+2
Ülkemiz
Borc batagında kıvranıyor
Kadınlara tecavüz ve şiddet hat safhada
Devlet eliyle terör diye nitelendirdigimiz olaylar gerçekleşmekte
Ülkenin her yerinde bomba patlatılmakta
Bebekler Açlıktan ölüyor
Biz sıcacık evimizde otururken dışarıda insanlar donuyor
iktidar kendi işine gelmeyen ve kendisine karsı olan herkesi fetöcü diye iceri attırtıyor
Yandas basın desteklenirken gerçekleri yazan basın kurulusları kapatılıyor
Siyasi partilerin milletvekilleri tutuklanıyor
Sovenist 15 temmuz tiyatrosu yapılarak insanların canı üzerinden oyun oynanıyor 15 temmuz darbesi aslında erdoganın 16 temmuzdan ıtıbaren basladıgı darbeye hazırlık asamasıydı
Faturasını odeyemedıgı ıcın ınsanlar olduruluyor
Puanı dusuk olan ogrencıler zorla ımam hatıp dayatmasına maruz kalıyorlar
Egıtım sıstemımız bayat OECD ve PISA raporlarına gore cok gerıdeyız
Sınavlar yuzunden ınsanlar ıntıhar edıyor
Dın kullanılarak ınsanlar kolelestırılıyor
4 kısılık bır aılenın aclık sınırı 1432 tl(sadece gida)
yoksulluk siniri(gida, giyim,kira vs.) 4665 tl olmasina ragmen asgari maas 1404 tl dir hala comar gibi bu paraya talim olun ve tayyib babanizin verdigi makarnalari yiyerek sukredin bre cahil ordusu.
Emperyalist ulkeler bizi somururken somuruye karsi cikan kesimi terorist ilan ederler ve siradan halka milliyetcilik duygusu asilarlar bu sekilde somuruye karsi cikan kisiler susturulur bu emperyalist yani somurgeci devletlerin bir taktigidir
Yol yapti kopru yapti diyorsunuz da bir amerikali ekonomist sunlari soyluyor
2005'de kaleme aldığı ‘Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları’ kitabının yazarı John Perkins, emperyalizmin geri kalmış ülkeleri ele geçirme yöntemini bakın nasıl anlatıyor.
“Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi “ASLA” o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.
Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin!
Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın…” Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir.”
UYANIN EY TURKIYE HALKLARI ULKENIN GELISTIGI ILERLEDIGI DIYE BIRSEY YOK AKSINE GERI GIDIYORUZ HERGUN INSANLAR OLUYOR TURKIYE HALKLARI KOLELESTIRILIYOR BU DUZENE BIR DUR DIYIN ORGUTLENIN GUCLENIN VE SOKAGA CIKIN HER NE OLURSA OLSUN SOKAGA DOKULUN ARTIK BU DUZENE BIR DUR DEME VAKTI GELDI
Tümünü Göster