Geçmek bilmeyen 2 saat 20 dakikanın sonunda nihayet Kocaeli otogarında indik, annem otobüsle vakit kaybetmeyelim, taksiye binelim dedi. Bindik üçümüz de taksiye, gittik eve. Zile bir bastık, iki bastık ses seda yok. "Acaba evde değiller mi" diye sordum ki kapı açıldı, girdik apartmana, yavaş yavaş çıkıyorduk merdivenleri. Kapıya annemin vurmasıyla açılması bir oldu, ağlamaktan gözleri şişmiş, mosmor olmuş Salih abi açtı kapıyı. Girdik içeri, Tayfun orada, Mustafa abi ve Sena orada, tanımadığım bir kaç kişi daha vardı.

An: Sabah Sevgi söyledi bana, şok oldum resmen evde. Senacım nasılsın
S: Kötüyüm, siz nasılsınız
K: Kötüyüz
Sa: 3 gün olacak, koskocaman 3 gün
An: Ne oldu da birden bire böyle

Sevgi abla ağlayarak çıktı salondan, annem ve bir kadın da peşinden çıktılar.

T: Büyükleri bırakalım, gelsenize az dışarı biz orada duralım
K: Neden, ne gerek var
T: Abi büyükler kalsın burada, Sena üstüne montunu al kapı önüne iniyoruz
S: Tamam

Tayfun, Sena, ben, Aleyna ve bir çocuk daha indik kapının önüne, Sena ağlayarak bana sarıldı.

K: Neden intihar etti Selin, durduk yere
T: Aslında durduk yere değildi
K: Derken
A: Neden intihar eder bir insan
T: Tabi sen uzun süredir muhattap olmadığın için bilmiyorsun olayları
K: Abi ne olursa olsun intihara mantıklı bir sebep lazım, Sena sen de uzaklaş istersen biraz

Tuttum biraz ileri ittim Senayı

T: Şimdi nasıl söyleyeyim bilmiyorum, doğru mu onu da bilmiyorum. Sena canın acıyacak mı
S: Daha fazla acıyamaz(Ağlaması arttı)
A: Olay ne de böyle diyorsun
T: Selinin bir tane erkek arkadaşı vardı, gerçi çocuk şu an içeride ama
K: Evet
T: Mayıs ayında Selinle tartıştılar bunlar, ben çocuğu dövdüm ettim falan

Gözleri doldu Tayfunun da, Sena zaten ağlıyordu orada.

Tayfun bir kaç saniye sonra "Çocuk Seline tecavüz etti" diyiverdi, hiç kımıldamadan sadece gözlerimle etrafa bakmaya başladım, ağzımdan zorla çıkan ilk soru "Nasıl ya" oldu. Sustu herkes, Tayfunu dürtmeye başladım.

K: dıbına korum bak şaka yapıyorum de
T:(Kafasını sağa sola salladı)
K: Mayıs ayında
T: Evet
K: Sena
T: Bırak Senayı, Selinle kaldık uzun süre, hiç yalnız bırakmadık toparlasın kendini diye, o arada dava oldu etti çocuğu aldılar içeri ama Selin sanırım daha fazla kaldıramadı o acıyı, son aylarda gülüyordu ama demek ki sahte gülüşmüş
A: içim acıdı, önce tecavüze uğra sonra intihar et, yazık ya, Senacım başın sağ olsun
K: Ee ben aileyle konuştum bir ara, Selinle konuştum
T: Öyle bir şeyi söylemelerini beklemedin dimi
K: Evet söylenmez de ne bileyim, o kadar hiç bir şey yokmuş gibi duruyorlardı ki
S: Neden biliyor musun King, ben daha doğrusu biz o olayı atlattığını düşünüyorduk, hareketleri onu gösteriyordu ama içinde neler kopuyormuş haberimiz yok
K: Haydaa, anasını gibeyim ben böyle işin, gel buraya Sena

Sarıldım ona, içten bir sarılmaydı bu sefer.

Şok oldum amk

Yanımızdaki çocuk Tayfunun arkadaşıymış. Ben orada ayakta duruyordum ama içimde bin bir türlü soru vardı, sormak istemiş olsam da sormadım hiç birini.

S: Yıllar önce sevdiğimi kaybettim, şimdi de kardeşimi kaybettim, sırada kim var annemle babam mı
K: Sakin ol, belki zor olacak ama
S: Annemlerle aram pek iyi değil zaten bir süredir, sırlarımı paylaştığım, içimi döktüğüm tek kişi kardeşimdi

Aleynaya baktım, gözlerini siliyordu.

A: Sena, inan bana ne diyeceğimi bilemiyorum
S: Burada bu haldeyken tartışmak istemiyorum, o yüzden sus, kalbini kırarım
A: Tartışmaya gelmedim

Çekti beni Senadan, kendisi sarıldı, bir süre kaldılar öyle.

A: Kübranın haberi var mı
S: Var, dün buradaydı
A: Peki, sen ne zamandır biliyorsun bu olayı
S: Başından beri

S: Annemlerle aram kötü, kardeşim de gitti. Ne güzel dünya be, dayanağım kalmadı sanırım artık
A: Her şeyi unut tamam mı, ben varım senin dayanağın
S: Çok komik
A: Hayır şaka yapmıyorum, son olanlar için de her ne kadar işe yaramayacak olsa da özür dilemek istiyorum
S: Ben unuttum bile, ne olmuştu
A:(Güldü) Boşver

Tekrar sarıldı Senaya, telefonum çalmaya başladı, Ahmetcan arıyordu. Uzaklaştım biraz, açtım.

K: Efendim aga
Ah: Ne oldu lan
K: Abi çok kötü, ben söyleyemem bunu
Ah: Öğrendin mi sebebini
K: Evet öğrendim, öğrenmez olaydım, içim yanıyor şu anda
Ah: Pgibolojisi mi gitmiş de intihar etmiş ne olmuş
K: Selinin bir erkek arkadaşı Mayıs ayında Selinle tartışmış, Tayfunlar dövmüş çocuğu falan. Sonra çocuk Seline
Ah: Sakın bana
K: Evet, tabi eğer o geldiyse aklına

Ahmetcandan uzunca bir süre ses gelmedi. Sadece nefes alıp verdiğini duyuyordum.

Ahmetcan "Ben arayacam seni" dedi kapadı, sesi mesi gitti çocuğun. Döndüm diğerlerinin yanına, kimsede ses yok. Aleyna kaldırımda Tayfunun yanında oturuyor, Sena Aleynanın dizine yatmış. 2 gün önce Senaya kan bıçak düşman olan Aleyna, Senayı dizine yatırmış sakinleştirmeye çalışıyor.

K: Sena
S: Efendim King
K: Bir şeye ihtiyacın var mı
S: Hayır, teşekkür ederim
T: Ben hallediyorum olanları merak etme
K: Beraber halledelim bundan sonra
S: Gerek yok
A: Bana da söyleyebilirsin bir şey olursa
S: Yok, teşekkür ederim

Ahmetcan yine aradı beni, Senayı sordu yanımda dedim, verdim telefonu Senaya "Ahmetcan seni istiyor" diyerek, kalktı Aleynanın dizinden aldı telefonu.

Baya bi konuştular, sonra telefonu kapatıp bana geri verdi Sena. Hastanede yattığım günlerde yanıma geldiğindeki çöküklüğünün sebebi belki de buydu, içinde esen fırtınalar dışarı vurmuştu belki. Oturdum Senanın yanına, sarıldım. Salih abi camdan seslendi bize, içeri çağırdı kalktık girdik. Çocuk ve ailesi gitti biz girdikten bir kaç dakika sonra, kaldık orada sadece tanıdıklar. Sessizliği Mustafa abi bozdu

M: Soramadım da, sen nasıl oldun King toparlayabildin mi
K: Beni boşver abi sen şimdi, sen nasılsın onu söyle
M: Gördüğün gibi be King, işte nasıl görünüyorsam öyleyim eksisi artısı yok
S: Evet sen nasıl oldun
K: iyiydim az öncesine kadar
S: Aleyna, eğer sorun olacaksa Kingin yanından kalkıp
A: Ne sorunu, bekar adam istediğinin yanına oturabilir
K: Sussan hani
S: Bekar derken
An: Sırası mı şimdi bunun, boşanacak onlar
Sa: Hayırdır King
K: Çok uzun hikaye abi ya, cidden boşverin bizi. Yeri ve zamanı değil
Sa: Peki
K: Tayfun söyledi Selinin olayını
Sev: Toparladı dedik, az da olsa unutturduk dedik ama başaramamışız demek ki

S: Bu arada Ahmetcana teşekkür ettiğimi söylersin King müsait olunca
K: Neden ki
S: Toplu konuşma yapmış, Cansu ve Burakla da konuştum bir yandan
K: Ha anladım
S: Sağ olsunlar bir şey olursa söyle dediler bana
K: Eh, bir zahmet desinler liseyi beraber okuduk o kadar
Sa: Senin arkadaşların mı
M: Neydi komandolar mı
K: Yok be abi ne komandosu, mahşerin atlıları
M: Hah onlar işte, tanıyorsunuz siz de
Sa: Tamam çıkardım şimdi, onlar nasıl King, iyiler mi
K: iyiler abi, Burakla Aylin evli Almanyadalar, 1 tane kızları var söylemiş olmam lazım. Cansu da Kanadada, Temmuz ayında düğününe gittik, düğün dediğim nikahına
Sa: Anladım, Allah mutlu etsin
An: Biraz dışarı çıkalım mı Sevgi, hava alın biraz, hem dolanırız
Sev: Fazla durmayalım ama
An: Tamam merak etme

Annem, Sevgi abla, Salih abi ve Mustafa abi kalktılar dışarı çıktılar, bir saate geliriz dediler bize, biz kaldık evde 4 kişi.

T: Siz niye boşanıyorsunuz
K: Abi açmayın şu konuyu lütfen ya, ben bunu konuşmak için gelmedim buraya
S: Benim yüzümden, dimi
K: Ne alakası var saçmalama
S: Ben öyle olduğunu düşünüyorum
A: Boşver, anlatmaya değmez
K: Heh bak değmez evet, o yüzden salla, boşanıyoruz işte gitti bitti, bu kadar. Bu arada burada sigara içebiliyor muyduk

Sena kalktı küllük getirdi bir tane, benden önce o yaktı. Aleyna da yaktı, Tayfun da yaktı, en son ben de yaktım bir tane.

T: Sena yurtdışına gitmek istiyor
S: Evet istiyorum, bu ülkede neden kalayım ki artık, kim kaldı burda
T: Biz neyiz, bostan korkuluğu mu
S: Off, o anlamda demediğimi çok iyi biliyorsun Tayfun
A: Tayfun güzel bir soru sordu
K: Ya siz düne kadar kanlı bıçaklı düşman değil miydiniz Aleyna, ne oldu birden bire
A: Bir şey olmadı King, ilkokul arkadaşımın yanındayım sadece
K: Ha peki
S: Benim onunla hiç bir zaman alıp veremediğim olmadı, bazı istisnalar hariç. Ne olduysa hep kendisi yaptı bugüne kadar
K: Bence hiç girmeyin o konulara, çıkamayız içinden

Sena bir süre sustu sonra başladı anlatmaya "Pazar günü babam aradı beni, dedi ki Selin intihar etti. inanmadım ilk başta, şaka yapıyor sandım. Arkada annemin bağırmasını duydum, dayım da yanımdaydı söyledim ona, apar topar toplandık geldik. Annemi o kadar zor sakinleştirdik ki, kendimizi bıraktık ona yoğunlaştık sadece. Odada Selin'i yerde kanlar içinde yatarken bulmuşlar, boğazını kesmiş. Yatağın üstünde de bir kağıt, kağıtta "Ben daha fazla dayanamıyorum, sürekli üstüme titrediniz, teşekkür ederim ama yapamıyorum artık, kafamdan o günü, o anları bir türlü atamıyorum. Ruh gibi hayat sürmektense bu şekilde gitmek daha iyi olacak, en azından acılarım dinecek. Hepinizi seviyorum" yazıyordu, ben de okudum kağıdı. Bir kaç kez bayılmışım, sonrasında beni de zor sakinleştirdiler. Bakmayın sakin durduğuma, cidden ağlamaya başlarsam durmam. Dün mezara koyduk Selini, gitti, geri gelmemek üzere gitti" dedi, ağlamaya başladı tekrar. O anlatırken benim de gözümden yaşlar inmeye başlamıştı tabi, herkes tekrar sustu, kimseden çıt çıkmıyordu Senanın ağlaması dışında "Mutfağa kadar gidiyorum ben" dedi kalktı.

K: Ne yapmalıyız bilmiyorum
A: Yanında olalım mümkün olduğunca
K: Dimi
T: Bence de, yalnız hissetmemeli kendini
K: Şu geldiğim noktaya bak, zerre his yok içimde ona karşı ama yanında durmak istiyorum
T: Dur, seni tutan ne ki
K: Hiç bir şey
T: O zaman problem yok, dur istediğin kadar

Kalktım yerimden, mutfağa gittim, baktım Sena oturmuş masaya boş boş bakıyor bir yere, karşısına oturdum.

K: Bugünden itibaren ne olursa olsun hepimiz yanındayız tamam mı, ben de dahilim buna
S: Teşekkür ederim, King bu arada boşanmanıza üzüldüm
K: Boşver onu sen
S: Benim yüzümden dimi, söyle lütfen
K: Senin yüzünden olması veya olmaması neyi değiştirecek
S: Belki çok şeyi, Aleynayla konuşup vazgeçirebilirim, yapabilirim bunu
K: Ben istiyorum boşanmayı, o değil

Şaşırdı Sena, muhtemelen beklemiyordu böyle bir şeyi.

S: Anladım, hayırlısı olsun ne diyeyim
K: Bursaya ne zaman döneceksin
S: Bilmiyorum, bir kaç hafta kalırım burada sanırım. Ne kadar zor buraya geldiğimde kardeşimle kaldığım odada tek başıma yatmak
K: Yanıma gelsene

Geldi yanımdaki sandalyeye, elini tuttum.

K: Belki zor olacak, bak unutacaksın demiyorum unutulacak bir şey değil ama acını en azından
hafifleteceksin, ben elimden geleni yapmaya hazırım bunun için
S: Teşekkür ederim, ne kadar olaylar yaşamış olsak da eskisi gibisin biliyor musun
K: insanın içi değişmez
S: Doğru. Umarım bu şekilde olmak sende bir şeyleri alevlendirmez
K: O iş yaş, onu geçeceksin, yaş olduğuna eminim
S: Bak bunu duymak güzel, neden dersen ben artık tamamen ümitsizim sana karşı, ben de istemem bir şeyler hissetmeyi

Senanın gözü kapıya döndü, arkamı döndüm Aleyna gelmiş. "Valla ne dersen de, beni tanıyorsan anlarsın" dedim "Bir şey mi dedim ya sen de, sorun yok" dedi

K: Ben sana borçluyum Sena, bu şekilde borcumu ödemek istiyorum
S: Ne borcu
K: Benim kaza geçirdiğim gün, ki hala hatırlamıyorum ne oldu nasıl oldu, sen olmasaydın şu an yoktum büyük ihtimalle
S: Ya King saçmalama ne borcu(Güldü), borçlu falan değilsin bana. Ben sadece sevdiğime iyilik yaptım. Evet ümidim yok, belki de istemiyorum ama bu seni hala bir yerde sevdiğim gerçeğini değiştirmiyor
K: Yaranı deşmek gibi olmasın ama sana bir sorum olacak
S: Tabi, buyur sor
K: Bana neden söylemedin Selin'in yaşadığı olayı
S: Konuşmuyoruz ki, nasıl söyleyeyim
K: Doğum günümde konuştuk
S: Boşver ya, oldu bitti zaten bir önemi yok
K: Belki haberim olsaydı en azından ben de Selin'in yanında olurdum
S: Diyorum ya, boşver. Bursaya döndükten sonra pasaport almak istiyorum bir tane
K: Hangi ülkeye gitmek istiyorsun
S: Bilmiyorum, neresi olursa
K: Annenler ne diyor bu işe
S: Maddi konuda destekleyecekler sadece, o kadar

Annesi ve babasıyla arasının neden bozuk olduğunu soracaktım "gibtir et özeldir" dedim, vazgeçtim sormaktan. Senanın telefonu çalmaya başladı, annesiymiş arayan, 10-15 dakikaya geliyoruz diyip bizi sormuş.

S: Senin annenle baban nasıl
K: Annemle aram pek iyi değil o yüzden onu bilmiyorum, babam gayet iyi
S: Aa niye iyi değil
K: Annem salak saçma bir adamla evlenecek ondan
S: Ha anladım, özel mesele
K: Eh
S: Geldiğiniz için teşekkür ederim, az da olsa iyi geldiniz
K: Ben öğrendiğimde kahvaltımı bıraktım annemin yanına geldim işte
S: Aç mısın şu an
K: Yok değilim, sağ ol
S: Peki, kalksana ayağa bi, bakalım hatırlayacak mısın

Anlamadım ne demek istediğini ama kalktım sandalyeden

O da kalktı yerinden, bugüne kadar kendisinden başka hiç kimsenin yapamadığı şekilde sarıldı bana, bu sefer sevgili değildik ama yine de iyi hissettirmişti bana, suratından anladığım kadarıyla ona da.

K: Kaç sene geçti, hala mı
S: Evet, tabi şu an bir anlamı yok ama
K: iyi geldi mi sana
S: Eh, şöyle böyle
K: Biraz daha öyle kalırsan işler değişecek biliyorsun dimi
S: Evet biliyorum (Bıraktı beni). O yüzden bırakıyorum
K: Garip, his yok öyle boş boş sarıldın
S: içimden geldi
K: içeri geçelim mi, annenler de gelir zaten birazdan. Bak yüzün az da olsa gülüyor şu an
S: Farkında değilim
K: Ben farkındayım ama

Salona geçerken bana ilk ayrıldıktan 4-5 gün sonra o şekilde sarılmasını hatırladım, içim çok hoş olmuştu, ama şimdi tepki yok, gerçekten ölmüş Sena benim için. Görünüşe göre ben de onun için öyleydim. Tam oturduk kapı açıldı, geldi annemler. Ne yaptığımızı sordular, sonra biz sorduk onlara, oturmuşlar bir yerde sadece. Tayfun herkesin içinde bana "Kalsana burada bu gece" dedi, şaşırdım başta

K: Yok canım olur mu öyle şey
Sa: istiyorsan kalabilirsin, sen de öyle(Anneme baktı)
An: Kalabalık etmeyelim şimdi
Sev: Aslında kalmanız iyi olur, hem dertleşiriz biraz
K: Aleyn...
A: Ben dönerim Bursa'ya merak etme
K: Yok beraber döneriz
A: Kalmak istiyorsan kal sorun değil gerçekten
K: Bilmiyorum
S: ister git ister kal, sen bilirsin
K: Tayfun sen
T: Ben buradayım abi daha
K: Bilmiyorum ki ya

Annemin yüzüne baktım "Sen bilirsin" der gibi bakıyordu. "Ben kalmayayım ya, Aleynayla dönerim ben annem kalacaksa kalsın" dedim

Sena da, Salih abi de, Sevgi abla da, Mustafa abi de ara ara ağlıyordu sessizce, hepimiz bunun farkındaydık. Annem kalmaya karar verdi, bana da çok ısrar ettiler ama hayır dedim ama akşama kadar kalırız, akşam döneriz biz dedim, tamam dediler. Saatlerce konuştuk, konu az da olsa dağılmış gibiydi ama en ufak bir şeyde bile çöküyorlardı, ki bu aşırı normal bir şey. Ben elimden geldiğince hatırlatmamaya çalışıyordum ama boşa uğraşıyordum.

K: Bizim vize kabul edilseydi iyi olacaktı
Sev: Neden reddedildi ki
K: Bilmiyorum, red diyip gönderdiler
M: Amerikaya dimi yine
K: Evet abi, kuzenim, ehliyetim, arabam falan orada ya ondan
M: Hayırlısı, umarım gidersin tekrar bir an önce
K: Bakalım bizim şu boşanma muhabbeti açıklığa kavuşsun da
Sa: Daha olmadı mı
K: Hayır
Sev: Aleyna çok sakin duruyor
A: Suçluyum çünkü, nedenini boşverin
K: Öyle, biliyor kendini

Aslında Aleynanın gelmesine gerek bile yoktu, en azından ben öyle düşünüyordum ama hala anlayabilmiş değilim, niye böyle samimi oldular anasını satayım. Hava biraz kararmaya başlayınca Aleynaya "Kalkalım biz" dedim, Salih abi "Ben sizi otogara kadar zütüreyim çocuklar" diye ayaklandı, ne kadar gerek yok desek de dinletemedik. Sena da geleceğini söyledi, annemle, Sevgi ablayla ve Mustafa abiyle vedalaştıktan sonra çıktık evden 4ümüz, bindik arabaya.

Sa: Keşke kalsaydınız
K: Yok abi dönelim biz daha iyi olur
Sa: Siz bilirsiniz
S: Tekrar teşekkür ederim geldiğiniz için
A: Dediklerimi unutma, bundan sonra en ufak bir şeyde arıyorsun beni
K: Senden önce beni arayacak, avucunu yalarsın

Sena gülmeye başladı

S: ikinizi de aramam
A: O niye
S: Rahatsız etmem, niye rahatsız edeyim
K: Duymamış olayım
A: Aynen ben de

Salih abiye sigarayı sordum, yak dedi.

Bir yerde Salih abinin zorlandığını fark ettim, adamın keyfi yok nasıl araba sürsün. "Çek kenara abi" dedim, hayırdır dedi çekti, ben geçecektim şoför koltuğuna ama izin vermedi ehliyetim yok diye.

K: Abi ver ben süreyim sıkıntı çıkmaz
Sa: Polis çevirmesi falan olursa sıkıntı çıkar, bırak kullanıyorum ben
K: Zorlanıyorsun ama
Sa: Bir şey olmaz, geçecek, bunlar da geçecek
K: Peki abi sen bilirsin

Tekrar çıktık yola, zaten pek bir şey kalmamıştı otogara kadar.

S: Aleyna
A: Buyur canım
S: Hatırladın demek ilkokul arkadaşın olduğumu
A: Şimdi mi söylüyorsun bunu, hiç unutmamıştım ki sadece kıskanç birisi olduğum için o şekilde davranıyordum
K: Kıskanç
A: Evet kıskanç, beğenemedin mi
K: Bir şey derdim de, neyse

Geldik otogara, baktık 40 dakika sonrasına araç var, aldık iki bilet. Tayfun aradı beni biletin parasını verirken.

T: Abi iki dakika markete gittim uçmuşsunuz ya
K: He ya, hava karardı ya kalkalım dedik
T: Neyse sağlık olsun, kendinize iyi bakın, görüşelim yine bir ara
K: Olur ayarlarız, sen de iyi bak kendine

Sena Salih abinin yanında durmaktansa bizim yanımızda duruyordu, büyük bir şey olmalı ki araları bu kadar kötü olsun. içim içimi yiyordu ama sormamakta ısrarcıydım, bir noktadan sonra tamamen vazgeçtim sormaktan "Beni ilgilendirmez" diyerek. Hiç tek kelime konuşmadan arabada oturduk 10-15 dakika, sonra ben "Siz gidin, biz perona yürüyelim ufaktan" dedim. Vedalaştık, indik arabadan

S: Bursada görüşür müyüz
K: Bilmem, sen dönene kadar gitmemiş olursam, neden olmasın
S: iyi peki, dikkatli gidin, iyi yolculuklar
A: Sağ ol

Aleyna koluma girdi, o şekilde geldik perona, otobüsün gelmesini bekledik, daha doğrusu otobüsün saatini. Otobüse bindik, bir kaç dakika vardı ki Burak aradı.

K: Efnedim kanka
B: Aga Sena nasıl
K: Gülüyor da yalandan, içi acıyor belli, ama çok normal
B: Eh yani, bak lazım olan bir şey olursa ona ben de hallederim buradan
K: Biz de hallederiz o dert değil
B: Abi çok üzüldüm ben duyunca ya
K: Ben de öyle
B: Hani empati yapayım diyorum yok
K: Tecavüzün empatisi olmaz, olamaz
B: Aynen öyle

Otobüs hareket etmeye başladı, bense Burakla konuşmaya devam ediyordum.