Evlilik gibiş sokuştan ibaret değildir veya evlilik artık düzenli hayat kurayımdan da ibaret değildir. Evlilik bu hayatta elimizde olan ciddi bir kaderimizi belirleme yollarından biridir. Benim hayattan anladığıma göre ki fazla zeki biri sayılmam, hayatın keskin yol ayrımları var.

Bunlardan ilki doğum/dünyaya gelmek; bakın burası tam bir piyango. Biz hayata hangi şartlarda başlayacağımızı bilemeden Allah'ın takdiriyle (bu benim inancıma göre tabi) başlıyoruz hayata. Eğer fakirsek ki %99'umuz fakir ve ayrıca bu dünyadaki bizim ülke de dahil %90 fakir gruptayız, geçmiş olsun...

Bunlardan ikincisi eğitim; bakın aslında bu kısmen elimizde ama kısmen de elimizde olmayan bir durumdur. Nedenlerine gelince, eğitim bir kültür işidir ve ailede başlar ayrıca öngörünün de yüksek olması gerekir. Şans da önemli tabi. Uzunca yazardım ama kısaca, eğer küçüklükten beri sizi iyi yönlendirebilecek birileri etrafınızda yoksa ki ülkemizde de bu kişiler çok az yanlış tercihler yapıyorsunuz ki bugünkü kpss probleminin özünde bu var. Öğretmenler o kadar vasat ki yıllardır bu durum böyle ve günü kurtarıyorlar, aileler ise geçim derdinden ve çalışmaktan çocuklarla çok ilgilenemiyorlar. Örneğin, mühendislik, mimarlık, eğitim fakültesi, fizyoterapistlik ve diyetisyenlik gibi bölümleri gerçekten okuyan donanımlı kişiler açıkta kalırken veya uzun süreçler beklerken, hiç okumadan veya yeterince emek etmeden hemşirelik labarontlık, polislik, bekçilik ve askerlik mesleğini koyulanlar ile belediyeyeye torpille girenler rahatlıkla ömrünü sürdürüyor. Yani seçimler daron acemoğlu'nun da bahsettiği verim problemi ve eğitimin kalitesizlii burada kendini ortaya koyuyor. Bu analiz için massachusetts prof'u olmaya gerek yok, alenen ortada.

Üçüncü yol ayrımı iş; iş çok önemli ve işe nereden, hangi şartlarda başladığınızda çok önemli. işinize göre hayatınız bir standart kazanıyor. O işte yetkinlik kazanıyorsunuz ve o kıyafetiniz oluyor. Memurluk olur, özel sektörde asgari ücretli bir gibko iş olur farketmez. Lakin, iş için sonuna kadar bekleyip bir yerde oturtmak oldukça zor bir dönemeç ve bu da bazen bizim elimizde olamayabiliyor çünkü şartların ne getireceğini bilemiyoruz.

dördüncüsü

EVLiLiK

ki bu bence kişinin iradesinde belki de 2. ve 3. durum gibi kısmen idaresinde ama burada kişi daha ön planda. OLum bi kere vasıfsız bir adamsan, zenginliğin servetin yoksa, çocuğunu ilerde torpille bir yere sokamayacaksan, çocuğuna iyi bir hayat sunamayacaksan neden evleniyorsun? Bu mantığı anlayamıyorum. Hadi diyelim, aldığın karıyla sevişiyorsunuz ve en kötü şartlara fit oldunuz ama peki ya çocuk/çocuklar? Çocuklarınız siz gibişeceksiniz diye sizin gibindirik hayat şartlarınızın içinde doğmaya ve büyümeye razı mıydı acaba? Sonra da fox haber'e çıkıp yok çocuğuma beslenme erzağı hazırlayamıyorum yok kıyafet alamıyorum diye dert yanıyorsunuz, ee o zaman hangi kafaya evlendin amg? Devlet seni zorla mı evlendirdi? Allah'ın açık ayeti mi var? yooooo... O zaman niye evleniyorsun? belediyelerden yardım dileneceksen, o çocukları yetiştirme yurtlarına terkedeceksen, o çocukları fakir bir hayata köle olarak getireceksen neden evlniyorsun? Bu kader falan değil, bu gayet bir yozlaşmışlık. Bir çeşit sadistlik. Konya barınağındaki adamın köpeği kürekle öldürmesinden farksız bir durum. Çocuklar ve geleceğin bu insanları fakirliği haketmiyor. Fakirseniz evlenmeyin