/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +35 -24
    15-16 yaşlarındaydım. Ergenlik dönemimde hem asosyal hem de içedönük olduğumdan ötürü ailem ve öğretmenlerim tarafından bir hobi edinmem gerektiği, bunun kabuğumu kırmak için bana yardımcı olacağı söyleniyordu. Ben ise günlerimi anlamsız pc oyunları, ferregrafi ve dizi izleyerek geçiriyordum.. Günler bu şekilde geçerken ve ben hobi edinmek için hiçbir çaba göstermezken bir gün rehber öğretmenim odasına çağırdı. Kapısının önünde hep gördüğüm ama hiç konuşmadığım benim gibi olan birkaç tane daha asosyal ezik görünce konunun ne olduğunu hemen anladım. Bizi içeri aldı ve Çocuklar sizin için bir hobi buldum dedi babacan bir tavırla. Daha sonra bir satranç taşı çıkardı ve Satranç dedi. ''Satranç'ın size iyi geleceğini düşünüyorum''. işte o gün satrançla tanıştım. Sonraki günlerde okulun kütüphanesine satranç masaları kuruldu ve biz asosyaller hiç konuşmadan kendi aramızda satranç oynamaya başladık. Yeni başlayan birine göre iyi bir oyuncuydum. Ancak benden iyi olanlar elbette vardı. Bunlar biride asosyal kızlar arasındaki en bıyıksız dolayısıyla en güzel olan Betül'dü.

    devam ediyorum.
    ···
  2. 2.
    +8
    Gel zaman git zaman benim oynayışım geliştikçe bu Betül'ün de dikkatini çekti. Her ne kadar benden iyi bir oyuncu olsa da benim oyunlarımı izlemeye geliyor ve her hamle yaptığımda bazen tatlı tatlı, bazen sinsice, bazen ise alaycı bir şekilde gülüyordu. Onunla bu sözsüz iletişimim aklımı karıştırıyordu. Herkesin peşinde olan bu hem güzel hem zeki kız neden benimle ilgileniyordu ki? Ufaktan hoşlanmaya başladığımı hissediyordum... Yine bir gün ezikler kulübüyle satranç oynadıktan sonra eve geldim. O gün Betül'ü hiç görmemiştim, acaba neden gelmemişti? Bu düşünceler ile evde internet başında takılıyordum... Birkaç saat sonra 30 takipçili instagram hesabıma bir bildirim geldi. Gözlerime inanamadım, bu Betül'dü.
    ···
    1. 1.
      +6

      betül harman ağağağağağ

      ···
    2. 2.
      +1 -6
      Başlık hakkında yazdığın her şeyi ss aldım ve modlara şikayet edeceğim,
      pid0fili huur cocugu seni
      ···
    3. 3.
      +1
      Bu işte bir mantık hatası var 31 takipçili olucak tekrar o güne git :D
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +8
    Profil resmi bile koymamıştı bıyığını sevdiğim... isteğini kabul edip geri takip ettim. O da kabul etti. Tam ilk mesajı atacaktım ki kendimi durdurdum. Neden ilk hamleyi ben yapmak zorundaydım ki? Düşündüm... Satranç sadece kütüphanenin ilgili masasında kalmak zorunda mıydı? O an karar verdim.. Bu oyunu bir satranç gibi oynayacaktım. ilk adım olarak onun hamle yapmasını bekledim. Ben yazmadıkça sabırsızlandığını ve yazmamak için kendini zor tuttuğunu hissediyordum. Birkaç saat sonra bir bildirim daha geldi: Selam. ilk hamleyi ona yaptırmıştım ve artık oyun resmen başlamıştı.
    ···
  4. 4.
    +6
    Konuşmaya başladık. Asla açık vermiyordum, ne savunma ne saldırı durumundaydım. Niyetimi anlayamıyordu. Günler böyle geçerken artık yüz yüze de görüşmeye başlamıştık. Daha satranç masasında karşı karşıya gelmemiştik ama zaten bizim henüz bitmemiş bir oyunumuz vardı. Ben rakiplerimi yendikçe bana karşı daha büyük bir istek duyduğunu hissediyordum. Yine böyle bir günde o narin elini omzuma koyup, kulağıma eğilerek oyun konusunda ufaktan tavsiye verdiğinde, sıcak nefesini yüzümde duyumsadığımda artık bana olan ilgisini hissetmekten ziyade biliyor hale gelmiştim.. Eğer her şey yolunda giderse aramızdaki ufak oyunu ben kazanacak gibi görünüyordum.
    ···
    1. 1.
      +2
      Bu hikaye biçimi bana cedric reisi hatırlattı amk
      ···
  5. 5.
    +9
    Okulda da bu durum konuşulmaya başlanmıştı. Ayrıca süre geçtikçe bunun bir oyun olduğunu unutmuştum... Bende ona karşı yanlış hamleler yapıyordum... ilgimi belli ediyor, arıyor soruyor hatta kıskanıyordum. Bir-iki ay geçmişti ama sanki düşünce ve duyguların yoğunluğundan dolayı koca bir yıl gibiydi. Artık derinlemesine sohbette ediyorduk. Hislerimiz derinleştikçe artık birbirimize daha açık olmamız gerektiğine karar verdim ve bu oyun fikrinden Betül'e bahsettim. Güldü. Bunu zaten bildiğini, buraların tek iyi satranç oyuncusunun ben olmadığımı söyledi. Bu dişli tavrı hoşuma gitmişti. Artık açıktan açığa atışıyorduk ve soğuk savaşın sıcak savaşa dönmesi müthiş hissettiriyordu. Aramızdaki elektriklenme arttıkça insanlar bizim hakkımızda konuşuyor ve ikimizin bir satranç maçı yapmasının nasıl olabileceğini düşünüyorlardı. Bende bunu düşünmeye başladım. Aramızdaki bu oyunu bir satranç maçına bağlamalı ve bu maçın sonucu her iki oyunun da sonucunu belirlemeliydi. Kararımı verdim.
    ···
  6. 6.
    +7 -2
    Betül'le açık konuştum ve ortaya bir iddia koydum. Eğer bu maçı kazanırsam her iki anlamda da üstünlüğümü kabul edecekti ve benim evimde bir akşam yemeğine gelecekti. Tabii ki akşam yemeği dememin sebebi sadece daha kibar olmaktı. Eğer kazanırsam hem bedenen hem ruhen benim olacaktı. Peki ya ben? dedi. Sen seç dedim cüretkar bir şekilde. Eğer ben kazanırsam dedi Hiçbir şey istemiyorum, benim eziklerle işim zaten olmaz. Beynimden vurulmuşa döndüm. Son anda attığı bu gol ve hiçbir şey istemeyişi aslında yapılabilecek en büyük aşağılamaydı. Kabul ettim. O da kabul etti, iddia başladı.
    Maç haberinin okula yayılması uzun sürmedi. ilk başta ezikler arasında başlayan bu satranç furyası zamanla bütün okula yayıldığı için herkes heyecanla maçı beklemeye başladı. Maç zamanı yaklaştıkça Betülle'de konuşma sıklığımız azalmıştı. Aslına bakarsanız ne kadar tedirgin olduğumuzu birbirimize belli etmemek için konuşmuyorduk ama ikimiz de bunun farkındaydık...
    ···
    1. 1.
      +5
      16 yaşında ne "benim evim"i abi.Ama hikaye güzel. Devam
      ···
      1. 1.
        +1
        lan yaşadığın eve benim evim demiyor musun sen
        ···
      2. 2.
        +1
        Yaani diyorum aslında haklısın.Bu arada sonu iyiydi baya ters köşe oldum XD
        ···
  7. 7.
    +8
    Ve maç günü geldi... Okulda gergin bir sessizlik vardı, sanki herkes bizim gelmemizi bekliyor gibiydi. Oyunu ilk dersin uzun teneffüsünde oynamayı kararlaştırmıştık. ilk derse girdik... Zaman geçmek bilmiyordu saatin her saniye tik tak diye geçişi beynimde yankılanıyordu. Kendi kendimle içsel olarak konuşmaya başladım. Daha bir kaç ay önce başladığım satrancı ve Betül'le kurduğum bu ilişki satrancını düşündüm. Aslında bu oyunu kaybetsem de kazansam da kazançtaydım... Birkaç ay önceki halimden kat ve kat iyiydim... Kaybetsem bile bunlar yanıma kalacaktı. Böyle düşünürken aklıma Betül'ün sözleri geldi Eğer ben kazanırsam hiçbir şey istemiyorum, benim eziklerle işim zaten olmaz.
    içimi bir ateş kapladı. En başından beri kurduğum bu oyunu ne olursa olsun kazanmalıydım... Derken zilin sesiyle irkildim. Büyük an başlamak üzereydi.
    ···
  8. 8.
    +8 -2
    Ringe çıkan taksörler gibiydik. Betül çok güzel görünüyordu. Bıyıkları alınmıştı... Bu gün için özel olarak hazırlandığı her halinden belliydi...
    Karşılıklı olarak masalara oturduk ve oyun başladı. Taşlara her elimizi zütürdüğümüzde yanlış bir hamle yapmamak için ellerimiz titriyordu. Etrafımız kalabalıktan ötürü kapkaranlık olmuştu, öyle ki ışıkları açmak zorunda kalmıştık. Oyun tüm okulun gözü önünde heyecanla sürerken teneffüs bitiş zili çaldı. Oyunun sürükleyişi ile hiç kimse gitmiyordu. Bir süre sonra öğretmenler de merak edip geldi ama bütün okulun heyecanla bir satranç maçını takip ettiklerini görünce şaşkınlık ile onlar da izlemeye koyuldu. Dersler işlenmiyor, bütün okul bu maçı izliyordu. Ufaktan beynim yanmaya başlamıştı ama Betül'ün de yorgun düştüğünü hissediyordum. Bu çekişmeli maçımız tam iki buçuk saat sürdü. En son Betül'ün dikkatsizlik sonucu yaptığı bir hata ile BEN kazandım. Derin bir sessizlik oluştu. MAT dediğimde Betül'ün gözünden bir damla yaş süzüldü ve bütün okul heyecan çığlıkları atmaya başladı. Kalabalık bir anda etrafımı sardı, Betül'ü göremiyordum. O sırada birisiz kalabalığı yararak geldi ve elimi tutup çekti, bu rehberlik öğretmenimdi.
    ···
    1. 1.
      +6
      Bıyıklarını aldı gibim indi tüh
      ···
  9. 9.
    +34 -1
    Kalabalığı ve Betül'ü orada bırakarak doğruca rehberlik odasına gittik. Oğlum dedi Az önce ne yaptığını biliyor musun sen? Sustum, çünkü olayın şokundaydım. Senin doğal bir yeteneğin var, bunu değerlendirmeliyiz. Cevap vermedim. O gün bana satranç lisansı çıkardık ve işte o gün MiLLi oldum.

    OKUYAN PANPALARIMA TEŞEKKÜRLER :d
    ···
    1. 1.
      +14
      Beyler kabul edin hepiniz tersköşe oldunuz
      ···
      1. 1.
        +1
        zencileri bekledim ben hep
        ···
    2. 2.
      +9
      Bu entry'de gerçek inci ruhunu hissettim
      ···
    3. 3.
      +8
      Aferin bin sana şuku vermek için giriş yaptım. Şimdi senaryoyu devam ettir de gib hadi bekliyoruz.
      ···
    4. diğerleri 1
  10. 10.
    +6 -1
    YALAN MI SÖYLEDiK NiYE ÇÜGÜ ATIYONUZ LAN GÖTOŞLAR :(

    BEYLER BAŞKA HiKAYELERiMi OKUMAK iSTERSENiZ:

    (bkz: kendimi potansiyel silaha dönüştürdüm)

    (bkz: korkulacak tek mistik varlık cin değil)
    ···