/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +128 -6
    Anlatacağım olaylar silsilesi 5 yıl öncesinden başlamakta. Üniversitenin ilk yılı altı kişi öğrenci evinde kaldıktan sonra bazı anlaşmazlıklar yüzünden ev dağıldı. Biz de zaten aynı evden arkadaşım Ahmet ile birlikte ev tutmaya karar vermis bulunmaktaydık. Ev tutma durumumuz kesinleşince Ahmet “Olm Zezima yata yata ev bulunmaz gel çıkıp arayalım” dedi. Olur dedim başladık ev aramaya.

    Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere küçük bir şehirde okuyoruz. 1-2 tane büyük caddesi ve o caddelerde yeni yapılmış yüksek apartmanlar var geri kalan yerler genelde dar ve kaldırımsız sokaklardan ibaret. Öyle ki sokak aralarında harabe haline gelmiş ama tarihi eser statüsünde olduğu için yıkılamayan eski konaklar falan var. Biz tabi önce yeni binalardan başladık ev aramaya. Ama gel gör ki fiyatlar el yakıyor mk. Daireler otel odası gibi dap dar. Yeni dairelerin çoğu ufak 1+1 daireler. Mutfakları dairenin kapısının yanına, koridora yapmışlar. Ufak banyosunda duşakabin, alafranga tuvalet ve ufak lavabo var. Adamlar apartmana ne kadar daire sığdırırsak kardır diye düşünüyorlar. Fiyatlar da 500-600. Belki size normal geliyordur bilemem ama bizim için aşırı pahalıydı mk.
    ···
  2. 2.
    +64 -1
    Biraz bekledikten sonra kapıyı yaşlı bir kadın açtı ama o kadar da yaşlı göstermiyor. Hem çok kibar bir hanımefendiydi, hem de çok düzgün bir Türkçeyle konuşuyordu. Konuşmasından kültürlü bir kimse olduğu anlaşılıyordu. Yaşına ragmen gayet güzeldi, “eminim ki gençken çok peşinde koşan olmuştur” diye aklımdan geçirdim..
    Bizi içeri buyur etti, çok sıcak karşıladı. Sabahtan beri ev aradığımızdan ama fiyatların çok pahalı olduğundan falan bahsettik, biraz kendimizi acındırılaım da çok fiyat söylemesin diye düşündük hehe.

    Kadın ben bu koca evde yalnız yaşıyorum, eşim ölmeden önce alt katı ayırıp kiraya vermeye başlamıştık. yeni evli bir çift oturuyordu geçen ay tayinleri çıktı 1 aydır boş ev dedi. Sizin gibi gençlere seve seve veririm. Yalnız yaşamak zor dedi. 300 lira nasıl iyi mi diye sordu. Millet 500-600 derken 300 çok iyidi hemen kabul ettik.
    ···
  3. 3.
    +45 -1
    Teşekkür ederim delikanlı, sana zahmet verdik dedi. Ben de ne demek bir şey yapmadım ki zaten dedim. Olsun dedi, evde bu işlerden anlayan bir erkek olmayınca çok zor oluyor hayat dedi. Ben de her zaman çağırabilirsin beni dedim. Ay sağol dedi koluma girdi bir yandan da yanağını omzuma yasladı. Ne yapacağımı şaşırdım ben de, hoşuma da gitti. O ana kadar olgunlardan hoşlandığım aklımın ucundan bile geçmezdi.

    Sonra kolumu bıraktı bu sefer ben kolumu attım sarıldım. Yüzüme baktı, çok güzel mavi gözleri vardı. Teni bembeyazdı. içimden yanlış zamanda doğmuşum bununla gençken tanışmalıydım dedim. Gözgöze bakıştıktan sonra dudaklarıma yapıştı. Çok hırçındı normal değildi. Dudağımı ısırmaya başladı. Şiddetini artırdı dudağım kan içinde kendimi geriye çektim.
    ···
  4. 4.
    +40 -1
    Biz böyle yeni binaların züt kadar dairelerine dünyanın kirasını istemelerinden iyice bıkmış bir şekilde yürürken kendimizi mahalle aralarında dar sokaklarda gezer halde bulduk. Olm dedim Ahmete, nerelere geldik lan çingen mahallesi falan olmasın buralar. Harbi oğlum lan sakata gelmeyelim dedi, güldük ikimizde. Oradan bi dayı bizim konuşmaları duymuş, “ne varmış yeğenim bizim buralada, çingen mingen olmaz burda” dedi tabi mahallesine laf atmamızdan dolayı da yüzünü ekşitti.

    Neyse biz biraz daha ilerledik. Şehrin tarihi harabe konaklarının olduğu taraflara gelmişiz. Harabe marabe ama aralarında sağlamlar da vardı, ne yalan söyleyim eskinin evleri öyle zarif öyle güzel ki şimdikilerde gram zevk yok yeminle.
    Hava hafiften kararmaya, gökyüzü güneşin battığı yönden hafiften kızıl bir renk almaya başlamıştı. Tarihi köşklere hayran hayran bakarken birden ortamın sessizleştiğini fark ettim. Arkama bir baktım bizim Ahmet yok..
    ···
  5. 5.
    +39
    Sağa sola bakındım bir iki dakka görünmüyor çocuk. Arayım bari dedim elimi attım cebe, telefonda 1 diş şarj kalmış Allahtan hala kapanmamış. Aradım çocuğu çalıyor çalıyor açmıyor. Ulan hava da karardı etrafta kimse yok. Kendi kendime, bu haberlerde gördüğümüz belediyenin açık bıraktığı çukurlara falan mı düştü acaba dedim. Geldiğimiz yöne doğru gitmeye başladım. Baktım marketten çıkıyor. Elinde sigara. Ulan hıyar nerdesin telefonu da açmıyorsun korkuttun beni dedim, sırıtıyor öyle. Ben sigara içmem buna da kızıyorum ara ara içiyor diye. Ulan o taku içcem diye beni teleşa sokuyosun dedim. Taam taam uzatma dedi.

    Dedim hava kararıyo yarın devam edelim aramaya. iyi dedi şu üst sokaktan dolanalım ordan baka baka gideriz dedik. Başladık eve dönmeye. Üst sokakta 2 tane üzerinde girilmez yazan eski köşkün ortasında sapasağlam görünen bir köşk daha vardı. 2 katlı bir bina, alt katının camında kiralık yazıyor. Dedim gel soralım şunu yeni daireler el yakıyor. Hem şöyle tarihi zarif bir binada otururuz dedim. Oğlum o bina dökülüyodur lan dedi. Yine de soralım fiyatı ucuzdur belki dedim. Çaldık kapıyı..
    ···
  6. 6.
    +38
    Beyler yerde kan lekesi vardı lan. Hem de az buz da değil. Bayağı yer kan olmuş. Kalktım musluk falan akıtmıyo dedim. Aama yerde leke var bu ne böyle dedim. Vişnesuyu konsantresi yapmıştım yaz başında. Dün vişnesuyu şişesi devirdim ama orayı temizleyememişim demek ki dedi.

    Seni de yorduk gel içerde dinlen dedi. Geçtik içeri oturduk. Salonda 1 tane üçlü koltuk 2 tane de tekli koltuk vardı. Ben üçlü koltuğa oturdum. Bu da geldi dibime oturdu.
    ···
  7. 7.
    +34
    ya mk kimse okumuyo ben napıyım, kendi kendime mi yazıyım
    ···
  8. 8.
    +32 -1
    Dışarısı karanlıktı kapıya yaklaştıkça o heybetli adamın yüzü belirginleşmiyordu. Hala bir gölge gibi görünüyordu. Dışarıya çıkar çıkmaz arkasındaki yüzlerce kişinin aslında binlerce olduğunu farkettim. Belki de daha fazla. Ben dışarıya çıkınca hepsi uğuldamaya başladı. Sesler tüm meydanda yankılanıyordu. Liderlerinin yüzü hala bir gölge gibiydi. Diğerleri önceden insanlardı ama liderleri hiç insana benzemiyordu. Ben dışarı adım atar atmaz liderleri elimi tuttu ve bayıldım.

    Ne kadar süre bilincim kapalıydı bilmiyordum. Bana neler yaptılar biilmiyorum. Bizim evde gözlerimi açtım. Ev yerinde duruyordu. O ev beni dehşete düşürdüğü için kendimi hemen sokağa attım. Aynı sokaktaydım. Sokağın kenarında top oynayan çocuklar vardı. Köşe başında oturan bir dilenci vardı. Her şey normal gibiydi dükkanlar açıktı. Hayat devam ediyordu. Arkama baktığımda bizim evin tek katlı olduğunu gördüm.

    Bu imkansızdı olaylar tüm açıklığıyla aklımdaydı. Rüya veya hayal değildi bunlar. En son hatırladığım liderlerinin elimi tutmasıydı. Hemen elime baktım. Elimde kara bir iz var. Böyle bir el büyüklüğünde sanki gölge gibi. Ne yapacağımı düşünürken hemen şehir meydanının yanındaki camiye koştum. Her şey yerindeydi, cemaate sordum bu caminin camlar kapılar kırılmamışmıydı diye hayır nerden çıktı o dediler. Etrafa bakındım dün ölen dayı orda, dayı nasılsın beni hatırladın mı dedim? Hayır dedi. Şaşırdım kaldım. Boynun nasıl dedim. Sen nerden biliyorsun benim boynumu? dedi. Sabah uyandığımdan beri ağrıyor gece tutulmuş, soğukta kaldık heralde dedi.

    Ben neyin ne olduğunu anlamamış biçimde etrafa bakarken imamla göz göze geldim. Bana kızgın bir şekilde uzun süre baktı. "Bir daha buraya gelme, başımıza bela olma. Her şey senin yüzünden!" dedi..
    ···
    1. 1.
      +2
      Pnp lutfen devam et
      ···
  9. 9.
    +32
    Ev eşyalıydı, böyle anneanne evinde olan eski koltuk takımı falan vardı. Bizim de ufak tefek eşyalarımız vardı onları da getirdik. Facebooktan öğrenci ilan sayfalarından falan ekgiblerimizi o hafta tamamladık. Ertesi hafta da zaten dersler başlayacaktı.
    Pazartesi ben ilk hafta zaten ders olmaz diye gitmedim, Ahmet ben giderim oğlum ne olur nolmaz dedi gitti. Ben Ahmete kıyasla biraz daha asosyal sayılırım. Evde yatıp laptopla takılmak bana her zaman daha cazip geliyor. O yüzden ben ilk hafta okula gitmeme kararı aldım. Ahmet gitti ben de o zamanlar sadece ilk sezonu yayınlanmış olan game of thrones’u duymuştum. Evde onun ilk bölümünü başladım izliyorum harbi baya sardı. Tam bölüm sonunda Jaime ile cersei’nin sahnesi var bilen bilir orda tam benimki istemsiz bir şekilde kalkmıştı ki kapının çalmasıyla irkildim. Bizimki bişey unuttu heralde diye düşündüm gittim kapıyı açtım ev sahibemiz Nihal Hanım elinde kek tabağıyla gelmiş. Ben kapıyı açmaya gittiğimde unutmuşum çadırı dikmiş bir vaziyette kapıyı açınca kadına rezil olduk.
    ···
  10. 10.
    +31
    Kapıya doğru yaklaştım içeri adımımı attığımda yine bizim ev sahibinin salonunda buldum kendimi. Mutfak kapısı açıktı, mutfağın ampülünden gelen ışık salonu hafiften aydınlatıyordu. Fiskosun üstündeki abajur yerdeydi bu sefer mor bir ışıkla yere yatık halde yanmaya devam ediyordu. Salondaki iki adet tekli koltukta bir kadın bir erkek oturuyorlardı. Üçlü koltukta ise onlardan daha genç biri uzanıyordu. Baygın veya ölü olmalıydı.

    O loş ışıkta önce yüzlerini tam seçemedim ama kadının ev sahibi diğerinin de kocası olduğunu anladım. Kocasının göğsünde saplı bir bıçak vardı bıçağın ucundan hala kan damlıyordu. Daha sonra üçlü koltukta hareketsiz bir şekilde uzananın Ahmet olduğunu farkettim. Dehşete kapıldım, geri Ahmetin odasına dönmek istedim, odada o dilenci kadın vardı. Ben tam kapının önündeydim. Arkamı dönünce kadınla burun buruna geldik. Yine yüzündeki peçeden yüzü anlaşılmıyordu. Gözleri yine insanın içini ürpertiyordu. Biraz geri çekildi ve gözlerimin içine bakarak odanın kapısını yüzüme kapattı.
    ···
  11. 11.
    +31
    Kimse neyin ne olduğunu bilmiyor, karşımda olayların farkında olan birini gördüğüm için gidesim gelmedi, nereye gidecektim ki? Hoca buradan git demesine rağmen gitmedim. Neler oluyor bir şey anlamıyorum dedim. Hocaya yaklaştım dur dedi, Bana yaklaşma sen lanetlisin.

    Ne oluyor hocam ne laneti ya ben hiç bir şey anlamadım olanlardan kafayı yiyecem nolur bana yardım et dedim. Elin dedi, sen de artık onlardansın. Hoca elin deyince elime baktım, elimdeki leke bileklerime kadar yayılmış. Noluyor hocam bu ne dedim korkulu bir ses tonuyla. Yardım edin hocam Allah rızası için dedim. Sana ben yardım edemem dedi. Bu gece bu iş bitecek. Bir daha bu camiye gelme! dedi.
    ···
  12. 12.
    +28
    Kapıyı açtım bu sefer koridor da merdiven de yoktu. Kapı direkt yatak odasına açıldı. Yatak odasının ışığı yanıyordu, bir baktım yatakta bir adam oturuyor. Takım elbiseli, iyi giyimli kır saçlı bir adamdı. Avuçlarını yüzüne almış üzgün bir şekilde yatağın kenarında oturuyordu.
    Elimde bıçak var hala arkamda da kadın. Adam kim bilmiyorum sordum kimsin diye. Benim sesimi duyunca birden yüzünü bana çevirdi.

    Sen ne arıyorsun benim evimde ulan dedi hafif bir ses tonuyla. Sonra da o benim karım ulan! diye bağırdı. Yataktan kalktı üstüme doğru yürüdü. Çok korktum birden refleks ile elimdeki bıçağı göğsüne sapladım. Adam birden dengesini kaybetti. Nihal! Karıcım! diyerek içeri doğru gitti. Göğüsünden akan kanlar yerlere bulaşmaya başladı. Mutfağa doğru yöneldi. Kanlı ayak izleri mutfağın zeminine geçti. Sonra mutfağın ortasına yığıldı.
    ···
  13. 13.
    +27 -1
    Hocam noluyor millet nereye kayboldu? dedim. imam ağlamaklı gözlerle bana baktı. "Gittiler" dedi. Nereye gittiler, noldu? Kafayı yiyecem.
    imam dedi: "Onlar geldiler, artık varlar yok, yoklar var. Gidenler gelir, gelenler gider. Duranlar kaçar, kaçanlar durur. Ölüler yaşar, diriler ölür!"

    Donup kaldım bir şey anlamadım. Sonra amcanın biri sen buradan değilsin. Sen buraya ait değilsin! Sen uğursuzsun! Dengeyi sen bozdun! Senin yüzünden! dedi. At bunu dışarıya hoca, at bunu bu buraya ait değil dedi. Hoca karşı çıktı, atarsam ölür, kimseyi ölüme terkedemem ben dedi.

    O esnada dışardan uğultular gelmeye başladı. Rüzgar sesine benziyordu önce. Sonradan şiddeti arttı. imamın küçük oğlu yere çömeldi elleri ile kulaklarını kapadı. Hoca dualar mırıldanıyordu. Diğer iki amca mimberin kenarına yaslandı onlar da bir şeyler mırıldanmaya başladı. Uğultular arttı camlar titrmeye başladı. Kubbeden tıkırtılar gelmeye başladı. Ve ardından birileri kapıyı çalmaya başladı.
    ···
    1. 1.
      0
      Seriiiiii
      ···
  14. 14.
    +27
    Ben hala yatak odasındaydım kapıdan adamın mutfağa gidişini ve düşüşünü izledim. Birden kadın içeri girdi ve beni sertçe yatağa itekledi. O kadar set itti ki kapının oradan yatağa kadar gittim. O öldü artık sadece sen varsın dedi. Ben katil oldum, katil oldum diye istemsizce sayıklamaya başladım. Olayın hala şokundaydım, yatakta hareketsizce kadını izliyordum.

    Kadın soyunmaya başladı. Üzerinde ince beyaz bir kazak, altında da krem rengi uzun bir etek vardı. Önce kazağını çıkardı. Sütyen ve etekle kaldı. Sonra eteğini çıkardı. Amk kadının belden aşağısı iskelet idi lan iskelet. Kocası gibi kadın da ölüymüş!
    ···
  15. 15.
    +27
    Kadın farketti gülüyor, ben de ne yapacağımı şaşırdım. Kadın içeri davet etmeyecek misin dedi. Ben de tabi tabi buyrun dedim. Geçti oturdu salona. Kek tabağını koyduk ortaya çay koyayım ben dedim. Uğraşma dedi, ben de sallama çay getiririm dedim , gittim ketıla su koymaya. Ulan bir baktım tavandan su damlıyor. Dedim ev eski olduğundan dökülüyor mk. Bir baktım renkli bi su, kırmızıydı mk, kan mı lan bu dedim. Noluyor lan üst kata dedim kendi kendime arkamı bir döndüm kadın orda. O da gelmiş mutfağa, Noldu neden telaşlandın? dedi. Aaa su damlatıyor benim mutfağın musluğu bozuk heralde dedi. Suyun damladığı yere baktım demin kan rengi olan yer normal su gibi Dedim ulan sabah sabah film izliyoruz ordan şaşırdık heralde.
    ···
  16. 16.
    +26
    iri yarı görünen liderleri hala kapının önünde bekliyordu. Hiç biri içeriye giremiyordu. Kaç saat bilmiyorum ama gece ortalarına kadar onlar dışarda biz içerde bekledik. En sonunda bir hareketlenme oldu ve bir tanesi kapıdan içeri girdi. Hepimiz şaşırdık nasıl olur dedik. içeri yavaş adamlarla bize doğru geliyordu. imam da dahil ne yapacağımızı şaşırdık. Bize doğru gelen yaklaştıkça daha belirgin hale geldi, bu gelen bir kadındı. Ev sahibemiz Nihal Hanım..

    Üzerinde uzunca siyah bir elbise vardı, yine ortaçağ kıyafetine benzer. Boynunda liderlerine nazaran daha ufak bir zincir vardı. Bana doğru yüzünde sinsi bir gülümsemeyle yaklaştı. imam sordu; Nasıl? dedi. Nasıl sen buraya girebildin? Kadın beni gösterdi, ona sor dedi. Ben de dahil hiç birimiz bir şey anlamadık. Dudağın nasıl yaran sancıyor mu dedi ve güldü. Dedi: "Senin kanını yuttum ben, senin bir parçan bende. Senin girebildiğin yere ben de girerim!"
    ···
  17. 17.
    +26
    O öyle tutunca ben irkildim, kenara sıçradım hemen kurtuldum. Hala yerde bağdaş kurar vaziyette oturmuş bana bakıyordu. Yüzü peçeliydi kimdir neye benziyor bilmiyordum. Gözlerimin ta içine baktı, içim ürperdi. Hızlı adımlarla eve doğru kaçtım. Ev yine tek katlıydı. Çatısında onlarca karga vardı, o kadar çok karga vardı ki çatısı kapkara görünüyordu. Kapının önüne geldim anahtarı deliğe sokar sokmaz, tüm kargalar uçuştu, çıkardıkları sesler insan çığlığı gibiydi. Kargalar ufak bir bulut kümesi gibi uçup gittiler. Ben de kapıyı açtım ve içeri girdim.
    ···
  18. 18.
    +26
    Camide imam haricinde 3 kişi daha vardı biri imamın oğlu, diğer ikisi de cami cemaatinden iki amca. Ben camiye girince amcanın biri bu uğursuzu neden alıyorsun aramıza? dedi. imam hemen karşı çıktı çocuğun ne suçu var? öyle deme dedi. Onun yüzünden dedi.
    Ne benim yüzümden amca ne oluyor burada? biriniz söylesin dedim.
    Senin yüzünden, senin yüzünden dedi başka bir şey demedi. Diğer amca ve imamın oğlu hiç konuşmadı benimle. Yüzüme bile bakmıyorlardı. imam evladım dışarısı tekin değil, burasının bile güvenli olduğundan emin değilim. Allaha sığınmak için buraya geldik. Cami diğer yerlerden daha korunaklı olur belki dedik. Yine de Allahın bileceği iş dedi.
    ···
  19. 19.
    +25
    Kapı şiddetle çalınıyordu. Kimsenin açmaya niyeti yoktu. Önce caminin camları kırıldı. içeriye cam parçacıkları saçıldı. Sonra şiddetli rüzgar içeri doğru esmeye başladı. Ama camlardan içeri giren yoktu. Kapı daha şiddetli çalınıyordu en sonun büyük bir gürültüyle birlikte kapı kırıldı. içeri doğru devrildi. Kapının önünde iri yarı siyah elbiseli heybetli bir adam silueti vardı. Karanlıktan yüzü görünmüyordu. Üzerindeki elbise eski çağlardan kalma din adamı cübbelerine benziyordu. Boynunda sallanan uzunca zincir karnına kadar sarkıyordu.

    imamın oğlu ağlamaya başladı. imam korkma dedi. Korkma o buraya giremez burası kutsaldır. Kapıdaki adam içeriye doğru çığlık attı. içeri girememenin öfkesiyle uzunca bir çığlıktı. Hiç bir şey demedi. Arkasında karanlıkta tam net görünmemekle birlikte yüzlerce kişi var gibiydi. Öyle kapıda dikildiler. Kırık pencerelerden rüzgar esmeye devam ediyordu.
    ···
  20. 20.
    +25
    O koridordan başladım koşmaya gittikçe karanlıklaşıyor. Tek ışık evin içinden girdiğim kapıdan geliyor zaten evin kendisi loş. Biraz gittikten sonra koridorun sonunda bir kapı daha vardı. Açmaya cesaret edemedim. Arkama baktım koridorun diğer tarafında kadın bana doğru geliyor. Olm ceset meset görünce çok tırstım kadından o kadar korkuyorum ki mecbur açtım kapıyı. Ulan kapıyı açtım demin ki salon. Koridorun sonu yine kadının eve çıkıyor. Bu sefer fiskosun üstündeki abajur yanıyordu. Abajurden gelen kırmızı ışık odayı kızıla bürümüştü. Geldiğim kapı haricinde salonun diğer tarafında mutfak kapısı vardı ve açıktı. Geri dönemeyeceğim için mutfağa gittim. Bu sefer mutfak zemini göl gibi kan olmuş. Vişne suyu falan değildi zaten belli. Bu kadar kanı görünce belli oldu zaten bizim tavanın neden damlattığı.
    ···
    1. 1.
      +1
      Bildiğin silent Slayer bu amk
      ···
    2. 2.
      -2
      Bildiğin silent Slayer bu amk
      ···