sanki duvara konuşuyorum aq. bomboş yalan hikayelere prim yaptırın ancak zütverenler. neyse okuyan bi adam var onun hatrına devam ediyorum

bahsedeceklerim trabzonda geçmiş olaylardır, şahıs isimlerini sansürleyerek vereceğim daha doğrusu değiştirerek.

olay ben ve kız arkadaşımın oda arkadaşı arasında geçiyor, karadeniz teknik üniversitesinde...

---
5 sene sonra gelen edit: yıllar sonra değişen şeyleri yazmaya tekrar girdim sözlüğe. son sayfalarda bulabilirsiniz. tam koskoca 5 sene oldu. selamlar olsun!

Buralar değerlenecek

Reyon duzeltiyodum amk

Beyler araya kaynamış gibi olacak ama kız arkadaşım tatile gitti ailesiyle yanlis bisey yaparmi sizce beni deli gibi seviyoda kuzeni felan gibermi bunu hikayeleri gordukce icimden degigib seyler geciyor

odama hızlı adımlarla yürüdük hemen kapıyı kilitledim. vaktimizin çok olmadığını biliyordum çünkü... telefonumda yanan bildirim ışığını görmüştüm, aklımdan sayısız düşünceler geçiyordu. ya merve arayıp ulaşamadıysa ya merak edip şimdi çıkıp evime gelirse, üstelik anahtarı da varken... tam bir rezillik olabilirdi ama kendimi durduracak raddeyi çoktan aşmıştım...

Kasaptayim zaman gecmiyor yaz sunu huur.

ve yıllar sonra... bu defteri burada açıp sizlerle neden paylaştım bu hikayeyi derseniz, bugün pelin ve mert dünya evine girdiler... şu an yataklarında yan yana uyuyorlar... gelinliğini benimle sevişirken çıkarıp attığı gibi atıp, mertin koynunda yatıyor şu anda...

okuyan var mı lan cevap verin aq

tekrar arayalım dedim bi 15 dakika geçti aradık telefonu kapalı. daha doğrusu ben pelinin söylediklerine inanıyorum elime alıp ver dinliycem diyemedim tabiki. ben de gıcık oldum bu kız ne gibime telefonu kapalı diye. zaten son günlerde aramız limoniydi... pelin dedi ki gel ilerleyelim önlere doğru çok kalabalık olur birazdan tamam dedim yürümeye başladık...

bütün bu düşünceler ve hareket etmem iki saniye sürmüştü... dolgun dudaklarına yapışmam ise sadece yarım saniye... deliler gibi öpüşmeye başlamıştık. dudaklarını ısırarak içime çekiyordum. sonra yine saniye bile sürmeden o dolgun göğüslerini avuçlamaya başladım. bize oturmaya geldiklerinde eğilince görüp iç çekişim geldi aklıma o an ve yine dışarda hep birlikte diğer arkadaşlarla göğüslerini çaktırmadan izlediğimi hatırladım... şu an bu göğüsler avcumun içindeydi ve uçlarını bile emecektim az sonra...

dinlediğiniz, okuduğunuz için teşekkür ederim. sevdiklerinizi adam gibi sevin, görüşmek üzere...

hiç bir şey demedi... nereye gidiyoruz demedi. ben de bir şey demedim yan yana hızlı adımlarla yürüdük. kampüsten çıktık. eve 10 dk yürüme mesafem vardı yakındı. bilenler bilir "kalkınma mahallesi"... daha önce benim kız varken bize bir kere mert muallaksiyle oturmaya gelmişlerdi...

üniversitedeyiz yıl 2010... 3.sınıftayım. bölümümün adını veremeyeceğim. bi kız arkadaşım vardı, trabzonlu. 1. sınıfın sonunda başlamıştık. seviyorduk birbirimizi ya da öyle sanıyordum/sanıyorduk. ve bir de oda arkadaşı vardı... yılan gibi derler ya aynı öyle birisi.

sonra o koca kalçaları sımsıkı saran taytının arasından ellerimi içine soktum. külodunun üstünden o dolgun zütü avuçlarımın arasına aldım. o an aylardır bu fahişeyi deli gibi arzuladığımı farkettim. bütün bunların olması toplamda 5 dakika sürdü. ama zaman o kadar değerliydi ki... hem yurdun kapanma saati hem de mervenin baskın tehlikesi ensemdeydi. huurmu omuzlarından tutup aşağı hamle yapmasını istedim. hemen anlamış olacak ki dizleri üzerine çöktü. taş gibi olmuştu gibim kemerimi açıp hemen pantolonumu indirdi. anında ağzına alıp sömürmeye başladı... merveden çok daha iyiydi, mert muallaksinin tek iyi yanı buydu galiba peline saksoyu iyi öğretmiş... öyle yalıyor öyle ağzına alıyordu ki az kalsın boğazına boşalacaktım kendimi çektim.

onlarca boş şişeyle bakıştık aylarca. "al zütüne sok" der gibi baktılar bana. zor oldu toplanmak toparlanmak... pelinden yıllardır haber alamıyordum daha doğrusu almaya uğraşmıyordum, bi kaç hafta önce instagrdıbını buldum. ve bugün düğün fotoğraflarını görünce ne bilyim birilerine yazmak istedim... dinlediğiniz için sabrınız için teşekkür ederim...

okuyan varsa devam yoksa çıkcam beyler

hasta olduğumu söyleyince hemen eve gidelim dedi. sakin olmaya çalışarak cevaplar verdim. saatlerdir yattığımı biraz hava alsam bana iyi geleceğini söyledim. kabul etti... etmeseydi büyük kıyamet kopacaktı. saatlerdir "ne peline ne sana ulaşabiliyorum" dedi. o da hangi cehennemdeyse dedi. yüzüne bakamadım... boşalmadan sonraki pişmanlık yok mu beyler o adamı gerçkten öldürüyor, utandırıyor...

artık dayanacak gücüm kalmamıştı. bir an önce içine girmeyi istiyordum. konser alanından beri kendimi bu an için sıkmıştım. ayağa kaldırdım yatağıma doğru yürüttüm onu. yatağa yatırmadan eğilmesini söyledim o sırada çekmecemdeki kutumda sakladığım kondomlardan hemen birini aldım elime... taytını bir hamlede sıyırdım... benim zevkim komple her şeyi bir an soymayı sevmem. önce taytı daha sonra da külodunu çıkardım. südyeni ile takımdı siyah düz bi külottu ama koca zütünün arasına girmişti... pürüzsüz yanakları yanlardan taşıyordu

artık cesaretim de cüretim de tavandı... kalçalarının arasına yanaştım. dokunmam sürekliydi artık hiç kendimi çekmiyordum... tek elim de belindeydi arada bana bakıp o "yılan gülüşünü" gösteriyordu. konser başladı artık benim gibimde derman kalmamıştı. resmen belinden tutup kendime çekiyordum kalçasının arasına girmiştim...