/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    beklemedeyiz panpa
    ···
  2. 27.
    0
    Devam et
    ···
  3. 28.
    +2
    yaz bin
    ···
  4. 29.
    0
    reserved
    ···
  5. 30.
    0
    Lan devam etsene abicim
    ···
  6. 31.
    0
    anlatsana reyiz kaç aydır hikayelerine hasret bu yürekler...
    ···
  7. 32.
    0
    oyşh anlat anlattttttttt
    ···
  8. 33.
    +1
    selim ile hakan'ı o günün ardından bir daha görmedim. ara sıra internet ortamlarında denk gelirsem yavşak gülüşlü fotoğraflarına.. acaba zütteki çubuğun hatırasını nasıl silmişlerdir şimdi kirli sakallı dar gömlekli ortam dayısı gizli muallakler..

    taunusun arka üçlüye aldılar beni, gölbaşı girişine kadar konuşmadan sürdüler. ne ben, ne hidayet abi, ne de diğer elemanlar.

    tek kelime etmedi kimse.
    ···
  9. 34.
    +1
    iyi oldu pekekentlere, nasıl soktum boruyu zütüne, kardeş sen kimsin, bunlarla ne işin var, siz ne ayaksınız... hiç bir şey. sadece artık asfaltlığı kalmamış bozuk şasenin gürültüsü, motorun uğultusu..

    akşam bastırıyordu, taunus'un radyatörü motorun tüm hararetini içeri veriyordu. hatırladığım, buğu kaplı camlar, karanlık araçta karanlık siluetler.

    hidayet abiye baktım bir süre. kısa boyluydu, bir yetmiş, belki yetmiş bir. tıknaz dediydim ama şimdi şoför koltuğunda iken, bayağı göbeği vardı. yetmiş yetmiş beş kilo. ya da ben yanlış hatırlıyorum. belki o dönem zayıftı. ama benim gözümdeki hidayet abi böyle işte.

    insan bir süre sonra geçmişin hepsini bir çuvala atıyor, hangisi önce ne sonra önemsizleşiyor.
    ···
  10. 35.
    +1
    hidayet abinin yanında kırmızı suratlı, şişman beyaz tenli biri, sol yanımda ise hakan'a tekmeyi gömen uzun boylu, kemikli, dik oturuşlu eleman, sağımda ise tek kaşlı, sıska -neredeyse çelimsiz- bir diğer elaman, bir saat kadar yol aldık.

    neden sonra hidayet abi "saffet'e uğrayalım mı" diye sessizliği bozdu.

    “iyi olur, çocuklar da acıktı” dedi yolcu koltuğundaki. Geriye kaykılıp bana döndü “acelen yok ya?”
    “olur..” dedim. Başlamamış muhabbetimiz biter sanarak. Sağ tarafta bir petrole kırdı direksiyonu hidayet abi, izbe bir petrol lokantasının önünde, çakıl kaplı bir otoparkta durduk. Araçtan indik. Ankara'nın ayazı yüzüme çizikler atarken, yine sessizce, içeri girdik.
    Mekan neredeyse boştu, rastgele dağılı beş altı masa, üzerlerinde sabahtan kalma herhal kıyma topakları, köşede teneke tabldot tezgahı, ortada tüplü katalik.
    Kırmızı suratlı eleman katalitiği cam kenarında bir masanın yanına çekti, biz de masanın etrafına yuvalandık. Hidayet abi baş köşeye oturdu, ben cam tarafına, köşeye, konuşmamayı umarak.
    ···
  11. 36.
    0
    "huur çocukları" dedi uzun boylu elaman.

    "gibtiret hamza" hidayet abi masadaki kıymaları pide artıklarını elinin tersiyle iteledi "saffet hocam insan bir bez atar şuraya bu ne lan bereketi kaçar dükkanın"

    "ya akşam olunca işte ... " tezgahın arkasında, mutfak olduğunu düşündüğüm bir yerden çıkageldi dükkan sahibi saffet. kırk beş yaşlarında, orta halli bir tipi vardı. akılda kalmayan. hani görünce bilirsin bu adam saffet ama otur robot resmini çiz deseler.. göz rengini bile hatırlayamazsın ya. işte onlardan biri. düz. esnaf.
    ···
  12. 37.
    +1
    "ne alırsınız?" dedi, "lan sanki neyin var da soruyon, pide getir" dedi hidayet abi.

    "ne mezunusun?"

    okuduğum şehri söyledim.

    "gibktirrr laannnn" diye kahkaha attı hidayet abi. "öyle bir şehir mi var lan? rauf, sen hiç duydun mu" kırmızı suratlı cevapladı "abi yolda bir iki tabelasını görmüşlüğüm var ama üzeri siyah şerit kapalıydı" hepsi gülmeye başladılar.
    ···
  13. 38.
    +1
    hepsi gülmeye başladılar. "üniversitesi bile varmış, işe bak" dedi hidayet abi. aslında buraya dıbına koyim iyi giderdi ama gariptir, hidayet abi çok az söverdi, bu hep ilgimi çekmiştir.

    "ne okudun"

    "işletme.."

    "yazık lan"
    ···
  14. 39.
    +1
    "bak bu odtü siyasal.." eliyle tek kaşlı çelimsizi gösterdi, dirseğini masadan kaldırmadan.

    "tarık" diye devam etti, "memnun oldum" dedim. "memnun "olmuş" diye mırıldandı hidayet abi, sonra uzun boyluyu işaret etti "bu da hamza".

    "arkadaşların mıydı?" sorar diye bekliyordum. sormadı. onun yerine "ne işin var ankara'da" dedi.

    "iş arıyorum.."
    ···
  15. 40.
    +1
    iki eliyle saçlarını düzeltti, yanlardan enseye doğru, tipik hareketiydi hidayet abinin. daha sonra parmaklarını aralar, alnının üzerinden saçını geri tarardı. tarardı derken, tarak kullanmazdı, berber keserken tararsa ne ala.

    "valla dayı" dedi rauf olan. "kafanı gibiyim. gibik bi anadolu şehrinden mezun ol, gel ankara'da iş bak öyle mi? hey yavrum hey"
    ···
  16. 41.
    +1
    hamza söz girdi "çocuğun moralini bozma olm". çocuk ne lan?

    hidayet abi "var mı kafanda bir iş?"

    "napim?"

    napim ya amk. dört sene oku, gibik okul olduğunu bilmiyor muyum ben. napim lan? memur çocuğu bile değilim, düz, düz kalfa peder. onlar için büyük iftihar. üniversiteli. işletme. müdür olacam ya.. napim lan..
    ···
  17. 42.
    +1
    yanık pideleri servis etti saffet usta da kırık muhabbet kesildi. "yarın aracı bi yıkat" dedi hidayet abi, kıyma bulgur karışımını boş mideye yuvarlarken ..

    hesabı hamza ödedi, elimi cüzdana şöyle bir zütürür gibi yaptım, "kalsın" dedi rauf. tekrar taunusa doluştuk. gölbaşı girişinde durdu hidayet abi. yol kenarında.

    "yarın sekizde burda ol" dedi. indim. sırt çantamı aldım. taunus uzaklaşırken saat gece yarısına geliyordu.

    nerde kalacam lan?
    ···
  18. 43.
    +1
    mümtaz'ı aradım, liseden arkadaş, gölbaşında kaldığını biliyorum. açmadı züt. huur çocuğu açmadı. üçüncüde telefonu kapattı. soğukta yol kenarında titriyorum. gözüme bir cami kestirdim, minare. başladım takibe.

    cemaat dağılmış, ama kapı açık, nasibim var. içeri girdim. mimbere yakın, kuytu bir köşede paltomu çıkarıp yere serdim, sırt çantamı yastık yapıp uzandım. palto kolları artık belimi ne derece örterse.. dalmışım.

    sabah ezanın sesiyle kendime geldim. yarı uyanık yarı baygın. "şimdi skerler belamı" diye kalkacak oldum, baktım cemaat yok henüz. iyice mimberin kenara sıkıştım, gözden ırak.
    ···
  19. 44.
    +1
    tekrar uyumuşum. cemaat geldi gitti, ara ara sesler duyuyorum, bana karışan olmadı. bir süre daha yattım. lan keşke iki rekat da kılaydım diye düşünmedim değil. ama yorgunluk.. bahanesi yok gerçi lan.

    yedi yedi buçuk gibi kalktım, tuvalette el yüz soğuk suyu çaldıktan sonra çıktım geri dışarı. rahatsız uyku fayda da etmiyor. kafamın içinde demir bilye var sanki, çevirdikçe sağa sola çekiyor.

    esnaf yavaş yavaş kepenk açıyor. bir fırın pastane karışımı ucubeye girdim, simit çay, tatsız.
    ···
  20. 45.
    +1
    bu arada iş arıyorum, yalan aq. ne işi. iş mi var? çıktık geldik işte bir umut. bir iki aya bir şey çıkarsa ala. mümtaz şerefsizini tekrar aradım, kapalı. boş mesaj attım, açarsa gönderildi iletisinden anlarım diye.

    sekizde burda ol?

    ulan mafya mıdır çete midir, uyuşturucu mu satar organ mı çalar, bilemiyor ki insan. çaresizlik kötü yalnız. çaresizlik insana zütünü sattırır. yapmam demeyin. yoksulluk değil ama sefillik çok adi.

    taunus yanaştı, içerde hamza "hadi atla"
    ···