1. 1626.
    +3
    ooo poor reyiz hoşgeldin sen ya nerelerdeydin panpa
    ···
  2. 1627.
    +1
    reserved
    ···
  3. 1628.
    +10
    Bak kardeşim, hikayeni en başından beri takip ediyorum. Tsigalko'yu içimizden biri gibi gördük, seni de hikayeni de sevdik.
    Kah güldük, kah üzüldük ama genelinde eğlendik.
    Yeri geldi @273'deki entrysi (bkz: #63289492) wesley kardeşimizin bin olunmaz, bin doğulur. sloganı hikayene damga vurdu.
    Yeri geldi poor kardeşimiz (bkz: #63611376) entrysi ile sazan avi yaparak hepimizi dumura uğrattı.
    Şahsım adına güzel vakit geçirdim.
    Ancak şu detayı da vermek istiyorum, sonlara doğru senin değişen üslubun gibi takipçilerinin de sana olan tepkileri değişmeye başladı.
    Bunu dile getiren arkadaşlar olmuş, ben şimdi okudum o yüzden şimdi söylüyorum.
    Mine ile ilgili yaptığın yorumlar hoşumuza gitmedi. Artı kafede kesiştiğin kızla başlayıp, basket maçlarıyla tavana vuran megaloman tavırların da hoşumuza gitmedi.
    Belli ki hikayenin devamında dozajı da artacak tüm bunların.
    Bence sen bin olmamışsın, bin doğmuşsun. Sorun bu değil, biraz daha tevazu gösterek eskisi gibi devam edersen seviniriz.
    Takip etmeye devam edeceğim, umarım söylediklerim senin için birşeyler ifade eder. Saygılar...
    ···
  4. 1629.
    0
    rezerved
    ···
  5. 1630.
    +5
    olm mine, bildiğiniz prenses gibi kız; kafede, sinemada, parkta, hunharca yiyişen bir kevaşe oldu amk...

    ne yaptın lan kıza aşık olmaya başlamıştım huur çocuğu.

    basketbol mubabbeti bitti dedin; sonradan devam edersen dıbını yolunu giberim(nokta)

    bence ayşen denen karıyı ozan çatır çutur gibti ve bıraktı ayşen de sir winston'da takılan mini giyen bir beygir oldu ve her gece ayrı bir reprezantla gibişiyo

    okan bir gün karşına geçip fakir ama gururlu...

    ozan an itibariyle pınarbaşı'nda; tam da bmc'nin orlarda yirmi liraya kendini gibtiriyo. bu fırlamalığın sonu tro olmaktır...

    bence sen nilgün'ü bul etraflıca bi gib. suyu bulandıran kaltaklardan nefret ederim...

    ebru desen tokmakçısı giberken gözlerini kapatıp seni hayal ediyo(amk 1.70 boylarda asosyal, artis bi herifsin amk)

    ceren desen yarraağı yedi(benim ki cerendi'nin cereni budur bence, liseli bebelerle 50 liraya gibişiypdur amk)

    yeni gelen ingiliz atı ayşen minenin oyunu olabilir dikkat et panpa...
    ···
  6. 1631.
    +7
    selamlar panpalar..

    eve yeni geldim, ulan yazan benim, ben de bağımlı olmuşum işe bak *

    15 dakikaya başlıyorum..bir kaç part atarız
    ···
  7. 1632.
    0
    hoşgeldin. poor senide bekliyoruz panpa.

    edit: http://fizy.com/#s/1e5enp
    ···
  8. 1633.
    +30
    tekrar iyi geceler arkadaşlar

    http://fizy.com/tr#s/16pyq4

    yazdığınız yorumları okudum, korktuğum başıma gelmeye başladı desem yeridir..ama dediğim gibi, ben daha bu hikayenin başlığında söylemem gerekeni söylemiştim,

    bu bir peri masalı değil,

    bir sevda masalı da değil..

    bir aşk hikayesi hiç değil..

    ha, hepsinden var mı? var..zaten sorun da o..hiç bir şeyin tam olmayışı..ve bunun ruh sağlımın üzerinde bıraktığı ağır etkiler, yarattığı değişimler. duygusal olmak zor iş vesselam..dünyanın en bin, en gaddar, en şerefsiz, en adi adamı olabilirsiniz..bunun için o şekilde doğmanız da gerekmez.

    bitiş noktasına vardığınızda, mutlak kötülüğe ulaştığınızda,sizi, o şekilde doğanlardan ayıran tek özellik, tek farkınız,
    duygularınız olacaktır…

    gün içinde her haltı yiyen, bin bir türlü bedduayı duyan ama umursamayan o demirden adam..gece olup yatağında kendisiyle baş başa kalınca, nasıl da eğilip büküldüğünü, kor gibi yandığını sadece kendisi bilecek, kendine ve kaderine lanet edecek, ama ne olursa olsun, yeni güne yeni hinliklerin peşinde, yeni hainliklerin izinde başlayacaktır.

    o sebepten ki kendini affedemediği gibi, karşısındaki zaten hiç affetmez…

    bir zaman olur ki, kendinizi silahsız sivilleri kurşuna dizen, mahkumlara tazyikli su sıkan, elektrik veren, üzerlerinde deney yapan

    savaş suçluları gibi hissedersiniz..

    aşk suçluları da böyledir..

    gönül suçluları da..

    tek farkları ise, onlar bedene değil, ruha işkence ederler..

    çok işkence gördüm beyler…

    çok işkence ettim…

    ve biz henüz,

    daha eline neşterini dahi almamış aşk suçlularını izliyoruz bu hikayede..daha kan akacak..çok ama çok kan akacak..
    ···
  9. 1634.
    +9
    tsigalko korkmaya başladım amk devam
    ···
  10. 1635.
    +19
    http://fizy.com/tr#s/1d69k6

    mine,

    tribünde yok demiştim..orada biraz karanlık noktalar kalmış, aydınlatayım..hem ilişkimizin o dönemleri hakkında da biraz baştan savma
    yazmışım, kanımdaki alkolün etkisiyle, sadece güzel şeyleri düşünmeye odaklanmış olmalıyım..

    mine evet..benim güneşim..hayatım kararmak üzereyken onu aydınlatan güneş..ipten çoktan düşmüşken, beni yere çakılmaktan koruyan bir ağ…kendi rızam dışında atıldığım bir uçaktan şans eseri çaldığım bir paraşüt..

    peki neden böyle oldu?

    mine tribünde değildi beyler..zira artık bunlara önem vermediğimi biliyordu içten içe..duygusal dakikalar, cicişlikler, ince düşünceler..tsigalko bunları takmıyordu…tsigalko, sıkılmaya başlamıştı..tsigalkoyu elinden kaçırmamalıydı..
    ve o cici kız, muhtemelen hayatının aşkı olarak gördüğü adam için, bildiği bütün doğruları unutmaya çalışmış, bütün yasaklarını çiğnemiş, bütün duvarlarını yıkmıştı..

    ne için? neden?... benim yüzümden..

    sanmıştı ki, “eğer ben dişiliğimi konuşturursam, bir şekilde bu adamı eskisi gibi kendime bağlarım…hoşuna gidecektir yaptıklarım”

    oysa benim için pek az şey eskisi gibi olabilirdi artık..kağıt kesiğini bilir misiniz beyler? kağıt kesiği..

    önce fark etmezsiniz bile..kağıt bu yahu? ama bir anca, sanki jilet yemiş gibi derinden, yoğun bir sızlama eşliğinde duyulur acısı..o parmağınızı artık kullanamaz hale gelirsiniz bir süreliğine..dersiniz ki, “bıçak yarası olsa bu kadar acıtmaz be..ne kağıtmış..”

    ve işte benim de kağıt kegibleriyle dolu kalbim, artık kullanılamaz halde, kan kusuyordu etrafına…yara bantları işe yaramadı..dikişler tutmadı..ne yaptıysam olmadı..

    peki tüm bunları yapan kişiye, o lanetli kadına karşı içimde bir sevgi kaldı mı?
    kalmadı..

    ama o gün bile..hatta..abartmak istemiyorum beyler ama şimdi bile, ayşen..”dön” dese…”tsigalko..yalnız seni istiyorum ben artık “ dese…

    kolayca reddedebilir miyim?

    bilmiyorum..

    reddedebilir miyim?

    bilmiyorum..

    ya mine? o ince, kültürlü, cici kız mine..o düşünceli kız mine? o sevgi dolu, aşktan gözünü karartmış, kendi olmaktan çıkmış mine?... ona ne olacaktı beyler?bütün bunları haketmeyen, o masum papatyaya ne olacaktı? ne çıkacaktı çiçek falı?
    ···
  11. 1636.
    +26 -1
    http://fizy.com/tr#s/20js24

    ağır bir vicdan azabı içten içe beni kemirip duruyordu..dışardan kıpkırmızı, gayet leziz görünen bir elmaydım ben..ama eminim ki biraz midesi olan biri, daha aldığı ilk ısırıkta kusar kalırdı…kurtlanmış çekirdeğime kimse dayanamazdı...

    minenin, bunca sevgisi üzerine, bir de sırf benim için, beni yeniden kazanabilmek için yaptığı o fedakarlıklar, kendini aşan, ona ters davranışlar, umduğu gibi beni çekmek şöyle dursun, daha da itmişti..çünkü farkındaydım…biraz daha böyle gidersek, birimizden biri diğerini bir şekilde yatağa atacak ve o andan itibaren de artık tarifi mümkün olmayan, tamamen ağırlaştırılmış hasarlar meydana gelecekti ikimizdede..

    ha, ciks ayıp mı? değil aslında aq…tamamen doğal bir olgu aslında…ama, o öyle bir kız değil..ben öyle bir adam değilim…
    ciks yapan kız kötü kızdır demiyorum..yanlış olmasın..ama biz öyle insanlar değiliz be beyler..öyle yetişmemişiz…benim anneannem beni 15 yaşına kadar kuş gibi ağzıma besleyerek büyütmüş..anam babam ipekten iplik dokur gibi örmüş, dokumuş…onu da öyle şüphesiz…biz öyle insanlar değiliz..

    belki de yanlış olan biziz..

    ama ne olursa olsun, bu karanlık duygularında tesiriyle, olmadığımız birilerine dönüşmek üzereyiz…hele ben…

    mine tribünde değil beyler..

    mine tribünde değil..

    çünkü artık o da biliyor böyle mutluluk oyunlarını tsigalkonun zerre gibinde ol(a)madığını..
    aslında olsun ister tsigalko..neden olmasın ki..orada otursa..beni izlese..yanıma koşa koşa, tanımadığım iki kevaşe değil de o gelse…

    öff..

    çok karmaşık işler be aq..çok ağır hisler..duygularım bulamaç gibi..şimdi, nispeten sağlıklı kafayla düşünüyorum da, ulan harbiden ağır ruh hastasıymışım ben..vallahi bak..öyle böyle değil, bildiğin tımarhanelik..ve siz de yaklaşık 1400 sayfadır aslında kafayı yemiş bir adamın (ya da yavaş yavaş yemeye başlamış bir adamın diyelim) anılarını okuyorsunuz..

    kurtulmamız lazım..ayağımıza bağlı tüm prangalardan..sırtımızdaki tüm ağırlıklardan..kurtulmamız lazım beyler..zinciri ellerimizle

    koparmamız lazım..

    koparır mıyız dersiniz?
    ···
  12. 1637.
    +21
    http://fizy.com/tr#s/1ua9yw

    …aynı lanetli isim…yine mi ulan…sayarak mı verdiler sizi bana? şaka mı bu? kameralar nerede ulan? bana fark ettirmeden gibilmişliğime kıs kıs gülenler nerde??

    yorgunluk, aşırı duygular ve az önce yaşadığım şok üst üste gelince, düşecek gibi oldum..harbiden de salon ayaklarımın altında dönüyor resmen..körüklü otobüsün ortasındaki yuvarlağın üzerinde dengede durmaya çalışan yolcular gibiyim..

    kız, eli havada bir şekilde bekliyor..bir kaç saniye ben öyle sipastik gibi kalınca, kaşlarını kaldırıp tedirgin bir havayla sordu,

    “bir sorun mu var?”

    evet var..tanışmak üzere olduğun adam, tanışmayı istediğin adam pek normal biri sayılmaz..sorun bu..

    “yo..yok..” dedim..”ayşen…benim çok sevdiğim ve yakın zamanda kaybettiğim bir arkadaşımın adı..onu hatırladım..kusura bakma..”

    az önce gerilen yüzü aniden yumuşadı tanrıçanın..mahzun bir ifadeyle gülümsemeye çalıştı..

    “yaa..başın sağolsun..üzüldüm, şanssız bir tesadüf oldu desene..”

    “sorun değil” dedim cool konuşmaya çalışarak..elimi ben uzattım bu sefer..”tsigalko”
    yeniden ışıl ışıl gülümsemesini takınıp sıktı elimi..büyük elleri var..

    o ara yanındaki kız, biraz da ortamı yumuşatmak istedi herhalde, bilerek patavatsızlık yaptı, hani sanki “hoop ben de varım burada yani” dercesine;

    “ben de merve bu aradaaa” diye lafa daldı sırıtarak..ortam yeniden biraz kendini toparladı..o ara tuna yanımdan geçerken hafifçe omzuma vurup “kankaa hasta olucan bak ;)” diye ima yaptı, hani şu erkeklerin, kızla konuşan arkadaşlarına her zaman yaptığı türden ima-binlik *

    gülerek önüme döndüm, kızlar da gülüyorlar tip tip yine..ortam iyice ısınmış..ben o ara 3-5 cümle daha ettik ama hatırlamıyorum..konuşma bir noktaya geldi, e artık benim de bir hamle yapmam gerekiyor,
    şöyle ki, normal bir erkeğin, orada bütün salonun önünde ayağına kadar gelmiş hatunları artık bir şekilde davet mavet etmesi gerekiyor..

    ama ben sevgilisi olan bir erkeğim?

    ama erkeğim demi sonuçta? yani, çüküm var, genelde onun tarafından yönetiliyorum..ılık zütlere karşı sempatim yok..evet..sanırım ben bir erkeğim..sevgilimin olması ise,
    o kadar da önemli değil sanırım…..

    ne diyordum..hah..konuşma tıkandı, kızlar, özellikle tanrıça, artık benden bir şeyler duymak ister gibi gözlerini kocaman açmış, yüzlerinde gülen bir ifade ile bekliyorlar..

    “ee..çıkışta, işiniz yoksa bir şeyler içelim mi?” dedim utangaç-sıkkın bir hava katmaya çalışarak tavırlarıma,
    dünden razılar,

    “oluuuur” dediler yine kıkırdayarak..

    olur..

    soyunma odasına girdim..bizimkilerden bazıları tip tip bakıyorlar, olcay,

    “dostum..iyisin?” dedi gülerek..

    “iyiyiz ya” dedim anlamamazlıktan gelerek..”hepimiz harikaydık”

    başka bir şey konuşulmadı, odadan erken ayrılanlarla selamlaştık…

    sonra ben de çıktım, bir tek serhat yavşağıyla selamlaşmadım..tamam az önce kucak kucağa olabilirdik ama o atmosfer ayrı..yoksa sivilde, benden özür dilemeden hayatta yüzüne bile bakmam..amın oğlu..sen benim kız arkadaşım hakkında nasıl öyle konuşursun laga lugalı..

    yine sinirlenmiştim içten içte..ama hoşuma da gitti..mineyi savunuyor, düşünüyor olmak, ona değer verdiğimi gösterirdi..

    beyler..ahh beyler…nasıl bir mücadeledeyim kendimle bilemezsiniz aq…insan ne yalanlar söylüyor…ne dolapları döndürüyor..ama bir kendini kandıramıyor işte…olmuyor…kendi kendini uyutamıyor…

    nasıl bir mücadeledeyim…

    bilemezsiniz…

    odadan çıktım..beni bekleyen fıstıkların yanına gittim..oturup bir şeyler içicez işte..bunun nesi yanlış ki?..
    Tümünü Göster
    ···
  13. 1638.
    +29 -2
    http://fizy.com/tr#s/20rov6

    bunların oradaki bir kantine (kafemsi) gidiyoruz..yolda iyice tanıştık..bir anda samimi olduk ben, eller kollar durmuyor, paso omuzlarına, kollarına filan dokuyorum…ben dokunarak iletişim kurmayı zaten seven bir insanım beyler..ama yeni tanıştığım insanlara karşı o derece samimi olmam genelde..

    yine de artık nasıl bir piskolojideysem o ara, dedim herhalde “olm ayağına geldiler lan, gibersin bile bunları oyyhşşş” gibi şeyler düşünüyor bile olabilirim….rüyaallarr..rüyaalarrr işte..

    ayşen, besyo 3. sınıf öğrencisi..izmirli..tek çocuk…basketbolu çok seviyor, lisede oynamış hatta..boyunu da ona borçlu bile olabilirmiş..maddi durumunun iyi olduğunu düşünüyorum..öyle bir görüntüsü var.. merveyle beraber merkeze 20-25, okula 40 dakika kadar uzaktaki bir ilçede evde kalıyorlar..

    merve, bu klagib tiki..kesinlikle zengin çünkü sağolsun babasının teknesinden filan bahsetti(yat demedim bilerek, fakir binlerin kalbine inmesin), ayşenle orada tatil filan yapmışlar geçen yaz…baya iyi araları yani..çift yumurta ikizi varmış, erkek..öbür hatunun yanında, pek bir ekstrası olduğunu söyleyemem, zaten ben de pek ilgilenmedim onunla..

    neyse biz böyle konuşa konuşa geldik kantine..ama bir yandan da mine aklımda..suçluluk var…vicdan azabı var…korku var…heyecan da var…var oğlu var..daha kızlarla yolda yürürken bile gibim kalkmış, eşofmanı zorluyor..hey allahım..

    oturduk, kola aldık içiyoruz, bu ayşen kolunu masaya dayadı, öyle beni izliyor, ben devamlı konuşuyorum aq..ne geveze adamım..sonra bu konuştu..öbür kız arada konuları filan dallandırıyor sadece..tam yancı…yarım saat filan oldu..kolayı da içince, benim iyice çişim geldi, gib de kalkık..dedim “kızlar ben bi lavobo (kibar) yapayım”

    gittim, işedim, bir an asılmayı düşündüm ama böyle umumi yerlerde asılırken şanssız tesadüflerle yakalanan insanlara dair şehir
    efsaneleri aklıma gelince vazgeçtim…gerek yok fazla maceraya…

    masaya döndüm, bir baktım merve (yancı) gitmiş..

    “ne oldu?”

    “ya bir arkadaşıyla buluşucaktı o, söz vermiş, biz öyle takılınca unuttu” deyip güldü, ben de,yarı şaka

    “ee adamın aklını başından alırım ben” deyip sırıttım..bu da devamlı gülüyor zaten,

    “dıbına koyayım” desem gene güler..

    velhasıl kelam..biz yeni ayşen le (ayşen two) masada baş başa kalmıştık beyler…
    Tümünü Göster
    ···
  14. 1639.
    +18
    aynen panp böyle güler gibime geliyor.
    nee amımdan mı koyacaksın hahahah
    ···
  15. 1640.
    +22
    son partımız olsun

    http://fizy.com/tr#s/1d7av2

    bir saat daha oturduk sanırım..kızla baya baya konuşuyoruz yani..benim de kendime güvenim gelmiş, bir de aldatma pgibolojisi var, iyiden iyiye zıvanadan çıkmışım..yani kendimi tanımasam “kim lan bu amk artizi” diyecem..

    ama o an içimden tek dediğim şey “ne diyorum lan ben salak salak” dan ibaret..

    bir de kız harbiden çok güzelmiş be beyler..yolda yürürken, bir ara resmen kendimi ezik hissettim lan..hayır zaten eziğim de..bir farklı ezik hissettim…bir an kendimi “kıza bak, yanındaki hıyar bak” cümlesine konu olan o hıyarlar gibi hissettim..
    hıyar olduğum doğruydu evet ama..farklı cins…

    çıkışta birbirimizin telefon numaralarını aldık, birbirimizin kollarını tutarak arkadaş öpüşmesi yaptık..
    kızı da bilmem ne binasının önüne kadar zütürdüm bıraktım..neydi şimdi yalan söylemiyim..

    nihayet yine kendi kendime kalabilmiştim…öteki ben, bu duruma çok sevindi, zira ağzıma sıçmak için hazır bekliyordu..
    umursamamaya çalıştım..ama tanrıça yanımdan ayrılıp ben de gerçek dünyaya döndüğümde, artık düşünmem gereken bazı şeylerin olduğu apaçıktı..

    kafamda filler gibişe dursun..ben bir minibüs yolculuğunun ardından yurduma varmıştım…
    .
    .

    maçtan 2-3 gün sonra mineyle buluştuk..yurdun önünden almana gerek yok, çarşıda buluşalım demişti..
    başka bir kafeye gittik o akşam..o zütürdü bu sefer,

    oturduk, karşılıklı? (tuhaf..)

    önce normal konuşurken birden abuk subuk konulara gelmeye başladık..bunun gözleri farklı bakıyor..beyler..sanırım yolun sonuna geldim..

    bu akşam..başından beri yaptığı farklı davranışlarının sebebi bu olsa gerek…ağzında bir bakla var…oldukça büyük bir bakla…bana kendimi berbat hissettiren bir bakla…

    oysa ki, ayrılacak biri varsa, bu ben olurum diye düşüyordum…hah..züte bak..havanı gibsinler…e tabi, ilişkinin kontrolü bizde ya güya..artisiz bide…havamız yerinde..al sana aq..züt gibi bıraksın seni de gör…
    bu türlüsünü hiç düşünmemiştim beyler..doğruya doğru…”eğer ilk kurşun ondan gelirse ne tak yerim lan” diye hiç kendime sormamıştım..
    sorsam bile bir cevabı olmazdı muhtemelen…

    bir an sonra muhabbet iyice içinden çıkılmaz bir hal alınca ben patladım,
    “mine, hayırdır ya, ne yapmaya çalışıyorsun? bir acayiplik var sende bu akşam ama hayrolsun!” deyip gibilme öncesi son tribi atmış oldum..bu, ilişkimizin son tribi olabilirdi..

    biraz yüzüme baktı…sustu…suskun kadın; zor kadın, tehlikeli kadındı..
    sonra beni çok şaşırtan, yine kafamdan aşağı kaynar sular boşaltan ve “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” deyimini adeta yaşatan bir şekilde,acıdan daha öte bir duyguyu yüzünde resmederek, dudaklarından şu kelimeleri döküverdi..

    “ne zamandır birliktesiniz siz?”…
    Tümünü Göster
    ···
  16. 1641.
    +7
    takip eden panpalarıma iyi geceler,
    ···
  17. 1642.
    +3
    don't quit , don't quit. again, again.. diyesim geldi tsigalko. bu geceki nadir okuyucu kitlendenim. bırakmayalım, devam.
    ···
  18. 1643.
    0
    devam sakın bitirme!
    ···
  19. 1644.
    +4
    reis çok gibici yerlerde kesiyosun hikayeyi

    bunu hayatına genellersek de bence karılar bu özelliğinden ötürü seviyorlar seni.
    ···
  20. 1645.
    +8
    olum gitme lan
    ···