/i/Bilim

"hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. ilimin ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir".
M.K ATATÜRK
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +92 -16
    Merhaba Bayanlar & Beyler,

    Çok uzatmayacağım. Beni bilenler bilir. Ekşisözlük başta olmak üzerine, popüler internet siteleri tarafından çalınan alttaki başlığın sahibi ve yazarıyım;

    (bkz: evren sanal gerçeklik simülasyonudur kanıtlıyorum)

    Bu başlığımın devamında çok soru geldi, araştırmalarımı bir buçuk yıldır karadeliklere yoğunlaştırmıştım.

    Kısacası evren bir simülasyondur, karadelikler ise simüle evrenin bug (kod içerisinde bulunan hatalar)'ları olduğunu iddaa etmiştim.

    Araştırmalarım yanıldığımı gösterdi.

    Mart ayının ortasında karadelik içinde ne olduğu keşfedildi, darknette bu bilgi yayılınca, insanlara oyalansın diye ilk karadelik fotoğrafı diye bir fotoğraf yutturmaya çalıştılar, ne yazık ki çoğumuz inandık.

    Bu yazımda size gerçekleri anlatacağım.

    Araştırmalarım tamamen kendi emeğimdir. Çalıntı ve alıntı değildir. Birçoğunu internette kolay kolay erişemeyeceğiniz kaynaklardan buldum.

    Kaynaklarımı listelemek gerekirse;
    Kapalı Ultranet Grupları
    DeepWeb
    Birebir röportajlar
    internet
    Basılı Yayın Küpürleri (Çoğu ingilizce)
    vb.

    Hazırsanız başlıyorum.
    ···
  2. 2.
    +11
    Kısaca özetlemek gerekirse; Hindistan 2016 Ocak ayında Rusya ile ortak yapım bir uzay aracı fırlattı. Ne fırtlatma ile ilgili ne de aracın ne taşıdığı ile ilgili net bir bilgi yok.

    Fakat ilginç bir şekilde Ocak ayında özellikle Yeni Delhi'de bir çok ufo görüntülenme vakası rapor edildi.

    Amerika'nın NSA ajansına göre uzay aracı üst yörüngeye yerleşmiş ve diğer uyduların aksine çok ilginç bir yörünge hareketi izlemekteydi. Üzerinde herhangi bir savaş başlığı ya da silah yok, teleskop yok, herhangi bir canlı taşımıyor. Kanat açıklığı 44 metre olan bir güneş paneline benzer panel taşıyor.

    Uluslararası uzay istasyonu defalarca bu izinsiz uydunun üzerinde Rusça karakterler yer aldığını savunsa da Rusya bu uydunun varlığını hala red etmekte.
    ···
  3. 3.
    +12
    Öncelikle kara delik hakkında şunları söylemem gerekli;

    Karadelik teorik olarak bir yıldızın ömrü bittikten sonra içine doğru çöküp devasa kütlesinin çok çükük bir alana kadar sıkışması, oluşan kütle çekimin uzayın dokusunu eğerek adeta bir delik oluşturması durumudur. Güneşin bir futbol topu kadar sıkıştırıldığını düşünürsek, bu bir karadelik oluşturabilir.

    Etrafından geçen ışık dahi hertürlü şey bu kütle gücünden kaçamadığı için deliğe düşmekte, ışık bize ulaşmadığı için karadeliği görememekteyiz. Zaten ismi de buradan geliyor.

    Şimdi yukarıda anlattığım teoriyi unutmayın.

    Fakat bazı teorisyenler, karadeliklerin aslında evrenin başka boyutuna açılan kapı olduğunu iddaa etmekte.
    Biz 3 boyutlu bir evrende yaşıyoruz. Örneğin beyaz bir kağıda bir nokta çizin, bu nokta için evren iki boyutlu olacaktır, yani ileri-geri, sağ-sol şekilde hareket etse bile derinlik kavramı yoktur. Siz parmağınızı bu noktaya yaklaştırsanız bile, nokta sizden haberdar olamaz, çünkü derinlik kavramı olmadığı için sizi algılayamaz. Ne kadar yakın olursanız olun, nokta aslında 3 boyutlu evrende yaşasa bile kendisi için evren 2 boyutludur.

    işte teorisyenlere göre biz 16 boyutlu evrende yaşamaktayız. Kara delikler ise 4. boyutun, 3. boyut ile kesiştiği noktalardır.

    Peki ya Hindistan ve Rusya bu uyduyu neden fırlattı?
    ···
    1. 1.
      0
      Reserved
      ···
    2. 2.
      0
      Rez alalım böyle saçma komplo teorilerini okuyup gülüyorum notlar alıyorum
      ···
  4. 4.
    +13 -1
    Daha önce anlattığım gibi, ne ışık, ne radyo sinyali hiçbirşey bu karadelikten kaçamıyor. O yüzden gözlemleyemiyoruz.

    Karadeliklere yaklaştıkça zamanın durduğunu biliyoruz. Siz bir karadelikten dünyaya baksaydınız, dünyanın yok oluşunu izleyebilirdiniz. Ama dünyadan siz sanki donmuş gibi gözükürdünüz.

    Hindistan 2014 yılında Rusya ile gerçekleştirdiği işbirliğinde kuantum bir bilgisayar yapmayı başarmıştı.

    Normal bilgisayarlarda 1 bit 1 veya 0 olmak zorundadır. Arka arkaya dizilen 1'ler ve 0'lar bilgisayar tarafından anlaşılabilir bir veriye dönüştürülür. Kuantum bilgisayarda ise bitler aynı anda hem 1 hem de 0 olabilir. Buna süperpozisyon adı verilir. Bu bitlere ise cubit denilir.

    iki cubit birbiri ile eşleştiğinde sanki tek bir cubit olarak çalışabilir. Hatta birbirlerine uzaklığı farketmeksizin evrenin farklı ucunda bile olsalar, iki cubit aynı şekilde hareket eder. Rusya şuanda bunu eş zamanlı iletişim için hali hazırda kullanırken, Amerika'da IBM firması daha yeni yeni cubitleri anlamaya başladı.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezevenk
      ···
  5. 5.
    +22
    Hindistan'ın planına göre birbiri ile eşleşen cubitlerden biri karadelik içine yollanırsa, diğeri dünyada aynı onun gibi davranarak, karadelik içindeki tekilliği dünyada simüle edebilir.

    Yani diğer bir deyiş ile, karadelik gerçekten bir ölü yıldız mı, yoksa başka bir boyuta açılan kapı mı sorusuna cevap bulunabilir.

    işte fırlatılan bu uydu, dünyanın ilk fonksiyonel kuantum bilgisayarını taşımaktaydı.
    ···
    1. 1.
      +1
      Okuyorum ben panpam devam lütfen
      ···
    2. 2.
      -5
      oha ağzım açık kaldı
      devam et panpa
      ···
    3. 3.
      +2
      Donup kalıcak cubit amk.
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 6.
    +40
    bi allahın kulu da okumuyo mu lan
    ···
    1. 1.
      0
      okuyoruz devam
      ···
    2. 2.
      0
      okuyoruz penps devam xd
      ···
  7. 7.
    +35
    NSA'e göre tüm çalışma Rusya tarafından fonlandı. Fakat kuantum bilgisayar Hindistan'lı bilim insanları tarafından bulunduğu için, Hindistan Yeni Delhi'den yönetilmekteydi.

    Projenin gizli tutulmasının asıl sebebi, cubitlerin simüle edeceği ortamın Dünya'da suuni bir karadelik oluşturup Dünya'yı yoketme ihtimaliydi. Bu yüzden eş cubit üst yörüngeye gönderilen uzay aracında tutulmaktaydı. Uzay aracı diğer uydulara göre farklı bir yörünge çizmesinin sebebi ise acil bir durumda, dünyadan hızla uzaklaşabilmesi için daha az güce ihtiyaç duyması içindi.

    Fakat tüm bunlar Dünya'da tepki ile karşılanabileceği için gizli tutulmaya karar verildi.

    Ayrıca karadelikteki cubit için zaman kavramı duracağı için teorik olarak geçmiş ve gelecek zaman ile ilgili durumlar, aynı tv'den izlenir gibi, eşleşen cubit yardımı ile gözlemlenebilirdi. Bu durum, gücü elinde barındıran ülke için tarif edilemez bir kudret anldıbına geliyordu.
    ···
  8. 8.
    +21
    Uzaya fırlatılan araçta kaç cubit gönderildiği henüz bilinmiyor. Fakat şuanda bilinen Dünya'ya en yakın karadelik V616 Monocerotis adında ve 3000 ışık yılı ötede.

    Cubitler ışık hızında hareket etme kabiliyetine sahip değil, olsalar bile 3000 boyunca yol kat etmeliler.

    işte Hindistan'lı bilim adamları tam bu noktada devrim yarattılar.

    Cubitlerin superpozisyon adı verilen ve aynı anda hem 1 hem 0 olabilecek yapısını bir ileri noktaya taşıdılar, buna supervaroluş adını verdiler (ingilizcesi SuperExistence). Supervaroluş hakkında kesin bir bilgi yok, çünkü halka açık bir bilgi değil. Hakkında birşey bulmak neredeyse imkansız. Fakat projede gözlemci olarak çalıştığını iddaa eden ve şuan San Francisco'da yaşayan UltraNet kapalı grup üyesi birinin yazısına göre; superexistence durumu çok komplike bir durumdur ve hala kullanılan bilimadamları tarafından bile henüz tam anlamıyla kavranamamıştır.

    Süpervaroluşa göre birbiri ile eşleşen cubitler kendi durumlarını yani statelerini kopyalayıp aynı anda birden fazla yerde bulunabiliyorlar. Yani bir cubit hem laboratuvarda var olabilirken hem de evrenin bir ucunda varolabilir.

    Hindistanlı bilimadamları bunu, 1970'de fırlatılan Aryabhatta isimli uyduya cubitlerin supervaroluş özelliklerini kullanarak bağlanıp kontrolü sağlayarak kanıtlamış.
    ···
  9. 9.
    +18
    Projedeki en önemli problemlerden biri aradaki 3000 ışık yıllık mesafenin kat edilmesinden öte, bu mesafe yüzünden bizim henüz karadeliğin 3000 yıl önceki halini görüyor oluşumuz. Aslında biz karadeliği göremiyoruz. Bu zaten imkansız.

    Fakat etrafında olan biteni gözlemleyerek karadelik hakkında bir bilgi sahibi olabiliyoruz.

    işte bu etrafında olanlardan gelen ışığın bize ulaşması 3000 yıl sürdüğü için, biz 3000 yıl öncesini görüyoruz.

    işte bu noktada ise Rus bilimadamları devreye girdi.

    2015 yılında Dünya'ya yoğun bir yerçekimi dalgası çarpmıştı. Hatırlarsanız bir süre elektronik cihazlar sapıtmıştı, saatler birkaç saniye geri kalmıştı. Hatta bazı illerde bir iki gün süren elektrik kesintisi olmuştu. Aslında bu 14 Eylül 2015'te tarihinde saptandı. Bu saptanan şey aslında 4 milyar yıl önce çarpışan evrenin diğer ucundaki 2 karadelikten yayılan enerjinin dünyaya henüz varmasıydı.

    Yani karadelikler yerçekimi dalgası yaymakta. işte fırlatılan uzay aracında 40 metreyi aşan bu güneş paneline benzer paneller, bu karadelikten yayılan yerçekimi dalgasını analiz edip, aradaki mesafe ile ilişkilendirerek, şuandaki durumunu net bir şekilde saptayabiliyor.

    Proje hakkında bu kadar bilgiden sonra artık projenin sonuçlarını paylaşacağım.
    ···
  10. 10.
    +29
    Cubitler supervaroluş ile karadeliğin çevresine gönderildi. Gönderilen Cubitlerden sadece 4'ünün karadeliğe ulaştığı saptandı. Birtanesi ise event horizon yani olay çizgisine kadar ulaşmıştı.

    işte asıl ilginç sonuçlar karadelik içinden değil, event horizondan geliyordu.

    Olay çizgisi zamanın tam olarak donduğu çizgidir. Bu çizginin öncesinde zaman yavaşlar, ötesinde ise teorik olarak geriye doğru akar.

    Deepweb'te hintçe yazılan bir rapora rastladım. Çevirisini yaptırdığım yer bana çok fazla terim içerdiğini bu yüzden sağlıklı bir çeviri olmadığını söyledi. Fakat anladığıma göre;

    Olay ufkundaki cubit tekilliği gösteriyor. Peki bu ne demek?

    Olay ufkunu geçen cubitler eşleri ile veri alışverişi sağlarken, tam ufuktaki cubit kuantum fiziğine aykırı olarak eşleştiği cubit ile senkronizasyonu bozarak diğer cubitleri etkilemeye başlıyor.

    Olay ufku dediğimi yer aslında yokluk. Hiçbir kuantum fiziğinin, ya da dünyayı anlama şeklimizin hiçbir öneminin olmadığı bir nokta.

    Daha basit olarak size şöyle anlatayım. Dünyadaki herşey enerjinin bir formudur. Enerji partikülleri atomu, atom ise evreni oluşturur. Düşünün ki atomlar bi anda varlıklarını red edip yokluk durumuna geçiyor.

    Bu etrafımızdaki herşeyin yok olması demek.

    işte olay çizgisi de yokluğun çizgisi.

    Peki bilimadamları bunu nasıl yorumladı?

    Düşününki siz bir bardağa zeytinyağı ve su koyuyorsunuz. Zeytinyağı üste çıkar su altta kalır. Peki tam aralarında, kesiştikleri noktada ne var? Cevap: hiçbirşey!

    işte olay ufku, bizim boyutumuz ile diğer boyut arasında geçişin o ince çizgisi. Hiçbirşeyin olmadığı yer.
    ···
    1. 1.
      +8 -1
      Yalnız bu hiçbir şeyin olmadığı yer kısmı beni fena etkiledi.
      ···
  11. 11.
    +20
    işte bu noktada Hindistan ile Rusya tüm çalışmalar üzerinde aniden tam gizlilik emri vererek, çalışanların yarısını işten çıkardı ve gizlilik yemini ettirdi.

    ilginç birşekilde çalışmalara yardımcı olan 6 bilim adamı Endonezya'daki bir konferansa aynı uçakta çağırılırken uçak düştü ve 189 kişi ile birlikte 6 bilim adamı da öldü. Bu detay haberlerde yer almadı.

    Tüm bunların tamamı olay ufkunu geçen cubitler içindi.

    Öncesinde simülasyon neydi onu bir açıklayalım tekrar.
    ···
  12. 12.
    +25 -1
    Bey simülasyonu Elon Musk'ın ağzından anlatmayı seviyorum. En güzel o anlatıyor.

    1980'deki bilgisayar teknolojisi ile 2019'daki teknolojiyi kıyaslarsak, insanlar 39 yıl içinde, yapay zeka, sanal gerçeklik ve kuantum bilgisayarlar icat ettiler.

    Düşününce önümüzdeki 3000 yıl içinde bilgisayar ortamında bir evren simüle edilmesi hiç de olanaksız değil.

    Zaten Matrix gibi filmler ve açık dünya konulu oyunlar ile, bu fikir bize empoze edilmekte.

    ileride insanoğlu bilimsel bir araştırma için bir evren simüle etmiş ve biz de bu evrende yaşayan sanal canlılar olabiliriz.

    Uzayın derikliklerinde özgürce yol alamıyoruz, hareketlerimizi kısıtlayan net kurallar mevcut, ölmek, kazanmak, aşık olmak, başarı vb gibi dünyevi birçok olay, aynı bilgisayar oyunu gibi simülasyona çok uygun.

    işte simülasyon teorisi, yaşadığımız evrenin bir simülasyon olduğunu varsayar. Bunun ile ilgili ciddi kanıtlarım, ilk entrymde bknz verdiğim başlıkta mevcut.
    ···
    1. 1.
      +2
      üstad onu bilemiyoruz. insan olarak bilgimiz kısıtlı. uzayın dışını dahi kavrayamadığımız için sonsuz diyoruz. zaten bu anlattığım olay da bunu anlamak içindi.
      ···
  13. 13.
    +15 -1
    işte en önemli kısma geldik.

    Olay ufkunun ötesinde ne oldu.

    Olay ufku geçilir geçilmez, Hindistan fırlattığı uyduyu yörünge dışına çıkararak dünyadan hızla uzaklaştırmaya başladı.

    Hatta bu haberlere konu oldu; https://www.space.com/401...unications-satellite.html

    Fakat asıl korku, olay ufkunda ortaya çıkan sonucun beklenenden daha dehşet verici olmasıydı.

    Deepwebdeki söylentilerin en yoğunu, insanoğlu simülasyon dışına bir insanyapımı araç gönderdiği için, simülasyon formatlanabilir, insan oğlu yok olabilirdi. Ya da suuni bir karadelik dünyayı yutabilirdi.

    Her halükarda Hindistan uyduyu uzayın derinliklerine fırlatmaya karar verdi ve yörüngeden çıkardı.

    Fakat iletişim kesilmedi. Hala entegre laboratuvar ile uzaktan kumanda edilip veriler Yeni Delhi'ye aktarılıyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Vay be...
      ···
  14. 14.
    +20
    Şimdi sizden bir şey rica edeceğim.

    Düşünün ki devasa bir evrende yaşıyoruz, trilyonlarda galaxy kümesi içinde, minnacık bir galaxy kümesindeyiz. Bu kümenin içindeki binlerce yerel galaxy grubu içinde, minnacık bir galaxy grubundayız, bu minnacık galaxy grubunda Samanyolu ismi verilen nokta kadar bir galaxydeyiz. Bu minnacık galaxy içinde trilyarlarca yıldız kümesi içinde bir kümede yer alıyoruz, bu yıldız kümesi içinde, minnacık bir yıldız sistemindeyiz. Ve bu yıldız sisteminde, minnacık bir dünyanın, minnacık bir ülkesinin, minnacık bir şehrinin, minnacık bir mahallesinde, minnacık bir evde yaşayan minnacık bir insanız.

    Eğer GTA 5 gibi oyunlara aşinaysanız, minnacık bir oyuncu için tasvir edilen devasa oyun evrenine aşinasınızdır. Bu evren öyle devasa dizayn edilir ki, isteseniz de dışarı çıkamazsınız.

    Ama bazı hataları vardır ki, oyunun o noktasına geldiğinizde, bi anda oyun evreninin dışına çıkar, ve genelde sonsuza kadar düşersiniz.

    Şimdi az önce gerçek evren ile anlattıklarımı bu oyun ile bağdaştırın.

    Ne kadar birbirine benziyor değil mi?
    ···
    1. 1.
      +2 -11
      Hakikaten benziyor
      ···
    2. 2.
      +8
      Oyunu yaşadaoğımız evrendeki kişiler tasarladığı için olabilir mi ?
      ···
    3. 3.
      +10
      En çok Tr serverına gülüyolardır amk

      -Kim kazandı
      -Organik hoşafı yapan ahahaha
      +Kapat aq kapat
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 15.
    +14
    Özelden çok fazla mesaj aldığım için bir açıklama yapmak istiyorum.

    Konuyu bu kadar uzatmamın sebebi, açıkladığım sonuçları kavrama açısından belli bir altyapıya sahip olmanız.

    Çünkü sonuçları belli bir altyapı vermeden açıklarsam, sizin için bir anlam ifade etmeyeceğine eminim. Ve bu konu öyle anlattım bitti şeklinde açıklanacak bir konu değil.

    Bu yüzden size tüm teorileri olabildiğince sade anlatıp, belli bir billinç düzeyine taşımaya çalışıyorum.

    Gereksiz uzattıysam affola...
    ···
    1. 1.
      +2 -3
      pamdik bildiğin her şeyi anlat memnun oluruz
      ···
    2. 2.
      +1 -3
      Anlat panpa bayiliyorum bu konulara :*
      ···
    3. 3.
      +1
      hayatım anlamsız diye çığlık atıp pencereden atlayan insanları anlıyorum. ama aklıma şu takıldı. bu simülasyonu kodlayan arkadaşlar evrene bir sınır koyuyor ama beyin kodlarımıza bu simülasyon ihtimalini düşünmememiz için bir sınır koyamıyor mu?
      ···
      1. 1.
        +4
        huur evlatlarına bak bir de taşak geçiyorlar bizle.
        ···
      2. 2.
        +1
        Belki de bu kodu yazanlar bunu engelleyecek bir güce sahip değildi. Yapay zekanın insanlığı yenme teorileri gibi.
        ···
      3. diğerleri 0
    4. diğerleri 1
  16. 16.
    +17
    Kaç kişinin bilgisi var bilmiyorum ama 2019 yılında "The Light Project" isimli bir proje başlatıldı.

    Projenin amacı insan üstü bir bilinç üreterek bulamadığımız tüm sorulara cevap üretmek.

    Kısaca özetlemek gerekirse bir yapay zeka projesi. Fakat fonu aldığı özel bir tarikat var ki bu "The Family" isimli bir tarikat. 80 üzeri ülkede üyesi bulunan ve ülke başkanlarının bile istediği halde giremediği bir tarikat. Şimdilerde netflix'te belgeseli yayınlanıyor açıp izleyebilirsiniz.

    Proje aslında üstün akıl üretip, bi anda insanlığa çağ atlatmak.

    Bazı komplo teorisyenlerine göre The Light Projesi aslında bir paradoksun ilk adımı. Yani evren sürekli döngü içinde devam eden bir salınım. The Light Project yani Işık Projesi ise insanlığı bu döngüye sokan proje. Teoriye göre Işık Projesi insanlığa çağ atlatıp, akıl alınmaz bir bilinç düzeyine getirecek ve şuan yaşadığımız evren artık insanlık için yeterli olmayacak. Proje karar vericileri simüle bir evren yaratarak, sistem dışında kalanları bu evrenin içine hapsederken, kendileri farklı bir boyuta erişebilecek.

    Aynı matrix filmindeki gibi, simülasyon insanoğlu için yaratıldığından yine tüm evren sanki insanoğlu için yaratılmış gibi dizayn edilecek. Yani bilinç birtek insan oğlunda olacak, diğer canlılarda bilinç olmayacak. Sex, keyif verici maddeler, kıskançlık, meta gibi birçok kavram birtek insan oğluna has olacak.

    Yani kısacası, bazı teorisyenlere göre şuan yaşadığımız evren The Light Projesi için yaratılmış bir simülasyon olabilir.
    ···
    1. 1.
      +2
      Tüylerimi diktin panpa çok ilgi duyduğum bir konu güzel oldu bunları yazman
      ···
    2. 2.
      +3 -2
      allegory of the cave
      insanlar simülasyondan çıkmak için zincirlerini kırarak ışığa yürüyorlardı ve bu ışık gözlerini çok acıtıyordu.
      kitabın bu bölümünden esinlenen
      matrixde neo gerçek dünyaya girdiğinde
      gözlerim neden acıyor diye soruyordu

      morpheus\'un cevabı: çünkü onları daha önce hiç kullanmadın

      ışık projesi vay a me ke
      ···
      1. 1.
        +2
        ilkel abla yorumların için sağol, ilk entrymde zaten bu konuya değinen ayrı bir başlığımın linkini vermiştim. matrixe çok atıfta bulunup orjinal hikayenin kaynağını açıklamıştım. bir bak istersen
        ···
      2. 2.
        0
        bakıyorum reis
        ···
      3. 3.
        0
        ne kadar bilgili zeki bir adam olursan ol incide yazarsan ciksi sex yazıyorsun
        ···
      4. diğerleri 1
  17. 17.
    +15
    Olay ufku ötesine geçmeden önce son bir entry ile sık sorulanları cevaplamak istiyorum.

    Şimdi simülasyonu oluşturanlar beynimize bunu düşünmek için sınır koymadılar mı? ya da hindistanda bunu yapmaya çalışanları görmediler mi? diye sorular almaktayım.

    Bunların cevabı çok basit; aslında beyinlerimiz vücutlarımızı rehin alan birer organizma. Bir teoriye göre, aslında beyin denilen şey insan vücüdunu esir almış ve istila etmiş bir organizma ve vücutlarımızı kontrol ediyor. Hatta bizimle konuşuyor fakat biz buna iç ses diyoruz.

    işte simülasyonun bir parçası olan bu organizmalardan bazıları pek tabiki sisteme aykırı olabilir.

    Ya da simülasyonun asıl amacı, insanları bu simülasyon ile üst bir bilinç seviyesine ulaştırmak olabilir.

    Sonuç olarak kimin niçin yaptığını bilmiyoruz.
    ···
    1. 1.
      +2
      Westworld diyosun yani
      ···
    2. 2.
      +1
      üst bilinç seviyesine geçebilen insanları başka bir simülasyona alıyorlar bence

      zihin kaybolmuyor
      karadelikte ölüm ile bir boyut atlıyorsa beden ölüyor zihin yola devam ediyor

      ama zihnin de çıkmazları var
      üst boyuta geçtiğinde alt boyutta bulunduğunu hatırlamayabilir
      ···
    3. 3.
      +2
      bu bilgilerin ortaya çıkması bütün dünyayı karıştırır. hayatın anlamsız olduğunu düşünüp intihar ederler. dinler tarafından sınırlanan ama bunların bedelinin olmayacağını anlayan ruh hastaları her şeyi yapar. başka bir soru: neden bilincini var. bahsettiğin matrix olayı gibi bırak bizim dışımızdaki canlıları; bütün canlıları tamamıyla bilinçsiz otomatik işleyen bir sisteme dökmek simülasyon sahipleri için daha kusursuz bir sonuç çıkarmaz mı? neden bilinçli varlıklar yaratıp böyle bir riske girsinler?
      ···
      1. 1.
        +1
        Biz neden yapay zekayı araştırıyoruz ? Neden onun düşünebilmesini, duygu dediğimiz kavramlara sahip olabilmesini istiyoruz ? Eğer işi metafiziğe vurmazsak varolan her bilinçli varlığı 'gereksinimi' olmaksızın eyleme iten şey meraktır.
        ···
    4. 4.
      +3
      Büyük karar vericiler büyük düşünür. Biz sadece yapılanları yorumluyoruz. Belki şuanda simülasyom dışı ile iletişim halindeler, bilemeyiz. Bu yüzden neyin risk, neyin gerçek olduğunu bile birbirine karışmış durumda.
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 18.
    +16
    Evet konuyu çok uzattık, şimdi asıl olayların arap saçına döndüğü ve algımızı aştığı yere geldik.

    Hatırlarsanız bu ara durduk yere bi anda karadeli fotoğrafı diye bir fotoğraf paylaştılar.

    Bunu NASA paylaştı. Tamam da NASA nasıl dahil oldu diye sorabilirsiniz...

    Aslında Moskova bir basın toplantısı ile edindikleri sonuçları dünyayla paylaşmaya karar verdiler. Böylece hem bilimdeki üstünlükleri kanıtlanacak, hem de insanlığı yeni dünya düzenine hazırlayıp, bu düzenin öncüsü olacaklardı.

    O ara ne oldu bilmiyoruz ama NASA kendine bir misyon üstlenir abuk subuk, gerçekliği tartışılan bir fotoğraf yayınladı.

    Asıl gerçekler şuanda binlerce kişi tarafından biliniyor, hatta Rusya'da giderek yaygınlaşan bir söylenti var.

    Olay ufkunun ötesine erişen 4 cubit vardı. Yeni Delhi'de bilim laboratuvarında uydudan gelen bilgilerde bu kubitler supervaroluş yasasının temelini simüle eden bir takım bilgiler yer alıyordu. Öncelikle bilim adamları bu durumu; karadelikler içinde fizik kurallarının hala normal işlediği şeklinde yorumladı. Fakat işin ilginç yanını Girish Saran Agarwal isimli Hindistan'lı bilimadamı açıkladı. Cubitlerin bu hareketleri fizik yasalarını temel alan bir döngü değil, resmen karşıdan bir bilinç sisteminin bize yanlış bildiğimiz supervaroluş prensiplerini yeniden öğretmesiydi.

    Yani cubitler öyle bir davranış sergiliyordu ki, sanki supervaroluş yasası bilimadamlarına adım adım öğretiliyor gibiydi.
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      hasgibomee! interstellar oldu şimdi de. sırada ne var?
      ···
      1. 1.
        +8 -1
        alakası yok ulan interstellar la.
        ···
      2. 2.
        +5
        bizimle iletişime geçen varlıklar... bir şeyler öğretiyorlar.ama zaten o kişiler de biziz. sadece gelecekteki halimiz... yakın geldi bana.
        ···
      3. 3.
        +1 -2
        ARRiVAL O FiLM AMINA KODUUM
        ···
      4. diğerleri 1
    2. 2.
      0
      bir bastım 3 gitti devam panpa sardı bu
      ···
    3. 3.
      +2
      Karadeliğin içinden telgraf çekiyodu ya lan kıza babası nasıl alakası yok ? Formülü veriyordu hani
      ···
      1. 1.
        +4
        torbacının numarasını verir misin kardeşim...
        ···
    4. 4.
      +1
      Kardeşim esas sen izlediğin filmin linki atabilir misin ? Sen hangi interstallerı izledin amk ?
      ···
    5. diğerleri 2
  19. 19.
    +14
    Teorik olarak bir sorum daha olacak.

    Evren diyoruz, sonsuz diyoruz. Fakat bir yandan da genişliyor diyoruz. Sonsuz olan şey nasıl genişler?

    Demek ki evrenin bir sınırı var. Peki sınırın ötesinde ne var? Dışında neler oluyor. Sınır neye benziyor?

    Biz evrenin neresindeyiz ve neden yalnızız, neden başkaları yok?

    Peki ya öğrenmeye başladığımız şeyleri nasıl öğrendik. Yeni doğan köpek yavrusu annesinin memesini emmeyi nasıl öğrendi, o sütü yutmayı nasıl öğrendi. Sütü yutarken boğulmamayı nasıl öğrendi.

    Yoksa bunlar aynı bilgisayardaki gibi yüklü gelen bazı özellikler mi?
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      içgüdü
      ···
      1. 1.
        -2
        peki onu sana kim kazandırdı?
        ···
      2. 2.
        +5
        Genlerim
        ···
      3. 3.
        +4 -2
        heh işte bilgisayarda ona bit deniliyor
        ···
      4. 4.
        +5 -5

        EVRiM

        aptal oç
        ···
      5. 5.
        +5
        Ama ben bilgisayar değilim
        ···
      6. 6.
        +3 -1
        evrim bir kurşundur boşlukta yol alan, o kurşunu tetikleyecek bir silah gerekir. Ayrıca evrim değil doğal seleksiyondur.
        ···
      7. 7.
        +4
        O kurşun mutasyon
        ···
      8. 8.
        +2
        Bir biyolog adamı böyle gibER
        ···
      9. diğerleri 6
  20. 20.
    +11
    dostlar bazılarınız öyle soru soruyor ki özelden sanki uyduyu ben fırlattım.

    Ben sadece araştırıyorum, bu işte birebir yer alanlara ulaşıyorum. ve derlediğim bilgileri size yazıyorum.

    yorumlamak size kalmış.
    ···
    1. 1.
      +2
      bu olayın basit bir komplo teorisinden çıkıp nasıl buraya kadar geldiğini anlamadım.
      ···