Stefan Zweig'in önemli romanlarından biridir.

- Burjuva tabakasının tanınan isimlerinden biri olan, fakat mutsuz bir evlilik sürdüren Bayan Irene; yasak aşk yaşadığı sevgilisiyle olan ilişkilerini öğrenen bir kadının, her seferinde onu tehdit etmesi, şantaj uygulaması ve hayatını karartabileceğini dile getirmesinden ötürü şantajcı kadına sürekli yüklü miktarda para ve kıymetli eşyalarını vermek zorunda kalıyordu. Bu durum Bayan Irene’in, günbegün artan bir korkuyu, eşi ve sevdikleri tarafından fark edilme dehşetini, öfke hissini ve suçluluk duygusunu buram buram hissetmesine neden oluyordu; çünkü bu kadından ilelebet kurtulması için yeteri kadar maddiyatı ve kıymetli eşyaları yoktu...

- Şantajcı kadından kurtulmak için kendini eve hapsetti, fakat evde sürekli yaşantı içerisinde olmaya alışkın değildi. Telefonun her çalışında, kapı zilinin her ötüşünde, dışarıdan gelen her seste ürperiyor; şantajcı kadının gölgesini ensesinde hissedermişçesine muazzam bir içsel korku yaşıyordu. Şantajcı kadın, Bayan Irene’in bilinçaltına öyle bir nüfuz ediyordu ki; Bayan Irene her gece rüyasında farklı senaryolar eşliğinde onun o korkunç sesine ve silüetine rastlıyordu. Kocası ve sevdikleri durumu anlayacak diye şüphe ediyor, adeta dizlerinin bağı çözülüyordu…

- Stefan Zweig, bu eserinde varoluşun sorgulanmasını, kadın erkek ilişkilerinin içyüzünü ve toplumsal baskıların insanları nasıl değiştirdiğini; dramatik, kusursuz, etkileyici, özgün, sade ve duru bir dille kalemine dökmüştür. Stefan Zweig, her eserinde olduğu gibi Korku adlı romanında da olay örgüsünü hiç beklenilmedik bir şekilde noktalayarak beni yine hayretler içerisinde bırakmayı başarmıştır.

Korku romanından alıntılar:

● Korku, cezadan fenadır, çünkü ceza elle tutulur bir şeydir ve o dehşet verici belirsizlikle, o korkunç ve sonsuz gerginlikle kıyaslandığında çok daha ağırdır.

● Belki de… insan en büyük utancı… Kendine en yakın hissettiği kişilere karşı duyar.