1. 1.
    +3
    @3 gibtir git mal herif cillop gibi film olmuş işte tek sorunu mutlu sonla bitirelim diye kasmışlar amk her filmden bir yüzüklerin efendisi, bir esaretin bedeli gibi şeyler bekliyonuz mal mal eleştiriler getiriyonuz milleti de sıkıyonuz film bana 2 saati keyifli bir şekilde geçirtti mi geçirtti gerisi mühim değil tipik bir sinema izleyicisi için güzel film bu mallar kendilerini dünyaca ünlü eleştirmen sanıyolar işte bakmayın siz onlara izleyin izlettirin
    ···
  2. 2.
    0
    hapishaneli film diye ölüyorsunuz alın size mel gibson dan 10 numara 5 yıldız film.
    (bkz: http://www.imdb.com/title/tt1567609/)
    ···
  3. 3.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  4. 4.
    0
    dostum hapishane demişsin ama; lüks yaşam, pazar, kumar, fuhuş, organ nakli var amk yerinde. böyle hapishane mi olur lan?

    klagib kahramanlık filmi. sıkmadı o ayrı.
    ···
  5. 5.
    0
    hayatımda izlediğim en orgazmik sahnelerden birini barındırır bu film:

    --spoiler--

    mel abi kauffman'ın ofisine girmeden önce kauffman'ın sekreteri alaycı bi şekilde mel abimizin şemsiyesini göstererek "hayırdır efendim yağmur mu bekliyorsunuz?" diye sorar (hava tabiki güpgüneşlidir ve bir tane bulut yoktur.) mel abi de bu havalara güven olmaz diye geçiştirir. daha sonra planını uygulamak için kauffman'ı bayıltır ve banyoya sokar. frank ve yanındaki dallama ofise girdikten sonra mel abi adamları meşgul etmek ve beyinlerini gibmek için duvardaki salak bi tabloyla ilgili bi bulmaca uydurur, arada çay-kahve ister misiniz diye nezaket gösterir. adamlar bulmacayı çözmeye çalışırken mel abi ceketinin cebinden çıkarttığı iki adet alman yapımı el bombasını karizmatik ve artislik bir şekilde frank ve yanındaki dallamanın ayaklarının dibine fırlatır. frank salağının ölmeden önceki son düşüncesi bulmacayı çözdüğünü sanmasıdır. daha sonra mel abimiz baygın kauffman'ın yanında giderek yaşadığına emin olur. bu arada ofisin hemen dışında sekreter kızımız mistır kauffman-mistır kauffman diye çığlıklar atarken, polisten telefonla yardım istemektedir. bir yandan ise patlamatan sonra devreye giren yangın alarmı yüzünden ortalığı sular seller zütürmektedir. bu durumu daha önceden düşünmüş olan mel abimiz, yine karizmatik ve artislik bir şekilde şemsiyesini açarak ortamı terk eder..

    --spoiler--
    ···
  6. 6.
    0
    7.5 den 7.1 düştü imdb notu
    ···
  7. 7.
    0
    Bugün izledim mükemmel film
    ···
  8. 8.
    0
    fantastik hapisaneye girişte ne çalıyo...

    http://inci.ca/umdv_bap19

    çokonnumara film binlerrr
    ···
  9. 9.
    0
    film çok iyi binler. (bkz: payback)'ten tanıdığımız porter karakterinin geri dönüşü. payback ile onlarca paralelliği olan güzel bir film. bu paralellikler neler mi?

    - iki başrol karakterinin de gerçek adı meçhul (driver vs porter olarak temelde aynı anlama gelen iki isim kullanıyorlar).
    - iki karakter de kötü ama aynı zamanda kahraman ve filmin sonunda kötü kazanıyor.
    - iki karakter de suçlulardan para çalan bir tür soyguncu ve çaldıkları parayı filmin başında kaybediyor.
    - iki karakter de usta yan kesici.
    - iki karakter de sağlam sigara içiyor ama aynı zamanda kötü alışkanlıklar konusunda da beylik söylemleri var. (Old habits die hard, I guess... if you don't kick'em, they kick you.)
    - iki filmde de Mel Gibson aynı zamanda bir narrator (iç ses) olarak bizleri bilgilendiriyor.
    - Porter ilk iş dilencinin parasını çalarken driver ilk iş tuvalet bekçisinin parasını alıyor.
    - iki karakter de tüm film boyunca kaptırdığı parayı geri almanın peşinde. (seyirci bu imkansız olayın nasıl gerçekleşeceğini çok merak ediyor)
    - iki karakter de ultra kötü bir suç örgütünü tek başına alt ediyor.
    - Mel Gibson sadece ve sadece yaşlanmış olmakla birlikte direkt Porter karakterine bürünmüş. Mimikler, huy su, sevimillilik ve sorumluluk anlayışı aynı.
    - iki filmde de Mel Gibson kol saati ve silahla çeşitli el hareketleri sergiliyor.
    - iki filmde de Mel Gibson hasmına karşı çok pis cool bir tuzak kuruyor.
    - iki filmde de birbirine çok benzeyen bir duş alma sahnesi var. Payback'te koldaki US Marines dövmesi Get the Gringo'dakini şimdi hatırlamıyorum ama çok benzer bir dövme; akşam gidince bakacağım.
    - Payback'te hiç hakkı yokken sürekli paradan pay almaya çalışan Arthur Stegman adlı bir yavşağa karşılık GTG da Konsolosluk Çalışanı yavşak var.
    - iki filmde de bir çift corrupt polis mal gibi saçmalamakta. Mel Gibson onları şahane ekiyor.
    - iki filmde de Mel Gibson'un fiziksel bir benzeri taku yiyor. Payback'te Porter kendine benzeyen bebenin cüzdanını çalıp fotoğraflı kimliğini bankadan nakit çekmekte kullanıyor. ikinci filmde keza yine yerine geçtiği Reginald T Barnes denen herif driver'e benzerliğinden ötürü öldürülüyor.
    - iki filmin yönetmeni de iskandinav asıllı bir aileden geliyor. Brian Helgeland vs Adrian Grünberg
    - Aklıma geldikçe yazayım...

    Bence 1999 Payback (2006 directors cut olmayanı) giber.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    0
    http://imgim.com/nana.png
    ···
  11. 11.
    -1
    pek de beğenmedim hani daha hardcore bişi bekliyodum ben
    ···
  12. 12.
    -3
    öncelikle her gece bir film kapsamında bu gece izlediğim filmdi get the gringo. açıkcası 7.5 puanı hakediyormu diye sorsanız hayır derim.eh işte bi film olmuş yani. tadımlık gibi.ana yemek değilde daha önce gelen ekmeksiz yediğimiz şeyler gibi yani.eh işte. izlenirmi izlenir ama pek öyle öldüm bittim amanın bu nasıl film havası yok. benim puanım 10 üstünden 5.
    ···