/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5
    ÜST EDiT: HiKÂYE BiTMiŞTiR! iYi OKUMALAR!

    insan en çok duygularını içinde saklayınca kendini bulma fırsatını yakalıyor. içimdeki duygu şuan memnun olmam gereken bir hadisenin içinde olduğumu 20 milyon tane spermin çıkışa ilk önce varma mücadelesi kadar sertçe vuruyordu bütün organlarıma.

    Aldırış etmedim, geri teptim, soğuk kaldım. Bunun sonunda masamdaki diğer 3 kişinin sınırlı ve bir o kadarda hırslı yüz ifadelerini gözümden kaçıramadım. KAZANMIŞTIM!

    Hemde çok kazanmıştım. Farkında bile değildim, buraya ne için gelmiştim şimdi ne olmuştu? Omuzlarımdaki iki narin eli yeni hissetmeye başlamıştım. Yüzümde bir kaşıntı, heyecan vardı karşı koymayacağım kadar. Adamlar bana garipser bir tavırla bakmaya devam ederken masadaki düzeni, üstün galibiyeti görmeye başlamıştım.

    BEN KUMAR OYNAMASINI BiLMEZDiM! Sanki bedenimi, vücudumu başka biri kukla niyetine oynatıyordu ama bütün kontrol bendeydi. Yoksa kendi kendimin kuklası mı olmuştum?

    \\\"gibtir et! Nasıl olduysa oldu, kazançlı çıktım ya gerisini boşver.\\\"
    ···
  1. 2.
    +2
    Rez alsam mı
    Neyse alıyorum
    ···
  2. 3.
    +1
    Hdsyjnn nzokuyin
    ···
  3. 4.
    +1
    Diğer kişilerin masamıza göz tecavüzü yapması sonucunda rakiplerimin her birinin büyük kişiler olduğunu anlamıştım. Sağımdaki top sakallı, orta halli görünen –sandığıma göre adı Vehbi- bana, “Seninle biraz konuşabilir miyiz?” dedi. Cevap vermedim bir süre gözlerinin içine baktım, dayanamadı çekti gözlerini. “Üzgünüm! Bir yere yetişmem gerek.” dedim. “bu saatte nereye yetişmeniz gerekiyor? Sadece bir dakikanızı alacaktım.” Dedi. Çok önceden AliExpress’ten uygun fiyata sipariş verdiğim saatime baktım. Saat 03:48’i gösteriyordu. Bir şey demeden oradan hızlı adımlarla çıkmaya çalıştım. Kapıya varma çabası içerisinde kan ter içerisinde kalmıştım.

    Dışarıyı iyi bir gözümle taradım. Neresiydi burası? Neredeydim ben? Hemen güvenliğe sordum “Burası tam olarak neresi?” Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara cevabını alınca donakaldım. Ben en son istanbul’da Şişli’deki 2+1 evimdeydim.
    ···
  4. 5.
    +2
    Buralarda nerede otel bulabileceğimi sordum. Az ileride sağda tekelin oradan dönünce 100 metre yürüme mesafesinde bir yer söyledi. “Taksi çağırın.” Dedim.

    Taksiye atlayıp otele sürmesini istedim şoföre. Zar zor atabilmiştim adımlarımı odaya.

    ilk işim bir duş almaktı, çok kötü kokuyordum. Ayaklarımı hissetmiyordum. Mermere oturarak duş almaya çalıştım, zordu ama az çok rahatlamıştım. Duştan çıkar çıkmaz direk attım kendimi yatağa. Ne açık olan pencereleri nede yaşadığım durumu düşünecek, zihnimi harekete geçirecek tek bir belirti hissetmiyordum, HiSSEDEMiYORDUM…
    ···
  5. 6.
    +1
    iyi başladı %100 fight club izlenmiş
    ···
    1. 1.
      0
      Hep izlemek istemişimdir ama bir türlü zaman olmadı
      ···
    2. 2.
      0
      izle knka
      ···
    3. 3.
      0
      Evde internet yok ki pampa. Bende hücreselden gönderiyorum hikayeyi
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 7.
    0
    Uyandım, kalktım, kahvaltı söyledim. Yedim, doyurdum karnımı. Bir daha düşündüm yaşadıklarımı. Gerçek miydi? Ben kumar nedir bilmezken oraların tanınan adamlarını nasıl halt etmiştim? D… du… durrr..! paralar nerede? Hah burada. Bunları saymam ve bu esrarengiz olaylardan nasıl sıyrılabileceğimi öğrenmem gerekiyor. Şuan kafam çok karışık.
    Paraları saymaya gerek kalmadı çünkü sayamayacağım kadar çok para vardı. Telefonumu kontrol ettim, şarjı bitmek üzereydi. Şarj makinesi alıp odaya geri çıktım. Bir yandan telefonu şarj ediyor bir yandan telefondan en son neler yapmışım onları kurcalıyordum. Seda kim? Okan? Buse? Şule? Sanki beynim yıkanmışçasına hiçbir şeyi doğru dürüst hatırlayamıyor, anlayamıyordum. Benim evime dönmem lazımdı. Pgibolojim bozulmak üzere. Zaten bozuk ki, benim evime dönmem lazım. Evime.. dönmem. Laz… “Noluyor bana? Yere mi düşüyorum? Kimse yok mu? Göz kapaklarımı tutamaz oldum. YARDIM EDiN!! Sesimde çıkmaz olmuş.”
    ···
  7. 8.
    0
    bence bunları kafadan yazıyosun hiç bi yaşanmışlığı yok
    ···
    1. 1.
      0
      Kurgu zaten
      ···
  8. 9.
    0
    Gözümü açtığımda beyaz ışık hariç hiçbir şey göremiyordum. Galiba ölmüştüm. Kumar oynadım, günaha girdim. Hem de o kadar büyük bir günah ki ertesi güne ölecek kadar zamanım vardı. Ah noluyor?
    “Merhaba, beni görüyor musun?”
    Buda neydi şimdi ölmemiş miydim?
    “Peki ya duyabiliyor musun?”
    Doktor mu lan bu?
    Noluyor lan? Biri benimle taşşak mı geçiyor? Beyaz önlük giyip organlarımı mı alacaklar? Çok konuştum. Buda ne? Bari beni kaçırdınız ellerimi ve ayaklarımı niye bağlamadınız salaklar? gibicem ama ha! Kaç gündür ne oluyor bana? Biri izah edebilir mi?

    “Hey! Dur dur. Nereye kalkıyorsun? Daha tam olarak kendinde değilsin.”
    “Burasıda neresi? Şimdi anladım hastanede miyim?”
    “Evet ama kalkmaman lazım.”
    Yav dıbına koyim iyiyim ben
    “AHHHH!! Başım!”

    Doktor taburcu edileceğimi söylediğinde hastanedeki 3. Gecemi sonlandırmış oluyordum. Otele geri döndüm, her şeyi toplayıp, ücreti ödeyip defolup gittim havaalanına. ilk istanbul uçağına atladım geldim benim mülke. Apartmanın kokusu bile en son hatırladığım kokuyla aynı. Birde şu çingene çok olmasa apartmanda huzurlu bir yer olacaktı burası. 23 kişi kalıyor 2+1’de dergi kapağı kılıklılar. Neyse…
    ···
  9. 10.
    0
    Özlemişim evimi. Nedense yaşadığım yerle ilgili bir farklılık sezemedim. Sadece yatak odamdan sütyen çıkmasa iyi olurdu. Yine yattığım gibi uyudum direk. Uyku düzensizliği yaşamaya başlamıştım. Bunu düzeltmem lazımdı.

    Uyandığımda karşı binadaki Mahperi yine her zamanki gibi balkona çıkmış Marllborasından çektiği dumanı bütün yorgunluğu bırakırmışçasına üfleyerek cezbetmişti beni.

    E-sigaramı özlediğimi fark ettim onun dumanı üfleyişini görünce. Doldurdum likitini, geçtim bende balkona. O da yeni bir dal yakıyordu, bana keskin bir bakış attı, arkasını döndü. Takmadım bende onu. Düşüncelere daldım geçtiğimiz günlerde yaşadığım olaylarla ilgili. Hiç anlam veremiyordum neden Ankara’da olduğuma. Aslında Ankara’da bulunmadan öncede neler yaşadığımı dahi hatırlamıyordum, beynim internet erişimini kesiyordu düşündükçe. Türk usulü denedim. Beynimi kapatıp yeniden açmayı denedim, olmadı. Böyle bir şey mümkün değildi.
    ···
  10. 11.
    +1
    dinliyorum sıkılmadım
    ···
  11. 12.
    +1
    ilginç, takipteyim.
    ···
  12. 13.
    0
    Dilimin üstünde biraz yanmışlık hissedince küçük teknolojik sigaramı masaya bırakıp içeriye geçmek için kalkıyordum IKEA’dan alınmış olan sandalyemden. Son kez, içeriye geçmeden kuşların çığlıkları arasından baktım Mahperiye. O da bir dal daha yakmış balkon demirine yaslanıp bana bakıyordu. Bu kadar ciddi ne düşündüğümü merak ediyordu galiba. Gözlerinin içinde bulunca gözlerimi, elindeki sigarayı düşürdü. Ne yapacağını şaşırınca içeriye kaçtı.

    Paraları alıp bankaya yatırmaya gidecektim. Çantayı alıp çıkmak için yatak odasına girdim.
    “Yatak odasına bırakmamış mıydım ben çantayı? Dur bakim. Salonda da yok. Nerede lan?”
    Baktım, baktım, baktım, baktım, baktım ama hiçbir yerde bulamadım çantayı. Aklımı kaçırmak üzereydim. Salona geçtim. Biraz şarkı dinlemeye ihtiyacım vardı. Hoparlörde XXXTENTACiON – CHANGES çalıyordu. Hiçbir şeye inanamaz olmuştum.
    ···
  13. 14.
    0
    Son ses açtım şarkıyı şuan gerçekten bilincim yerinde mi? Gerçek miyim? Diye. Ne zaman son ses bir şeyler açsam çingeneler şikayete gelirdi. Bu sefer gelmediler. Durdurdum şarkıyı. Sessizlik ile gürültüde anlamak istiyordum ne olduğumu. Pencereyi açtım, aşağıya baktım. Bir sürü çocuk –çoğu çingenelerin ahlak yoksunu çocukları- bağıra çağıra oyun oynuyordu. Kafamın içinde sanki bir balta varmışta dışarıya çıkmak için kafatasıma vuruyormuş gibi hissediyordum. Kapadım bütün dış dünyayla olan bağlantılarımı, devam tuşuna dokundum. Şarkı çaldı, çaldı, çaldı. En sonda bitti ve diğer şarkıya geçti. Kulaklarımda çınlayan bu harika ses ve şaheser BILLIE EILISH – IDONTWANNABEYOUANYMORE idi. Telefonumu elime aldım. En azından birilerini arayıp neler olup bittiğini öğrenmeyi diliyordum. Ne Seda ne Okan ne Buse nede Şule telefonumda gözükmüyordu. Telefonu attım duvar saatine, kırıldı ikisi de.

    Dümdüz, tabutta taşınır gibi uzandım koltuğa. Şarkının sonlarına doğru kapadım gözlerimi. Kapadım değil, kapatmak zorunda kaldım. Acı çekiyordum açık tuttuğum sürece. Şuan neredeyim bilmiyorum. Belki ben bile bir hayal ürünüyümdür. Kimse varlığımdan bile haberdar değildi… YAŞIYOR MUYDUM?
    ···
  14. 15.
    0
    Okuduğunuz için teşekkür ederim...
    Aklınızda kalan soru işaretlerini cevaplayabilirim.
    ···
  15. 16.
    0
    Up up up
    ···
  16. 17.
    0
    Up up up
    ···
  17. 18.
    0
    Up up up
    ···
  18. 19.
    0
    Up up up
    ···
  19. 20.
    0
    Up up up
    ···