/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +120 -19
    Olay Çanakkale’de yaşayan Bilal Bey dilinden anlatılacaktır.
    Bilal Bey anlatıyor: Yaklaşık 7 yıldır köyün ağalığını yapıyordum. Köyde herkes adaletli birlikten memnun ve hoşgörülüydü. Fakat son 1 yıldır köyde işler ters gitmeye başlamıştı, buğday bereketimiz yoktu, tarlalarda yetişen mahsülün bereketi yoktu. Tarlaların verimi epey düşmüştü ve köyde kıt kanaat geçim başlamıştı. Herkes artık kendini düşünüyor, pazara çıkmıyor ve kendine yetecek kadar mahsül topluyordu. Sürekli köylüler yanıma geliyordu “Bilal aga bak köyde kıtlık var birşeyler yapmazsan artık bu köyün ağası demem” sana deyip gidiyorlardı. Sürekli düşünüyordum acaba bu köy, bu verimli, mutlu insanları barındıran köy neden bu denli kıtlığa çarptırılmıştı, bir türlü anlayamadım. Bir gece yanıma oğlum Vakkas geldi. “Baba tarlamızda ki meyveler, sebzeler sürekli biri tarafından koparılıyor, biçiliyor, üstüne basılıyor artık toplanamaz hale geldiler napıcaz” dedi. “Aman oğul olur mu öyle şey, çocuklar oynarken dozunu kaçırmışlardır veya birilerinin canı çekmiştir ondandır” dedim. Vakkas suratıma baktı “baba bu gece tarlaya git ve bak ne oluyor, ne dönüyor yoksa sonumuz cidden kötü olacak” dedi. Düşündü Vakkas haklıydı bu gece tarlaya gidip neler olup bittiğine bakacaktım.

    Tek başlıkta okumak için: http://www.incisozluk.com...C4%9Fullar-1998/sahibi/1/
    ···
  2. 2.
    +37
    Gece karanlık çökünce saat 23:00 civarı eşime ve oğullarıma “ben tarlaya gidiyorum gelen varmı, gelmek istiyormusunuz” dedim. Ev ahalisi suratıma gitme manasıyla, sıkkın şekilde baksalarda sözüme devam ettim. En büyük oğullarımdan Vakkas ve Fikrete “Hadi Vakkas, Fikret sizde gelin” dedim. Fakat ikiside gelmemekte ısrarcıydı. “Aman gelmezseniz gelmeyin” dedim ve evden çıktım. Hava epey karanlıktı, köpek uluma sesleri ve havlama sesleri gecenin sessizliğini bozan tek seslerdi. Gökyüzüne baktığımda sadece yıldızları ve koskocaman dolunayı görüyordum. Evin bahçe kapısından yola çıktım bir 15 dakika yürüdükten sonra patika yola girdim ve tarlaya doğru yürümeye başladım. 15-20 dakika yürüme sonrası gözle görülür mesafeden tarlamı görebiliyordum. Fakat çiçeklerin ve yaprakların arasında bir kıpırtı ve hışırtı vardı. Birden sendeledim ve seyretmeye başladım.
    ···
    1. 1.
      -3
      Panpa özelden köyün ismini söyler misin ?
      ···
      1. 1.
        +12 -1
        ananın amı köyü.olm bide salak veletler bunlara inanıp korkuyor filan asudgaustdgıasdas
        ···
      2. 2.
        +2
        Iiyyyyy pis tak şeytan
        ···
    2. 2.
      +1
      Korkunçlu hikaye var rez
      ···
    3. 3.
      +1
      rezervasyon
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +31
    Seyrederken yavaş yavaş tarlaya doğru yaklaşıyordum. Ben tarlaya yaklaşınca hışırtı sesleri yavaşça kesiliyordu, iyice yanaştım yanaştım kendi kendime “ Ulan Bilal ağa korktun mu yoksa hay Allah seni” dedim ve cesaretli şekilde tarlaya girdim. Ama öyle bir atmosfer vardı ki o hışırtı seslerinin geldiği yöne bir türlü bakıp, kafamı çeviremiyordum, yavaş yavaş mahsülü kontrol etmeye başladım. Vakkasın dedikleri doğruydu, birkaç sebze, meyve zedelenmiş ve yenilmeyecek hale getirilmişti. Nitekim sağa doğru adımımı attım ve hareketlenmelerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Her bir adım atışımda hışırtı sesleri çoğalmaya başladı. Yaklaştım, yaklaştım yaprakların ardına elimi atmamla beraber elimde bir sıcaklık ve sanki biri elimi tutmuş gibi hissettim.
    ···
    1. 1.
      0
      rezzzz alalım
      ···
  4. 4.
    +25
    “Noluyor lan hayt, huyt” tarzıyla etrafıma bakınca elimde gördüğüm şey beni çok ürpetti simyah bir yılan kocaman yavaş yavaş elime doğru sarılıyor. Sağa sola vurucam, vuracak yer yok. Direk sol elimle kolumda ki yılanın kafasını tuttum, boyun kısmından sıkmaya başladım. Tuttuğum anda yılan kendini kolumdan aşağıya doğru saldı ve ben yılanı tutup çevirmeye başladım, 3 tur,4 tur çevirdikten sonra sert şekilde yere vurdum ve yılan yerde hareketsiz kalmıştı. Bu olaydan sonra biraz korktum ve yılanı orada bırakıp direk tekrardan evime doğru yola çıktım. Ama kalbim “güm güm güm” atıyor, ölecekmişim gibi hissettim. Her geçtiğim yolda köpekler bana doğru bakıp “huaavvvğğğ” diye sinirli şekilde havlıyor. Nihayet evimin önüne geldim fakat tüm gaz lambaları kapalıydı. Camdan belli oluyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Ferese özenme fjfnfnjfng
      ···
      1. 1.
        +3
        Feresle tanışıyorum. Fakat ona özenmiyorum çünkü o yaş olarakta, yaşanmışlık olarakta benden büyük.
        ···
  5. 5.
    +32
    ilk baş düşündüm “ulan bunlar bu saatte uyumaz hadi Vakkas uyudu, hanım uyumaz” neyse dedim girdim bahçeye, sol tarafımdaki çeşmeden “hoşşş hoşşş” su sesleri geliyordu. Çeşmeye doğru bakmak istesemde direk evime doğru gittim ve kapıya vurdum. Kapıya vurduğum anda evin tüm lambaları yanmaya başladı, pencereden yansıyordu. “haydaa” dedim bir anda nasıl hepsi açılıyor. 15 saniyelik bir bekleyiş sonrası hanım kapıyı açtı. “buyur bey” dediği anda “bismillah” deyip gözlerini patlattı. “Noldu hanım” dedim. “Bey bu ne hal yüzünün rengi bembeyaz olmuş noldu birşeymi oldu” dedi. ilk baş onları korkutmak istemedim tarlada yaşadığım olayı anlatmayacaktım, fakat arkada Vakkasın sesini duydum “Yılan görmüştür ondan korkmuştur” dedi. Vakkasa sert bir bakış attım. Direk içeri girdim elimi yüzümü yıkayıp, oturduğumuz odaya geçtim.
    ···
  6. 6.
    +33
    Vakkasa bakarak sözlerime devam ettim. “Vakkas tarlaya gittim ama sadece gördüğüm şey yılandı” dedim. Vakkas “Baba biliyordum, gece vakti yılandan başka ne olacaktı” dedi. “Tarlayı çok suluyoruz ondan geliyordur” deyince hemen vakkasa bakıp “yarın tarlaya gidiyorsun kardeşinle yenecek durumda olan tüm mahsulleri topluyorsun ve o tarlaya daha bir şey ekmiyorsunuz” dedim. “Tamam baba” deyip karşılık verdi. Bir iş vardı fakat neydi, anlamaya çalışıyordum. O gece uyudğumda çok rahat bir uyku çekmiştim ama ne rahatlık böyle içim bile mutluydu, galiba son mutlu uykumdu anlayamamıştım. Sabah ezanı okunurken hanım tarafından uyandırıldım. “Bey hadi uyan” diyordu. Hanıma baktım ve uyandım abdestimi alıp, kıyafetlerimi giyip sabah namazını kılmak için caminini yolunu tuttum.
    ···
  7. 7.
    +31
    Camiye geldiğimde cami avlusunda kimse yoktu, “Allah allah” dedim yanlışmı geldim, saatimi şaşırdık, ne yaptık. Caminin kapıları açıktı, içeriye girdim. içeriye girdiğimde saftaki köylülerin bana değişik baktığını gördüm, hepsi kindar şekilde bakıyordu. Galiba bu bereketsizliğin benim yüzümden olduğunu düşünüp bana kızıyorlardı. Selam verdim tüm cemaat selamımı aldı, fakat hoca yüzüme bakarak bir hasbinallah çekti sonrasında bende safıma geçtim. Sabah namazını kılmaya başladık. Kıldığım namazdan keyif almıyordum, sanki zorunlulukla kılıyor gibiydim. Namazı bitirdik tüm cemaatle birlikte dışarı çıktık. Bir dede yanıma geldi ve şöyle dedi “bunların hepsi o senin oğlun olacak Vakkas yüzünden, ne geldiyse sizin yüzünüzden geliyor başımıza” dedi ben hiçbir şey anlamadım. Ne diyeceğimide bilmiyordum, çünkü neyin ne olduğundan haberim yoktu.
    ···
  8. 8.
    +29
    iLGi GELiRSE YAZMAYA DEVAM EDECEĞiM. REZLERi ALIN, SiGARALARI HAZIRLAYIN, ÇAYLARI DEMLEYiN.
    ···
  9. 9.
    +12 -1
    DEVAM BEYLER..
    ···
  10. 10.
    +41
    Eve geldiğimde Vakkasla konuşmaya başladım. “Vakkas köylü senin yüzünden köyün bu durumda olduğunu söylüyor, oğlum ne yaptın birşeyleremi zarar verdin, yoksa yanlış birşeymi yaptın, paramı çaldın ne yaptın oğlum” dedim. “Baba benim kimseye bir zararım olmadı ne olduğunu bilmiyorum ama köylü bana karşı kötü davranıyor, bir gün korkuyorum öldürecekler” dedi. Bu olayı kurcalamam gerekiyordu. Acaba bu köyde biri bizim ailemize büyümü yapmıştı bunu bile düşünmeye başlamıştım. Sürekli düşünüyordum nihayetinde o günü gece ettik. Gece vakti uyurken bahçe kapısından değişik sesler geliyordu. Camdan dışarı baktığımda sol tarafa doğru 0 mesafede bir kişi vardı fakat kim olduğunu göremiyordum, direk elime tüfeğimi aldığım gibi kapıya doğru koşmaya başladım.
    ···
    1. 1.
      +1
      Cggvfyggg
      ···
  11. 11.
    +32
    Kapıdan dışarıya çıktığımda bir kişi ayakları zütüne değercesine bahçemden dışarıya doğru kaçmaya çalışıyordu. Arkasından baktığımda herhangi bir değişik canlı olmadığını, insan olduğunu farkettim. Biraz arkasından seyrettim, yoldan patika yola saptı, patika yoldan koştu koştu, en son gölgesini gördüm dahada görmedim, gözden kayboldu. “yahu gece vakti bunun burda ne işi var acaba” dediğim sıra Vakkas uyandı yanıma gelip “baba ne oluyor hayırdır” dedi. Durumu ona anlattım. O sıra konuşurken Vakkas kapıya doğru dönerek sesli şekilde “babaa” dedi. Bende ileriyi seyrederken bir anda Vakkasa döndüm birde ne göreyim.
    ···
  12. 12.
    +28
    Kapıya sıvı bir şey sürülmüştü. Sanki badana fırçasıyla boya yapılmış gibiydi. Fakat sürülen şey, her ne ise yapış yapış aşağıya doğru akıyordu. Ağır bir kokusu vardı, ilk baş kokladığımda “hayırdır tövbeestagfurullah bu nedir, bunu hangi şerefsiz yapar” tarzında birşeyler tekrarladım. Vakkas bana baktı “baba bak söylemek istemezdim ama bu domuz yağına benziyor biri bizimle cidden uğraşıyor artık bir hocamı bulursun, birinimi bulursun şu işi bir an önce düzelt yoksa başımız belaya girecek” dedi. O an cidden korkmaya başladığım ilk andı, bizim kime zararımız var, ne haram yedik, ne de birine yanlış yaptık. Namazımızda, Kuranımızda insanlarız. Yarın ilk iş olarak cami hocasına gidip bu konuyu konuşacaktım. O gece Vakkasla biraz daha sohbet edip uyumaya gittik.
    ···
  13. 13.
    +29
    O gece rüyamda ilk kez değişik şeyler gördüm. Bir uçurumun kenarındaydık. 100 Metre ilerimde Vakkas ve bir kadın vardı, vakkas o kadına tecavüz ediyor, tecavüz ettiği anda kadının bir çocuğu doğuyordu. Etrafa baktığımda kapalı bulutlar, simsiyah gökyüzü vardı. Bir anda irkilerek sabah ezanı ile uyandım. Hemen kalkıp, abdestimi aldım sabah namazı için evimden ayrıldım. Evimiz camiye yakındı, 5 dakikalık bir yürüme mesafesiydi. 5 dakikalık bir yürüyüş ardından camiye girdim, “selamun aleyküm” dediğimde herkes, hoca dahil selamımı almıştı. Saf’a geçtim, hoca “Allahuekber” dedi namazı kılmaya başladık, namaz bitişinde etrafıma baktığımda tam yan tarafımda giysileri hafif tozlanmış, birazda yüzü gözü elleri kirlenmiş biri vardı. Bu karşı köyün ağasının ayak işçisi Caferdi. Neden bu vakitte bizim köye namaza gelmişti ?
    ···
  14. 14.
    +28
    Yanına gidip neden burada olduğunu soracaktım fakat benimle göz göze geldiği anda hızlıca ayakkabılarını eline alıp sanki benden kaçıyormuşçasına caminin çıkışına doğru gitmeye başladı. Bende herkesin bana kızgın olduğunu bildiğim için Caferinde kızgın olduğunu düşünüp peşinden gitmedim ve namaz bitişi direk cami hocasının yanına gittim. “Hocam selamun aleykum” dedim. “Aleykum selam bilal aga” diye yanıtladı fakat hala yüzüme bakmıyordu. “Hocam sizle bir şey konuşmak istiyorum başıma gelenleri hiç sormayın neler geldi neler” dedim. Hoca yüzüme baktı buyur bilal aga anlat dinleyelim” dedi.
    ···
  15. 15.
    +30
    ilk olarak köyde ki durumu anlattım hoca zaten bunu biliyordu, daha sonra tarlaya gittiğim geceyi anlattım, daha sonrada dün gece yaşadığım kapıma domuz yağı sürülme olayını anlattım. “Hayırdır inşallah” deyip biraz düşünmeye başladı. Yüzme baktı devam etti. “Agam bir belalınız bir düşmanınız varmıydı” dedi. “Yok hocam bizi bilirsin, köylüde bizi sever, kimseye bir yanlışımız olmadı bu zamana kadar” dedim. Hoca yüzüme baktı “yahu bu anlattıkların büyü alameti bir düşmanın var ki sana büyü yaptırmış” dedi. Ben bunları duyduğum anda epey bir korktum, “yav hocam bunun bir çaresi yokmudur, büyü felan ben hayatım boyunca böyle şeyleri bilmedim, bilmemde.” Dedim. Hoca bana baktı “bilal aga sen bugun evine git yarın öğlen vakti köy kahvehanesinde bunları konuşalım sanada uyarsa” dedi. “Tamam hocam Allaha emanet olun”dedim. “Allah razı olsun” dedi yavaş yavaş yanından uzaklaşıp caminin çıkışına doğru gitmeye başladım. Camiden çıktığım anda değişik şeyler hissetmeye başladım. Sanki bir elektrik vardı ve beni çekiyordu ama güzel bir histi. Etrafımda biri tarafından izlendiğimi açıkça hissedebiliyordum.
    ···
  16. 16.
    +23
    içimde bir his vardı ve benim eve patika yoldan gitmem gerektiğini oranın daha güzel olduğunu beynime kazır gibiydi. Fakat biliyordum şuan yürüyen beden ben değildim ve kararlarımı ben vermiyordum. Zorda olsa evin yolundan şaşmadım eve gittiğim anda Vakkas ve Fikreti uyandırdım. iki oğlumuda aldım karşıma sözlerime devam ettim. “Evladım bakın eğer aranızda biri birşeylere bulaştıysa ve korktuğu için söylemiyorsa asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ben hocayla konuştum, bizim ailemize büyü yapıldığını söyledi. Siz elinizi vicdanınıza koyun, düşmanınız olmadığına kimseye bir yanlış yapmadığınıza yemin edin.” Dedim. Fikret elini kalbine koydu “babam ben Allahtan korkarım senin yüzünü kızartacak hiçbir şey yapmadım” dedi. Fakat Vakkasa elini kalbine koymakta tereddüt etmişti daha sonradan elini kalbine koydu ve Fikretin dediklerinin aynılarını söyledi. Vakkasın yüzü epey kızarmıştı, bir şey olmuştu ama hayırdır inşallah deyip bekliyordum. Bugün hocayla konuşmaya gidecektim ve yanıma Vakkasıda zütürecektim.
    ···
  17. 17.
    +31
    O günü sabahı namazdan sonra güzel bir kahvaltı sofrası vardı fakat herkes yemek yerken Vakkas bir türlü yemek yiyemiyordu. “Vakkas iyimisin oğlum” dedim “iyiyim baba geceki olaylara aklım takıldı” dedi. Ben o anda vakkasın bir şeyler yaptığını bir nevi anlar gibi oldum. Kahvaltı sonrası çaylarımızı içerken vakkasa döndüm ve dedim. “Vakkas evladım bak bir düşmanın varsa bana söylemiyorsan, korkuyorsan korkma söyle. Bu işinde icabından gelir yeterki size bir şey olmasın” dedim. Vakkas bana bakarak devam etti, “ohoo baba seni düşündüğüm için beni suçlu konumuna düşürüyorsun, kalbimi kırıyorsun doğrusu” dedi. Vakkas haklıydı günahını alamazdım. Saatler öğlene doğru gelince Vakkasla beraber meydandaki köy kahvehanesine doğru gitmeye başladık.
    ···
  18. 18.
    +28
    Köy kahvehanesine yakınlaştığımız anda sokakta bizi bir yaşlı kadın gördü. Vakkasın yüzüne bakarak sessizce “püh senin sıfatına rezil herif” deyip yoluna devam etti. Vakkas bu sesi duyup kızarmaya başlamıştı, bende duymuştum fakat duymamazlıktan geliyordum. Yol boyunca hep bir düşünce içersindeydim. Vakkas acaba ne yapmıştı ki köy ahalisi bize bu derece tepkiliydi. Nihayet köy kahvesine girdik. Soldan 3. Masada hoca tek başına oturmuş çayını içiyordu. Yanına önce ben oturdum, daha sonra yanıma oturmak için Vakkas yan taraftan bir sandalye çekmeye yelteneceği sıra hoca “sen ayakta kal” dedi vakkasa. Vakkas ayakta duruyor bende hocanın ne diyeceğini düşünüyordum. Hoca bana bakarak “keşke bunları duymasaydım aga bey” dedi. “Hayırdır hocam neyi duymasaydınız” dedim. Derin bir iç çekti. “Senin bu oğlun olacak hayvan herif varya ne yapmış bir bilsen küçük dilini yutarsın” dedi. “Allah allah ne yapmış hocam söylede bilek” dedim
    ···
  19. 19.
    +33
    Beyler okumuyorsanız sonra yazayım. Kendi evimde ağırlamam gereken misafirlerim var. Ben size telefondan hikaye yazıyorum. isterseniz primci deyin, isterseniz sövün fakat ben hikayeye misafirlerim gittiği zaman devam edeceğim. Siz rez alın burada kalın bakın söz veriyorum gelicem. Fakat şuan çok sıkışığım.
    ···
    1. 1.
      +2
      okuyoruz panpa hepsine şuku atıyorum 3-5 part daha art gece devam edersin seviyorum seni up up up upluyom hadi
      ···
    2. 2.
      +3
      Misafirini gibiyim ne zamanda geldi Vakkasıda gibiyim ne yaptıysa amk
      ···
    3. 3.
      0
      Deli mustafa napıyo
      ···
      1. 1.
        +1
        Evine gitti.
        ···
    4. diğerleri 1
  20. 20.
    +41
    “Senin bu hayvan oglu hayvan oğlun karşı köyden bir kıza tecavüz etmiş” dedi. O an dünya başıma yıkıldı, bu kadar büyük bir suçu bu kadar kısa sürede söylemeleri cidden karışık geldi bana. Vakkas resmen kendi kendine hayatını bitirmişti fakat bu büyüler neyin nesiydi? Ayağa kalktım ve Vakkasa sert bir tokat attım, sanki tüm yılların ağırlığını elimde biriktirip öyle vurmuştum. Vakkas “ne yaptın oğlum sen diyorum”, “baba zorla olan bir şey yok” diyor. O an vakkasın dediklerini duymuyordum bile, vakkasa sadece yüzünü tutuyordu ve tüm kahve bize bakıyordu. Vakkasa hala vurmaya devam ettim o kada çok sert vuruyordum ki artık köylü dayanamayıp beni tutmaya gelmişti. Kendime bunu hiçbir zaman yediremedim ve hala yediremiyorum. Daha sonra bir şekilde beni sakinleştirdiler. Vakkasın tecavüz ettiği kızın abisi ve abisinin eşi büyü işleriyle çok uğraşan köyde pek sevilmeyen insanlarmış, bunlar vakkasa büyü yapmış ve Vakkası öteki aleme adak olarak adamışlar.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved
      ···