indiğim durağa geri gelip karşı yönden otobüse bindim ve Hürriyet'e döndüm, otobüsten indiğim yerde Sena ve Mustafa abiyi gördüm, ellerinde bir kaç poşet vardı muhtemelen erkenden yılbaşı hazırlığı yapıyorlardı, eğer öyleyse Sena burada anldıbına geliyordu bu, yılbaşında da ailesi gelecekti. Onlar beni görmeden uzaklaştım oradan, evin önüne geldiğimde anahtarı evde unuttuğumu hatırladım. Annemin gelmesine daha çok vardı, babamda kalabilirdim ama okul kıyafetlerimin ve ders kitaplarımın tamamı annemin evindeydi, terasa kadar tırmanabilirdim, daha önceden bir kez yapmıştım bunu yan binanın kalın doğalgaz borusundan terasa kadar çıkmıştım, kimsenin görmediğinden emin olduktan sonra boruya tutundum çıkmaya başladım, bir buçuk metre kadar yükseldikten sonra geri düştüm, Hasan abi camdan bana seslendi.

H: Nabıyosun evladım sen delirdin mi
K: Ya sorma Hasan abi, anahtarı evde unutmuşum biliyorsun annem de Bulgaristanda, tırmanmaya çalışıyordum terasa, oradan eve girerim çünkü
H: Haa, dur bekle merdiven getireyim ben sana
K: Vallaha mı, çok iyi olur be, ama oraya kadar yetişecek m..

Çoktan içeri girmişti sözümü bitirmeden, muhtemelen duymamıştı da dediğimi. Bir kaç dakika sonra elinde büyük bir merdivenle geldi yanıma, dayadı duvara ama bir problem vardı, terasın ön tarafı çıkıntılı olduğu için merdiven alt tarafından pencerenin üstüne dayanıyordu ve benim oradan terasa ulaşmam çok zordu. Borunun olduğu taraf en uygunuydu ama oraya da merdiveni dayayamazdı duvarın şeklinden ve borudan dolayı.

H: Ne yapıcaz, çıkamaz mısın sen oradan
K: Yok abi nereye çıkıyorum baksana yarım metre en az çıkıntı var, keşke şu boru tarafına dayayabilsek merdiveni
H: Yok oraya dayanmaz bu, dur bakayım Gürsellerin evinin çatısından bir kat aşağıya atlayabilir misin
K: Yok abi bacağımı kesin kırarım, sol bacağım zaten sıkıntılı ya benim neredeyse 2 aydır, üstüne düşersem mort olur o bacak
H: Hadi ya, aa bir dakika, Ali(Mehmet'in babası) ya bir baksana sana zahmet
A: Buyur
H: King anahtarı evde unutmuş, çatıdan girerim diyip borudan tırmanmaya çalışmış ama düştü, merdiven de olmuyor. Sende daha büyük merdiven var mı baksana bi elimdekine
A: Var abi bekle getireyim
H: Hah tamam
H: Bak sorunun çözüldü
K: Ben düşe kalka tırmanırdım abi borudan niye ayaklandırdık ki herkesi
H: Oğlum deli misin sen, kafayı mı kırdın düşeceksin sakat kalacaksın, borudan çıkılır mı hiç
K: Daha önceden çıkmıştım
H: Tecrübelisin yani
K: Aynen abi

Kapının neden kapalı olduğunu düşünürken kış aylarında olduğumuz için kapalı tuttuğumuzu hatırladım, aşağı indim kapıyı tuttuğum gibi terasa çıkardım duvara dayadım, terasın üstü kapalı olduğu için yağmur veya kar yağdığında bir şey olmayacaktı ama merdivenler buz gibi olacaktı en azından kapı yeniden yapılana kadar. Anahtarı iç kapının üstünde unutmuşum öğlen çıkarken çıkarmamışım oradan, açtım kapıyı annemi aradım direkt anlattım durumu olduğu gibi ve hiç bir şey demedi, ben gelince yaptırırız dokunma sen dedi, tamam dedim bende. Yarın okula gitmeye karar verdim, bu akşam da dershaneye gitmeyecektim ama kendi kendime söz verdim odamda "Yarından itibaren okul ve dershaneyi ciddi bir şey olmadığı sürece aksatmak yok" diye, mutfağa geçip iki tane sigara içtim, canım sıkılıyordu ama ne yapacağımı da bilmiyordum. Üç kez kontrol ettim anahtar cebimdeydi, hiç üstümü değiştirmeden çıktım evden okula doğru yürümeye başladım, çıkışa yetişmek istiyordum ve yetişmiştim de bir ara koşarak gittiğim için, hem spor yapmıştım tabi buna ne kadar spor denirse, beni görünce şaşırdı bizimkiler.

C: Nerdesin sen be
K: Burdayım işte
C: Ee yoktun tüm gün
K: Dün dedim ya gelmem diye, gelmedim işte alla alla
Ah: Hocalar seni merak ediyor olum haberin olsun
K: Ne yapayım yani ederlerse etsinler, ben bunları duymak için gelmedim buraya, sizi görmeye geldim
A: Ay yesinler görmeye gelmişmiş, sanki senelerdir görmüyor
K: Aylin sana buradan bir çakarım neye uğradığını şaşırırsın
B: Eve girmeyi nasıl başardın sen onu söylesene
K: Kapıyı kırdım amk, üçüncü tekmede kapı merdivenden aşağı indi haha
B: Başka seçeneğin yoktu
Ah: Ne yaptın la tüm gün sen dışarıda kalmışsın bir de
K: Zeliha'nın okuluna gittim
A: King
K: Efendim Aylin
A: Neyin peşindesin sen
K: Neyin peşindeyim hiç bir şeyin peşinde değilim, neyse gelin de uzaklaşalım şuradan biraz.

Okulun köşesine geldik.

K: Hiç bir şeyin peşinde değilim Aylin neyin peşinde olabilirim ki
B: Zeliha ile ilişkileri başlayacak onların, ondan gitti yanına
K: Zeliha ile ilişkim başlayacak, peki benim bundan haberim var mı aga
B: Gidişat onu gösteriyor
C: Ben yanlış anlamadım dimi
K: Yok doğru anladın da, ilişki falan başlamayacak aramızda yok öyle bir şey
Ah: Bak sen öyle mi
K: Bana ne zaman böyle baksanız bazı şeyleri açıklama gereği hissediyorum, bakın şimdi ben bugün Zeliha'nın okuluna gittim, çıkışta bir şeyler içtik muhabbet ettik biraz, elimi tuttu o kadar
C: Elini tuttu
K: Hee tuttu, nolmuş

Yarın tatil olacağı ve bugünde senenin son günü olduğu için öğlenden sonra okul olmayacaktı, bu hepimiz için sevindirici bir haber olmuştu. Bir seneyi daha bitirecektik bu akşam, havada şaşırtıcı şekilde fena değildi, arada bir esiyordu sadece ve bulutluydu ama yağış yoktu ve gözükmüyordu da. Akşam için ne yapacağımızı konuşuyorduk okulun önünde. En sonunda dışarıda topluca bir yere gitmeye karar verdik, ne de olsa aynı yerde bulunup beraber kutlayacağımız son sene olacaktı büyük ihtimal. Ailelerin de bir şey diyeceğini sanmıyorduk bu isteğimize, anlayış gösterirler diye düşündük. Akşama doğru haberleşmek üzere dağıldık evlerimize, evde yemeğimi yedikten sonra bilgisayarın başında biraz zaman geçirdim, saat 3e gelirken babam aradı beni, akşam ne yapacağımı sordu, arkadaşlarla beraber dışarıda olacağımı söyledim tamam dedi. Babamla konuşmam bittikten sonra Burağı aradım.

K: Lan keraneci nerde buluşuyoruz biz şimdi
B: Daha kimseden haber yok nerede ve kaçta olacağına dair
K: Ee amk biz dağılmadan niye düşünmedik ki bunu şimdi herkesi tek tek arayıp sormak gerekecek
B: Ona gerek yok ki olum, bir saat belirleriz mesela atıyorum 7 veya 8, buluştuktan sonra kararlaştırırız nereye gideceğimizi
K: Evet, mantıklı geldi şu an bu dediğin
B: Ne giyecen sen akşam
K: Smokin giyecem aga, yeni yıla smokinle girmek istiyorum çünkü
B: Çok komik amk, ya gömlek mi uzun kol mu karar veremedim ben amk
K: Normal ne giyiyosan onu giy işte olum niye bu kadar detaylı düşünüyorsun giyim konusunda, gören de Almira'ya gidiyoruz ondan bunu konuşuyoruz sanacak
B: Senin komikliğin üstünde bugün, neyse onu bunu bırak şimdi de Zeliha ile konuştun mu sen
K: Yok konuşmadım niye ki
B: Akşam için planı yoksa söylesene o da gelsin
K: O ne alaka şimdi amk
B: Sen ara sor amk arkadaşımız değil mi sonuçta
K: Lan gibik, Zeliha arkadaşımız da Gürkan, Orhan falan arkadaşımız değil mi onlara niye haber vermiyoruz
B: Sen araaaaa, belki gelir amk ne uzatıyosun
K: iyi tamam ararım sorarım
B: Saat konusunda 7 veya 8 dedim ya ben, diğerlerine de söyleyeyim mi şimdiden ona göre hazırlık yapsınlar
K: Olur aga söyle, 7 erken olur, 8 iyidir
B: Tamam o zaman, sen zaten her saat ve her yere uygunsun o yüzden yeri diğerleriyle kararlaştırıp sana da söylerim
K: Söyleyecen tabi, hadi sen ayarla o zaman yeri, konuşuruz sonra yine
B: Tamam aga, görüşürüz

"Bir de ne giyecen diye soruyor, sanki kız istemeye gidiyoruz" diye söylendim telefonu kapattıktan sonra "Harbiden lan ne giymek lazım acaba" diye dolaba gittim, önüme ilk gelen uzun kolluyu aldım üstüme sonra dedim tamam oldu bu iş.

Alacağımı aldım ve geri döndük, ben ikinci birayı söyleyiverdim birden. Tek elim masanın üstündeydi, diğer elimde masanın altında Zeliha'nın elini tutuyordu. ikinci şişeyi de içtim, saat 11 buçuk gibi telefonum çalmaya başladı, baktım Salih abi arıyordu, hızlıca mekandan dışarı çıktım, yan tarafa geçip açtım telefonu.

S: King nasılsın
K: iyiyim abi sen nasılsın
S: iyiyim ben de, konuşamadık bayadır, ayrılmışsınız Sena ile
K: Öyle oldu abi ya, kendisi istedi ayrılmayı
S: Biliyorum olanları geçmiş olsun bu arada
K: Sağ ol abi teşekkür ederim
S: Nerdesin nabıyosun
K: Arkadaşlarla FSM'deyiz abi, içiyoruz öyle bir şeyler
S: içiyoruz öyle bir şeyler derken, alkol mü
K: Evet abi, sigara alkol takılıyoruz öyle
S: Ne zamandır içiyorsun sen
K: Sigara yaklaşık 1.5 aydır, alkol de ikinci kez içiyorum işte öyle
S: Anladım, neyse iyi seneler diliyorum sana, kendine dikkat et bak Sevgi ablanın, Mustafa abinin selamı var sana
K: Sen de selam söyle abi size de iyi seneler, siz de kendinize dikkat edin, görüşürüz umarım sonra
S: Görüşürüz

Zeliha arkamdan gelmiş beni dinliyordu.

Z: Sen öyle aniden fırlayınca önemli bir şey var sandım ben de geldim, kimdi arayan
K: Önemli birisi değil ya bir abim, yeni yılımı kutlamak için aramış
Z: Anladım, bittiyse konuşman gel geçelim içeri

Elini tuttum ve bana sarılmasını söyledim, orada sarıldı bana hiç bir şey demeden, neden diye sormadan, ben de ona sarıldım.

K: Zeliha, acaba biz yapabilir miyiz
Z: Ne yapabilir miyiz
K: Sen ve ben, birlikte olsak, ilişki anlamında
Z: NE
Z: Sen ciddi misin King
K: Evet çok ciddiyim
Z: Şey bu çok büyük sürpriz oldu hiç beklemiyord...

Dudağından öptüm onu orada, yaklaşık 5 dakika falan orada öpüştük, neredeyse fısıldayarak konuşmaya başladık.

Z: Sanırım ciddisin sen
K: Evet, ciddiyim ve merak ediyorum acaba yapabilir miyiz diye
Z: Yapabiliriz hatta en iyisini bile biz yapabiliriz, sadece bana güvenmeni istiyorum
K: Ben zaten sana güveniyorum onda bir sorun yok, ben kendime güvenmiyorum sadece
Z: Neden peki
K: Biliyorsun işte söylettirme bana
Z: Tamam anladım ben, olsun belki silmeyi başarabilirim, bana denemem için izin veriyorsan ben hazırım buna.

Bu sefer o öptü beni, bir kaç dakika sonra Ahmetcan'ın sesini duyduk.

Ah: Olum nabıyosunuz siz burda delirdiniz mi gelsenize içeriye
K: Öyle ne geliyorsun olum korktuk lan
Z: Yerimden zıplayacaktım az kalsın
Ah: Merak etmeyin ne yaptığınızı görmedim, kördüm o saniyelerde ama şu an görüyorum, hadi gelin içeri birazdan başlayacak her şey.