/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +66 -20
    Gençler bu başlık altında neden din olarak islamiyet doğru bulduğumu kendime yazacağım, isteyen varsa benimle beraber ilgilenebilir.

    Özet geç panpa diyenler şu videoyu izleyebilir :
    https://youtu.be/uo6xrl6-r4E
    ingilizce ama biraz anlıyorsanız yabancı bilim adamlarının Kuran'daki mucizeleri tasdiklediğini görürsünüz, hatta bazısı müslüman bile değilken

    En başta islamiyetteki ilah anlayışı çok makuldür(tek tanrı inancı); bu konuda tartışmayı dahi sevmem. Evrendeki her
    şey muhteşem bir ilim içerir. Bu ilimler ilimsizlikten ortaya çıkmış olamaz. Evren komplekstir; bu
    kompleksliğin bir editörü olmalıdır. Evren düzenlidir; bir düzenleyici olmalıdır; benlik en karmaşık
    varlıktır, benliğin bir kaynağı olmalı; evren iletişim için inanılmaz şeylerle donatılmıştır(ses, ışık, dalgalar,
    maddeler vs) bu şeylerin bir nedeni olmalı; bir varlık ancak başka bir varlığın sonucudur, yokluk asla bir
    şeye neden olamaz, o zaman her şeyi var eden bir mutlak varlık gayet makuldur; ve en önemli ispat
    olarak gördüğüm şey- ben varım ve etrafımda bir şeyler oluyor, bütün bunların bir anlamı olmalı; vs vs
    bir sürü şey yüce bir Yaratan'ın bizleri var ettiğine şüphesiz inanmamı sağlıyor. Bugün birisi sana gelip
    elindeki telefonu gösterip bunun rastgele oluştuğunu bir akıl sahibi varlık tarafından yapılmadığını
    söylese buna ihtimal verir misiniz? Peki neden vermezsiniz? Çünkü telefon rastgele oluşmayacak kadar
    kompleks ve düzenlidir. Peki size soruyorum: telefon mu daha komplekstir, yoksa telefonun
    oluşturulmasına altyapısı olan evren mi? Telefon mu daha komplekstir, yoksa telefonu yapan insan mı?
    Gayet aşikar ki evren ve insan telefondan daha komplekstir; peki telefonun rastgeleliğine en küçük bir
    ihtimal dahi vermezken evrenin rastgeleliğine ihtimal verebilirsiniz? Sizce de gayet akıldan uzak bir şey
    değil mi? Bunun dışında canlılar -en küçük hücresinden dinazoruna kadar- kesinlikle basit değildir, ve
    birer sanat eseridir; sizce sanatkar kim? Ve son olarak: evrende aslında renk diye bir şey yoktur,
    gözlerimiz maddelerdeki dalga boyunu anlayıp onu beyne iletir ve beyinde o dalga boyuna göre bir renk
    verilir ama o renk nereden çıkmıştır bilinmiyor; mesela senin gördüğün kırmızı ile benim gördüğüm farklı
    olabilir; bunu bilemeyiz tam olarak; peki bir şey sorabilir miyim, sence de bu renkler evrene bir ahenk ve
    cümbüş katmak için oluşturulmuş gibi durmuyor mu?
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +13 -1
    -Neyse asıl konumuza dönelim. Neden islam? Öncelikle islamiyet gayet makul bir inançtır. Tek ilah;
    ilah'la kulun arasında birisinin olmaması yani kulun devamlı irtibatı; Allah'ın sıfatları; islami yaşam tarzı;
    islam'ın insanlığı aydınlatan felsefesi; islam'ın sunduğu adalet sistemi -naçizane düşüncem- gayet
    makuldür. islamiyetin yaşam tarzı üstün bir yaşam tarzıdır. Bencilliğe karşı koyduğu tavır, yükselen
    egoları engelleyecek olan nadir şeylerdendir. Namaz, Allah'ın karşısında eğilmek, cidden insana kendi
    konumunu göstermektedir. ister islam doğru olsun ister olmasın Allah'a inanan insan, O'nun yüceliğinin
    farkına varan insan O'nun önünde eğilmeyi bilecektir; zira O'nun muhteşem sanatkarlığı ve azameti
    karşısında bir kum tanesinden daha değersiz ve güçsüz hale geldiğini fark edecektir. Oruç insana kendi
    konumunu tekrar hatırlatır, kendisine verilen nimetlerin değerinin farkına vardırır. Evet, durmadan
    verilen nimetin değeri kalmaz, nefes alma konusunda sıkıntı çekmemiş bir insan nefesin ne kadar değerli
    olduğunu unutur. Oruç da yine insana kendini bildirir; haddini bildirir; ve Allah'ı bildirir. Zekat de ayrı bir
    güzel yanıdır bu inancın. Dünyadaki herkes parasının 40ta birini fakire verse dünyada ne açlık ne sefalet
    kalır; Dünya'nın islam inancını kabul etmedeki soğukluğu (ki bunun en büyük nedeni bence
    müslümanlardır(ya da kendine müslüman diyenler)) ama bu tür şeylerden yakınması tezat
    oluşturmaktadır. Kuran'da belirtilen diğer bilgiler ve korkusuzca insanlara düşünmeye davet etmesi aklını
    kullanmaya davet etmesi onun bir uydurma olmadığına bir delil niteliğindedir, çünkü uydurulan bir inanç
    aklı kullanmaya davet edemez, düşünmeyi en büyük ibadetlerden biri olarak gösteremez. Bunun dışında
    kul hakkı, doğru konuşmak, masumun canına dokunmamak, zina-tecavüzde bulunmamak, hırsızlık etmemek, kadına-erkeğe yan gözle bakmamak, yardımlaşmak, düzgün hitap etmek, canlılara saygı
    göstermek, nefsî duyguların peşinden gidip hayvanlaşmamak, kanaat etmek, edepli olmak, utanmak,
    adalet vs vs binbir türlü güzel huyu tavsiye etmesi de islamiyetin seçilmesinin nedenlerindendir.
    ···
    1. 1.
      0
      Uydurulan bi din neden aklı kullanmaya davet etmesin ki
      ···
    2. 2.
      +1
      Aklı kullandıran şey uydurma olamaz, kendisinin doğru olduğunu bilir. Aklını kullan ve araştır.
      ···
  3. 3.
    +10
    islam insanın aklını kurcalayan sorulara mantıklı cevaplar verir. insana da bir hayat amacı verir;
    hayatını bir amaç üzerinde yaşayan insan hayatını anlamlı hissedecektir. islam'ın insana verdiği amaç
    Yaradan'ı bilmek ve O'na ibadettir; ama ibadet kelimesinden sadece namaz oruç anlaşılmamalı, gözün
    ibadeti güzel görmektir, beynin ibadeti düşünmek aklını kullanmaktır, dilin ibadeti Hakk'ı anlatmaktır,
    güzel söylemektir, paylaşmaktır.
    ···
    1. 1.
      +1
      Eyvallah dostum
      ···
  4. 4.
    +9
    Kuran'ın muhteşem dili; bu öyle basite alınır bir şey değildir; Kuran cidden farklı bir kitaptır. Dizilişine
    göre ilk ayeti (bazı düşünceler de bu durum değişiklik gösterir, besmeleyi de ayet olarak sayan
    düşünceler vardır) olan "Elhamdülillahi rabbil alemin" ayeti bile üzerinde saatlerce düşünülebilecek,
    hatta kitaplar yazılabilecek bir ayettir. Hz Ömer (hata olabilir ama hatırladığıma göre) Fatiha suresinin 70
    eşek yükü tefsiri olabileceğini söyler. Hamd alemlerin Rabb'i olan Allah'adır; hamd ancak O'nadır yani
    O'ndan başkasına hamd edilmez; alemlerin Rabb'i tabiri de ilginçtir, alemler tam olarak ne, acaba başka
    alemler de mi var, Allah tüm alemlerin Rabb'idir gibi ilahi mesajları içeriyor. Ki zaten Kuran'ın içerdiği
    ayetlerde de tüm insanlara ve cinlere birleşip de Kuran'daki bir ayet gibi bir ayet ortaya çıkarmalarının ne
    derece imkansız olduğunu söyler. Bu tabir bana çok ilginç gelmiştir, çünkü bazı ayetler cidden çok kısadır,
    tüm insanlar ve cinler biraraya gelse böyle bir şey ortaya çıkaramaz mı? Açıkçası çıkarmaları cidden
    zordur, çünkü Kuran'daki ayetler sadece kendi başlarına ve kendilerini ilgilendiren sözler değildir, başka
    ayetlerle de alakaları vardır; bu ayetlerin altındaki derin manalar kolay kolay insan yapımı bir şeyin
    altından çıkmaz. Şunun gibi düşünebiliriz aslında: şu an tüm Türkiye bir araya gelse, istiklal marşından bir
    tane dizeyi çıkarıp değiştirebilir mi? Naçizane düşüncem: yapamazlar. Çünkü istiklal marşının muhteşem
    bir dili vardır, ve farklı bir dili vardır. Tüm Türkiye yaptıkları en güzel dizeyi istiklal marşındaki bir dizenin
    yerine koysa da bu elbet göze batar. Aynı şekilde bu durum Kuran için de geçerlidir. Biz ne kadar Kuran'ı
    düz yazı gibi okuyor olsak da Kitab'ın farklı bir dili, ilahi bir edebiyatı vardır.
    ···
    1. 1.
      0
      "Hz Ömer (hata olabilir ama hatırladığıma göre) Fatiha suresinin 70
      eşek yükü tefsiri olabileceğini söyler." Bu kadar fazla yorum yapılabiliyorsa herkes yorumladığı şeye inanır ve tam bir netlik olmaz.
      ···
      1. 1.
        +1
        Bu lafı sana söylemiyorum, alınma.
        Fatiha suresi gayet açık ve nettir ama içerdiği anlam bakımından bu kadar tefsir içerebilir. Boşuna her rekatta okunmuyor. Keşke biraz okusa insanlar
        ···
  5. 5.
    +7
    Kuran'ın değiştirilemeyeceğini söylemesi ve hala da değiştirilmemiş olması:
    Bunu ne kadar küçümserseniz küçümseyin, bu kesinlikle öyle basit bir şey değildir. Birileri çıkıp Hz Osman
    zamanında yazıya döküldüğünü ve değiştirilmiş olabileceğini söylese de bu tutarlı değildir; en önce
    söylemem gereken şey şu ki Kuran, Hz Rasulullah zamanında yazıya dökülemezdi ve dökülmedi
    de(sadece bazı insanlar kendileri için bazı ayetleri yazıyordu) çünkü eğer o zamanda dökülseydi bu
    Kitab'ın yazarı Hz Rasulullah olarak düşünülebilirdi ve hiçbir kutsal kitap peygamber tarafından yazıya
    dökülmemiştir(eğer tersine bir durum varsa affedin, bu konuda çok bilgili değilim) incil de Hz isa'dan
    sonra, diğer kutsal kitaplar da peygamberlerden sonra yazıya dökülmüştür. Kutsal kitaplar ezber yoluyla
    ilerler. (Hatta bazı insanlar bu durumun hiç farkında olmayacak ki Hz Adem zamanında yazı yoktu, nasıl kutsal kitap indi gibi mantıksız sorular sorabiliyor). Hatta yine bu konuda pek bir bilgim olduğunu
    söyleyemem, hatalı olabilir ama peygamberlerin belki hepsi okuma yazma bilmeyen insanlardır. Bu
    yüzden Hz Rasulullah zamanında bütün bir kitap halinde yazıya dökülmemiştir. Hz Osman zamanında
    savaşlarda hafızların bir kısmının vefat etmesi Kuran'ın yazıya dökülmesini gerekli hale getirmiştir, ve
    Kuran yazıya dökülmüştür. Kuran'ın yazıya dökülmesi esnasında sahabeler Kitab'ı değiştirmek gibi bir
    çaba içine girmiş olamazlar (çünkü bu insanlar Allah'tan korkan insanlardır; Allah'a güvenen insanlardır;
    hepsinin bir kafa olup değiştirme fikrini ortaya atması saçmadır, çünkü hepsi birden bu günaha girmeyi
    göze almış olamaz; aralarında birisinin bile bu öneriyi yapması öldürülmesi sonuçlanabileceği için bundan
    korkarlar; ve Kuran sadece birkaç kişi tarafından ezbere bilinmiyor, tüm toplumda bir sürü hafız var ve
    bir sürü de hafız olmasa bile okunduğu zaman bir yazının ayet olup olmadığını anlayacak insan var), hadi
    ne kadar imkansız gibi görünse de varsayalım ki şeytana uyup değiştirdiler, bu durumda da şu anda
    birbirinden farklı bir sürü Kuran olurdu (birbirinden kıraat nedeniyle küçük harf farklılıkları olan Kitab'lar
    vardır ama bunlar kötü amaçların sonucu değil, Arap dilinin ve Araplar arasındaki şive farkının nedenidir
    ve bu farklar Efendimiz zamanından beri bilinmektedir, Hz Osman tarafından yazıya dökülen Kuran'ın
    tüm bu şivelerdeki okunuş tarzına elverişli olduğu söylenir, bu konuda kafası karışanların biraz Arapça
    hakkında araştırma yapmalarını tavsiye ederim) şu anda birbirinden farklı bir sürü Kuran olurdu çünkü
    Kuran ne kadar yazıya dökülse de yine de ezberle ilerleyen bir kitaptı. Yazıdaki Kuran'la ezberdeki Kuran
    arasındaki fark herkes yazıdakini okuyunca geçecek bir fark olmaz. Birileri ezbere bildiği Kuran'ı yazıya
    döker işte bu sefer iki türlü Kuran oluşacaktır. Bu farkları gören insanlar da kendi menfaatlerine uygun
    şekilde değiştirirler vs. Yani Kuran'ın yazıya dökülürken değiştirilmiş olması mantıksız ve temelsizdir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +4
    Ve Kuran'ın değiştirilmeyeceğini bilmesi ve değiştirilmemesi de büyük bir mucizedir aslında. Çünkü
    Kuran hem bir adalet sistemi, hem bir felsefe, hem bir yaşam tarzı, hem de bir ahlak sistemi içeren bir
    kitaptır. Tarihte insan hayatını bu kadar etkileyen ikinci bir kitap yoktur. Şimdi düşünün ki ben müslüman
    ülkenin başında bir liderim ve bencilim; halkı kandırmak istiyorum, tarihte bazı devletlerde uygulandığı
    şekilde Kuran'ı toplatsam, insanların okumalarına izin vermesem, sonra alimleri de hapse atsam ve
    Kuran'a birkaç ayet eklesem ve halkı sorgusuzca kendime biat ettirsem yapamaz mıyım? Peki bir imam
    olsam ve birkaç ayet ekleyip de ceplerimi paralarla dolduramaz mıyım ? Peki babasının baskısından bıkan
    bir kız olsam birkaç ayet ekleyip bunu engelleyemez miyim? Peki islam düşmanı bir insan olsam bu kitabı
    alıp birkaç ayet ekleyip çıkarıp basımını yapsam ve "hani değişmeyecekti" değip de insanları dinden
    çıkarmaya çalışamaz mıyım? Peki deli biri olsam birkaç ayeti kendi kafama göre değiştiremez miyim? Bu
    zamana kadar içine sızılmayan devlet, askeriye çok nadirdir; islam gibi bir oluşum karşısında din
    adamlarının arasına sızıp Kitab'ı değiştiremez miyim? Şurası da çok ilginçtir ki Arapça'da harfler
    benzerdir; nun-te-se, be-ye, fe-kaf, sin-şın vs harflerin arasında sadece nokta farkları vardır. 1400 yıldır
    Kitab'ın değişmemesi sizce de mucizevi değil mi?

    EVET, DÜNYANIN BÜTÜN ATEiST DEiST MÜSLÜMAN VE DiĞER BÜTÜN iNSANLARINA SESLENiYORUM, GÜCÜNÜZ VARSA BU KiTABI DEĞiŞTiRiN, YAPAMAYACAKSINIZ

    ···
    1. 1.
      0
      Bir insan eliyle yazılan kitabın neyini değiştirelim ki. isteyen istediğine de inanabilir.
      Büyük harfle yazmışsın ya ödüm takuma karıştı.
      ···
      1. 1.
        +1
        Dostum bunları kendime yazdım zaten, ki oraya müslümanlar da yazdım dikkat edersen, üstüne alınmana gerek yoktu.
        ···
      2. 2.
        0
        Sorun yok o zaman dostum.
        ···
  7. 7.
    +4
    islamiyetin kendisinin dünyanın her tarafına gideceğini, doğduğu ilk yıllardan beri müjdelemesi onun
    arkasında ilahi bir güç olduğunu gösteriyor. Dünya'da hangi düşünce vardır ki "Bir gün bu düşünce
    Dünya'daki bütün binaların içine girecek, bu düşünceyi duymayan kalmayacak", ya da hangi insan vardır
    ki "Güneşin doğup battığı her yere adım ulaşacak" diyebilsin? Aslında demesi çok da zor bir şey değil ama
    bunun gerçekleşmesi asıl mucizevi olan. Bakın hala daha islamiyetin gitmediği bir sürü yer vardır; ama ben ve tüm müslümanlar şuna emin ki gün gelecek insanlar toplu toplu islamiyete girecek ve
    Hz Rasulullah'ın ismi güneşin doğup battığı her yere ulaşacak. Allah bu dini diğerlerine üstün kılacak.
    Söylesenize bir insan kendisi böyle bir fikir ortaya atsa da kendi isminin her tarafa yayılabileceğini nasıl
    düşünür, dillendirir ve bu durum şu anda gittikçe daha da olası hale geliyor.
    ···
  8. 8.
    +5
    Kuran'daki mucizeler: Kuran, mucizevi dilinin yanında bilimsel mucizelere de sahiptir. Mesela
    bunlardan en popülerlerinden biri evrenin genişlemesi hakkındaki ayettir. Evet Kuran 1400 yıl önce
    evrenin genişletildiğini söylüyordu ama tabi ki doğal olarak o zamanki insanlar bunu evrenin maddi
    anlamda genişlemesi olarak yorumlamadı (hepsi böyle olmayabilir ama geneli böyledir). Şimdi
    düşünsenize 1000li yıllarda yaşıyorsunuz ve bir kitap size "Evren'i biz ve yarattık ve biz genişleticiyiz"
    şeklinde bir tabir kullanıyor, siz bunu nasıl yorumlarsınız? Ben açıkçası Allah'ın evrendeki rahmetinin
    genişlediğini, evreni kapladığını düşünürüm sanıyorum; evren hakkında kıt bilgimiz varken onun
    genişlediğini nereden düşünebilirim ki? Ama dediğim gibi belki bu ayetten evrenin maddi olarak
    genişlediğini anlayan insanlar olmuş olabilir. Diğer bir mucize de Evrenin yoktan var edilmesi; bu düşünce
    farklı şekilde anlaşılmamıştır; evrenin yoktan var edildiğini düşünüyordu müslümanlar en başından beri
    (yine aynı şekilde, bazıları farklı yorumlamış olabilir bilmiyorum), peki 18. yy civarı ateistler ne
    düşünüyordu dersiniz? Hepsi için geçerli olmayacak şekilde, evrenin hep var olduğunu ve hep var
    olacağını düşünüyordu; bir de dersiniz bilim inançtan üstün diye! Hadi buyrun, biz 1400 senedir evrenin
    yoktan var edildiğini biliyorduk! Bunun dışında yerin ve göğün katmanları (bazıları katman sayısının
    tutmadığını söylese de kime göre neye göre? Bazı anlayışlar 7 kat bazıları 5 kat bazıları 100den fazla kat
    olarak görüyor; yani 7 de tutarlı oluyor, ki zaten katmanlardan oluştuğunun bilinmesi bile bir mucize
    olmaya yeter.) Veya dağların birer kazık olması(dağların kendi uzunluklarından daha büyük kökleri vardır)
    ( bu mucize üzerinde düşünülmesi gereken bir mucizedir, bir insanın uzun dağa bakıp ona kazık
    diyebilmesi basit bir şey midir?); dağların hareket etmesi (yeryüzünün hareketsiz olmadığını bir bakıma
    gösteriyor), insanın anne karnında evrelerden geçmesi gibi bir çok mucizeye sahip. (Eğer hala ikna
    olmadıysanız şu videoyu izlemenizi tavsiye ederim: https://youtu.be/uo6xrl6-r4E bu videoda bilim
    adamları Kuran'da yazılanların birer mucize olduğunu tasdikliyor ve hatta aralarında kendini müslüman
    olarak tanımlamayıp da Kuran'ın Allah'tan geldiğini, Hz Rasulullah'ın Allah'ın resulü olduğunu düşünenler
    dahi var.)
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +4
    Hadislerdeki mucizeler:
    Bazı insanlar Peygamberimize mucize verildiğini reddetse de (ki ben öyle düşünmüyorum), bu hadislerde
    bir mucize olmayacağı anldıbına gelmez; kendisi Allah'ın izin verdiği ölçüde şeyleri bilme gibi bir güzelliğe
    sahip olmuştur. Birkaç tane paylaşıp bırakacağım, kendiniz daha geniş araştırmalar yapabilirsiniz.
    -Bütün hastalıkların çaresi var (Buhari tıbb 1): ne kadar hala tüm hastalıklara bir çözüm bulamasak da
    gittikçe çaresiz hastalık kalmıyor.
    -Yüksek binalar yapmada insanlar birbiriyle yarışacak(Buhari, Fiten:25): Daha geçen birkaç yüzyıla kadar geçerli değildi, cidden ileri görüşlü biriymiş
    -Kişiye kendi sesi konuşmadıkça kıyamet kopmaz(Ölüm, Kıyamet ve Diriliş; imam Şarani; syf:471) (ses
    kaydına işaret etmiyor mu?)
    -Hz. Mehdi (as) zamanında, doğudaki bir müslüman batıdaki müslüman kardeşini görebilecek, batıdaki
    de doğudakini görebilecek(biharül envar, cilt 52, sayfa 391) (Görüntülü görüşme sistemlerine işaret
    etmiyor mu?)

    Zaten yıllardır kıyamet alametleri hakkında bir sürü şey dinlemişsinizdir, sizce hepsini uydurup tutturdu mu? Cidden ileri görüşlü biri olması lazım, ki bu o dönemden bu dönemde cidden çok zor, metafizik bir şeyler var ortada.
    ···
  10. 10.
    +3
    Peygamberimizin örnek ahlakı:
    Evet, Peygamberimiz örnek bir hayat yaşamıştır. Ne yazık ki böylesine örnek bir hayatı propagandalarla
    kirletmek isteyen insanlar vardır. Ama Peygamberimiz gerek insanlar arası ilişkilerdeki tavrıyla, gerek
    herkese duyduğu sevgiyle, gerek sabrıyla, gerek saygısıyla, gerek yardımseverliğiyle, gerek emin
    olmasıyla, gerek liderliğiyle, gerek adalet anlayışıyla, gerek kadınlara karşı yumuşak tavrıyla tam bir
    örnek insandır; öyle ki asırlar sonra dahi insanlara yaşamıyla örnek olmuştur. Lideri olduğu toplumda ön
    plana çıkmayı sevmezdi ve insanların arasında olurdu, insanları ezmeye çalışmaz affetmeye çalışırdı,
    hizmet edilen olmaktan çok hizmet etmeyi severdi, ve bir devlet lideri olmasına rağmen küçük bir saray
    dahi yaptırmamıştı, hasırda uyuyordu, evinde bulduğu bir tane hurma "acaba başkasının hakkı mı" diye
    sabahlara kadar kıvrandığı olmuştu (şimdiki sözde müslümanların cukkalarken hiç vicdan rahatsızlığı
    duymamaları da bir ironi); vefat ettiğinde evinde yiyecek pek bir şey yoktu.
    Evlilik konusunda çok propagandalara mağruz kalındığı için açıklama ihtiyacı duydum: ilk evliliği 25 yaşındayken olan Peygamberimizin ikinci ve sonraki evlilikleri 50-55 yaşından sonra olmuştur. sizce insanların kendisine emin dediği, sahabelerden "Onun en büyük mucizesi edebiydi" gibi bir övgüye
    mazhar olan bir insanın 50-55 yaşından sonra yoldan çıkma ihtimali (haşa) var mıdır? Evliliklerinin bir mantığı vardır, din hakkında bilgisi olmayanlar yanlış anlayabilir
    ···
  11. 11.
    +3
    inançlı insanların daha mutlu olması:
    inancı arttıkça insanın başına gelen musibetler artsa da inançlı insanlar inançsızlara nazaran daha
    mutludur; bunun en önemli nedenlerinden biri insanın yaptığı her harekette bir neden ve amaç
    aramasıdır, mesela birisi yanınıza gelip "benimle gelir misin" dese büyük bir kısmımız "neden?" sorusunu
    sorar; çünkü insan nedensizce hareket etmeyi sevmez, hatta çoğu zaman katlanamaz, ama inançsız bir
    hayat elbet bir gün biteceği için anlamsız gelir ve nedensiz ve amaçsız olduğu için katlanılmazdır; bu
    yüzden inançsız insanlar ne kadar mutluymuş gibi görünmeye çalışsalar da içten içe bir ateşle karşı
    karşıyadırlar. inançlı insanlar ise hayatlarında en başta bir amaca sahiptirler, inançlı insanlar için
    başlarına gelen her şeyin bir nedeni vardır (bu tür durumlar herkes için geçerli değildir ama geneli için
    geçerli olması beklenir), inançlı insanlar başlarına gelen iyi şeye şükreder kötü şeye ise sabreder, inançlı
    insan dua eder ve duası kabul olmasa da başına gelen şeyin Allah tarafından geldiğini bilir, bu ve benzeri
    nedenlerden ötürü inançlı insanlar daha mutludur. Depresif hastalıkların katlanarak artması ve insanların
    giderek inançtan ve gereklerinden uzaklaşması arasındaki doğru orantı inancın ne kadar önemli olduğunu göze sokmaktadır. "Dua" inançta çok önemli bir yere sahip olmasının yanında Daniel
    Goleman'ın Duygusal Zeka adlı kitabında da bahsettiği üzere depresyona karşı bire birdir. inanç; insanın
    anlam arayışına bir çözüm, dertlerine bir çare, evreni güzel görmesine bir destek, mutluluk arayışına bir
    sonuçtur; ne mutlu ona ki inancıyla yaşamıştır.
    ···
  12. 12.
    +2
    inanç toplumsal sıkıntılara da bir çaredir (burada inanç derken tüm inançları göstersem de asıl olarak
    islam'ı kast ediyorum; zira islam inançlar arasında -naçizane düşüncem- en güzeli, en temellisidir.)(Bir de şunu da söyleme ihtiyacı duyuyorum, evet kendini müslüman olarak tanımlayan bazı insanlar iyi ahlaklı değil ama söyler misiniz küçüklükten beri inancınızla ilgili şeyler duyuyorsunuz, kötü şeyleri mi anlattılar size iyi şeyleri mi? inançtan uzaklaşma demek illa inançsız olma demek değildir, kul hakkına girmek yalan iftira gıybet de inançtan uzaklaşmadır, ve pişkinlik de uzaklaşmadır; siz islamı eski alimlerden öğrenin bence, çünkü cehalet alim kılıklılara da rast geldi).
    Modern hayata doğru geldiğimizde insanlık inançlardan vazgeçmeye başlamıştır ve bir o kadar da
    ilginçtir ki suç oranları yükselmektedir; evet inançlı görünen yerlerde de suç oranları yükselmektedir ama
    inancını kaybeden yerlerdeki artış daha da aşikardır. Suç oranlarına baktığımızda müslüman ülkelerin
    nazaran arka sıralarda kaldığını görüyoruz. Batı, bize ne kadar öyle olmadığı aşılanmaya çalışılsa, da şu
    anda insaniyet ndıbına yerlerdedir, tecavüz oranları çok yüksektir (Müslüman ülkelerde saklanıyor,
    oralarda saklanmıyor gibi temelsiz bir şey söylemeye dahi kalkmayın, istatistiklere göre tecavüzlerin
    %10-15lik kısmı polise bildiriliyor), hırsızlık oranları Amerika gibi gelişmiş bir ülkelerde dahi almış başını
    gitmektedir, katillik oranları da yüksektir ve bunların yanında en çok üzüldüğüm noktalardan biri de
    intihar oranları inancı nazaran az ülkelerde nazaran daha yüksektir; e anlamsız bir hayatı kim yaşamak
    ister ki? Gayet doğal bir sonuç. Yani inancını kaybeden insanlara Allah'ın bir cezası ya da darbesi olarak
    görülebilir belki de böyle şeyler. inançtan ne kadar uzaklaşırsan insaniyetten de o kadar uzaklaşıyorsun
    (birileri de "vicdan yeterli" diyor, böylesine komik ve temelsiz kaç söz vardır acaba? Vicdan yeterliyse
    kanunları kaldıralım, sadece bir günlüğüne deneyelim bakalım kaç kişi ölüyor kaç kişi kalıyor, ne kadar
    hırsızlık oluyor?).
    ···
  13. 13.
    +4
    islam sadece genel olan hırsızlık, tecavüz, katillik gibi suçlara değil; küçük de olsa önemli olan anne
    babaya saygı, egoist davranmama, gıybet etmeme, pişmanlık duyma, kötülükten vazgeçme, iftira atmama, güvenli insan olma(müslüman elinden ve dilinden başkalarına zarar gelmeyen kişidir; hadis-i şerif), güzel konuşma, gereksiz öfkelenmeme, hoşgörü, hakaretvari
    konuşmama, yardımlaşma gibi binbir türlü toplum ihtiyacına destek sağlıyor. Özellikle israfın
    engellenmesi açlığa sefalete engel olacak bir şeydir ve islam'da israf kesinlikle haramdır, ve de sadakanın
    zekatın dünyayı daha iyi bir yer haline getireceğini düşünüyorum.
    islam'ın tek başına bunca toplumsal sıkıntıya çözüm oluşturması da onun ilahiliğini gösteriyor mu?
    ···
  14. 14.
    +3
    -Velhasıl kelam, islamiyet "hak din" lakabını hak edecek bir sürü sıfata sahiptir. Bu dine inanmak gayet
    makuldur ki zaten dünya üzerinde insanların bu dine geçişi gözden kaçacak gibi değil.
    ···
  15. 15.
    +3
    Ama yine de en kötü ihtimali göz önüne alarak yukarıdaki her şeyi reddettiğimizi düşünelim. Bir
    müslüman eğer islam'ı reddetiyorsa %90 ihtimalle ateist, deist, agnostik vs olur; az ihtimalle de Budizm,
    Hinduizm hatta bazen Hıristiyanlık(beni çok şaşırtan bir durumdur ama bir yerde görmüştüm, belki de
    gerçekten değil de para için yapmıştır bilemem; amacım Hıristiyanlıkla dalga geçmek değil ama bir
    müslümanın Hıristiyan olması için ne gibi bir neden olabilir ki? incil'i islam da kabul ediyor) gibi çeşitli
    inançlara mensup olabiliyor. Biz diğer inançlarla karşılaştırma işini bir kenara bırakıp fikir sistemleri olan
    ateizm, deizm, agnostisizmle karşılaştıracağız.
    ···
  16. 16.
    +2
    Şimdi diyelim ki yukarıdaki şeyler bana sunuldu, ben hepsini reddettim, bu durumda tahminen bu
    fikir sistemlerinden birine mensup olacağım. Açıkçası naçizane düşüncem ben bu evrenin ardında bir
    niyet olmamasına pek bir ihtimal vermiyorum. Milyarlarca yıldır ilerleyen evrenin değişmeyen fizik
    kurallarıyla kalması o kadar kolay değil. Ne kadar çok evren olursa olsun eğer bu evren başıboşsa bu an
    uyguladığı kuralı bir sonraki an değiştirebilir ama öyle değil; hatta fizik kurallarının değişmemesine
    öylesine çok kendimizi kaptırmışız ki kanunlar, denklemler koymuşuz. Yani biz evrene güveniyoruz.
    Yaptığımız deneyin sonucuyla tahminlerimiz uyuşmazsa -Einstein dışında- hangimiz çıkıp da evrende hata
    arayabilir? Evrenin hatasız olduğu kanaatindeyiz. Yani hatasız bir evren var ama başıboş(!). Şaka gibi değil
    mi? Yani düşünün ki bir araba gördük, sürücüsüz gibi görünüyor; ama bu araba ispanyadan yola çıkıyor
    ve Pekin'e ulaşıyor; acaba hangi deli bu arabanın başıboş olduğunu düşünür? Bunu düşünen ciddi
    anlamda kafayı üşütmüştür. Otomatik sürücü olduğunu veya uzaktan kontrol ediliyor olabileceğini
    düşünürüz belki de başka bir şey düşünürüz ama o arabanın sürücüsüz programsız tamamen rastgelelikle
    oraya ulaşmasına ihtimal vermeyiz; istersen sonsuz tane araba deneyelim. Peki bu evren yaklaşık 15
    milyar yıl önce bir hiçlikten ortaya çıkmış ve öylesine bir süreçten geçiyor ki ortaya insan gibi sorgulayan
    bir varlık çıkıyor, bu varlık evrenin nasıl ortaya çıktığından ışık hızına, atomaltı parçacıklardan zamanın
    göreceliliğine kadar bilgiye ulaşıyor. Sizce bu evren başıboş olabilir mi? Gram aklı olan bir varlığın buna
    vereceği cevap aşikardır diye düşünüyorum.
    ···
  17. 17.
    +2
    Diyelim ki islam adına size sunduğum şeyleri tamamiyle reddediyorsunuz, islam'ın tamamen uydurma
    olduğunu düşünüyorsunuz; peki buna emin olabilir misiniz? Buna kesinlikle emin olamazsınız. Çok çok
    çok çok düşük de olsa yine de doğru olma ihtimali vardır. Binde bir, milyonda bir de olsa bir ihtimal
    vardır; tarihteki bu kadar insanın hepsinin birden hatalı olmasının ihtimali 1 değildir. Tarihteki en etkili
    insanlar listesinde hep üst sıralarda olan, insanlara örnek gösterilen Hz isa, Hz muhafazid, Hz Musa, Hz
    ibrahim gibi insanların hepsinin birden yalancı veya deli olma ihtimali eğer varsa bu durumda bizim de
    deli olma ihtimalimiz gayet yüksektir. inancı reddeden insanlar acaba bu tür peygamberlerin yaşadığı
    cefaların ne kadarını yaşamıştır? Yani bu peygamberlerin, sonra da sahabelerin, sonra da evliyaların
    alimlerin hepsinin birden yanlış olma ihtimali sizce kaçtır? Hadi diyelim ki siz yine de abarttınız ve dediniz
    ki %99 ihtimalle bu insanlar hatalı; yani %1 ihtimalle de siz hatalısınız demektir. Yani eğer bu yolda
    ilerlerseniz ve haklıysanız hiçbir şey olmayacak, siz sadece doğru olmasına daha çok ihtimal verdiğiniz
    yolda olacaksınız, belki de biraz rahat bir hayat yaşayacaksınız; ama hatalıysanız, kesinlikle çok pişman
    olacaksınız, hem güzel şeyleri kaçıracak hem de kötü şeylere mağruz kalacaksınız - ki zaten bu şeylerin ne
    kadar güzel veya kötü olduğunu biraz kavrasanız yolunuzu ister istemez çevirirsiniz.
    ···
    1. 1.
      -1
      Kesinlikle. tamamen ateistim diyen bi adamla bi yobazin arasinda hicbi fark yok inan. ateist adam da artik coolluk icin ateist oluyo. tamamen emin olamazsin ki amk insan hic yoktan biraz suphe duyar.bu isin en dogru yolu deizm veya agnostisizm zaten
      ···
  18. 18.
    +1
    Peki şimdi size soruyorum: Yüz kişinin katıldığı bir piyango var, bir kişiye dünyanın gelmiş geçmiş en
    büyük ganimeti veriliyor; eğer katılmazsanız da yüzde bir ihtimalle hapse atılıp hiç görülmedik işkenceler
    çekeceksiniz. Şimdi biraz aklınız varsa bana söyleyin: Siz bu piyangoya katılır mısınız, katılmaz mısınız?
    Milyonda bir çıkan kıytırık bir piyangoya dahi bir sürü insan katılırken biraz mantığı olan bir insanın bu
    piyangoyu havada kapması lazım.
    Ki zaten bunu bir piyango olarak görmek de doğru değil, islam tarihsel temelleri olan üzerine bir sürü kitabın yazıldığı bir inanç, burada dini reddedenlere söylüyorum bunları
    ···
  19. 19.
    +2
    Şimdi evet, islamiyetin doğru olma ihtimalini ne kadar düşük görsek de (ki burada ihtimali cidden çok
    düşük verdiğimizi siz de fark etmişsinizdir sanıyorum, insanlar inançlarından yüz çevirirken kendi inançlarının yanlış olma ihtimalini bu kadar yüksek olarak görmüyorlardır çoğu zaman), hatta bazı
    insanlar daha da düşük de görebilir, milyonda bir dahi görebilir, o ihtimale sarılmak insan aklının
    gereğidir. Çünkü kaybedeceğin bir şey yoktur. Emin
    olmadığımız bir konuda mantıklı tarafı seçmek şerefsizlik olmaz, bilimsel bir tez değil bu kesinlikle doğru
    ya da yanlış olduğunu görelim. Ki zaten islamiyetin şerefli bir inanç olduğunu tarih okuyan insanlar
    görecektir diye düşünüyorum. insan eğer kendisinin bildiğini söylüyorsa hataya düşebilir; Kuran'da da
    hep insanların bilmediği, ancak Allah'ın bildiği çok bahsediliyor. Hatta "ben kesinlikle haklıyım" gibi bir
    algıya kapılanların ortalama olarak daha cahil olduğunu görüyoruzdur sanırım. Sokrates "bildiğim tek şey
    hiçbir şey bilmediğimdir" diyor. Evet, kendi yolumuzdan sonuna dek emin olabilir miyiz bilmiyorum; ama
    mantıklı olanı seçmek -adı üstünde- mantıklıdır. Deizmin bir temeli yoktur, ki zaten deist bir bakış
    açısından da Kuran yine mantıklı bir kitaptır (Allah'ın sıfatlarını sunması, Allah'ın tekliğini bildirmesi,
    O'nun yüceliğini bildirmesi, sadece O'ndan istememizi söylemesi, doğruya ancak O'nun ulaştırabileceği,
    Allah'ın her şeyi bilmesi, yaratılış amacımızın O'nu bilmek olması vs bir sürü konuda bir deist bile bu
    kitabın doğruluğunu kabul edecektir), deist bir insanın Müslüman olacağı zaman kaybedeceği hiçbir şey
    var mıdır? Anca küçük zevklerini kaybeder, ki zaten bu tür zevkler insana çoğu zaman daha da çok keder
    verir. Bir de bunun üstüne islam'ı seçmek için bir sürü neden vardır; sağlıcakla.
    ···
  20. 20.
    +2
    Dipnot: islamiyet kadar propagandalara mağruz kalan ikinci bir inanç yoktur, her taraftan islam'ın
    kötü bir din olduğunu insanlara düşündürtmek için bin bir türlü şey sunuluyor. Şu an Paris'e, Köln'e,
    Madrid'e gidelim ve insanlara Budizm hakkında ne düşündüklerini soralım, insanlar ya hiç cevap vermez
    ya da birkaç cümle eder; bir de islam hakkında ne düşündüklerini soralım, gör yaygarayı, islamiyet için
    bir sürü şey söyleyecektirler, ve çoğu zaman güzel olmayan. Şimdi benim de Budizm hakkında pek bir
    bilgim yok ama Budizm de kesinlikle tertemiz bir inanç değildir, insanın olduğu her yerde kötü birileri de
    çıkacaktır; ama biz bu kötülükleri neden hiç bilmiyoruz? Bunun müslüman ülke olmamızla ilgisi yok,
    dünyada da pek bilinmiyor. Yani bu tür propagandalara inanmayın, islamiyet temiz bir inançtır,
    müslüman alimlerin alıp kitaplarını okuyun, sufilerin kitaplarını okuyun, kötü bir şey görebilecek misiniz?
    Dünya üzerindeki müslüman ülkelerin de bir sürü kötü propagandasını yapıyorlar, tertemiz olduklarını
    söyleyemem ama o müslüman ülkeler batının halinden, Amerika'nın sapkın insanından bin kat daha iyi
    bir konumdadır. islamiyette o kadar güzel hasleti bir kenara atıp kötülükleri (kendilerince kötü olanları)
    objektiflerine alıyorlar, o kadar güzel müslüman insanları bir köşeye atıp kötülüklere dikkat kesiliyorlar.
    Sorarım size ateist, deist, vs insanlar tertemiz mi? Değil. Onlar da çeşitli kötü hasletlere sahip ama
    yansıtılan şeyi görsen sanki melek gibi insanlar olarak görürsün onları.
    ···