Artık durum tamamen içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Ve ben sarhoştum bu gece aklımda acaba ile eve gidemezdim. Ailemin desteği ve herşeyden vazgeçmem evli bir insan için olmamalıydı. O kapıyı çalıp o eve gidecektim. Sonumun ne olacağı önemli değildi. Ama ev baktığım ailemi karşıma aldığım, ebruyu sildiğim, düzenimi bozduğum insan başkasının olmamalıydı. Bunun cevabını ne olursa olsun öğrenecektim. Çünkü kaç yaşında olursan ol ailene her dk evlenecem diyemezsin. Onlarda seni desteklemez her dk ve babam evde gelinini bekliyordu tanışmak için yemek filan yapmıştı (aşçıbaşıdır kendisi) Ev temişlenmişti baştan aşağı misafir gelecek diye ve etin en iyisi salata mazemelerinin en tazesi alındı. Her şey onu iyi ağırlamak için bir bir düşünülmüştü. Telefon açtım esraya ve ya o gelecek yada ben gidecektim. Ağladı ve ben evliyim dedi. Esra beni kızdırma ben en az senin kadar sinirliyim dediğimde ben evliyim diye ağlamaya devam etti. Yani ben evli birini ailemle tanıştıracaktım ve onlar evli biri için bana bu kadar destek çıktılar.. Ve ben evli birine aşık oldum.. ilk kez gibişmeyi değildi ciddi bişeyleri düşündüm. Ve sokağın ortasında hayatımın kazığını yedim. inanmadım evlilik cüzdanını istedim. Atmadı ve tehdit ettim. Hani o abisi varya mekanda beraber içtiği bana arada resim çekinip attığı işte o kocasıymış.. Onla evlilik cüzdanlarını istiyormuşum demekki ben.. Cüzdanı atmadı ama düğün resimlerini attı. Halen aklım almıyordu bana bu hayalleri neden kurdurduğunu anlayamıyordum. Bu zamana kadar ahını aldığım kızların bütün ahı çıkıyordu.. Üzülmedim demek isterdim ama ciğerim söküldü. Evlenirdim aslında çevremde çok güzel kız vardı ve derdim yediğim kazık değildi. Ailemin desteğinin boşa oluşu ve benim bunu onlara nasıl anlatacağımı düşündüm. Sonraları çok aradı. Ayrılmak üzerelermiş aynı yatakda bile yatmamışlar aylardır. Babasının mirası yüzünden ayrılmasına izin vermemiş dövmesinin sebebi beni öğrenmesiymiş. O gece arkadaşımda kalacam diye çıkacakmış. Adamda galiba bişeyleri sezmiş. Bir kaç kez arandım onun eski numarasından bi erkek aradı abi mal geldi mi gibisine kim olduğumu sorguladı resmen. Ha korktum mu hayır.. Zaten kapattım o defteri en fazla numaramı değişirdim Tabi yeni numarasından halen aramaya devam etti. O evi istediğini benle yaşamak filan söyledi ama umrumda değildi. Çünkü süte leke bulaştımı içilmez mundar olur. Bende telefonlarına bakmadım ve buluşmadım mesajlarıın cevaplamadım. Ebrunun koynunda unutmaya çalıştım herşeyi geldiğim gibi kürkçü dükkanına döndüm.

Okuduklarınızın tamamı gerçektir. Yazmakta çok düşündüğüm anısına s*kuyum diyip gaza gelip bi gece yazdığım bir hikayedir. Okuduğunuz için teşekkürler beyler.

Buda böyle bi huurla anımdır.

Esranın başına gelen olay benimde hayatı sorgulamama sebep oldu ve ebrudan iyice uzaklaştım hani derler ya limanı yakmak diye tam olarak yaptığım oydu.. Ebru benim kaçacak kapım sığınacak limanımdı.. yeni heycanlara girmek istemediğimde kadınımdı .. yeri izi belli sadece bana ait ve hesapsız tripsizdi.. bulunmaz limandı işin aslı ama ben o limanıda yaktım. Ebru ise arada arıyor ağlıyor ve sadece gelecekte ne yapacağını bilmediğini söylüyordu. Üç hafta kadar süre geçti babasının ölümünün üstünden ve abisi mal kavgasına başlamıştı. Çünkü artık babası ölmüştü ve istediği gibi at koşturabilirdi. Esra mal kavgasından kaçmak için ankaradan uzak olamayan yakın bir şehirde akrabalarının yanına gitti ve orda abisinin telefonlarından kurtulmak için kendini benimde ulaşamayacağım bir hale getirdi. Abisi durmadan arayıp malları bölüşüp bir an önce evrak işlerini halletmeleri gerektiğin~~söylüyordu ve esra acısını yaşamaktan başka bişey düşünmüyordu.. Olan anlam vermem imkansız gibiydi artık bir evlat nasıl olurda babasının 40 günü dolmadan bu dertlere düşerdi.. Esra yağan kar yüzünden 2 hafta sonra geleceği şehirden gelemediğini haber verdi. Artık gözümde tüter bi halde bekliyordum gelişin .. Esra çok rahat bi şekilde telefonda konuşuyor hatta istersem beraber bir ev alıp yaşamak istediğini dile getirmeye başladı. Bu benim için kolay bir seçim değildi çünkü bu yaşıma kadar hep kendi ayaklarım üstünde durmuştum. Kolay değildi hatunun altında ezilmek. Ev alabilecek durumum olsa zaten beklemezdim. Herşey iyice karmaşık bir haldeydi. Esra abisi tarafından artık tehdit edilmeye başlanmış gelirlerdeki hisselerinin kazancını bile alamaz oldu. Esra artık yakın bir zamanda gelmeliydi ama abisinin bişeyler yapacağı bes belliydi. Esra ankaraya geldi sonunda o gün görüşmek üzere sözleştik ve babama bir misafirim olduğunu ve onu tanıştırmak istediğimi söyledim babam bu konuya sevindi bile ve esraya bizim yan binada boş bir daire buldum. Bizde kalacağı geçenin sabahında bakacaktık o daireye ve sessizce esra oraya taşınacaktı. Hem ailem hemde esra elimin dibinde olacaktı. Esra kuaföre gitti ve akşam iş çıkışı onu alacaktım bana resim attı çok güzel olmuştu gene ay parçası gibiydi ve artık onu bana ait hissetmeye başlamıştım. Abisi akşam işten döndü biz telefonda konuşurken bir anda telefon kapandı ve ben esradan 2 saat kadar haber alamadım ve telefonu açtığında bana acilen fotoğraf atmasını istedim ve zorlada olsa attı çünkü o eve girip onu alacağımı biliyordu. inattım ve beni tanımıştı. O masmavş gözlerin içi kan çanağı olmuştu altı mosmordu ağlaya ağlaya aşkım kapatacam onu babanlar anlamaz inşallah diyordu.. Canım nasıl yandıysa hemen 2 3 bira aldım beklemeye başladım ve evlerine dogru yaklaştım. Daha sonra amcası geldi kavgayı duyup ve esra çıkacağını amcasının ona yardım edeceğini söyledi. Beklerken içtim ve içtikçe delirdim en son hatırladağım babamı arayıp herşeyi anlattığım oldu.. Babam adam gibi adamdır ve kızı al getir bırakma ite köpeğe dedi. Artık abisine bile şişeyi sokacak hale gelmiştim. Annemle telefonda bir kaç kez konuşmuşmuştum bu konuyu onlarda aşiret bi soydan geldiğimiz için al gel kızı burda bi hayat kurun dediler. Ailem bu yaşıma kadar ilk kez bi konuda arkamda durmuştu ve ben malını mülkünü gibeyim tek istediğim esraydı. Saatlerce bekledim ve artık sabrım kalmadı esrayı aradım artık tek duymak istediğim geliyorum demesiydi. Gelemeyeceğini söyledi ve bir an düşünmeye başladım acabalar geçti aklımdan bir anda ben kendimi bu kadar ateşe atarken ve hayatımı yıkarken yaptığım şey ne kadar doğruydu.. Çünkü hiç bişey bilmiyordum hakkında ne facebook kullanırken gördüm nede başka ona ait bi belge kimdi kim değildi bilmiyordum.. Esra sen kimsin ya in misin cin misin o evde ne dönüyor söyle başladığım konuşmada esra bir anda sessizleşmeye başladı ve bunu yarın konuşalım ne olur yarın konuşalım dedi... Sonra ağlamaya başladı ve ben evliyim dedi.. Kızgındı bana ve bunu beni kızdırmak için söylüyordu.. Çünkü bu imkansızdı geceleri sabaha kadar konuştuk bütün gün mesajlaştık ve buluştuk herşeyi üst üste koyunca bu imkansızdı.

Sabah oldu uyandım ağzımın yanından klagib akan miğde rahatsızlığımdan dolayı gelen sıvının ıslaklığı ile uyandım. O sıvı benden ebrunun göğüslerine akmıştı bu demekti ki gece miğde asitim baya yükseldi alkolden ve yemekten dolayı. Ebrunun memeleri nerdeyse ağzımda uyandığımda ilk düşündüğüm şey bu memelerin hayaline bile erişemeyeceğimi düşünürken lisede şimdi o memeden o memeye geziyordum. Uyandığım salona geçtim. Bizim ibibik uyanmış başım ağrıyor kenkee napalım diyordu. Dıbısına koyum bu sorular beni bayıyordu ve ebru bile bana bu soruları sormazken kaan ibibiği sorup beni geriyordu. Ebru bile bu soruyu soracak kadar yakın hissetmezken ben ne ara kaanı gibtiysem bu yetkiyi kendinde buluyordu. Pabinilo diye bir müzik varya evde çalmaya başladı ve ben sabah sabah kaanı gibecektim nerdeyse çünkü; Kaan tam bir apaçiydi ve bu çalan onun zil sesiydi bordo pantolonuna zıçtığımın ibibiği.. Arayan kaanın babasıydı ve günlerden dükkandaki malı sayma günüydü. Kaan salağı bir kaç güzel hatuna daha telefonun bile almadan bir kaç parça kolye filan hediye edince babasıda her pazar dükkanda personel çalışmamasına rağmen malları sayıp oğluna dükkan anahtarı verme konusunda doğru yada yanlış yapıp yağmadığını kontrol ediyordu. Kaan ibibiği ipek gömleğini içine soka soka patlıcan moru ayakkabılarının topuğuna basarak gibtirip gitti. Kahvaltı alışkanlığım çok yoktur ama edesim geldi o gün ve ebrunun hazırlanma süresini düşününce hemen vazgeçtim. Gün içerisinde haber vermeden gitmişsin vs gibi bir muhabbet dönmesin diye evde kağıt kalem aramaya başladım. Burası öğrenci eviydi ama kağıt yoktu. Selpak aradım oda yok peçete aradım yok en sonunda tuvalet kağıdından koparıp üstüne ÇOK GÜZEL UYUYORDUN KIYAMADIM BEBEĞiM yazıp hemen çıktım. Tuvalet kağıdınıda bulamazsam artık ebrunun pedlerine yazacak kadar çaresizdim. Evden çıkıp hemen telefonu uçak modundan çıkardım ve malum şebekeden durmadan arayanların mesajları geliyordu. Esrayı aradım hemen acilen gel ne olur gel dedi ben ne olduğunu sorduğumda babasının öldüğünü söyledi. Daha sonra abimler burda akrabalar filan boşver gelme ama sana ihtiyacım var dedi. Biraz telefonda konuştuk kendisinin bişeye ihtiyacı olup olmadığını sordum. Yapabileceğim bişey olup olmadığını sordum. Tek dayanağı olan babası ölmüş ve esra çaresizdi. Gölgesine sığındığı tek çınarıydı çünkü. Abisi ile arası iyi değildi. Olacakların fitilinin yandığını ne o nede ben bilmiyorduk.

Telefonu açacak iken kaanın mesajı geldi aklıma (Kenke naber yeaaa cumartesi gecesi sen ebru ile kalırken ben kimle kalacam olummm.. ) Yani bugün cumartesi gecesiydi ve kurduğumuz planı uygulayıp uygulamadığımı merak ediyordu. iki ucu taklu değneği tutmuştum. Yeni gelinin gibi tuttuğu gibi hırsla ve korkuyla.. Telefonu açacağım sırada karşıdan godzilla gibi gelen ebruyu gördüm resmen betonu delmek için topuklarını vura vura geliyordu. Tabi 90 beden memitoların torba yoğurt gibi her adımda zıplayışından hiç bahsetmiyorum bile. Erşaaan ne tak yiyosun sen diye bi bağırdı kapıdaki güvenlikler olsun caddede müşteri bekleyen taksiciler o sırada ordan geçen eşcinseller , değnekçiler , büfeciler kim varsa bize bakmaya başladı. Bu çıkacak fırtınanın habercisiydi ve bende bu fırtınanın seyircisiydim. Çünkü ebru yatakda bile inlerken bütün binaya duyurduğu için 7 öğrenci evi değiştirmişti. Yani sessiz bi tartışma olmayacaktı ve bize artık bu insanlardan başka o semtin karakolu bakabilirdi ancak. Sen ne tak yiyorsun. Akşamdan bu zamana boynuma bile sarılmadın , ben senin el çantan mıyım (erkeklerde böyle bi gereksinim olmadığını bilmiyor amk sanki) gibi kelimeleri sıraladıktan sonra gözlerime baktı. Şimdi sıra bendeydi akşam üzeri babaannemin rahatsızlandığını o yüzden canımın sıkkın olduğunu eve geçmem gerektiğini söyledim. Durumuma üzülüp hemen sarıldı özür diledi benden tamam belki aramızda düzenli bir ilişkimiz yoktu ama yılların fuck buddysiyiz ve her takından ilk ben koşarım çünkü ebrunun bende emeği çoktur yeri geldi benim yüzümden ev değişti diyemeyecem çünkü hep benim yüzümden ev değişti. Esra çıktı çıkalı meydana ne aradım ne sordum ve yanında olacağım yarın diyince çocuklar gibi sevindi ve akşam olanları haketmedi. Sarıldım ebruya çıkacağımı söyledim mal kaanı ebruya emanet ettim çıktım hemen oradan esrayı aradım saat 1.5 a geliyordu. Bende en mantıklısını arabada yatmak olduğunu düşündüm çünkü bizim evdekiler gece eve hiç geldiğimi bilmezdi. Arabada yatacakken telefonum çaldı arayan ebruydu karakolda olduklarını bana ihtiyacı olduğunu söyledi. Arabaya bindim gece bomboş caddelerde olabildiğince hızlı küçükesat karakoluna geçtim. Karakola vardığımda ebru sinirden kapıda sigarasını içerken buldum yosun zaten gibtirip gitmiş ne olduğunu sorduğumda yosun denen ibik eski kırığını görmüş ve yakınlaşmışlar bizim ibibikde bunu gururuna yediremeyip hadi yosuncum evimize gidelim demiş. Kız terso yapınca bizimkini paket etmiş elemanda malın ağzı gözü çarşamba pazarına dönmüş. Kenkeeaa naber yaa bak sen gidince neler oldu diyordu halen Bizimkileri aldım çorbacıya geçelim dedim ebruya peki dedi masum bi şekilde bende şimdi bi olay çıkmasın dedim sen bi üstünü değiş gel diye yanaştım ebrunun öğrenci evinin kapıya bizim mal tabi alkolün ve dayağın etkisiyle bi güzel sızdı arka koltukta. Ebru üstünü değişip geldiğinde nerdeyse hava aldınlanacaktı. Benim çoktan uyumuş olmam lazımdu çünkü alkollü iken fazla ışık baş ağrıma sebep oluyordu. Telefonu artık uçak moduna aldım esra tekrar arasa ne açıklamasını yapabilirdim nede artık bir olayı dah kaldırabilirdim dünya yansa gibimde değildi. Ebrunun memelerinin arasında uyuyacaktım öğlene kadar planım kesindi. Hassasın yanındaki aspavada çorbamızı içip ssk (soslu soğanlı kaşarlı) dönerimiizi yedikten sonra eve geçtik bizim ibibik hemen uyudu zaten alkollü ilen 10 saat uyurdu. Ebru ile biz odaya girdiğimizde ebrunun pili bitmemişdi halen öpmeler saçımı okşamalar ve sırnaşmalardan belliydi. Ama benim pil bitmişti yorgundum ve aklım karışıktı iştahım yoktu. Ebruya kaanın haline bak ayıp olur diye geçiştirmeye çalışsamda (çıkardığı sesi kendide iyi bilir) Kabul etmedi ve kaanın daha arabada uçuşa geçtiğini top atsak uyanmayacağını söyledi. Aslında haksızda değildi kaanı şahin k ile yatağa soksak kendine gelemezdi. Ve sonunda yalap şalap dedikleri gözümü kaparım vazifemi yaparım tiyatrosunu hızlıya oynayıp.(bütün binayada erşaaan erşaaan diye inleyip) işimizi bitirdik.

Yapacak bişey yoktu artık olan olmuştu. Tamam kaybedecek bişeyim vardı artık ortada ama halen nefes alıyorsam herşey için bir şansım vardır diye bir felsefe edinmiştim kendime. Yani önce kaana olan borcumu ödemem lazımdı. Neyse bu arada hiç ses etmedim üstüne gidersem benim suçlu olduğum için peşinden koştuğumu sanacaktı. Ve en kötüsü gece klubündeyken ansızın arayabilirdi. Cumartesi sabahtan işlerimi halledip kaanı aradım akşam için hazır olmasını söyledim. Aslında kaanı dübüründün gibebilirdim ama adama borçlu iken bunu yapmam etik değildi. Çünkü borcu olupta bunu yapan adamlar genelde borcu örtbas etmek için yapıyorlar. Ve ben böyle bir adam değildim birde yanlış anlaşılmaya gelemezdim. Akşam kaanı aldığımda 4 tel göğüs kıllarını ortaya çıkaran beyaz ipek bir gömlek giymişti. Bu adamla arkadaşlığımı hiç anlamayamadım. Çünkü ben ne kadar iyi giyinirsem kadar apaçi giyiniyordu. Giyimindeki alt mesajı hep aynıydı Pere bende Peree... Anlayamayanlar için para bende para olarak belirtebilirim. Altına bordo pantolon ve patlıcan moru converse ile tam bir erkek müsvettesiydi. Çünkü ancak müsvette olabilirdi. Kaan benden uzun olmasına rağmen ince cılız ve çelimsizdi. Şaka yapsak bile canım acıdı leaan diye gözleri dolacak kadar narindi. Aslında kafamda ne ebru ne gece olacak pompa nede eğlenmek vardı. Tek derdim kaana girecek hesaptan olabildiğince içip kafama bişeyi takmadan sızıp kalmaktı. Gece başladığında ebru yanında yosun diye bir hatunla geldi. Hatunu tarif etmek gerekirse beyaz tenli yuvarlak popolu renkli gözlü bir hatundu. Mekanda bile dikkat çekecek kadar dekolteli giyimiyle dikkat çeken ama bi o kadar havalı bir tipti. Klagib para yiyici bir model oluşu hiç tanımadığı 2 adamla mekanda olmasından belliydi. Tecrübelerimden eminim ki o kocaman cüzdanın içinde 10 yada 15 tl taksi parası adı altında ayırdığı paradan başka parası yoktu. O parayla ancak gop dan kızılaya kadar inebilirdi. Gece ilerledikçe ebru benim soğukluğuma bozulup oda benim gibi içkiye kendini vermişti. Kaan kıza yaklaşmak istedikçe kız kaçıp gidecek o 15 tl ile evin yolunu tutacak gibi gözüküyordu. Kızla kaanın arasını yapmak hiç istemesemde; kaana tekrar işim düşebilirdi. Kızın dikkatini çekecek tek şey paraydı ve bu kaanda vardı. Kızın boynundaki kolyenin çok yakıştığını söyleyince gözü parladı. Ama para kasası ben değildim ve arkadaşıma yamuk yapmazdım. Kolyeden konuyu kaanların dükkanında buna benzer bi model olduğunu ve uğrarsa kaanın seve seve yardımcı olabileceğini söylediğimde kızın gözlerinde dolar işareti belirmeye başlamıştı. Gecenin sonu onlar için belliydi. Aslında ebruda benim gibi sızacaktı ama gözlerinden resmen ateş çıkıyordu. Çünkü o canım cicim ve kahkahalı muhabbetlere alışıktı. Şimdi ise bir silik gibi sadece içiyordu ve mutsuzdu. O sırada olmayacak bişey oldu ve esra aradı. Biliyordum ki içindeki öfkeyi kusup rahatlayacaktı. Ama açmazsam böyle mutlu olduğumu düşünüp benden soğuyacaktı. Ben dışarı çıkarken telefonu açmak için ebru tuvaletten dağılmış bir halde geliyordu. Çünkü hiç bu kadar uzak durmamıştım ona ve o'da bunun farkındaydı

Gözlerindeki yaşı sildim boynuma sarıldı omzuma yatırdı başını beni bırakma dedikten sonra deli gibi öpmeye başladı beni ve hazır karnımızda duydu ayının oynama vakti geldi diye kucakladığım gibi yatağa zütürdüm zaten boy olarak minyon olduğu için duvardan duvara ne kendimi ne onu vurdum. Yatakda ateşli bi şekilde öpüşmeye devam ederken elimi beline attım ve eteğinin fermuarını indirdim ve tabiki bunu yaparken pikeyi üstümüze çektim çünkü huur bile olsa ilkinde üstü açık yapamaz yapsa bile odaklanamaz isterse dünya güzeli olsun ve ben pikenin altından çıkardığım eteği attım sandalyemin üstüne doğru ki bi anda kalkıp vazgeçecek bile olsa zütü görüncek diye cayabilirdi bu şekilde (bunlar klagib tecrübe işte liseli binler örnek alın) üstündeki bodyi çıkardım dizüstü çorap vardı ten rengi beyaz alt üst takım (bu onunda hazırlıklı olduğunu gösterir) ve bembeyaz bir ten hayalini kurduğum hatun ile aramda sadece 2 parça kumaş kaldı. Artık herşeyi aşmıştım ve zafere doğru koşuyordum. Liseden bu zaman o yataktan kimler geçti bilmem ama kızın üstünde öperken fark ettim ki artık sunta kırılacak seviyedeydi ve ben+55 kilodan fazlaa bir kız yattığı zaman bu sunta finish çizgisine varmadan çatır çatır kırılacaktı. Sunta ile alakalı düşüncelerimi zihnimden gibtir edip saldırırcasına 1 2 3 4 demeden o saatlerin tadını çıkardım ve resmen onun için hayatımdan çıkardığım 2 huurdan sonraki bütün abazalığımı onda attım. Aslında tek kadınla olma fikri çok aklıma yattı. Çünkü onlar bizim gibi değil biz bir kez yapınca yetiyor ama onlar bir kez yapıp 2 günde bir yapacağına 2 kez yap ama hayvan gibi yap 4 günde bir olsun daha çok mutlu oluyorlar.(tecrübe ile sabit) Çünkü 2 günde bir yatağa girdiğinde işçinin mesaisine gittiği gibi gönülsüzce mesai dolsun maaş gelsin mantığı güdüyor insan. Ama özleyince sertleşiyorsun ve erkek gibi erkek çıkıyor içinden (ne demiş atalarımız kadını dostun gibi sev düşmanın gibi gib) Ben duşa girdiğimde o yorulmuş bi şekilde uyuyordu. Ve artık evden çıkma vakti gelmişti bizimkilerin eve geldiği saate yaklaşmıştık. Odaya geldiğimde sırılsıklam bir şekilde ağlıyordu. Ben yaptıklarından pişman oldu sandım bir an deli gibi kızdım kendi kendime çünkü pişman olacak bir insan bir kez yapar tamamda. Dört kez yapınca mı aklı başına geldi dedim bir an kızdım. Ne oldu diye sordum donuk bir ifade ile ve hiç beklemeden öyle bir tokat yapıştırdı ki ; o cılız bedeniyle omzundan gücü alıp o incecik parmakları nasıl yerleştirdiyse suratıma , taaa kulağım çınladı dıbısına koyum

Ne oldu diye sorduğumda giyinmeye başlayıp telefonumu bıraktı elinden ve bu şu demek oluyordu ki ; telefonumda hiç hoşuna gitmeyecek bişey görmüştü. Telefonu elime tuş kilidini açınca gördüm neden tokat yediğimi; bizim kaandan gelen Kenke naber yeaaa cumartesi gecesi sen ebru ile kalırken ben kimle kalacam olummm.. yazan mesajı gördüğümde hiç birşey diyemedim giyindim laf anlatmaya çalıştım ama olmadı üstünü giyindi koşarcasına çıktı evden ve ben arkasından onun gibi gidemedim çünkü varoş bi semtin standart bir binasındaydık mevsimlerden yaz ve millet bahçedeydi hemen dedikodum yayılırdı bütün semte çünkü bizim semtteki haberleşme fbi birimlerinde bile yoktu. Hay dıbısına koyum her iyi şeyin sonu tak mu olmalıydı. Neyse ki bu başıma ilk kez gelmiyordu asena gibi kıvıracaktım bunu ama nasıl ?