1. 1.
    0
    divan edebiyatı türklerin i̇slam dinini benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı edebiyattır. arap ve fars edebiyatlarının etkisi altında gelişmiştir. bu etki, arapça ve farsça sözcüklerin önce türkçe, sonra osmanlıca'ya girmesinin yanı sıra, bu dillerin anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle de kendini gösterir. bu akımın "divan edebiyatı" olarak adlandırılmasının nedeni, şâirlerin, şiirlerini divan denen el yazması kitaplarda toplamış olmalarıdır[kaynak belirtilmeli].
    kur'an’ın arapça olmasından dolayı pek çok toplumun (kültürü ve) dili değişime uğramıştır[kaynak belirtilmeli]. i̇ranlılar, 9. yüzyılda edebiyat ürünlerini, "yeni farsça" diye adlandırılan bir dille vermeye başlamışlardır[kaynak belirtilmeli]. fars edebiyatı'nın bu ürünlerinden türk edebiyatı büyük ölçüde etkilenmiştir.
    öte yandan, anadolu'da kurulan türk devletleri, resmi yazışma dili olarak arapça ve farsça’yı kullanmışlardır[kaynak belirtilmeli]. bu durum, edebî dilin değişmesine de yol açmış; özellikle saray çevresindeki şairler ve yazarlar, yapıtlarını arapça ve farsça yazmaya başlamışlardır. osmanlı devleti döneminde arapça ve farsça'nın yoğun etkisinde kalmış olan osmanlıca dili, divan edebiyatı'nda kullanılan ana dildir.
    ///

    divan edebiyatı'nda nazım birimi

    ///
    nazım, sözlük anlamıyla "sıra", "düzen" demektir. ama divan edebiyatı'nda nazım dendiğinde şiir anlaşılır. divan edebiyatı, daha çok şiir türünde örnekler içerir ve düzyazı eserler azdır. divan şiiri, kurallarını arap ve fars edebiyatı'ndan alan aruz ölçüsüyle (vezniyle) yazılmıştır. bununla beraber, nedim ve şeyh galip gibi bazı şairlerin hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerine rastlamak mümkündür[kaynak belirtilmeli]. divan şiirinde daha çok kur'an, hadisler, muhafazid ve kutsal kişilere ilişkin rivayetler, tasavvufun ortaya attığı sorular işlenmiştir. divan şiirinde, türk kültürüne ilişkin ögelerden de yararlanılmıştır.
    divan şairi, yukarıda belirtilen konuları, aruz ölçüleri (vezni) içinde ve -çok yaygın bir biçimde- beyitler halinde yazmıştır. tek satırdan oluşan dize ya da mısra, genelde şiirin en küçük birimi iken, divan şiirinde, en küçük birim beyit, yani iki mısradır. sözcük olarak beyit “ev” anldıbına gelir[kaynak belirtilmeli]. mısra ise, çift kanatlı bir kapının kanatlarından her birine verilen addır[kaynak belirtilmeli].
    aruz ölçüsünde (vezninde) açık ve kapalı heceler çeşitli kalıplarda, kendilerine özgü bir düzen içinde sıralanır. şairler eserlerini yazarken seçtikleri kalıba mutlaka uymak zorundadır[kaynak belirtilmeli]. aruz, esas olarak hecelerin uzunluğu ve kısalığı temeline dayanan bir şiir ölçüsüdür. i̇lk kez arap dili ve edebiyatı uzmanı fatih erduran tarafından kullanılmıştır[kaynak belirtilmeli]. türklerin i̇slamiyet’i kabul etmelerinden sonra medrese kültürü ile yetişen şairlerin farsça’yı edebiyat dili olarak benimsemeleri, aruzun türk edebiyatına da girmesini sağlamıştır.
    aruz ölçüsü nazım şekillerine göre değişik kalıplarda kullanılır. örneğin; rubaî nazım şekli ahreb ve ahrem adı verilen belli aruz kalıplarıyla yazılabilir. rubai'de mısralar; a+a+b+a şeklinde kafiyeli
    Tümünü Göster
    ···