/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    aga devam et aq
    ···
  2. 52.
    +1
    çantayı arka koltuğa atıp öne geçtim. taunusu bağırtarak kaldırdı hamza. artık artislik mi acemilik mi, herhal acemi. değişik biri adamdı. çok becerikli olduğu söylenemezdi ama çekingenliği yoktu. araç kullandığındaki gibi, kötü şofördü, ama usta gibi hareket ederdi. karşıdakini de etkilerdi bu.

    "nerde yattın" dedi.

    "arkadaşta" dedim.

    "gibiyim öyle arkadaşı, aşofman da mı vermedi" dedi.

    "yo verdi niye vermesin" diyecek oldum.

    "kokuyon aq" dedi bu.

    emek'te üç katlı bahçeli, yetmişlerden kalma bir apartman çakmasının önünde durduk. imar buralara gelmedi demek ki daha yıkıp beşe çıkarmamışlardı. araçtan indik, apartman girişine yöneldik.

    hamzayı takip ediyordum, iki kat merdiven çıktık, sunta bir kapının önünde durduk.
    ···
  3. 53.
    +1
    hamza kapıya vurdu üç dört kez. şifreli mi diye düşündüm, sanmam. rast.

    kapı açıldı. uzun hafif sarı (buğday?) saçlı, yirmilerinde bir kız açtı kapıyı. gözleri çekik, biraz ama.

    "hidayet abi geldi mi?"

    "yok" dedi kız. içeri geçtik. bağcıklarımı çözmek için eğildim, "ayakkabıyı çıkarma, ofis bura" dedi hamza. kız koridorda bana bakarak "arkadaş kim" diye sordu.

    "dün tanıştık"
    ···
  4. 54.
    +1
    daireden bozma ofiste, salon kısmına geçtik. üç mavi çekyat, oldukça eski, duvarlara sıralanmıştı. bir köşede tüplü otuz yedi ekran, bir sehpa, üzerinde bir kaç gazete, günü geçmiş. bir şişe kola, biraz pet bardak.

    "rahatına bak"

    çekyatlardan birine oturdum. hamza başka bir odaya geçti. kız kapı ağzından "aç mısın?"

    "sağol, yedim."

    "hidayetleri nerden tanıyorsun?"

    "yolda karşılaştık.."

    "iyi.. birazdan burda olur."
    ···
  5. 55.
    +1
    kız güzeldi. kız görmemiş değilim. abazanım demiyorum. ama kız güzeldi. çok güzel. hani birini görürsün, kalbin deli gibi çarpar, düşünemez olursun, gözlerin kararır. ne yapsam da kıza hoş görünsem derdine düşersin, kızın gibinde bile değilken.

    öyle olmadı. aha. olmadı aga napim. ama zaten o ilk seferde olmaz ki. kız uzakta olacak.. uzak.. ara sıra denk geleceksin. nasılsın, hayat ne alemde, okul? iş? boş sorular sorarken işte o zaman kendini aptal hissedeceksin. o vakit bileceksin, aha bu kız o kız.

    sonra elin cebinde kızdan ayrılırken "lan acaba onu demese miydim, çok mu güldüm, şeyi niye sormadım, telefonunu alaydım ya"

    telefonunu bilmediğin kızı sevmek ne lan?
    ···
  6. 56.
    +1
    dış kapı açıldı.

    "ooo delikanlı da gelmiş."

    hidayet abi girdi içeri, siyah kar paltolu. atkısını paltosunu koridora asıp salona geçti.

    "aylin, çay var mı?"

    içerden.."tamam"

    çekyatlardan birine oturdu, tam ortaya. ağır. iki elini sırtlığa attı, bir kaç saniye sonra öne doğru hafif eğildi, ellerini birleştirip

    "dışarda mı yattın lan sen?"

    "yok abi, hamza'ya da dedim.."

    "yalan söyleme oğlum, şehrin ortasında bıraktık, gidecek yerin olsa mal gibi iner miydin?"

    ses etmedim.

    "mal abi bu" hamza girdi odaya, elinde bir tepsi, üç çay. birini benim yanıma bıraktı, diğer çekyata oturdu.

    "noldu buldun mu iş?"
    ···
  7. 57.
    +1
    cevabını bildiğin soruyu sormak ne pis bir şey lan. eziklemek.

    "buldu" dedi hidayet abi. "önce çayını içsin."

    bir yudum aldım, bildiğin zift lan.

    yüzüm buruşmuş olmalı "kaçak" dedi hamza.

    "çıkalım. çantan burda kalsın"
    ···
  8. 58.
    +1
    kalktık. "hadi aylin"

    dördümüz geri taunus'a bindik. hamza şoför mahaline. ben arkaya bindim. aylin gelir mi lan, yarraıma gelir, hidayet abi yanıma geçti, sağ tarafa. aylin önde. direkt bakmıyorum ama tüm dikkatim onda. kot, altta bir bot, kot içerde, o dönem moda, üstte paltomsu bir şey, püf püf mü diyorlar?

    aslında hepsi ya anorak ya mont aq. çocukluk ne güzel.
    ···
  9. 59.
    +1
    dar ankara sokaklarından, sağlı sollu park etmiş araçların arasından geçtik, nereye gittiğimizi sormadım, anlatan da olmadı. beşevler metro tabelasını okudum sadece, o da dışarı bakıyorum, boş, aklımda aylin ve nereye gidiyoruz lan biz?

    düne kadar yeni mezun işsizdim lan.

    telefonun sesiyle irkildim. emektar nokiam. sessize aldım, sessiz yazıyor bas al. o dönem bir telefondan beklenen en temel özellik telefon olmasıydı.

    "kim" dedi hidayet abi.

    "valide hanım" dedim.

    "açsana lan"

    "ararım abi sonra.."

    "aç lan.. hayırsızlık yapma."

    "gerek.."

    telefonu elimden aldı, yes'e basıp kulağıma dayadı. "konuş" diye fısıldadı.

    "anacım?"
    ···
  10. 60.
    +1
    anacım diye adamım, süt kuzusu. bu adamlarla ne işim var lan.

    "nerdesin oğlum vardın mı aramadın"

    "vardım.. "

    "naptın iş bakabildin mi"

    "çıktım işte, bakıyorum. akşama kadar olursa olur.."

    "nasip."

    "sonra ararım anne seni yine.."
    ···
  11. 61.
    +1
    "besle büyüt, konuşmaya erinsin" hidayet abi telefonu kucağıma fırlatırken.

    "abi yok hani müsait değilsinizdir diye.."

    hamza da söze girdi "anne önemli"

    "kaç kardeşsiniz" soran aylin'di. "üç"

    "diğerleri?"

    "benden büyük"

    "iyi"
    ···
  12. 62.
    +1
    "bura olur, duralım" hidayet abi bana döndü "şimdi iyi dinle"

    sessizim.

    "o diploman var ya.. gibtiret. çöp o. boş kağıt. dört yıl oyalamışlar seni. yazık etmişsin kendine."

    "abi işte mecb.."

    "dinle.."

    ..

    "temiz birine benziyorsun." diliyle üst dişine dokunup jık.. jık.. ses çıkarttı, hidayet abinin tiklerinden biri daha..

    jık.. "bizim çok bir iddiamız yok, sistem, ahlak falan.. asayiş değiliz.. ama seni sevdim.. aylin'le hamza'yı da severim.. biz pek legal adamlar değiliz, legal'i bilir misin?"

    "yasal.."

    "he.. şimdi bak, sana öğüt verecek, felsefe yapacak değilim. eşşek değilsen kendin anlarsın. biz şerefsiz avlarız. nerde huur çocuğu var, boğazına çökeriz."
    ···
  13. 63.
    +1
    "bunda o züt yok abi" hamza.

    "görecez." dedi hidayet abi. "az sonra aylin gençlik parkına geçecek, bak" eliyle camdan dışarısını işaret etti. "çantası ile bekliyor olacak. burası pislik yuvası. kapkaçı, gaspı. illa ki biri gelecek. onar adım arayla aylin'in iki yanında bekliyor olacaz, çantayı kapana çökeceğiz."

    "şimdi in"

    indik. hamza taunus'u kitledi, aylin parka yöneldi, peşinden gidecek oldum, eliyle göğsümden geri çekti.

    bir kaç dakka bekledik. hidayet abi "sen hamzayla" dedi, parka girdi. peşinden biz.

    aylin yüz metre kadar ileride, havuzun kenarında bir bankta oturmuş kitap okuyordu. çantası yanında idi, kahverengi, askılı. bacak bacak üstüne atmıştı, tahrik olmadım lan, kot zaten ama çok güzel buldum. güzel.. başka da kelime bilmiyorum ki.. güzel ama saf? bilmem.
    ···
  14. 64.
    0
    güzel gidiyor
    ···
  15. 65.
    +1
    gölet boyunca bir patika, kenarında da banklar sıralı idi. hidayet abi, aylin'den bank ötede oturmuş, telefonla konuşuyordu veya konuşur gibi yapıyordu. "biz burdayız" dedi hamza, göletin kenarına, taşa oturdu, yarı çömelir. ben de yanına geçtim. ötede, anayolda gelen geçen araçlar bakmaya başladı. "bekleyecek miyiz?" dedim. ses etmedi. ben de sustum, napayım aq.

    bekliyoruz, soğuk zütümüze işliyor.

    göz ucuyla aylin'e bakıyorum. okumaya devam ediyor mu yoksa numara mı. sayfa çeviriyor belli aralıklarla. da vincinin şifresi. meşhur o dönem. okumadım. zaten çok kitap okumuşluğum da yoktu.

    cahil kalalım diye mi? he amk. her okumayan cahil. babam gece yarısına kadar çalışırdı. annem üç çocuk büyüttü, üstüne dantel işler satardı. pazarda limon satmadım ama berberde ustadan çok tokat yedim yerde kıl tüy kaldı diye.

    evde kitap mı gördük lan okuyalım?

    okul desen öğretmen olacak andavalların bizle ilgisi yoktu. sanırım iki üçü harici ismimi de bilmezdi. öğretmen odası kıraathaneydi, yazın okul giriş kapısına, ana hole masa atar ikinci el araba muhabbeti çevirirlerdi. müdürün derdi saç uzunluğuydu. muavin, elinde sopalı adamdı.

    kitap okuyan insan mı gördük lan?
    ···
  16. 66.
    0
    reserved panpaaaaa ne sardı be
    ···
  17. 67.
    +1
    urfa'da harvırd olsa biz ancak inşaatında çalışırdık.

    bir süre kafamda bu düşüncüler, aylin gözümde büyüyor, ben ufalıyorum. kitap okumak kültür demek çünkü benim için. kitap okuyan kız. üniversitede de yok muydu, vardı, ama bu kız başka, bu sevdiğim, sevmek istediğim, zerre tanımadığım, kitap okuyor.

    daldığım düşüncelerden aylin'in çığlığı ile sıyrılacaktım, zaman kalmadı, sıyrılamadan zaten "kalk lan kalk" hamza ensemden tuttuğu gibi ayağa kaldırdı, kedi kaldırır gibi.

    beyaz hırkalı bir eleman, aylin'in oturduğu banktan fırladı, elinde çanta, bize ters istikamette koşuyor, hamza ve ben de fırladık. ben aylin'e koştum "iyi misin"

    "beni napcan lan adamı yakalasana"

    tek yaptığım kafamı çevirip adama bakmak oldu, ağır çekim gibi. ama değil. nasıl diyeyim, o an çok hızlı gelişti ama beynim her salisesini kayda aldı. zaman açıldı mı, bast? kabz?

    ..

    hidayet abi bank'tan kalktı, dikeldi, hırkalı bunun yanından geçerken.. sağ eliyle hırkasını tuttu, genç hızını alamadı, omzu hidayet abinin elinde, parmakta çevrilen tespih gibi, yarım daire kendi etrafında döndü. hidayet abiyle göğüs göğse geldiler.
    ···
  18. 68.
    +1
    insan gerçekten Hidayet ediyor...
    ···
  19. 69.
    +2
    hidayet abi okkalı bir kafa gömdü, hırkalı sendeledi, boyun kökünden tokat indirdi hidayet abi, eleman yığıldı. o sırada park girişinden -koşu istikameti- "laaan" diye bir nida, bir diğer eleman koşarak yaklaşıyordu.

    ben bakıyorum, öyle bakıyorum.

    hidayet abi hırkalı ile uğraşırken, bağıran eleman, mavi gömlekli -bu soğukta?- koşarak yaklaştı, elinde bir pırıltı. bekledim, saplamasını.
    ···
  20. 70.
    +1
    "oorrrrr... rossss... pu ço..cuu... ğuuuu" hamza önce bıçak tutan bileği kavradı, kıvırdı, arkaya dolanıp adamın boynunu kolunun altına aldı, bıçak tutan eli kıvırarak öyle bir geri çekti ki, sanırım kırıldı, parmaklar açıldı, bıçak düştü.

    ben de yerimden fırladım. hamza da hidayet abi de kapkaççıları yere yatırmış, üstlerindeydiler.

    "bıçak sokacak kancığa bak.." hamza tükrük saça saça.. adamın boğazına bastırmıştı, hırıltılar geliyordu. "abi bırak" diyecek oldum, sadece o kadar. hamza boştaki eliyle yerden bıçağı aldı..

    "bıçak sokacaktı... kancık... "

    ben gözü dönmüş adamı orada gördüm..

    bıçağı alıp herifin gözüne sapladı, üç dört santim girdi. göz yumuşakmış diye düşündüm. ne bileyim, aklıma o geldi. adam çığlık attı mı? bilmiyorum ki.. sadece kulaklarım uğulduyordu..

    ...

    taunus'ta beş kişiydik. önde hamza ve aylin, arkada ben ve hidayet abi, ortamızda beyaz hırka.
    ···