Arapların altın devri, bilime ve matematik gibi dallarına önem verdikleri zaman olmuştur. islamiyet bağımlılığı sonucu bugün geldikleri noktayı görüyoruz.

Hiç kimse sana hz. muhafazid etkili bir insan değildi veya aptaldı demedi, aksine çok zeki ve insanları çok iyi manipüle etmesini bilen bir liderdi ancak, hz muhafazidin ileri görüşlülüğünün günümüze kadar gelemediği çok açık. Bizim de, anlatmaya çalıştığımız hz muhafazidin bir peygamber değil, döneminde ondan önceki semavi dinleri kullanarak toplumunu düzelten bir liderden ibaret olduğudur.

Unutma ki, hiç bir zaman hiç bir topluluk din ile öne geçmez, tam tersine her zaman geriye gider.

Yani demem o ki, zina yapanı taşlatan, hırsızın elini kesen, kendi dininden olmayını öldürmeye caiz diyen, köleliği yasaklamayan, kadınları erkeğin yarısı sayan bir kitap herhangi bir şekilde üstün ve kadim bir tanrının elinden çıkmış olamaz.

Konunun bilimsel yanına gelirsek, eğer tabi ilgilenirsen bu kısımla: );

Bugün geldiğimiz noktada, semavi dinlerin bütün hepsinin çıkış noktasını bilmekteyiz. Bu üç dinin kökenlerinin aynı olduğunu ve bu dinlerin hepsinin ortadoğu coğrafyasından çıkmış olduklarını bilmeyen yoktur. Ancak bütün bu kitapların ve hikayelerinin kökenine bakıldığında, bu dinlerin sümer tabletlerine dayandığı gerçeğine ulaşmaktayız. (bkz: nuh tufanı hakkında)

Kuran, Tevrat ve incildeki çoğu hikaye, onlardan yüzyıllarca önce yaşamış Sümerlilerin kitabelerinde mevcuttur. Ve nasıl ki bugün bu üç semavi din hariç diğer dinlerin gerçek olmadığını biliyorsak, aynı sebepten ötürü bu üç semavi dinin de gerçek dışı olduğunu biliyoruz.

Kısacası, Tevrat, incil ve Kur'an eski Ortadoğu kültürünü yansıtan kitaplardır ve bu kitapların bilimle yakından uzaktan hiç bir alakası yoktur. Nasıl ki bugün Hammurabi kanunları Babilin kural bütünüyse bu üç kitap da bundan öte değildir.