Arkadaşlar şu güne kadar '' 'Zorunda kalırsın' '' teması altında bir çok hikaye yazdım. Hikayelerimin hiç birinde gerçeklik iddaasında bulunmadım. Her soran kişiye de 'Kurgu' cevabını vermişimdir. Bu sefer ki hikayemin gerçek veya kurgu olduğuna dair olan sorular cevaplanmayacak, kalan sorularınız ise entrylerinizden okunup duruma göre entry yada özel mesaj ile cevap verilecektir.

Hikayenin çok uzun süreceğini, partların ne zaman atılacağı bilgisinin verilmeme ihtimali olduğunu ve bir arkadaşımın ağzından yazacağımı belirtmek isterim sizlere..

Bismillâhirrahmânirrahîm

Vecr-bil Fesur

Ateşten (Maric) yaratılana ant olsun ki beni kullanıp atan her bir çamurun kanında gezeceğim !

Anlatılanlara göre Mafsal (18) pgibolojik sıkıntıları olan bir bireydi. Pgibologunun raporlarına göre ağır halüsinasyonlar gördüğü ve ilaç tedavisine cevap vermediği bilgisine ulaşılmış. Mafsal'ın ölümünden 1 gün önce ki seansının video kaydı incelendi.

29 Şubat 2012 -Kayıt No: 09-

Pgibolog : Mafsal bana gördüğün şeyleri anlatır mısın? Ne gibi şeyler görüp korkuyorsun?

Mafsal: Yemek yerken birden yediğim şeyler kurt, iplik, çürümüş et gibi iğrenç şeyler oluyor. Yemek yemekten korkuyorum.. Başım ağrıyarak uyanıyorum. Genelde gece saat 03:00 civarlarında.. Bi gece..

Pgibolog: Mafsal? Bi gece..? Ne oldu?

Mafsal: Uyandığımda yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Suyu.. Açtım.. Ellerimle yüzüme su sürdüm ve.. ve.. kafamı kaldırdığımda.. ( Ağlamaya başlıyor ) alnımın ortasında sadece tek bir gözüm vardı..

Mafsal'ın ölümünün intihar vakası olduğunu düşünen polisi otopsi sonucu şaşkına çevirdi. Mafsal kafasına ateş ederek ölmüştü ancak otopsi raporunda omur iliğinde, diz kapaklarında ve dirseklerinde kırıklar olduğu ortaya çıktı..

'' Nefs ! Yenileceğin günü bekliyorum çamur ! Adem'in neslinin acizliği karşısında güleceğim günü bekliyorum.. Le feteyn min hu ''

Mafsal'ın arkadaşlarıyla konuşuldu.

Özge ( ilkokul arkadaşı )

Özge: '' Biz hiç bağlantımızı koparmamıştık. Sürekli buluşur bir şeyler yapardık. Mafsal çok enerji dolu ve ortamda tabiri caizse şebek gibiydi. Hepimizi güldürür bizi neşelendirirdi. Fakat son zamanlarda mafsal'a garip bir şeyler olmuştu. Evden çıkmıyor bulusmalarımıza gelmiyordu. Bi gece beni aradı. Uykuluydum ancak yine de açtım telefonu.. Bilmediğim bir dilde garip bir ses tonuyla bir şeyler söyledi ve kapadı telefonu, anlam veremedim.

Hakan ( Mahalle arkadaşı )

Mafsalı çok severdim. Doğduk beraber, büyüdük beraber.. Hemen hemen bütün hınzırlıkları beraber yapmışısızdır. Birbirimizi hiç satmadık.. ( Gülümsüyor ) Tek güvenebileceğim kişi olarak bahsederdim hep.. Son zamanlarda yanıma gelmez olmuştu. Hasta diye düşünüp evine gittim ancak annesi beni görmek istemediğini söylemişti. Bende inat edip evin önünde oturup penceresini izlemeye başlamıştım. Geceye kadar bekledim. Gece perdesi açılınca heyecanla ayağa kalktım. Mafsal donuk bakışlarıyla bana baktı baktı baktı.. ve perdeyi kapadı. Ona bir yanlışım olduğunu düşünmüştüm..

Onların yansımalarından onlara gözükeceğim. Gözleri kapkara olana dek ruhunu kemireceğim.

Polis intihar yada cinayet olarak her hangi bir kanıya varamamış olup dosyayı askıya almıştır. Mafsal'a ne olduğuna kimse anlam verememiş ve çevresinde bi hayli kuşku bırakmıştır.

Özge, Hakan ve Zahit hafta sonu Zahit'in evinde toplanmıştır.

Özge: '' Halen mafsal'ın öldüğüne inanamıyorum. içimde koca bir boşluk var resmen. ''

Hakan'ın gözleri ise Zahit'e dikilmiş bakıyordur.

Hakan: Zahit, polisler konuşurken duymuştum. ifade vermeye gelmemişsin.. Neden?

Zahit: '' Ben halen Mafsal'ın ölümünü kendime kabullendiremedim. Bu yüzden ifade içinde gitmek istemedim. Bu konuyu kapatabilir miyiz?

Hakan: Sanırım haklısın.. Kusura bakma, sadece duyduklarım beni biraz etkiledi. Komşuların söylentileri gerçekten beni rahatsız etti.

Özge: Ben hiç hiç bişey duymadım. Ne söylentisi?

Hakan: Onlara göre Mafsal'ı birileri öldürmüş veya kendini öldürmeye itmiş.

Özge: Kim? Neden yapsın bunu?

Hakan: Cinler..

Zahit: ( Bağırarak ) Kapatabilir miyiz artık konuyu?? ''

Ezrül maküf

Hakan ve Ezgi, Zahit'e baka kalmıştır. Ne olduğunu anlamaya çalışırlarken

Zahit: Kusura bakmayın. Kendimi biraz tuhaf hissediyorum. Uyuyacağım. Size iyi geceler.

Zahit odasına gittikten sonra Hakan ve Ezgi'nin konuşmaları devam eder.

Özge: '' Neyi var bunun? Biz ondan daha yakındık Mafsal'a

Hakan: Belki içten içe çok seviyordu bilemeyiz. Herkesin acısı taze üstüne gitmeyelim.

Özge: Şu bahsettiğin cin olayı.. Bunu neye yorarak söylüyormuş komşular daha detaylı biliyor musun?

Hakan: Karşı komşusu gece geç vakitlerde camın önünde öylece dikildiğini ve boynunu sürekli sağ sola hızlı hızlı çevirdiğini görmüş, bir keresinde perdesi açıkken mumlardan bir dairenin içersinde otururken görmüş, bir keresinde ise gözlerinin beyazına kadar kapkara olduğunu görmüş.. Ne kadar doğru tabi bilemem ama söylentiler baya fazla.. Polisin bu olayı böylece ortada sonuçlandırmadan bırakması hiç hoşuma gitmedi.

Özge: Bilemiyorum.. Bu in cin olayları bana pek inandırıcı gelmiyor. Hem öyle bir şey olsa neden bize bahsetmesin ki? Belki de ailevi sorunları vardı ve anlatmak istemedi. Bence bu ihtimal daha faz.. ''

Zahit'in bağırma sesiyle beraber elektrikler kesilir.

Özge: Hakan? ne oldu öyle? Bağıran zahit miydi? Duydun mu sende?

Hakan: '' Duydum evet.. Sanırım elektrikler kesildi. Zahit'e bakıp geleyim..

Özge: Dur bende geleyim korktum ne yalan söyliyeyim..

Hakan: Peki.

Odaya girdiklerinde onları gördüğümden haberleri dahi yoktu. Elektriği ben kesmiştim. Çığlığın sebebi de görüntümdü. Ancak ne Hakan ne de Özge'nin benle veya olanlarla ilgili hiç bir fikri yoktu.

Yerde yatıyordum. Hemen yanıma geldiler.

Özge: iyi misin Zahit? diyerek beni omuzlarımdan kaldırmaya çalışıyordu. Hakan yanı sıra gelip kalkmama yardım etti.

Hakan: Ne oldu Zahit? Neden bağırdın?

Ben: Sanırım kabus gördüm ve sıçrayınca yataktan düştüm. Merak etmeyin bir şeyim yok. içeri gidin kıyafetimi değiştirip geleyim. Özgecim sana zahmet çay koyar mısın? Zaten uykum kaçtı bari muhabbet edelim.

Özge başıyla onayladı ve odadan çıktılar.

Odadan çıktıklarında bakışımla odanın kapısını kapattım ve kelimeleri çamur ağzımdan döktüm.

Meşruala billah fisüleyş

Siz beni Zahit mi sanmıştınız..

Sizden şuanda hemen kalkıp tuvalete girmenizi ve lavabonun suyunu açıp..

Tesvü inne hümen reyh

Diyip, aynaya bakmanızı istiyorum..

Korkup yapamayanlar burada boş entry girerken, yapabilenler bir sonra ki partı çoktan aynada okumuş olarak gelecektir.

Ne eyne tezül

Baya bi muhabbet ettikten sonra özgenin uykusu geldi ve gidip yattı. Zahit'te gözlerinin kapanmaya başladığını hissettiğini söylerek odasına çekildi. Aslında hepsi benim maharetimdi.

Hakan ise internetten benim ve türümle ilgili araştırma yapmaya başladı. Onunla beraber okumaya başladım. Ancak o kadar sıkıcı ve yalan bilgiler vardı ki sıkıldım. Hakan'a sanki şans eseri bulmuş gibi istediğim yazıları göstermeye başladım. Hakkımda olan gerçekleri, yapabileceklerimi ve ondan daha üstün olduğumu ona gösteren bendim. O benden habersiz okumaya devam ediyordu.

Okuduğu yazıların bir çoğunun en başlarında kendi söylemek istediklerimi, bazılarının başlangıcına ise benim tamemen çevresinde dolaşmama izin veren ibranice ve latince terimler koyuyordum..

Bu sana tanıdık geldi mi? : )

illabil hayf kabrül

Hakan için artık her şey bitmiş, tüm kontrolü resmen kendi elleriyle bana vermişti. Onu kullanıp Özge ve Zahit'i de tamamen kontrol altına alıp hepsini geberteceğim.. Ben hiç bir şeyi nedensiz yapmadım. Ne ben, ne de türüm de ki her hangi birisi.. Şu an bunların okunmasına ne sebepse emin ol niyeti hiç iyi değil.. Çünkü ifritlerden korkarız..

Le entüm re fıkh ünzilterhüm vela kennezil neşra takhala min cinnia hüym kenebür