusunu kazmak için yaşar, bakma öyle masum göründüklerine. Kadınları kevaşedir genelde, kocalarını sürekli aldatırlar, içest de yaygındır.