/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +187 -52
    Var maalesef ve her gördüğümde kahkaha atarım.

    Kardeşim kaç yaşındasın bilmiyorum ama 2-3 Kur'an ayeti vererek bi insanı Allaha, hatta Allahı geçtim Teizme dahi inandıramazsın.

    O hayalhanem gibi kanallar da hiçbir ateisti Tanrıya inandıramaz tek yaptığı muhafazakar tayfayı olduğu yerde tutmaktadır.

    O yüzden size gerçek bilim ndıbına bir şeyler anlatarak ilk önce Teizmi, daha sonra islamın hak din olduğunu kanıtlamaya çalışacağım.

    Not:Öbür arkadaş gibi armut yedim mideme gitti gibi şeyler yazmayacağım.

    1-Nedensellik

    Şimdi sizden bir ışın düşünmenizi istiyorum.Bu ışın bir dairenin yarıçapı olacak ve her an daha da büyüyecek.

    Işınımızın adı skaler zaman. Daire ise evren. Zaman ilerledikçe yani bu ışın büyüdükçe evren de genişliyor.Bu evrenin klagib çalışma prensibi.

    Şimdi sizden bu ışının büyümesini durdurmanızı istiyorum.Şimdi geri sarmaya başlayın ve evrenin küçülmesini izleyin.

    Bunu bir süre daha ilerletirseniz artık elinizde zaman ndıbına bir şey kalmamış olacak fakat sadece bir nokta elde edeceksiniz.

    Nedensellik teorisi kabul gördüğü için teori dememe aldırmayın.Bu teoriye göre her şeyin bir nedeni olmalıdır. Eğer bir tepki varsa bir etki olmalıdır, bir şey yanıyorsa onu tutuşturan bir şey veya biri olmalıdır.Bir olay gerçekleştiyse o olayı gerçekleştiren o olaya sebep olan bir şeyler olmalıdır.

    Şimdi noktaya geri dönelim.Bu nokta evrenin tetiği. Yani evrenin oluşmasını sağlayan şey.Biz buna "Her Şeyin Nedeni" diyeceğiz.

    Bu neden şu ana kadar var olan her şeyi oluşturan nedendir.Bu yüzden tetik diye hitap ettim.Çünkü evrenin başlangıcı aniden ortaya çıkan büyük bir patlama ve genişlemeden ibaret.

    Büyük patlamadan önce evrende madde ndıbına hiçbir şey yoktu. Evren karanlık enerji diye adlandırılan, karanlık maddeyle ters çalışan ve evrenin genişlemesine sebep olan enerjiden ibaretti.Ama herhangi bir zamanda ateist bir çok bilimaddıbına göre 'tesadüfen' bu enerji tek bir noktada toplandı ve büyük patlama gerçekleşti.

    işte nedensellik burada devreye giriyor. Tesadüf bilimsel bir açıklama değildir. Einstein bir sözünde "Tanrı zar atmaz" demiştir( ve evet geri zekâlılar Albert Einstein ateist değildi ).

    Hiçbir şey rastgele oluşamaz.Bir bileşiğin oluşması için bile uygun sıcaklık, uygun derişim, uygun basınç, uygun geometri gerekir. Peki devasa evren bir tesadüfle oluşmuş olabilir mi? Nedenselliğe noldu kanka?

    işte burada Her Şeyin Nedeni devreye giriyor. Kimileri buna Tanrı diyor.Her şeyi başlatan-yaratan mükemmel varlık.

    Yazının devdıbını istiyorsanız şukulamanız yeterli olur.

    Not:ilk başlık ciks başlıkları ve umursamaz modlar tarafından yenilere gömüldü.

    Edit:Beyler herkes yanlış anlamış.Ben Müslümanım eleştirdiğim şey de islam değil aptal Müslümanların ateistleri Kur'an ayetiyle inandırmaya çalışmaları.LAN ADAM ZATEN KURAN AYETiYLE iNANACAK OLSA ATEiST Mi OLUR.

    KANIT DEDiĞiN BENiM YAPTIĞIM GiBi BiLiMSEL AÇIKLAMALARLA OLUR. iNSANLARI BÖYLE YAPARAK DiNDEN SOĞUTUYOSUNUZ.

    Edit-2:Oybirinciler yukarıdan sahibi yazan yere basarsanız sadece benim entry lerimi görürsünüz. Daha rahat olur sizin için.

    Edit-3:Tanrının varlığını kanıtlamaya çalışmaktan daha islama gelemedim bile.Bu arada soru soranlarınız falan oluyo elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum. isterseniz pm atabilirsiniz pampalar.

    Edit-4:Yazı sanırsam bitti. Eğer yazım birilerine yardımcı olduysa ne mutlu bana.

    Bi nick6 nızı alırım artık (bkz: saatcidrogba)

    Bu arada arkadaşlar çok önemli bişey unutmuşum. Bilimsel veya felsefi tartışma sırasında karşımızdakine cahil aptal falan dememiz lazımdı. Unutmuşum pardon.

    Size son sözüm de şu olsun:

    Bilim, Felsefeden doğmuştur. Ama çıktıktan sonra kabuğunu beğenmemiştir.

    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +10 -43
    sen inanma lan gibik!
    ···
    1. 1.
      +2
      Mal herif inanıyorum. Müslümanım.Yazıyı oku.
      ···
      1. 1.
        0
        aNlamazki huur çocuğu
        ···
      2. 2.
        -1
        rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
        ···
    2. 2.
      +1
      Senin beynini gibeyim
      ···
    3. 3.
      +1
      @2Yi gibin
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +37 -1
    2-Lanza Teorisi:

    Bu teori şundan bahseder.

    Şimdi bir parça kağıt düşünün.Bu kağıda dışarıdan baktığımızda onu oluşturan şeyin bir ağaç olduğunu söyleyebiliriz.

    Biraz daha derine indiğimizde liflerini görürüz. Biraz daha indiğimizde onu oluşturan atomları görürüz.Ama en derine yani kuantum boyutu denilen boyuta indiğimizde her şeyin temelinde saf bilgi yattığını görürüz(Bu teorinin parçası değil teorinin dayandığı bilimsel kanıt).

    Biz insanları diğer canlılardan ayıran spesifik bir özellik vardır. Bilinç.

    Bilinç dediğimiz şey insanın yargılamasını düşünmesini sağlar ve ancak öldüğümüzde veya bayıldığımızda bilincimiz vücudumuzu terkeder.

    Çünkü bilincin beyinde yerini nokta atışı gösteremeyiz.Bu durum rüya gibidir. Rüyalar vardır. Geceleri görürüz ancak direkt olarak kanıtlayamayız.

    Bayıldığımızda bilincimiz belli bir süreliğine kaybolsa da daha sonradan yeniden kazanırız.Öldüğümüzde ise bilinç vücudu temelli terkeder.

    Peki öldüğümüzde neden bilincimiz tamamen kaybolur da bayıldığımızda neden geri gelme ihtimali vardır?

    Her şey gibi bilinç de saf bilgiden oluşur.Bu bilgi bayıldığımızda vücudu terkeder ancak bilgi yok olmadığı için evrenimizde hala bir yerlerde bu bilgi vardır.

    Bayıldığımızda ve vücut uyandığında bu bilgi geri gelebiliyorsa öldüğümüzde neden geri getiremiyoruz?

    işte Prof. Lanza burada paralel evren teorisini devreye sokuyor.

    Demek ki öldüğümüzde bu bilgi bizim evrenimizi tamamen terk ediyor. Peki nereye gidiyor? Bizim evrenimizde olmadığına göre başka bir boyuta başka bir evrene gidiyor olmalı ki ölülere bilinç kazandıramıyoruz.

    Bu evrene de dinlerde "Ahiret" deniyor.

    Yani ölen kişilerin bilinçleri başka bir aleme taşınıyor olmalı.Çünkü yok olamazlar.

    1 kişi bile olsa devamı gelir.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et panpa
      ···
  4. 4.
    +31 -5
    incille mi kanıtlasınlar yarak
    ···
    1. 1.
      +1
      aradığım cevap hahahahahahaha
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Eğer bir ateisti inandırmak istiyorsa bilim ile kanıtlamalıdır. Benim gibi.
      ···
      1. 1.
        +1
        "tesadufen" kelimesini anlamsizlastirarak, kendine bilimsel milimsel gorunumu vererek, tuttun geldigin nokta "evren gendi gendine olusamaz o zaman tanri vardir".

        1 Einstein 17. yuzyil spinozism'ine inaniyordu ve onun inancina gore tanri evreni yaratmadi, evrende varolan ve birbirine bagli butun canlilarin tumu tanrinin kendisiydi. dinden cok felsefi bir gorus diyebiliriz spinozism (skolastik) icin.

        2 evren kaotiktir o yuzden zort diye bi patlama olur pirt diye bi carpisma olur, sen nedensellik ile tum evrenin yaratilisini aciklamaya calisirken hedef sasirtiyosun. evrende olan herseyin bir neden sonuc iliskisi icinde olmasi, varolan butun maddenin de tek bir buyuk nedenle ortaya cikmasi ve bunun tanri oldugu anlamina gelmiyor. velhev ki tanridir, onun tanri olmasi nedenselligin sonu anlamina gelmiyor. bu sefer bilim senden su sorunun cevabini bekler "butun evreni yaratabilecek kudretteki bir canli tesadufen olabilir mi?" yani tanrinin kendisinin ateist olmasi paradoksu.

        3 bi bilesigin olusmasi icin uygun ortam vs gerekir demissin. aslinda en buyuk hata bu bakis acisinda, yani bilesigi evrenin merkezine koymak ve evrenin o bilesigi olusturmaya calistigini dusunmek. asil olan atomlar elementler molekuller ortamin etkisi altindadir. eger o bilegib olusmazsa baska bi bilegib olusur, baska bi bilegib olusmazsa da hicbisey olusmaz. evrende olan da bundan ibarettir.
        ···
      2. 2.
        0
        1-Hayır. Einstein George Sylvester a 50. yaşında verdiği demeçte "Ben ne ateistim ne de bir panteist" diyerek "spinosizm" e inanmadığını göstermiştir.

        2-Evrenin kaotik olması onun doğasından kaynaklanır. Bunu tesadüf üzerine yoramazsın.Bu büyük olay da 2 şekilde olabilir:Ya tesadüftür ya da gerçekten bir tanrı vardır. Tanrı olma olasılığı benim kafama daha çok yattığı için elimden geldiğince açıklamaya çalışıyorum ancak siz tanrının varlığının olasılığını kabul etmediğiniz için bu büyük olaya tanrının varlığı açısından bakamıyorsunuz. Velhev ki tanrı var dedikten sonraki kısım ise saçma olur çünkü sen her şeyin nedenine tanrıyı koyarsan (ki tanrı kelimesinin kelime anldıbını biliyorsundur diye umuyorum) bahsettiğin paradoksa çıkmaz.Çünkü tanrı zaten kökeninde her şeyin başlatıcısıdır.Öncesi yoktur.

        3-O bileşik oluşmazsa başka bir bileşik oluşur demek de hata olur.Örneğin soy metal olan altını kral suyu diye adlandırılan karışıma sokmadığın sürece hiçbir tepkime vermez.Bu da altının değerli olmasının sebeplerinden biridir. Evrenin kuralları bir düzen içerisindedir "Tanrı zar atmaz" denir bu yüzden.Ama hala ekgib bilgiler varken evren tamamen kaotiktir ve her şey birbirine girmiş bir halde çarpar-patlar diyebilir miyiz ki?
        ···
      3. 3.
        +1 -1
        dostum tanrı zar atmaz sözünü yanlış anlamışsın sen. Einstein o söze mizahi açıdan kuantum mekaniğine eleştiri niyetinde söylemişti duyduğun bir kelimeyi her yerde alıntılama yanlış biliyorsun çünkü.
        ···
      4. 4.
        0
        Dostum olay vermek istediği mesajda. Dediğin gibi bir eleştiri ve mizahi ancak öylesine söylenmiş bir söz olduğunu düşünmüyorum.
        ···
      5. diğerleri 2
  5. 5.
    +26 -3
    4-insanın ekosistemin bir parçası olmayışı

    Evet doğru duydunuz. Eğer bir canlıyı bu halkadan çıkartırsanız halka zamanla kaybolur ve içerdiği canlılar hayattta kalmayı sürdüremez. Sadece arıları bile çıkartırsanız dünya bir kaç yıl içerisinde yok olacaktır.

    Ancak bu durum insanlar için geçerli değildir çünkü insan doğanın bir parçası değildir. Eğer insanı zincirden çıkartırsak, doğa kendini yenilemeye verecektir ve insanın yerini dolduracaktır(Zaten şu ana kadar doğa ndıbına ne yaptık ki insanlık olarak?).

    Peki neden insan bilince sahiptir de diğer canlılarda yoktur? Neden biz ekosistemin bir parçası değiliz?

    Bunun sebebi insanların yaşayan en üstün canlı olmasıdır. Doğanın içerisinde yerimiz olmasa da her türlü şartta hayatta kalabilen bir canlıyız.

    Bu da bizi insanın özel dizayn edildiğine zütürür. Yani kütüphaneci bizi diğer varlıklara göre bi tık daha iyi yazmış anlayacağınız.

    Eğer biz de tesadüfen bu hali aldık derseniz size şunu sorarım(Öncelikle şunu söyleyeyim ben evrime inanan biriyim ancak benim inandığım evrim teorisi Darwininki değil. Evet Uzun süreli adaptasyonların varlığından söz edebiliriz ancak bu Darwinin teorisi gibi değildir benim fikrime göre):

    Darwinist evrim teorisine göre varlıklar aynı atadan gelmekte ve içerisinde bulunduğu ortama ayak uydurmak için en iyi hale gelmeye çalışır.

    Peki bu aynı atadan gelen farklı türlerden zayıf olan örneğin japon balığı neden o ortak hücreden diğer balıklar tarafından yenilebilen japon balığına dönüşmeyi seçti de farklı bir hücre her ortama uyum sağlayabilen ve iradeye, bilince sahip olan insana dönüşmeyi seçmedi?

    Bunu seçmek onun hayatta kalma ihtimalini daha da arttırmaz mı? insanlar diğer hayvanlardan zeka farkı yüzünden üstün değil midir?

    Ya da neden insanlar insan olmayı seçti? Sonuçta biz de aynı noktada doğmadık ki diğer bilmem kaç trilyon yaşamış insanla? Kimimiz sahra çölünün ortasında yaşayan berberi ailesinin bir parçasıyız, kimimiz kutupların yakınında en soğuk ortamda bir viking ailesiyle yaşadık.

    Bu iki kişi bu kadar uçuk derecede farklı ortamlarda yaşamasına rağmen neden ikisi de ortak atadan ayrılıp insan olmayı seçti? Sıcaklık etmenini insanlardan daha iyi karşılayan hayvanlara da dönüşebilirlerdi.

    Yazının devamı için desteğinizi bekliyorum.
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      doğal seçilim ilkesi
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz pnp devam
      ···
    3. 3.
      0
      vikingler kutuplarda değil huur evladı
      ···
      1. 1.
        0
        "Kutupların yakınında" yazmışım ilkokullu kardeşim kutuplarda değil.
        ···
    4. 4.
      0
      Bu halkadan herhangi birini cikarirsaniz cok iddali bir cumle. Dinazorlarin bu halkada mevcut oldugunu ve ciktigini biliyoruz. Mamutlar da ayni. ilk aklima gelen ikisi oldu. Bu ekosistemden cikan bir suru daha tur var.

      Bir diger nokta ise neandartaller. Gen benzerligine dikkat cekeyim istedim. Madem bilimsel yaklasacaksiniz bunlara cevap alalim.

      Bir diger nokta yukarida nedensellikten girmissiniz ancak tanrinin varolus nedeni nedir? Buna cevap verebiliyorsaniz eger tanrinin yaratilmadigini soyluyorsaniz ayni yanlistasiniz. O zaman tanri yaratilmadi ve sadece vardiysa o zaman evren de yaratilmadi ve sadece vardi demekten farkli degil. Bazi husulari aydinlatalim...

      Not: elhamdulillah muslumanim.
      ···
    5. 5.
      0
      Dinozorlar halkadan çıktığında zaten yanlarında bir çok diğer canlı da gitmişti.Çünkü ani iklim değişiminden dolayı hayatta kalamamışlardı.

      Ancak doğa bu çağı atlatıp geride kalanlarla yoluna devam etmiştir. Zaten yazdıklarımı okuduysan evrime inanmıyorum demedim. Darwinist evrime inanmıyorum dedim.

      Güçlü olanın hayatta kalacağı ilkesi benim inandığım evrimde de var.

      Nedensellikle ilgili de şu var. Aynı soruyu daha önce de cevapladım.

      "Her şeyin nedeninin nedeni nedir?"

      Sorusu negatif sonsuzluk-1=? Sorusuna eşittir. Mantık bakımından kurulan cümle hatalıdır veya matematik diliyle tanımsızdır. Umarım cevaplarım yeterli olmuştur.
      ···
    6. diğerleri 3
  6. 6.
    +25
    3-insanın Kendisi ve Evrenin Dizaynı

    Albert Einstein ın şöyle bir sözü vardır: "Uzay insanoğlu için çok karmaşıktır. Uzayda insan kocaman bir kütüphanedeki minicik bir çocuğa benzer. Çocuk oradaki kitapların yazıldığı bin bir çeşit dili anlamaz, nasıl yazıldığını da anlamaz, dikkatini çeken şey o kitapların karmaşık dizilişindeki ahenktir ve insan oğlu da uzayın ahengini çözmeye çalışabilir ancak.

    Einstein'ın bahsettiği bu kütüphanede bir çok kitap var ancak biz kitapların dilini dahi tam çözebilmiş değiliz ve okunmayı bekleyen çok kitap var önümüzde.

    Ancak sadece şu ana kadar gördüklerimizden şunları çıkartabiliriz:

    -Kitaplar biri tarafından yazılmış olmalı. Kendiliğinden buraya gelmiş olamazlar.
    -Burayı koruyan, düzenleyen biri de olmalı.Bu kütüphanenin sahibi

    Şu ana kadar yazdıklarımızı toplarsak da:

    -Bir kütüphaneci var.
    -Aynı anda yazar olan kütüphaneci uzay, gerçeklik ve diğer tüm pozitif bilimleri yazan kişi.
    -Öldüğümüzde de bilincimizi başka bir kütüphaneye çekiyor olmalı.

    Yani metaforu açıklamak gerekirse bir Tanrı var ve bu tanrı tüm düzeni yaratan kişi ve ahiret de vardır. Şu ana kadar bize kendisini göstermemiş ama belki de kitapların arasında otobiyografisi vardır ancak biz henüz keşfedememişizdir. Ya da görmüşüzdür ancak dilini bilmediğimiz için anlayamamış yahut yanlış anlamış da olabiliriz.
    ···
    1. 1.
      +1
      2 den 4e mi geçtin aqum
      ···
    2. 2.
      0
      3 yok amq
      ···
  7. 7.
    +19 -1
    Sanırsam herkes ateist olduğumu ve islamı kötülediğimi sandığı için çuku atıyo :D
    ···
    1. 1.
      +2
      Görüşlere saygımız olmalı panpa ben de dahil kimsenin okumayıp önyargı ile küfretmelerine aldırma
      ···
      1. 1.
        +1
        Adamsın.Bu başlığın tutmasını istiyorum.Çünkü kendi inancımızı savunamıyoruz.Biz gidip kuran ayeti yazalım. Ateist gelsin bilimsel bişeyler yazsın. Dışardan biri gelince de adam ne yapsın. inanmadığı kitabın ayetlerine mi baksın bilimsel açıklamaya mı?
        ···
      2. 2.
        +1
        Dostum bu samimi konuşma üzerine profiline girip Türkcü olduğunu gördüm duygulandırdın
        ···
      3. 3.
        +1
        :'))))))))
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      +1
      Okudum panpa bu konu hakkında uzun süre düşünmem gerek kendimi inandirmam gerek
      ···
  8. 8.
    +12
    5-"Mükemmel varlık bir şey yaratırsa mükemmel olmaz" paradoksu

    Bu paradoksu nasıl düşündüklerini anlamıyorum ancak şöyle bakalım. Diyelim ki bir varlık var.Bir mükemmel varlık. Yaratma yetisi olan bir varlık.Şimdi kafanızda bir kara tahta düşünmenizi istiyorum.O tahtayı ikiye bölün.Sol tarafta yaratma yeteneğini kullandığı olasılığı inceleyeceğiz. Sağ tarafta ise yaratmadığı olasılığını.

    Sağ tarafa bakıyoruz.Var olan tek şey bu mükemmel varlık. insanlık olmadığı için de dolaylı yoldan biz şu an bu tartışmayı gerçekleştiremiyoruz.

    Sol tarafta ise tanrı yaratma yetisini kullanmış durumdadır ki yaratma yeteneği olan bir varlığın yaratması kadar doğal bir durum yoktur.Bir şeyler yaratmış olabilir. Yarattığı şeylerde hata olabilir.Örneğin bir çocuğun hastalıklı veya sakat doğması. Peki bu bahsettiğimiz çocuğun sakat doğması tanrının mükemmel olmamasından mıdır yoksa hamileyken sigara ve alkol tüketen veya atalarından kalan ve radyasyona maruz kaldıkları için oluşan genetik mutasyonlardan mıdır?

    Evet sol tarafta da biz varız ve şu an tartışıyoruz. Ancak bu tanrının mükemmelliğini neden bozsun ki? Sonuçta bizi ve diğer her şeyi yaratan varlık o.

    Evet. Belli farklılıklar var örneğin ten rengi, saç rengi, sağlıklı olup olmama durumu, doğduğun ailenin fakir veya zengin olma durumu vb...

    Ama insan hayatı da bu gibi farklılıkların kombinasyonlarından ve genel oluşum diyagramı üzerindeki algoritmalardan oluşmuyor mu?

    Herkes dünyaya farklı bir gözle bakıyor. Aynı şartlarda büyümedik sonuçta.

    Ancak bu tanrının adaletini sorgulatabilir mi?

    Tanrı kötülüğü mü yarattı?

    Çocuklar içlerinde kötülükle mi doğuyor?

    Bir sonraki yazımda bunlardan bahsedicem.
    ···
    1. 1.
      +1 -2
      Allah herseyi mükemmel yaratmıştır kardeşim.Bi cocugun sakat dogmasida imtihandır. Allah mükemmeldir ve "hatalı" diye bir kelime kullanılmamalı bence.
      ···
  9. 9.
    +12
    Biraz da ateistlerin tanrı ile ilgili ortaya attığı paradokslardan bahsetmek istiyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa istiyorsan dediklerinin hepsini tek tek anlatayim, bilimsel yapayim derken neredeyse her noktasinda yanlisin var. Pm at dinlerim diyorsan.

      Bu arada dinden bagimsiz olarak gerek teorilerde, gerek neden sonuca gotururken mantik kisminda gibinti var. Herhangi bir seyi savunmak degil amacim.
      ···
  10. 10.
    +11
    Başlık saçma olunca yazıyı okumadım amk insanda heves bırakmamışsın.
    ···
    1. 1.
      +1
      En uygun başlığın bu olduğunu düşündüm ancak herkes tarafından yanlış anlaşıldı.Ama sen yine de oku panpa
      ···
  11. 11.
    +10
    Geldim panpalar istek bayağı arttı.O yüzden devam.
    ···
  12. 12.
    +4 -4
    bu arkadaşın bir şeyden haberi yok Einstein'in sözünü alıntılamış ama o sözü araştırsaydı Einstein'in o sözün kuantum mekaniğine mizahi bir açıdan eleştiri yapmak olduğunu bilirdi.Einstein o sözünde kuantum mekaniğinin karışıklığını ve determinizme karşı çıkışına ithafen evrendeki kuralların bir bütün ve anlaşılabilir olduğunu savunuyor yani Einstein'in tanrıya inandığını bu laftan çıkarmak yanlış zaten Einstein sonradan kuantum fiziğine katı bakış açısını hayatımın en büyük hatası diyerek pişmanlığını dile getirmiş.Einstein kişisel bir tanrıya inanmadığını bir çok yerde ithaf etmesine rağmen bu salaklar hala Hawking Einstein gibi adamları deist teist yapmaya çalışıyorlar cidden gülünç bir durum

    Arkadaşın yazısı zaten baştan başa 20. yüzyıl başları klagib fizik ilkelerine bağlı.Nedensellik olsun büyük patlama öncesi hiç bir şey yoktu sözü olsun.Büyük patlama öncesi hiç bir şeyin olmaması bilimsel açıdan imkansızdır.Bu sadece felsefecilerin ortaya attığı bir kavramdır.Bilim hiç bir zaman büyük patlama öncesi hiç bir şey yoktu dememiştir.Sadece zaman ve mekan boyutları birbiriyle bitişikti. Kuantum vakum alan denilen bir ortam olduğu bu alanda sanal parçacıklar ve anti sanal parçacıklar bulunmakta hatta çok yakın zamanda bu konuyla ilgili büyük bir gelişme söz konusu http://www.webtekno.com/c...kmis-olabilir-h28411.html .Bu parçacıklar madde ve anti madde ilişkisine benziyor birbiriyle yan yana gelirse büyük bir enerji açığa çıkarıyor.Yani büyük patlamayı tanrıyla ilişkilendirmek kesinlikle erken karar verilmiş bilimsel olmayan bir düşüncedir bu aynı ilkçağdaki insanların şimşeğin nasıl oluştuğunu bilmediği için zeus bizi şimşeğiyle cezalandırıyor demenin modern yoludur.

    Nedensellik diğerine nispeten daha geri kalmış düzeyde bir felsefi düşünce bilimde 100 yıldır tartışılmaz kuantum mekaniğinden ötürü sadece felsefede teistlerin ısrarla ayakta tutmaya çalıştığı bir orta çağ fikridir zaten bilimsel nedensellik diye bir şey yoktur.Dikkat edin bu arkadaşın yazdığı hiç bir şey bilimsel literatürde rağbet görmüyor.Nedensellik ilkesi tanımına baktığınızda da felsefe terimi olarak yer alır.Normalde bilimsel olmaması nedeniyle konuşmayacaktım ama genede açıklayalım.
    NEDENSELLiĞiN TANIMI

    Aynı neden aynı sonuca yol açtığına göre neden–sonuç bağlantısı kesin ve değişmezdir. Bu anlamda evrendeki tüm olay ve oluşlar, kesin, değişmez ve öngörülebilirdir. Diğer bir anlatımla evren, gözlemcinin ya da deney yapanın iradesinden bağımsızdır.

    Kesin değişmez ve öngörülebilirdir sözlerine dikkat edin.Bu görüş kuantum fiziğiyle tamamen çelişmektedir.Zaten azıcık kuantum fiziğiyle ilişkili olan biri nedenselliğin mümkün olmadığını anlar.Zaten nedenselliği savunanlar genelde popüler bilimde yer alan teistlerdir nadiren deistlerdir.Bir fizikçiden nedensellik ilkesini pek duyamazsınız.

    Felsefi açıdan incelersekte bu görüşe karşı nedenselliğe itafen çok güçlü bir tez vardır hatta bu düşünce yüzünden felsefi nedensellik tartışması orta çağda zaman zaman rafa kalkmıştır.Bu görüşün temeli popüler ortamda da her şeyin ilk nedeni olması gerekiyorsa ilkinde ilk nedeni olmalıdır paradoksudur.Hatta Stephen Hawking ve Papa arasında da bu konuşma geçmiştir Hawking tanrı kendi kendine var olabiliyorsa evren de kendi kendine var olabilir demiştir.

    Nedensellik ilkesi tanrının varlığına hiç bir delil taşımaz dostum sen ne kadar ısrarla aksini görmeye çalışsan bu ilke daha ilk başında kendini yalanlar.Senin yaptığın hata ise tanrıyı nedensellik ilkesinin merkezine alarak değerlendirmek onu başa koyduktan sonra her şeyi inşa etmeye başlaman oysa yapının zaten en temelinde senin ilkenle çelişen bir ilk neden var yani yaptığın puzzle daha ilk parçasında yanlış yerde.Sen daha ilkeyi kurmadan en başta tanrı olmalı düşüncesiyle hareket ediyorsun. nedensellikte tanrı merkezde değildir eğer tanrı merkezde olursa bu sadece dini bir inanç olur felsefik bir düşünce olabilmesi için merkezde olan düşünce kendiliğinden var olamayan varlık olmalıdır umarım idrak edersin.

    Bilinci olan tek varlık insan demişsin maleesef arkadaşım ben de bu yazına kahkaha attım biyoloji ve fizik bilgilerin malesef sadece kulaktan dolma bilgilerden ibaret..

    Edit:imla
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bana hiç bir şey bilmiyor demişsin ancak ne yazının tamdıbını ne de Einstein ın biyografisi hakkında bişey okumuşsun.

      Einstein ın en büyük saçmalamam dediği sözü şu an tüm bilim camiası tarafından kabul görmüş olan iZAFiYET KURAMIDIR.

      Einstein ın tanrı inancını tanrı zar atmaz sözüne değil 50. Yaşında GEORGE SYLVESTER A VERDiĞi DEMEÇTEKi SÖZLERiNDEN çıkardım

      BiG BANG DEN ÖNCE HiÇ BiR ŞEY YOK DEMEDiM

      Kara enerji ile dolu evrendeki ani bir sıkışma ve daha sonrasında gelişen patlamayla oluşmuştur dedim.

      Senin inancına göre NEDENSELLiK saçma olabilir ancak kabul görmüş bir KURAMDIR.

      Bana hiç bir şey bilmiyor demişsin ancak yaklaşık 1 dk içerisinde bu kadar hatanı tespit ettim.Bir dahakine daha sağlam delillerle yaz.
      ···
    2. 2.
      0
      Ve anlayamıyorum kuantum mekaniğine mi inanmıyosun?
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Doğrular değişir.
        ···
      2. 2.
        -1
        Bilim değişmez.Üzerine eklenir.
        ···
  13. 13.
    +2 -5
    Herşeyin bir nedeni var demişsin peki tanrının varoluş nedeni nedir?

    Ayrıca bilinç kanıtlanmış bir şey değil sadece TEORi'dir. Öldükten sonra başka evrene gittiği vs. Henüz kanıtlanmış şeyler değildir. Sen "kanıtlamaya" çalışıyor isen bize kanıtlanmış olgular sun.
    ···
    1. 1.
      0
      Bilinçten kastım bir varlığın bütün etmenleri düşünerek bir konuyu mukayese etmesidir ve kanıtı ise insanlığın ta kendisidir. Daha önce de dediğim gibi rüyaları da herkes görür ancak elle tutulur kanıtı yoktur. Eğer ayna deneyinden bahsediyorsan o da bilimsel bir kanıt olarak kullanılamaz.Çünkü deneyde tek yapılan hayvanları boyayıp bir ayna karşısına koymaktır. Orangutanların ise doğal olarak yapacağı şey karşısındaki hayvanın yani aynadaki yansımanın kendisi ile aynı hareketleri yaptığını anlayabilecek zekaya sahip oldukları için kendi vücudunda elini gezdirerek veya karşıdakinin yapamayacağını
      veya karşılayamayacağını düşündüğü hareketler yapmaya çalışarak eğlenmektir. Görmek ve tepki vermek hayvani bir içgüdüdür. Farkındalık değildir.
      ···
    2. 2.
      0
      Zaman ise bizim tarafımızdan skaler olarak algılandığı için Her Şeyin Nedeninin nedeni nedir demek mantıksal olarak hatalıdır.Bu negatif sonsuzluk-1=? demek gibi bir şey.
      ···
    3. 3.
      0
      Hayvanların bilinci olmadığına dair bir kanıt??
      ···
    4. 4.
      0
      Hayvanlar sadece hormonlar tarafından ortaya çıkarılan içgüdülerle hareket eder. Şu ana dek bunun ötesinde bir hayvan davranışı görüldüyse de yapay bir ortamda büyütülen veya tutulan bir hayvandır.
      ···
    5. diğerleri 2
  14. 14.
    +4 -3
    yaptığın boş bi uğraş.bu argümanı bi yere kadar getirirsin sonra tekrar kurana dönmek zorundasın. açıklayamazsın.bilimde tesadüfe yer yoktur sözü şudur. bilim açıklayamadığı şeylere "yüce bi güç" demez. sadece henüz açıklayamamıştır ve geçici olarak isimlendirmiştir. evranin en büyük bilinmeyeni üzerine hala düşünmekte ancak "işte allah cc" diye konuyu dine bağlamamaktadır.
    ···
    1. 1.
      0
      Zaten o yüzden ilk önce teizmi kanıtlamaya çalışıyorum ve bilim henüz açıklayamadığı şeye tesadüf de diyemez. Dediğine göre tanrının var olması durumunu tamamen yok sayıyorsun. Ben de agnostik olduğum zamanlarda bu şekilde düşünürdüm. Eğer evren oluştuysa iki ihtimal vardır. Ya yaratılmıştır ya da tesadüfen oluşmuştur. Ben ilk seçeneğin daha mantıklı olduğu teziyle ortaya çıkıyorum ancak sen bunu ihtimal dahiline katmadığın için bilimin tanrı açıklamasını asla kabul etmeyeceğini söylüyorsun.
      ···
      1. 1.
        0
        söylemek istediğim şu. bilimde ne kadar " tesadüf " e yer yoksa ( ki bilim zaten son açıklama olarak asla tesadüf demez ) bilinmeyen tartılamayan gözlemlenemeyen denenemeyen bi olgunun varlığından da bahsedemez. yaptığının boş uğraş olduğunu söylemem bu yüzden."açıklayamıyoruz öyleyse yüce bi güç var." bilimle bağdaşmaz. bilim mutlaka deneyerek anlamlandırark tartarak bi sonuca ulaşmaya çalışır.bu yüzden adı bilimdir, bilinmeyen değil.
        ···
      2. 2.
        -1
        Tamam zaten benim de dediğim "Açıklayamıyoz o zaman bi şeye tapak aq" değil. Elde edilen bazı verileri birleştirmeye çalışıyorum sadece.Bu arada biyolojinin temeli olarak kabul edilen Darwinist evrim teorisinde her şeyin başlangıcı tesadüftür der.
        ···
      3. 3.
        +1
        darwin bilimin tanrısı değildir. sadece bilime hizmet etmiş değerli bi adamdır. sunduğu teorilerin, kanıtların hepsi bilime birer destektir, değişmez değildir. zaten bilimin kendisi değişmez değildir.bi şeyleri yüceltmek, ilahlaştırmak ( darwini biyolojinin temeli gibi göstermen ) senin doğanda var. işte bu yüzden açıklayamazsın dedim.
        ···
      4. 4.
        0
        Evrim teorisi canlıların değişime uğramasıdır evrimin nasıl başladığı evrimin konusu değildir darwin bilim peygamberi değil her dediği doğru değil hatta türlerin kökeni kitabında bi kaç ekgiblerde var
        ···
      5. diğerleri 2
  15. 15.
    +6
    istek gelirse devam ederim.
    ···
  16. 16.
    +5
    6-Tanrının adaleti

    Çok klagib bir kıssadan hisse vereceğim. Ancak en basit örnek bu.

    Soğuk diye bir şey yoktur. Soğuğu hissetmeyiz.

    Karanlık da yoktur. Karanlık görülmez.

    Isı ve ışık vardır. Soğuk ısının olmaması durumudur, karanlık da ışığın olmaması durumudur.

    Tanrı ışığı yaratmıştır ama ışığı içine kabul etmeyenler karanlıkta kalmaya mahkumdur.

    Eğer Silent Hill i izlediyseniz bu dediğimi daha iyi anlarsınız.

    Çocuklar temiz doğarlar. Onları kirletenler kendi yarattığımız şeytanlardır.

    Şu ana kadar elde ettiğimiz verileri toplayalım:

    Bir Tanrı var. Adaletli, mükemmel ve ışığın yaratıcısı.

    Peki bu tanrı unutabilir mi?

    Tanrının düşünmesi yaratmasına eş değerdir ve eğer mükemmel ise unutkan da değildir.

    Tanrı bizi izliyorsa daha önce bizle iletişime geçmeye çalışmış olamaz mı?

    insanları karanlıktan korumaya çalışmış olamaz mı?

    işte burada dinlere geliyoruz.

    Yöresel dinleri es geçip direkt olarak ilahi dinlere gelicem.

    Musevilik-Yahudilik de günümüzde yerel dinler gibi. Tanrı insanlıkla iletişime geçtiyse neden sadece seçilmiş bir kaç insana emirler yollasın ki?

    Ya da yolladı neden bu emirlerini tüm insanlığa dağıtmasını emretmesin?

    Ya da emretmedi neden daha sonra başka bir din yollayıp da diğer insanlara da emirlerini ulaştırmasın.

    Burada hristiyanlığa geliyoruz. Hristiyanlık dünya çapında inananları olan bir din bu güzel.

    Ancak kaç defa değiştirildi? Şu an kaç tane baştan sona bambaşka incil var.

    Neden Martin Luther kiliseyi ve bozulmuş din anlayışını alaya alıp yeni bir inanış başlattı?

    Ne kadar doğru düzgün yeni bir mezhep ortaya koysa da Hristiyanlık çoktan bozulmuştu ve yeni mezhepte sadece bu bozukluktan arta kalanlar vardı.

    Peki bu dinleri bozanlar ortaya çıktı da islamı bozan çıkmayacak mı?

    Tabi ki çıkacak. Fakat Hz muhafazid (s.a.v) bunu ön görmüştür ve kendinden sonra çıkacak çakma peygamberlerin sayısını nokta atışı vermiştir.

    Kuranın diğer kitaplar gibi değiştirilmemesi için her bir ayeti farklı farklı kişilere ezberleterek ve yayarak bu ihtimali ortadan kaldırmıştır.

    Şimdi diyceksiniz "Işid?"

    Lütfen demeyin. Işid in gerçekten islamı yaymak ve cihad etmek amaçlı kurulan bir örgüt olduğunu sanıyorsanız acilen tedavi olmak zorundasınız.

    Işid ABD nin ortadoğudaki yeni planıdır. Bunu Trump ifşaladığında canlı yayınını kestiler.

    Hatırlarsanız Irak a girme sebepleri nelerdi? ikiz kuleler saldırılarından sonra uydurdukları sebep neydi?

    Ben söyleyeyim "Radikal islam ve Kimyasal Silah"

    Peki bugün suriye'ye girme sebepleri ne?

    Kimyasal Silah

    Ortadoğuda kafalarına göre gezip bizim askerimizi şehit eden çöl maymunlarına destek verme sebepleri ne?

    Radikal islam

    Umarım bu kadar bilgi yeterli olmuştur. Eğer daha fazla sorunuz varsa yazabilir pm atabilirsiniz.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Peki hangi islami mezhep haktir? incili bastan yazanlardan bahsetmissiniz kuran bastan yazilmamis mi? Nuzul sirasi denen birsey var. Kuran in ilk emri oku deniyor ancak Fatiha ile basliyor. Eger derseniz bu adamlar biz daha iyi anlayalim diye sirasini degistirdiler o zaman derim ki tanri bu isi becerememis. Bizim anlayamayacagimiz sirayla indirmis. Dersen kuran olaylar olmus bunlari anlatmis o zaman tanri olaylarin olus sirasini ayarlayamamis. Ayarlasa Fatiha nin olayini onceye ayarlardi...
      ···
    2. 2.
      0
      Benim bir mezhebim yok. Aklım var. Bu da Kuran ı okumama hadisleri anlamama yeterlidir. Eğer mezhep işine kaldıysan herkesin kendince bir dayanağı vardır.

      Nuzul sırası da kuran ın kitaplaştırılmasından ve peygamberimizin vefatından sonradır. Yani Peygamber veya Tanrı tarafından konulmamıştır Nuzul sırası.
      ···
    3. 3.
      0
      Eğer tanrı ve peygamber tarafından konulmadıysa bu dinin bozulduğunu göstermez mi?

      incilde ki değişiklikler dini ne kadar bozduysa kuran daki degigibliklerde aynı şekilde etkilemiştir bence
      ···
    4. diğerleri 1
  17. 17.
    +2 -1
    evrim fikirlerinden maalesef evrim hakkında herhangi bir kitap okumadığını fark ediyorum dürüstçe cevap vermeni istiyorum bu soruya

    insan en üstün organizma değildir. Evrime göre üstün organizma yoktur doğaya en çok uyum sağlayıp neslini güçlü bir şekilde devam ettirebilen organizmalar vardır ve senin teriminle en üstün olan organizmalar bakterilerdir.Çünkü neredeyse 3.5 milyar yıldır doğaya hükmetmiştirler şu an bile egemenler kontrol edilemiyorlar. Yani en zeki en güçlü en hızlı bunlar evrim için içi boş kavramlardır.En iyi olan her zaman neslini en iyi devam ettirebilendir. Bunun sıralaması da genelde mikroorganizmalar, mantarlar,fotootrof canlılardır.Çünkü ekosistemin en altında yer alırlar ve biyoenerjisi yüksek canlılardır. Besin zincirinin en üstünde yer alan canlı her zaman en zayıf organizmadır çünkü genelde baktığımızda bu organizmaların alt tabakalara nazaran çok daha kısa zamandır var olduğunu görürüz.

    Yani senin anlattığın evrim ve doğal seçilim olmuyor.

    Birde bilinçli demişsin merak ediyorum sen insan harici organizmaları sadece içgüdüleriyle hareket eden makineler olarak mı görüyorsun ? Doğada analitik düşünce yetisine sahip olan ve olaylara karşı çıkarımlarda bulunabilen senin teriminle bilinçli organizmaların sayısı çok fazla. Yani bilinç kavramı da aslında öznel bir yargıdır.Örneğin daha zeki varlıklara karşı sen de bilinçli olmayabilirsin.Bu yüzden yanlış bir çıkarsamadır.

    Bu arada canlı yerine niye organizma dediğimi merak ediyorsan onu da açıklarım bir ara çünkü modern ve mikro biyolojide canlı cansız diye bir ayrım yoktur.
    ···
    1. 1.
      +1
      "Evrim hakkında hiç bir kitap okumadın mı?" Sorusundaki mantığı anlayamadım. Darwin in kendi yazdığı kitap dışında onun hakkında yazılmış diğer kitapları da mı okumam gerekiyor?

      Üstün diye hitap etmemin sebebi ise diğer organizmalara göre daha kuvvetli bir bağışıklık sistemi olan, her türlü ortamda hayatta kalmayı başarabilmiş olan ve tek ANALiTiK DÜŞÜNME yeteneği olan varlık olmasıdır insanın.

      Diğer organizmalardan bahsetmişsin ve analitik düşünme kabiliyetleri olduğunu söylemişsin. Evet diğerlerine göre daha zeki hayvanlar var fakat mesela bir şempanzeyi ele alalım.

      Bize en çok benzeyen canlılar olmalarına rağmen hala kendi aralarındaki sosyal durum hiyerarşi ile belirlenir. Daha korkutucu ve güçlü olan başa gelir yani. Fakat aralarındaki tartışmaların çoğu fiziki dir.Biz insanlar gibi bu konuyu hukuki yollardan çözmeye çalışmazlar.Çünkü hormonları ve beyin kapasiteleri basit işlevlere sahiptir.Bir konuyu analitik bir şekilde mukayese edebilen bir organizmaya rastlamadım henüz.
      ···
      1. 1.
        -1
        Evrimin sadece darwinden ibaret olduğunu sanıyorsun heralde ? Darwin sadece doğal seçilimi açıkladı darwinin zamanında evrim çok zayıf bulgular içeriyordu ve çok az şeyi açıklıyordu sen evrim hakkında bırak kitap okumayı makale bile okumamışsın ama burada insanlara bilmişlik taslıyorsun şu anki evrimle darwin zamanındaki evrim bir mi ? Dostum cidden araştırmaya ve okumaya ihtiyacın var diğer yazında da Einstein kendi izafiyet teorisine saçma demiş ? Ya yanlış okuyorsun ya da kasıtlı yapıyorsun bilmiyorum ama cidden çok yanlış öğrenmişsin her şeyi.Kuantum fiziği hakkında da çok zayıfsın çünkü bilimde determinizm artık pek rağbet görmüyor.Çünkü kuantum fiziği nedenselliği çökertir.Uzun uzun açıklamayacağım belli ki bilgi dağarcığın fazla geniş değil.Bide bana kuantum fiziğine inanmıyormusun diye sormuşsun bilime inanılmaz bilim din değildir ki bir inanç olsun.Okuduğunu bile anlayamamışsın.3 paragraf yazımdan bunu çıkarmışsın.

        "Evrim hakkında hiç bir kitap okumadın mı?" Sorusundaki mantığı anlayamadım. Darwin in kendi yazdığı kitap dışında onun hakkında yazılmış diğer kitapları da mı okumam gerekiyor?

        Bu cümleden sonrasına pek fazla konuşmak istemiyorum doğrusu.

        Einstein konusuna gelirsek..Einstein rastlantısallık ilkesine şiddetle karşı çıkmıştı.Daha sonrasında kuantum mekaniği bilimsel literatüre oturunca en büyük hatam diye pişmanlığını dile getirir.

        https://tr.wikipedia.org/...rt%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1
        http://www.zamandayolculuk.com/einsteinkuantum.htm

        bak bu da bas bas bağırdığın tanrı zar atmaz sözünün tamamı..

        “Bilimden beklediklerimiz açısından birbirimize karşıt kutuplarda toplandık. Siz (Bohr), zar atan bir tanrıya, bense gerçek nesneler olarak var olan şeyler dünyasındaki yetkin yasalara inanıyorum.”

        Demek ki neymiş bir şeyi bilmeden konuşmamak lazımmış araştırmak gerekiyormuş.

        Determinizm kuantum fiziğiyle büyük ölçüde yıkılmıştır.Savunan kişi sayısı yok denecek kadar azdır.Yukarıdaki yazıları okumaya gayret gösterirsen anlarsın.

        Bir şeyler yazmana gerek yok zira kalemim değilsin pek.Yukarıdaki cümleden hangi seviyede olduğunu anlamak pek güç değil.

        Sen değil teizmi kanıtlamak (buna da çok güldüm 2000 yıldır felsefecilerin yapmaya çalıştığı şeyi sen inci sözlükte müthiş bir birikimle kanıtlayacaksın) 2 kelimeyi anlamaktan yoksunsun hadi bu arkadaşları kandırmaya devam et
        Tümünü Göster
        ···
      2. 2.
        +1
        Atalay, senin bahsettiğin nedensellik ile bizim bahsettiğimiz nedensellik aynı değil. Sen kuantum fiziğini arkana alıp lineer determinizmin yani öngörülebilirliğin çöktüğünü söylüyorsun. Ancak biz de kuantumla birlikte öngörülebilir determinizmin çöktüğünün farkındayız. Arkadaşın bahsettiği nedensellik argümanı literatürde Kelam Kozmolojik Argüman isimli argümana tekabül ediyor. O argüman varlığının başlangıcı olan her şeyin bir nedeni vardır der. Yani her nedenin sonucu bellidir demez. Kuantum boyutundaki parçacıklara gelirsek, onların da nedeni vardır: Enerji. Kuantum boyutundaki tüm parçacıkların hareket nedeni sahip oldukları enerjidir. Eğer enerjileri olmasa hiçbir parçacık hareket edemezdi. Bak dikkat edersen hareketlerinin sonuçlarını sahip oldukları enerji belirler demiyorum. Hareketlerinin nedeni enerjileridir diyorum. Öngörülebilirlik ile bizim bahsettiğimiz nedensellik farklı. Şunu bir anla artık. Her yerde bozuk plak gibi 20. yüzyıl fiziğinde kaldı bu, kuantumla indeterminizm geldi, nedensellik çöktü gibi zırvaları tekrarlamayı bırak. 50. kez söylüyorum. Bahsettiğimiz nedensellik her varlığının başlangıcı olanın bir nedene ihtiyacı olması. Buna parçacıkların belirsiz hareketleri de dahil. Eğer parçacıkların hareketlerinin nedeni yoktur dersen onların enerjilerinin de olmadığını savunmuş olursun. Böyle bir şeyi savunacağını sanmıyorum.
        Bir diğer konu: Fideist imanın yararı
        Bahsettiğimiz tüm argümanlar çöp olsa bile bu yine de Tanrı'nın olmadığı anldıbına gelmez. Tanrı bilimin konusu değildir ki kesinlikle Tanrı vardır ya da yoktur diyebilelim. Tanrı, felsefenin konusudur. O yüzden ateizm lehine 100 argüman teizm lehine 0 argüman olsa da kesinlikle diye bir şey diyemeyiz. Şimdi daha açıklayıcı olalım.

        Sen en başından beri evren indeterminist ve irrasyonel yani hiç de sanıldığı gibi rasyonel bir evrende yaşamıyoruz diyorsun ve bunu savunuyorsun. Ayrıca evrende kötülük olması da cabası. Şimdi konuyu dallara ayıralım:

        a) Tanrı vardır ancak kusurludur: Bu durumda Tanrı kusurlu olduğu için hiç de evrenin mükemmel olmasına gerek yok. irrasyonel ve kötülüklerle dolu olabilir çünkü Tanrı kusurludur ve kusursuz bir evren yaratamaz. Bu durumda evrenin irrasyonel yapısı, indeterminist yorumlamaları ve sahip olduğu kötülükten dolayı, Tanrı yoktur sonucuna varamayız çünkü zaten Tanrı kusurluysa bunlar beklenen şeyler olacaktır. Bu durumda evrenin rasyonel olmamasından ve kötülüklerden dolayı Tanrı yoktur sonucuna ulaşmak da saçma
        olur. Kusurlu bir Tanrı tasavvurundan ulaşabileceğimiz evrenin de kusurlu olması beklenebilecek bir şeydir ve bu durumda evrenin kusurlu olmasından Tanrı yoktur sonucuna varacak argüman üretmek tamamen mantık hatası olacaktır.

        b) Tanrı vardır ve kusursuzdur: Bu durum yani Tanrı varsa kusursuz olacağı durumu, hepimizin kabul ettiği bir şeydir.(Tanrı tanımından dolayı) Tanrı varsa ve kusursuzsa evren nasıl kusurlu olabiliyor diye düşünebilirsin. Tanrı varsa ve kusursuz ise bu onun sınırlandırılamayacağı anldıbına gelir. Akli olarak da irade bakımından da sınırsızdır çünkü kusursuzdur. Tanrı irade bakımından sınırsız olacağından Tanrı olsaydı şöyle olurdu böyle olurdu Tanrı olsaydı evrende şu olurdu bu olmazdı demek tamamen yanlış çıkarımlar çünkü biz sınırlı varlıklar olarak sınırsız varlık ile empati kurmaya çalışıyor ve böylece mantık hatasına düşüyoruz. Ayrıca Tanrı böyle olurdu şöyle yapmalıydı evreni böyle yaratmalıydı diyerek zaten ayrı bir mantık hatasına düşeriz çünkü sınırlı varlıklar olarak Tanrı gibi sınırsız bir varlığa (şöyle yaratmalıydı, böyle yapmalıyı diyerek) sınır koymaya çalışıyor olurduk. O, bizim istediğimiz gibi yapsaydı kendi iradesi olmazdı. Bu durumda da sınırsız yani kusursuz yani Tanrı olmazdı. Bunun dışında bizim aklımız da sınırlıdır. Tanrı ise sınırsız akla sahiptir. Biz onun gibi düşünemeyiz. Biz evrenin irrasyonel bölümünü görüp Tanrı olsaydı böyle yapmazdı diyor olabilir ancak bu da ayrı bir hata. Şöyle bir analoji ile açıklayalım:

        Babası oğluna şeker yemesini yasaklar. Çünkü oğlu çok şeker yiyordur ve dişleri çürümeye başlamıştır. Şeker yemesinin yasaklanması oğulun iyiliği içindir ancak babasına kıyasla çok daha düşük bir akli seviyeye sahip oğul şeker yemesi yasaklandığı için şöyle der: Babam gerçekten akıllı bir adam olsaydı şeker gibi lezzetli bir şeyi yememe izin verirdi. Bu yaptığı hiç rasyonel bir davranış değil, aksine çok mantıksız ve saçma. Babam kötü bir adam. Çocuk, babasını bu yaptığından dolayı akılsız, mantıksız, saçmalayan, ve rasyonel olmayan biri olarak görmüştür ancak bu onun akli seviyesinin babasına kıyasla daha düşük olmasından kaynaklanır. Çünkü babası doğru olanı yapmıştır ancak çocuğun gözünden yanlış olanı yapmıştır. Aslına bakılırsa ise babası hiç de irrasyonel, saçmalayan, mantıksız, kötü bir insan değildir. Bu çocuğun bakış hatasının suçudur. Umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir.

        Bunun dışında evren tamamen indeterminist bir yapıda değil. Eğer öyle olsaydı; bilim bize hiçbir zaman mutlak gerçek sonuç veremezdi. Bu durumda da bilime güvenmemiz saçma olurdu. Çünkü evren tamamen indeterminist olsaydı şimdi yaptığımız deneyin bir sonraki aşamada yanlış çıkıp çıkmayacağını bilemezdik. 1.,2.,3... deneylerde x sonucu çıkıyorsa, 13268416. gözlemde y sonucu çıkabilir. Bu durumda x mutlak gerçektir diyemeyiz hiçbir zaman. Evren tamamen indeterminist olsaydı bilim hiçbir zaman ilerleyemezdi. Aslında evren tamamen determinist olsaydı da farketmez. Felsefede nedensellik eleştirisi ya da tümevarım eleştirisi isimli bir eleştiri bulunmakta. Buna göre bilime çok da güvenmemek gerek. Bir örnek vermek gerekirse, güneş şimdiye kadar hep doğudan doğdu diye bundan sonra da doğudan doğacağına dair bir delilimiz yok. Eğer dersen ki belli bir yörünge var ve dünya kendi etrafında belli bir yönde dönüyor. Bunun bir anda değişmeyeceğine dair delilimiz yok. Eğer dersen ki fizik kanunları var, bu fizik kanunlarının bir anda değişmeyeceğine delilimiz yok. Eğer dersen ki şimdiki gözlemlerimiz ile geleceğe dönük çıkarım yapabiliyoruz bu yüzden dediğin şey asla olmaz. Bu durumda da şimdiki gözlemlerimizin bir anda değişmeyeceğine dair delilimiz yok. -ki sen evren indeterministtir dediğin için o son cümleyi, yani şimdiki gözlemlerden geleceğe yönelik bir belirleme yapabileceğimiz ifadesini zaten demezdin.- Bu tümevarım eleştirisidir. Kökü Gazali'ye dayanır ve David Hume bunu sistemleştirmiştir. Şimdiye kadar da hiçbir bilim insanı, filozof, düşünür bu eleştiriye tatminkar bir cevap erememiştir ve verebileceklerini de sanmıyorum.

        Bunun da dışında evren tamamen indeterminist değildir. indeterminizm mikro evrende geçerlidir. Determinizm ise makro evrende ve evren de mikro evrenden ibaret değildir. Öyle olsaydı şuan kuantum ve görelilik kuramlarını birleştirmeye çalışmazlardı. yani determinist kurallar ve indeterminist kuralları. Kaldı ki mikro evren de tamamen indeterminist değildir. Elbette kuantum mekaniğinin dalga fonksiyonun aslında kuantum potansiyeli denen bir alanı temsil ettiğini söyleyen Bohmcu determinist veya dalga fonksiyonun o sistem hakkında bilgi seviyemizi veren bir model olduğunu söyleyen determinizm ile uyumlu yorumları da var.

        Pek anladığını sanmıyorum çünkü aşırı subjektif, diğer fikirlere kapalı, dediğim dedik, sabit fikirli ve kendini şartlamış birisin. Ancak umarım anlamışsındır.
        Tümünü Göster
        ···
      3. 3.
        0
        Tanrı olamaz diye bir şeyi savunmadım. Tanrıya iHTiYAÇ YOK dedim. Tanrı olmadan da evren var olabilirdi ilk nedenin TANRI olması gerekmez. Yukarıda da açıkladığım gibi siz kelam kozmolojik argümanı tanrı merkeze alarak kuruyorsunuz yani tanrı olmalı mantığıyla gidiyorsunuz tamamen subjektif bir bina inşa ediyorsunuz daha temeline tanrı var kafasıyla hareket ettiğiniz için kelamı hala bağnaz bir şekilde savunuyorsunuz oysa daha ilk başında kendi kurduğu olaylar zincirini yıkmasına rağmen. Tanrı değil madde merkezde olmalıdır. Tanrıyı merkeze alarak düşünürsek tanrının da ilk nedeni olması gerektiği sonucuna varırız ama bunu hala ısrarla tanrının ilk nedeni olsaydı sonsuz tanrı olacaktı tanrı zaman ve mekandan bağımsızdır vs vs diye zırvalıyorsunuz yani tanrı olmalı mantığıyla hareket ediyorsunuz ve bu objektif olmuyor anlatabildiysem iyi.Biz de size zaten bu yüzden bu argüman geçersiz diyoruz.Öte yandan bir ilk neden varsa ve tanrı doğurulmadıysa o zaman sonsuz evrenler deki sonsuz evrenler döngüsüne de sıcak bakman gerekir zira burada tanrı kendi kendine var olabildiyse (veya her neyse var olmakta doğru kelime değil burada zaten hep vardı falan deme şimdi) sonsuz evrenleri geçtim evren bir süreklilik içinde kendi içine çöküp dalgalanmayla tekrar var olabiliyor da olabilir. Başlangıcı neydi tetikleyen neydi dersen bende sana tanrının başlangıcı neydi diye sorarım ve bu soruda o soru gibi mantıksız olur çünkü tanrı tanrıysa başlangıcı olmazdı. Yani ilk neden demek TANRI demek değil. Yani sonsuz döngüyse başlangıcını da düşünmek insan aklının kavrayabileceği bir şey değil aynı tanrı da olduğu gibi.Çünkü insan 3.boyuta hapsolduğu için zaman ve mekanın olmadığı bir ortamı düşünemez.

        Şimdi sonsuz evrenler kanıtı yok vs falan gireceğini pek düşünmüyorum ama zaten biz burada bilimsel değil felsefe merkezli gidiyoruz.Ha zaten yakın zamanda ciddi tezler ortaya atıldı multiverse hakkında ama kabul eder misin bilmem.

        Subjektif falan değilim burada senin dinin yanlış benimkisi kesin doğru dediğimi de sanmıyorum ama yukarıdaki arkadaş malesef fazla bir şey bilmiyor ve kendince tanrı ispatı falan filan yazmış buna güldüm sadece ve onu eleştirdim.

        Tanrının olmadığı kanıtlanabilecek bir şey değil keza varlığı da bu tartışma ebediyen sürecek bana göre ama tanrıya iHTiYAÇ olmadığı belki ilerde ciddi delillere dayanabilir bunu savunuyorum.

        Determinizm hakkında dediğin çoğu şey doğru ama olayların belli bir düzeye kadar nedensellik içinde gerçekleşmesi herhangi bir düzene işaret etmiyor sadece evrenin başlangıcındaki 4 yeğin kuvvetin işlemesiyle oluyor ama unutma makro boyutta zaten her şey belli bir düzene göre işlemek zorundadır fizik yasaları gereği zaten bu kuvvetler olmasaydı yaşadığımız evren olmayacaktı dolayısıyla bizde olmayacaktık.Bu yüzden bunu tartışmak anlamsız. ama unutma evreni asıl yöneten mikro alemdir aynı big bangta olduğu gibi ve mikro alem nedensellik ilkeleri içinde işlemez.

        ayrıca ben 4head eski hesabım silik yedi hatırlarsın belki
        Tümünü Göster
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      +2
      Sayın Atalay Filiz :D

      ilk önce tek yaptığının "sen aptal bir cahilsin" i üstü örtülü bir biçimde demek. Bunu açıklığa kavuşturalım.

      Einstein ı tamamen kuantum fiziğini ilk reddedip daha sonra da kabul etmiş gibi anlatmışsın. Ancak Einstein kuantum fiziğini kurucularındandır. Gönderdiğin linklerde de Einstein ın o dönem de moda olan her şeyi tesadüf ve rastgelelikle oluştuğunu düşünen zihin yapısının kuantum mekaniğinde de ortaya çıkmasını eleştirdiğini görüyoruz.

      Einstein ın yenilgisini kabul ettiği konu ise Heisenberg belirsizlik ilkesine karşı ürettiği anti-tez ve bu tez doğrultusunda yaptığı deneylerdir.

      Evrim konusuna gelirsek...

      Genellikle herkesin sahip olduğu evrim bakış açısı Darwinist Evrim olduğu için ben de yazdığım entry de Darwinist Evrimi ele aldım.

      Eğer yazılarımın hepsini okusaydın benim evrime inandığımı ancak Darwinist bakış açısını kabul etmediğimi görürdün. Senin de bu şekilde düşündüğünü düşündüğüm için Darwinist evrimi ele almıştım ancak senin tek yaptığın karşındakini küçük görmek ve küfür kullanmadan aşağılamaya çalışmak olduğu için yazdıklarımın yarısını dahi okumamışsın.

      Bu arada sen olayı en baştan yanlış anlamışsın. Heisenberg in belirsizlik ilkesi bir atomun bir elektronun veya bir protokol yerinin saptanamayacağını söyler. Atomların rastgele dağıldığını söylemez.
      ···
    3. 3.
      0
      Atalay ile defalarca tartıştım. Teizme ilkel diyor ancak ateizmin de teizm kadar köklü olduğunu bilmiyor. Asırlardır var olagelmiş köklü argümanlara eğer teolojik argümanlar ise direkt kafadan saçma diyor. O kadar filozof bu argümanları çok farklı platformlarda defalarca tartışsalar da ona göre hepsi saçma. Teolojik argümanlara gelince onlar eski ve kurumuş argümanlar ve ilkeller. Yine köklü ve çok tartışılmış ateizmin temel argümanı olan kötülük problemine gelince o argüman uzun zamandır tartışıldığı için ona göre çökemez. Kötülük argümanını eleştirirsen ona göre cahilsin çünkü bu çok köklü bir argüman ancak kendisi yine çok köklü olan teolojik argümanları hemen yabana atabiliyor. Dawkins gibi militan ateistler dahi ince ayarı kabul ederken kendisi kişinin kendi fikirlerini de yazısına eklediği ve ince ayarla uzaktan yakından alakası olmayan bir sabiteyi örnek gösteren bir yazıyı örnek göstererek ince ayarın çöktüğünü iddia ediyor. Fizikçiler kepenkleri kapasın dükkanı kapasın boşa uğraşıyorlar. Evrendeki hassas ayarlardan bahseden fizikçilerin büyük çoğunluğunun agnostik ve ateist olması da ironik. Ancak boşa uğraşıyorlar. Karşılarında 2 bilim makalesi okumuş atalay var. işleri zor. (vay amk ehusahguısah) Ayrıca yüzden fazla kaynaklı ince ayar makalesinin sonunda kaynaklar varken ve tek bir tane Müslüman ismi geçmezken dark matter, dark enegy kelimelerini görüp bu makaleyi müslümanlar hazırladı herhalde xd diyebilecek kadar cahil. Makale de arxiv'dendi. Martin Rees gibi efsane fizikçilerin yazdığı bir makaleydi. Onun attığı ise kişinin kendi düşüncelerini yazısına eklediği ve ince ayarla alaksı olmayan sırf karalama amaçlı pek kaynağı olmayan zayıf bir makaleydi ancak yüzden fazla kaynaklı ve önemli fizikçilerin arxiv makalesindense o zayıf yazı ona daha ilgi çekici gelmişti çünkü işine gelen oydu. Ayrıca öngörülemezlik ile indeterminizmi aynı şey sanan birisi muhtemelen. Ontolojik argüman doğruysa peri de vardır len aq deme potansiyeli dahi var. Sürekli bir bilen safsatasına düşüyor. Hayır, Dünyadaki gelmiş geçmiş tüm bilim adamları ateist olsa ne olur olmasa ne olur. X alanında başarılı olmak her konuda doğru seçim yapmak anldıbına mı gelir. Örneğin; Hawking ve Paul Davies tam felsefe çomarlarıdır. Ancak bilimde dahilerdir. Uluslararası alanda makaleleri yayınlanmış ODTÜ Fizik 2.si Felsefe 1.si Koç Üniversitesi'nde 6 sene doktora yapmış. Matematik ve fizik bilgisinden dolayı dahiler okuluna alınmış Enis Doko'yu küçümseyen ancak onun tırnağı dahi olamayacak, birkaç makale okuyup profesör kesilmiş, muhtemelen hiçbir akademik başarısı olmayan, tartıştığı kişileri küçük görmekten başka bir gib bilmeyen, yazılarının yarısından çoğu karşısındakini küçük görücü tarza ve küfürlerle dolu olan, cehaletini küfür ve baskıyla örtmeye çalışan, Türkiye'de ateizmin gelişmemesinin ana sebebi olan insanlardan birisidir kendisi. Şu bir gerçek ki bilgeler, cahillere asla laf anlatamaz. Gazali; cahillerle tartışmayın çünkü ben hiç kazanamadım der. Şafi; 1 delille 40 alimi yendim, 40 delille bir cahili yenemedim der. Yani bir cahile istediğin kadar laf anlatmaya çalış, o yine bildiği yoldan gidecek seni dinlemeyecek ve asıl cahilin karşısındaki olduğunu düşünecektir. O yüzden bu sözlükten yahut ekşi sözlükten yahut uludağ sözlükten daha açıklayıcı olacak şekilde Türkiye'deki herhangi bir sözlükten insanlara laf anlatmaya çalışmak büyük yanlış. Çünkü bu sözlükler ve forumlar laftan anlamayan, cehalete dalmış olup kendini bilgili sanan, egoist insanlarla dolu. Ve şu saniyeden itibaren karar kıldım ki Türkiye'de herhangi bir sözlük veyahut forumda herhangi bir konuda herhangi biriyle tartışmayacağım. Çünkü yarar sağlamayacak bir işin peşinden gitmek beyhude bir çabadır. Böyle egoist, laftan anlamaz, kendini bilgili sanan cahiller ile uğraşmaktan da daha yararsız bir iş yoktur. Vallahi bu ülke eğitilmezdir.
      Tümünü Göster
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 18.
    -3
    Tanrı zar atmaz sözünün tamamı burada..

    “Bilimden beklediklerimiz açısından birbirimize karşıt kutuplarda toplandık. Siz (Bohr), zar atan bir tanrıya, bense gerçek nesneler olarak var olan şeyler dünyasındaki yetkin yasalara inanıyorum.”

    Einstein ''kişisel bir tanrıya inanmadığını defalarca kez belirtmişken. Hala onu teist veya deist olarak görenler var
    ···
    1. 1.
      +1
      'Ben ne ateistim ne de panteistim' bu söz Albert Einstein a aittir ve sana defalarca kez söylediğim halde akıllanmadın. BU SÖZÜNÜ 50. YAŞINDA GEORGE SYLVESTER A VERDiĞi RÖPORTAJDAN OKUYABiLiRSiN.
      ···
    2. 2.
      +1
      Evet. Başka bir sözünde Hristiyan veya Yahudi olmadığını ikisinin de uydurma efsanelerin oluştuğunu söylemiştir. Ancak bu hala bir tanrıya inanmadığını GÖSTERMEZ .
      ···
  19. 19.
    +1 -2
    Arada özet geç bin
    ···
    1. 1.
      +1
      Tanrının formülü kitabını mı okudun panpa
      ···
  20. 20.
    +3
    tanrının olduğuna bazı şeylerle karar vermişsin fakat bundan sonra direkt din göndermiş olmasından devam etmişsin din göndermemiş de olabilir.
    ···