/i/İnanç

İnanç
  1. 75.
    0
    Bel ile kaburga kemiği arasında bahsedilen su menili sperm ve bunlar daşşaklarda üretiliyor error found
    ···
  2. 74.
    0
    zütünüzden elenment uydurmayın amk
    ···
  3. 73.
    0
    Düşünüyorum ve ateistim..
    ilk yazdığın ayeti iyi anlamadığını gördükden sonra devdıbını okumadim iyi araştır şu beyninizi kullanın azıcık hep aynı şeylerle gelmeyin ayrıca bilim ile dinî birbirine karıştırma!
    ···
    1. 1.
      0
      Ahajha yadin kac evlat? Bolomlo dono korostormoyon doktorum arapcada biliyorum bu cevriiyi kendimde yapabilirim bunu sirf diyanetden koymak icin koydum anlami biraz degisiyor arapcada oyle bir dil herneyse insanlari yagilamadan once biraz oku adam ol
      ···
  4. 72.
    0
    ALLAHU EKBER
    ···
  5. 71.
    0
    hbjlb.öb.öb. möçnb.kh
    ···
  6. 70.
    0
    "Biz sizi değersiz bir su özünden yarattık." Der Allah (c.c)
    ···
  7. 69.
    0
    Reserved
    ···
  8. 68.
    0
    Rezerve
    ···
  9. 67.
    0
    Rezerve
    ···
  10. 66.
    0
    2. De anne karnından bahsediyor
    ···
  11. 65.
    0
    Evre derken anne karnındaki evreler
    ···
  12. 64.
    0
    Rezerve
    ···
  13. 63.
    0
    Cinler ve Şeytanlar da Evrimle Yaratılmamıştır

    Melekler gibi cinler de insanlardan farklı bir yaratılışa sahiptirler. Allah insanın balçıktan, cinlerin ise ateşten yaratıldığını ayetlerde şöyle haber vermektedir:

    Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık. Ve Cann'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 26-27)

    insanı, ateşte pişmiş gibi kuru bir çamurdan yarattı. Cann'ı (cinni) da 'yalın-dumansız bir ateşten' yarattı. (Rahman Suresi, 14-15)

    Allah Kuran'da insanların ve cinlerin yaratılış amaçlarını da bildirmiştir. Bir ayette şu şekilde buyurulmaktadır:

    Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)

    Açıkça görüldüğü gibi, insanlar ve cinler farklı yaratılışa sahip varlıklardır. Yaratılış amaçları ise aynıdır: Yalnızca Allah'a ibadet etmek.

    Kuran'da melekler gibi cinlerin de insandan önce yaratılmış oldukları bildirilmiştir. Allah Hz. Adem'i yarattığı zaman meleklere ve iblis'e ona secde etmelerini emretmiştir. Bir cin olan iblis'in Hz. Adem'e secde etmediği ise şöyle haber verilmektedir:

    Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik; iblis'in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir. (Kehf Suresi, 50)

    Bu örneklerde de görüldüğü gibi, Yüce Allah'ın yaratması için de hiçbir aşamaya ihtiyaç yoktur. Göklerin ve yerin Rabbi olan Allah, dilediği takdirde sebepleri de ortadan kaldırabilir. Örneğin Allah dilerse insanları akciğere ihtiyaç duymaksızın, havadan oksijen solumalarına gerek olmadan hayatta kalacakları şekilde de yaratabilir. Dolayısıyla Allah'ın bir akciğeri zaman içinde evrimleştirerek mükemmel hale getirmeye ya da bir başka mekanizma meydana getirmeye ihtiyacı yoktur. Bu yüzden insanın Allah'ın büyüklüğünü, gücünü düşünürken de kendi duyularının ve aklının sınırlarıyla düşünmesi çok büyük bir yanılgı olur. insanlar ancak Allah'ın dilediği ölçüde bilebilir, dilediği kadarından haberdar olabilir.

    Şunu da belirtmek gerekir: Allah dilerse yaratmada belirli safhalar kullanabilir. Örneğin bitkiyi tohumdan çıkarır veya insanı tek bir sperm ile yumurta hücresinin birleşmesinden yaratır. Fakat bu safhaların evrim iddiası ile hiçbir ilgisi yoktur. Hiçbir safhada şansa, tesadüfe, başıboşluğa yer yoktur. Evrim teorisinin temel iddiası ise rastgele, şuursuz tesadüflerle, kendi kendine meydana gelen olaylardır. Bir bitkinin meydana gelişinin ya da tek bir hücrenin "en güzel surette" yaratılmış olan bir insan haline dönüşmesinin her safhası, Allah'ın sonsuz kudreti ile yaratılmış, mükemmel sistemler sayesinde gerçekleşir.

    Allah evrendeki tüm kanunları kendi yapar ve onları istediği şekle sokar. Allah dilediğini dilediği anda gerçekleştirendir. Allah gökte ve yerde olan herşeyi sarıp kuşatan, herşeye kudretiyle hakim olandır. Kimi insanlar ise Allah'ın gücünü kavrayamamakta, O'nu kendi sınırlı akıllarıyla değerlendirme hatasına düşmektedirler. Kuran'da bu insanların varlığı şöyle haber verilmiştir:

    Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac Suresi, 74)
    Sonuç

    Allah için yaratmak çok kolaydır. Rabbimiz hiçbir sebep olmadan yoktan var edendir. Cinleri ve melekleri nasıl farklı şekillerde var ettiyse, insanı da evrime gerek olmadan, ayrı bir varlık olarak var etmiştir. Aynı durum hayvanlar ve bitkiler gibi diğer canlılar için de geçerlidir. Kuran’da bildirilen açık gerçek şudur: Allah bu canlıların hiçbirini evrimleştirmeden, yani türleri başka türlere dönüştürmeden bir anda yoktan var etmiştir.

    Tüm bu gerçeklere rağmen, islam ile Darwinizm arasında bir "orta yol" arayanlar, "islami evrim" gibi Kuran'a uygun olmayan bir iddiayla ortaya çıkanlar yanılmaktadır. Bilgi yetersizliği nedeniyle, evrimsel bir yaratılış olabileceği yanılgısına kapılmış olanların hatalı bir davranış içinde olduklarını fark etmeleri gerekir. izlediği yolun yanlış veya hatalı olduğunu gördüğünde samimi bir Müslümanın yapması gereken ise, hatasından vazgeçmesi ve doğru olana uymasıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 62.
    0
    Melekler evrim ile yaratılmamıştır

    Üstün güç sahibi olan Rabbimiz, dilediğini dilediği şekilde ve zamanda, örnek edinmeksizin var edendir. Allah birşeyin olmasını dilediğinde, sadece ona "Olmasını" emreder:

    istediğimiz zaman herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi, 40)

    Allah her türlü ekgiblikten ve noksanlıktan münezzeh olan, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Dolayısıyla Allah'ın yaratması için de hiçbir sebebe, araca, aşamaya ihtiyaç yoktur. Dünyada herşeyin belli sebeplere, doğa kanunlarına bağlı olması kimseyi yanıltmamalıdır. Allah, tüm bu sebeplerin Yaratıcısı olarak bunlardan tamamen münezzehtir.

    Ancak bu gerçekleri gereği gibi düşünmeyenler, çeşitli yanılgılara kapılabilirler. Kendilerince Darwinizm'le islam arasında bir uzlaşma oluşturmaya çalışanlar da bu düşünme ekgibliği nedeniyle yanılmaktadırlar. Allah'ın üstün yaratma gücünü, yaratma sanatındaki mükemmelliği takdir edemedikleri için "islami evrim" gibi olmadık yorumlarda bulunmaktadırlar. Ancak bu kişilerin göz ardı ettikleri önemli bir konu da Allah'ın farklı yaratma şekilleridir. Allah insanlardan, hayvanlardan ve bitkilerden çok farklı yaratışa sahip olan canlıları da var etmiştir. Örneğin, bu kimseler kendi yanlış mantıklarıyla meleklerin ve cinlerin nasıl yaratılmış olduklarını açıklayamazlar. Kuran'da haber verildiği gibi meleklerin yaratılışı, insanın yaratılışından çok farklıdır. Ayette meleklerin yaratılışı şöyle bildirilmektedir:

    Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah'ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Fatır Suresi, 1)

    Ayette geçen ifadeden de anlaşıldığı üzere, melekler görünüm olarak da insanlardan çok farklıdırlar. Nitekim Allah yukarıdaki ayette "O yaratmada dilediğini artırır" ifadesiyle de farklı yaratış şekilleri olduğunu haber vermiştir.

    Ayrıca Kuran'da meleklerin insanlardan önce yaratılmış olduklarını haber verilmiştir. Allah ilk insan olan Hz. Adem'i yaratacağı zaman bunu meleklere bildirmiş ve onlara Hz. Adem'e secde etmelerini emretmiştir. Bu gerçek Kuran'da şöyle bildirilmektedir:

    Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti... (Bakara Suresi, 30)

    Ve meleklere: "Adem’e secde edin" dedik... (Bakara Suresi, 34)

    Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik... (Araf Suresi, 11)

    Allah'ın canlıları evrimle yarattığı yanılgısıyla ortaya çıkanların, meleklerin yaratılışını açıklamaları mümkün değildir. Çünkü bu kimselerin hatalı bakış açısına göre, -ki bu hiçbir şekilde doğru değildir- Allah mutasyonlar veya doğal seleksiyon yoluyla bir canlıdan farklı canlılar türetmektedir. (Allah'ı tenzih ederiz)

    Bu iddiada olanların öncelikle bilmeleri gerekir ki, ne doğal seleksiyonun ne de mutasyonun yeni bir canlı türü meydana getirmediği, yani evrimleştirici bir gücü olmadığı bilimsel gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Bilim bu iddiaları yalanlamaktadır. Ayrıca, elbette Allah dileseydi canlıları evrimle de yaratabilirdi. Ancak Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu yönde bir bilgi yoktur. Evrimcilerin öne sürdüğü gibi türlerin aşama aşama oluşumunu destekleyecek tek bir ayet bile bulunmamaktadır. Durum bu kadar açıkça ortadayken, evrim teorisini savunmanın Müslümanlar açısından açıklanabilir bir yönü yoktur. Bu durumun asıl nedeni ise, bilgi ekgibliği, evrimciler karşısında duyulan pgibolojik eziklikler ve evrimcilerin çoğunluk oldukları için haklı olduklarını zannetme benzeri yanılgılardır.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 61.
    0
    Evrim teorisinin hiçbir bilimsel delili yoktur

    Evrim teorisinin iddiası "tesadüf" iken, bu teori ile islam arasında bir "orta nokta" bulunamayacağı açıktır. Kaldı ki, böyle bir arayışa hiç gerek yoktur, çünkü evrim teorisinin hiç bir bilimsel dayanağı da bulunmamaktadır.

    ilgili tüm bilim dalları, evrimin hiçbir zaman gerçekleşmediğini göstermektedir. Fosil kayıtları, farklı canlı sınıflarının küçük kademelerle birbirlerinden evrimleşerek ortaya çıktıklarını değil, aksine çok farklı canlı sınıflarının kendilerine benzer hiç bir ataları olmadan bir anda ve özgün yapılarıyla ortaya çıktıklarını göstermektedir. Ne sürüngenler kuşlara dönüşmüş, ne de balıklar kara canlısı haline gelmiştir. Her canlı sınıflaması kendi özellikleriyle ayrı ayrı yaratılmıştır.

    Özellikle son 50 yıldır paleontoloji, mikrobiyoloji, genetik, karşılaştırmalı anatomi gibi bilim dallarında meydana gelen gelişmeler ve yeni buluşlar, evrim teorisinin doğru olmadığını, canlıların bugünkü farklı ve mükemmel formlarıyla aniden ortaya çıktıklarını ortaya koymuştur. Bu gerçek bilim dünyasında reddedilemez bir olgu haline gelmiştir. Bugün paleontoloji bilimi, dünya üzerindeki en temel canlı grupları olan "filumların" (yani eklembacaklılar, yumuşakçalar, omurgalılar vs. gibi en temel ve farklı hayvan sınıflamalarının) tamdıbına yakınının, "Kambriyen devir" adı verilen kısa jeolojik devirde hep bir anda aniden ortaya çıktıklarını göstermektedir.

    Dolayısıyla, Allah'ın, yaratılışta evrim sürecini kullandığını iddia etmek için ortada hiçbir bilimsel neden de yoktur. Allah her canlı grubunu ayrı ayrı ve bir anda, "OL" emriyle yaratmıştır. Bilimin ortaya koyduğu bulgular bu gerçeği teyid eder nitelikte iken, ateizmin temeli olan evrim teorisine itibar etmek ve bu teoriyi "islam'a uygun" hale getirmeye çalışmak, hem sebepsiz hem de son derece yanlış bir çabadır.
    ···
  16. 60.
    0
    Evrim teorisi Kuran'la çelişir

    Günümüzde bazı Müslümanlar, evrim teorisine inanan kesimlerin sayıca fazla olmalarından veya bu kişilerin genelde “bilim adamı” sıfatı taşıyor olmalarından yanlış yönde etkileniyor, bu nedenle de evrim teorisini savunma yanılgısına düşüyorlar. Oysa bu kişilerin ellerinde Allah'ın insanları evrimle yarattığına dair ne bilimsel bir delil var, ne de bu iddialarını Kuran'dan delillendiren herhangi bir ayet.

    Evrim Teorisi'ni savunan Müslümanlar, Darwinizm'in tesadüf iddiasını görmezden geliyorlar

    Evrim teorisinin Yaratılış ile çelişmediğini ileri sürenlerin en önemli yanılgısı, evrim teorisinin temel iddiasının “canlıların birbirlerinden gelişerek ortaya çıktığı” tezi olduğunu sanmalarıdır. Bu yanılgı içinde de, "Allah canlıları birbirlerinden evrimleştirerek yaratmış olabilir, bunda karşı çıkacak ne var?" diye düşünmektedirler. Oysa gözardı ettikleri önemli bir gerçek vardır: Evrimi savunanlar ile yaratılışı savunanlar arasındaki temel farklılık, "canlılar ayrı ayrı mı ortaya çıktılar, yoksa birbirlerinden gelişerek mi ortaya çıktılar" sorusu değildir. Asıl konu, "canlılar tesadüflerle ve doğa olaylarıyla mı oluştular, yoksa bilinçli bir şekilde mi yaratıldılar?" sorusudur.

    Evrim teorisi, cansız maddelerin tesadüfler sonucunda biraraya gelerek, yine tesadüfen gelişen doğa olayları sonucunda canlılığın yapıtaşlarını ve nihayetinde canlılığı oluşturduğunu iddia eder. Farklı canlı türlerinin de, yine tesadüfler ve doğa olayları ile, hiç bir bilinçli müdahale ve plan olmadan ortaya çıktığını ileri sürer. Sonuçta, bu iddianın temelinde zaman, cansız maddeler ve tesadüfler yaratıcı güçler olarak kabul edilmektedir. Evrim teorisi hakkında çok az bilgi sahibi olan bir kişi dahi, Darwinist bilim adamların iddialarının temelini bu görüşün oluşturduğunu bilir.

    Nitekim bu gerçek, Darwinistler tarafından da kabul edilmektedir. Darwinizm'in dünyadaki en önde gelen sözcülerinden olan, militan ateist Richard Dawkins, " Darwin bize entelektüel yönden tatmin olmuş birer ateist olabilme şansını verdi " derken, evrim teorisi denen inancın özetini yapmaktadır.
    ···
  17. 59.
    0
    11. YANILGI

    KURAN'A GÖRE MAYMUNLARLA iNSANLAR ARASINDA SOY YAKINLIĞI OLDUĞU YANILGISI

    Bu konuda bazı kimselerce yanlış yorumlanan ayetlerden biri de, Allah'ın geçmişte bir grup Yahudiyi maymun kılmasıyla ilgilidir. Ayetler şöyledir:

    Andolsun, sizden (israiloğullarından) cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. işte Biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olun" dedik. Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık. (Bakara Suresi, 65-66)

    Bu ayetlerden evrim teorisine paralel bir mana çıkarılamayacağı aşikardır. Bunun birkaç ayrı sebebi vardır:

    1) Ayette kastedilen ceza, büyük olasılıkla manevi bir anlamdadır. Yani söz konusu Yahudilerin fiziksel anlamda değil, karakter yönünden maymuna benzetilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.)

    2) Eğer kastedilen ceza fiziki manada gerçekleşmiş olsa bile, bu doğa kanunlarının dışında gerçekleşen bir mucize olur. Burada Allah'ın dilemesiyle, bir anda mucizevi bir dönüştürme, yani bilinçli bir yaratılış söz konusudur. Evrim teorisi ise, türlerin milyonlarca yıllık zaman dilimlerinde rastlantılarla yavaş ve kademeli olarak birbirlerine dönüştükleri gibi akıl ve bilim dışı bir tez öne sürer. Dolayısıyla Kuran'da bildirilen bu hadiseyle evrimin savunduğu senaryonun birbiriyle hiçbir ilişkisi yoktur. Nitekim bu ayetin devamındaki ayette "Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık." şeklinde buyurulmaktadır. Bu ayette söz konusu kişilerin aşağılık maymunlar haline getirilmelerinin sonra gelecek olanlara "ibret kılınmaları" amacıyla bir mucize olarak gerçekleştirildiğine işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

    3) Ayette kastedilen ceza, tarihte tek bir kez ve sınırlı sayıda insan için gerçekleşmiştir. Oysa evrim teorisi tüm insanların maymunlar ile akraba oldukları gibi mantık ve bilim dışı bir senaryo öne sürer.

    4) Ayette, insanların maymuna dönüşmesinden söz edilmektedir. Oysa ki evrim teorisinin iddiası ters yöndedir.

    5) Kuran'da, Maide Suresi'nin 60. ayetinde de Allah'ın gazablandığı sapkın bir topluluğun maymunlara ve domuzlara çevrildiği haber verilir. Ayet şöyledir:

    De ki: "Allah Katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır." (Maide Suresi, 60)

    Bu durumda, baştan beri incelediğimiz hatalı mantık örgüsüyle hareket edildiğinde, ayette insanın yalnız maymunla değil domuzla arasında da bir evrimsel bağa işaret olduğu gibi gerçek dışı bir sonuca varılması gerekmektedir. Halbuki evrimcilerin dahi domuzla insan arasında böyle bir bağlantı olduğuna dair bir iddiaları yoktur.

    Buraya kadar da anlaşıldığı gibi, Kuran'ın bazı ayetlerinde evrim teorisine dair birtakım işaretler bulunduğu iddiası, hem Kuran'ın bütünüyle hem de evrim teorisinin kendi tezleriyle birebir çelişen büyük bir yanılgıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 58.
    0
    10. YANILGI

    KURAN'DAN MUTASYONA DELiL GETiRME YANILGISI

    Evrim yanılgısına inanan bazı Müslümanlar doğal seleksiyon konusunda olduğu gibi, mutasyon konusunda da Kuran ayetlerini yanlış bir şekilde yorumlama ve zorlama çıkarımlar yapma yoluna gitmektedirler.

    Mutasyon gibi hiçbir evrimleştirici etkisi gözlemlenmemiş, aksine canlıları sadece tahrip ettiği ortaya çıkmış bir doğal mekanizmanın evrim teorisinin bir delili sanılması, başlı başına büyük bir yanılgıdır. (Bunu bilimsel içerikli kitaplarımızda detaylı olarak inceledik.) Burada konumuz açısından önemli olan husus ise, mutasyonu bir evrim mekanizması olarak kabul eden Müslüman evrimcilerin, bu yanılgıya Kuran'dan kendilerince getirmeye çalıştıkları delillerdir. Bazı ayetleri asıl manalarından tamamen farklı biçimde, çarpıtarak yorumlamaktadırlar. Söz konusu ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:

    Eğer dilemiş olsaydık, oldukları yerde (en görkemli çağlarında) onları bir başka kalıba sokardık; böylece ne ileri gitmeye, ne geri dönmeye güç yetirebilirlerdi. (Yasin Suresi, 67)

    Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. işte Biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olun" dedik. (Bakara Suresi, 65)

    Onlar, kendisinden sakındırıldıkları 'şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca' onlara: "Aşağılık maymunlar olunuz" dedik. (Araf Suresi, 166)

    De ki: "Allah katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır." (Maide Suresi, 60)

    Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi. (Araf Suresi, 107)

    Eğer bir insan, "evrim teorisi lehinde, çarpıtma ve zorlamayla da olsa Kuran'dan birtakım deliller getirmeliyim" gibi bir anlayış içinde değilse, üstteki ayetleri mutasyona delil olarak yorumlaması kesinlikle mümkün değildir.

    ilk üç ayette Allah'ın mucizevi biçimde canlıların bedenlerini değiştirmesinden söz edilmektedir. Dördüncü ayette ise sözü edilen nesne (asa) canlı bile değildir, dolayısıyla mutasyona uğraması gibi bir fikir öne sürülemez. Gerçekte söz konusu Müslümanların bu gibi ayetlerden kendilerince evrim teorisine delil çıkarmaya çalışmaları, "yaratılışçı evrim" yanılgısının ne kadar çürük, mantık dışı ve Kuran ahlakına uygun olmayan bir fikir olduğunun bir ispatıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 57.
    0
    9. YANILGI

    KURAN'DA DOĞAL SELEKSiYONA iŞARET EDiLDiĞi YANILGISI

    Bilindiği gibi evrim teorisinin en temel iddialarından biri doğal seleksiyonun evrimleştirici bir gücü olduğu yalanıdır. Kitabın önceki bölümlerinde de vurguladığımız gibi doğal seleksiyon, doğada güçlü olanların ayakta kalıp, güçsüz ve zayıf olanların zaman içinde eleneceği bir sistemin olduğunu savunan evrimci bir yanılgıdır.

    Günümüz bilim seviyesinde, doğal seleksiyonun evrimleştirici bir gücünün olmadığı, yani bu mekanizmanın türlerin gelişimini ve yeni türlerin oluşumunu sağlayamayacağı ortaya çıkmıştır. Ancak Darwinistlerin materyalist kaygılarla görmezlikten geldikleri bu bilimsel gerçekler, evrimsel yaratılış aldatmacasını savunan bazı Müslümanlar tarafından da göz ardı edilmektedir. Bazı Müslüman çevreler de bu dogmatik Darwinist görüşü savunmakta, hatta son derece zorlama yorumlarla Kuran'dan bu konuya kendilerince delil getirmeye çalışmaktadırlar. Bu kişilerin delil olarak gösterdikleri bir ayet şu şekildedir:

    Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, Yücedir. (Kasas Suresi, 68)

    Bu ayette Allah'ın hidayet vereceği insanları ve elçi tayin edeceği peygamberlerini yine Allah'ın seçeceği açıklanmaktadır. Ayette, evrimsel bir doğal seçilime işaret olduğunu iddia etmek, son derece hatalı bir yorum olur.

    islam alimleri de bu ayetleri ittifakla yukarıda belirttiğimiz şekilde yorumlamaktadırlar. Örneğin imam Taberi ayeti şu şekilde tefsir etmektedir:

    "Rabbin kullarından dilediğini yaratır ve onlardan dilediğini de iman ve hidayete erdirmek üzere seçer. Onlar için seçim hakkı yoktur. Onlar için diledikleri işi yapma seçeneği yoktur... " *

    Büyük müfessir Ömer Nasuhi Bilmen ise bu ayeti şu şekilde açıklar:

    "Bu mübarek ayetlerde Allah Teala Hazretleri'nin halikiyetini, dilediğini iltizam ve ihtiyar edeceğini (seçeceğini), ilm ve kudretini, vahdaniyet-i subhaniyesini, hamd ve senaya istihkakını, hükm-i ilahisini ve huzur-i manevisine bütün kullarının celbedileceklerini beyan buyurmaktadır. Şöyle ki: Hiçbir kimse, o Halik-i Hakim'in bir şeyi ihtiyar ve iltizam buyurmasına mani olamaz. O kulların ihtiyarları bizzat müessir değildir. Allah Teala onların ihtiyar ve iltizam edecekleri şeyleri yaratmaya haşa mecbur değildir... Cenab-ı Hak, peygamberlerini kendilerine gönderilen kimselerin rey ve ihtiyarlarına göre göndermez, ancak kendi ihtiyari ilahisine göre gönderir. Hayır ve selahın ne suretle, ne vasıta ile tecelli edeceğini ancak o Halik-i Kerim bilir. Hiçbir şey, O Halik-i Azim'e şerik olamaz ve onun ihtiyarı ezelisine muhalif bir şeyi vücude getiremez ve hiçbir kimsenin ihtiyarı, o mabudi kadimin pek yüce olan iradesine, ihtiyarına müzahim, muhalif bulunamaz. *

    Elmalılı Hamdi Yazır ise aynı ayeti şu şekilde tefsir eder:

    "Rabbin neyi dilerse yaratır ve seçer. Yani dilediğini yaratır ve yarattıklarından dilediğini de seçer beğenir. Peygamberlik, şefaat gibi yüksek işlere getirir. Onların seçme hakkı yoktur. Bundan dolayı onların Allah'tan başka ortaklar ve şefaatçiler seçmeye ve tayine hakları yoktur. Sermedi, aralıksız, devamlı, demektir." *

    Bazı müslümanların doğal seleksiyon konusuna kendilerince Kuran'dan dayanak gösterdikleri ikinci ayet Fatır Suresi'nin 1. ayetidir. Ayette şu şekilde buyurulmaktadır:

    Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah'ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Fatır Suresi, 1)

    Evrim yanılgısına inanan bazı Müslümanlar ayette geçen altı çizili ifadeyi de sözde evrimsel gelişime bir delil olarak göstermektedirler. Oysa bu ayetteki ifadeden böyle bir anlam çıkarılması Kuran ahlakına uygun olmadığı gibi, akıl ve mantık ile de çelişmektedir. Çünkü ayette meleklerin özel yaratılışı anlatılmaktadır. Nitekim imam Taberi, tefsirinde bu ifadeyi "Dilediği meleğin kanat sayısını dilediği miktarda fazlalaştırır. Bu fazlalaştırmayı bütün mahlukatında da yapabilir. Yaratma ve emir O'na aittir" şeklinde yorumlamaktadır.* Ömer Nasuhi Bilmen de bu ayeti imam Taberi ile aynı şekilde açıklamakta ve "O öyle bir Haalık-ı Kerimdir ki, melekleri daha nice kanatlara, kuvvetlere sahip kılar"* demektedir.
    • *Imam Taberi, Taberi Tefsiri, 6.Cilt, s. 2632
    • *Imam Taberi, Taberi Tefsiri, 4.Cilt, s.1701
    • *Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran'i Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, 5. cilt, s. 2622
    • *Elmalili Hamdi Yazir, http:// http://www.kuranikerim.com/telmalili /kasas.htm
    • *Imam Taberi, Taberi Tefsiri, 4.Cilt, s. 1877
    • *Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran'i Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, 6. cilt, s. 2882 Philip E. Johnson. Darwin
    Tümünü Göster
    ···
  20. 56.
    0
    8. YANILGI

    iNSANIN YARATILIŞ ŞEKLiYLE iLGiLi BiR YANILGI

    "Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi. Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi (diriltici) bir çıkarışla diriltip-çıkaracaktır." (Nuh Suresi, 17-18)

    Bu ayet, evrimsel yaratılış yanılgısını savunan bazı Müslümanların kendi görüşlerine sözde dayanak, hatta çoğu zaman da temel olarak kullandıkları bir ayettir. Ayette bildirilen "yerden bir bitki gibi bitirdik" ifadesi evrimciler tarafından inorganik evrime bir delilmiş gibi gösterilmektedir. Oysa bu ifade pek çok mealde ve tefsirde işaret edildiği gibi, ilk insanın topraktan yaratılmasını ifade etmektedir ve "topraktan başlamak üzere cinsinizi yarattı" anlamında kullanılmaktadır. Nitekim Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirinde de aynı bilgi verilir:

    "Ayette iki vecih var: Birisi, sizi arzdan bitirdi demek babanızı arzdan bitirdi -ibtida topraktan onu yaratmak suretiyle cinsinizi yarattı- demektir. Diğeri hepinizi arzdan yarattı olur, çünkü Allah bizleri nutfelerden, onları gıdalardan, onları nebattan, onu da arzdan yaratıyor."*

    Ömer Nasuhi Bilmen Nuh Suresi'nin 17. ve 18. ayetlerini şu şekilde tefsir etmektedir:

    "En insanlar! Şunu düşününüz ki: Allah'u Teala (sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir). Yani: "Sizin ilk pederiniz Hazret-i Adem'i topraktan yaratmıştır, yahut sizin asıl maddeniz olan nutfeleri yeryüzündeki nebatatdan (topraktan yetişen, bitki) müevellit gıda maddelerinden vücuda getirmiştir. işte, insanlar, bu suretle neşv-ü nema (büyümek-gelişmek) bularak saha-i hayata (yaşam alanına) atılmış bulunmaktadırlar. (Sonra) da ey insanlar! O Haalık-ı Azim (sizi orada iade edecektir.) Yani: Sizi ölünce yine topraklara atılacaksınız, yine toprak kesileceksinizdir. (ve) Sonra da kabirlerden (sizi bir çıkarışla çıkaracaktır.) Hepinizi de mahşere sevk buyuracaktır. Bütün bunlar, birer hakikattir." *

    Taberi Tefsiri'nde ise ayet şu şekilde yorumlanır:

    "... Allah sizi yerin toprağından yaratmıştır. Yoktan var edip meydana getirmiştir... Sonra sizi tekrar daha önceki halinize, yani toprağa döndürür. Yaratılmadan önceki halinize dönersiniz. Dilediği zaman sizi yerden diri olarak çıkarır." *

    islam alimlerimizin tefsirlerinde de görüldüğü gibi, bu ayeti evrimsel yaratılış aldatmacasına bir dayanak olarak yorumlamak mümkün değildir.

    Üstelik "inorganik evrim" adıyla öne sürülen iddianın da bilimsel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Cansız maddelerin biraraya gelerek canlılığı oluşturabilecekleri yönündeki bu evrimci iddia hiçbir deney ya da gözlem tarafından doğrulanmamış bilim dışı bir iddiadır. Tam aksine Fransız biyolog Pasteur'un 19. yüzyılın sonlarında bilimsel olarak ortaya çıkardığı gerçek, canlılığın yalnızca canlılıktan gelebileceği gerçeğidir. Bu gerçek canlılığın kesinlikle bilinçli bir biçimde yaratıldığını, yani bütün canlıları yaratanın Allah olduğunu bir kez daha göstermektedir.
    *Elmalili Hamdi Yazir, http:// http://www.kuranikerim.com/telmalili /nuh.htm
    • Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran'i Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, 8. cilt s. 3851
    • Imam Taberi, Taberi Tefsiri, 6.Cilt, s. 2632
    Tümünü Göster
    ···