/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +48 -11
    olay bulgaristan ve romanya\\\'da geçiyor, inanmayanlar için gereken kanıtları atarım.
    birkaç kişi kendini belli etsin hemen başlıyorum beyler.
    ···
  2. 2.
    +24
    @egm @suleymansoylu @dilandere @eminadanurea
    ···
    1. 1.
      +6
      @pabloescobar @mekgibakarteli @goldenshot
      ···
    2. 2.
      +7
      Dilan dere ne alaka huur cocugu
      ···
    3. 3.
      0

      Dilan dere ne huur evladı anani etiketleseydin

      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +17 -1
    kalkıp hazırlandık hemen dışarı çıkmak üzere. hemen evin köşesindeki dükkandan baniçka (oranın böreği gibi düşünün) aldık. ayak üstü dükkanın önünde yerken ben etrafa bakınıyordum. sofya\'ya daha önce çok gelmiştim ama yine de farklı geliyordu. baniçkalarımızı bitirip kahve içmeye gittik. kuzene işe noldu benim diye sorduğumda yarın başlicaksın. bugün dinlen biraz daha. sana yarın arabada vericekler hem ehliyetini yenilettin mi sen diye sordu. neyse ki yeniletmiştim onunla uğraşmadık birde ama keşke yeniletmemiş olsaydım da o işe girmeseydim diyorum şu an. bütün gün takılıp dolaştık bi ara beni galerisine zütürdü. gerçekten sağlam galerisi varmış amcığın. porsche bile vardı huur evladında. biraz daha zaman öldürüp gece eve geçtik. yarın sabah yine 9 da kalkacağım için 1 gibi yattık. sabah yine kuzenin beni uyandırmasıyla tüm olaylar başlıyordu...
    edit: o galerinin de mevzusunu anlatıcam birazdan. bizim türkler bildiğin kartelleşmişler avrupada.
    ···
  4. 4.
    +15 -2
    olay bunda 4 sene önce geçiyor okulumu bitirmiş ne yapacağım diye düşünürken bulgaristan'da yaşayan kuzenim gelsene olum buraya bi iş ayarlarız sana illa nabıcan orda diyip yanına çağırdı. benimde kafama yatmıştı zaten az biraz bulgarcam vardı, babamlar bulgaristan göçmeni çünkü. bende hemen kendime bir çanta hazırlayıp ufak bir birikimim olan birkaç bin tlyi aldım. giderken sağolsun dedemde biraz ateşledi ve çıktım yola. çıktım çıkmasına ama kuzenim ne iş ayarlayacaktı ve o ne iş yapıyordu hiç bilmiyorum. yaklaşık 12 saatlik otobüs yolculuğunun sonunda sofyaya gelmiştim. otobüsten iner inmez kuzenim karşıladı ve arabasına bindik. arabasını görünce şaşırmıştım. kuzen buraya geleli 2 sene olmuştu daha ve son model güzel bir mercedesi vardı. acaba ne iş yapcam diye dşünürken eve vardık bile. hemen yemek yiyip tv karşısına geçtik ve kuzenle konuşurken konu yapacağım işe gelmişti.
    ···
    1. 1.
      +2
      normal bi iş kalmadı zaten ona bi şey demiyorum ama farkındaysan bende gidip mühendislik işi yapmadım orda aq
      ···
  5. 5.
    +15
    bana bi arkadaşının ufak bi telefon yedek parça dükkanının olduğunu ve onun yanında parçaları teslim etmek için çalışabileceğimi söyledi. yani açıkçası pek kafama yatmamıştı iş daha cafcaflı şeyler bekliyordum ee tabi bide 4 yıl üniversite okuduk hayaller yüksek. dedim bu kaç para kazandırıcak bana basit bi iş sonuçta. günde 250 leva demişti yaklaşık 125 euro. öyle diyince benim gözler açıldı tabi ama ne taşığımı bilsem ve kuzen beni gibmese bu paranın iki katını alırmışım. neyse oralara daha sonra gelicem. ee sen ne iş yapıyorsun anlat falan derken ilk bi düşündü. sonra bende ticarete başladım burda galericilikte çok para var almanya'dan falan ucuza gelen arabaları güzel karlarla satıyorum burda dedi. içimden ulan amk beni de öyle bi işe soksana dedim ama ilk başlarda günlük 250 leva iyi paraydı. 2şer tane heineken içip yatıp uyuduk. sabah 9 gibi kuzen beni uyandırdı...
    ···
    1. 1.
      +1
      Şuku rezz
      ···
  6. 6.
    +14
    yine 9 gibi uyandırdı kuzen beni. bende hemen bi duş alıp iş görüşmesine gider gibi şık bi şekilde giyindi. yine aşağıya inip birer baniçka yedik ve atladık arabaya. meşhur katedrali bilen bilir sofya da onun biraz ilersinde bi camii var. caminin oralarda bi dükkana zütürdü beni. gerçekten de bi yetkili telefon servisi havası vardı dükkanda. içerisi standart telefoncu. oranını sahibinin adı güner'di. güner abi 37-38 yaşlarında hafif yapılı, sert bakışlı ama etkili bi konuşma üslubu olan bir adamdı. kuzen tanıştırdı işte bak bu zurnaci benim kuzenim senin acil yedek parça işlerini o taşıyacak falan diye. adam bi boydan süzdü beni şöyle. sonra normal sorular sordu. okudun mu ne işler yaptın vs. o da ehliyetin var mı diye sordu. sonra tamamdır hayırlı olsun sana günlük 250 leva ve işte araba diyip anahtarları uzattı. bu arada 250 leva çok uçuk bi rakam bulgaristan'da yevmiye maaşı olarak. o dönemlerde insanlar 40-70 leva arası yevmiye alıyordu. sonra adam bi navigasyon tarzı cihaz uzattı bana. bunu arabaya takarsın, sana verdiğimiz adresleri burdan bulursun dedi. sonra kuzen gitti kendi dükkanına. bende pineklemeye başladım bizim dükkanda. ortalıkta dolaşıyor her tarafı gözlerimle süzüyordum. dükkanın bi ön kısmı vardı bi de arka tarafta teknik servis kısmı. ama o teknik servis kısmında bi oda daha vardı. fakat kapısı kapalı ve kimse girmiyordu. güner abiye sorduğumda orda pahalı yedek parçalar var o yüzden öyle dikkat ediyoruz o parçalara girene çıkana vs, o yüzden senin orasıyla işin olmicak genelde ben hallederim o odada ki işleri dedi. tamam diyip geçiştirdim bende ne biliyim o an. sonra sıkılıp kendime bi kahve yapıyordum makinede, tam o sırada güner abi hadi bakalım ilk teslimatın geldi diyip çanta verdi bana. içinde 2 tane siyah naylon torba aynı kargo paketi gibi iki tane paket vardı. boyutları bi telefondan biraz daha büyüktü. yine aynı kargo paketleri gibi ağzı sağlam bi şekilde yapışkanlıydı. bunları sakın açma bu parçalar çok pahalı ve açarsan müşteri asla almaz paket başına senden çok para almam gerekir. ve açıp zarar verirsen kovulursun bu yüzden dedi. garipsemedim o an sonuçta elektrik cihaz parçaları vardı pahalı olmaları gayet normaldi. bulgaristandayız sonuçta bulması da zordur o yüzden para eder burda dedim ama öyle değilmiş işte o iş.
    ···
  7. 7.
    +13
    3 tane takım elbiseli adam girdi. pek takmadım o an ama o şapkalı ortadaki adam daha sonra karşıma çıkıcaktı. bunu bilmiyordum ve keşke hiç bilmesydim. neyse sonrasında paketlerden ikisini yakın bir yerde olan bi bilgisayarcıya diğer paketi de bir büfeye bıraktım. ilk başta oto yıkama ve şimdide büfe. garipsemiştim. herhalde gelip sahipleri bunlardan alıcaklar diye düşündüm. tipik esnaf kafası bizim türkiye'deki paketleri teslim edip tekrar dükkana döndüm. güner abinin yüzü gülüyordu. tekrar arkaya geçtim su içmek için. güner abi gelip zurnaci gülüm şanslı adammışsın yeni iş bağladım artık daha fazla parça satıcaz sende daha yoğun çalışıcaksın ilk günden uğurlu geldin bize dedi. tabi işleri istediğimiz gibi giderse sende zam alırsın dedi. vay amk dedim kendi kendime bizim kuzene bak sen ne delikanlı çocukmuş on numara iş pasladı bana diyordum içimden. ulan huur çocuğu bunu düşman düşmana yapmazdı. sizde hak vericeksiniz ilerleyen zamanlarda. neyse günü bu şekilde tamamlamıştım. akşam saat 8 gibiydi güner abi hadi kapatalım dedi. tamam diyip çıktık dükkandan. anahtarları tam güner abiye vericekken kalsın sende hem yeni geldin arabanda yok kullan kafana göre dedi. vay amk diyorum ya ne ballıyım. sonra eve geçip kuzenin gelmesini bekledim. 45 dk sonra falan gelmişti. yorgun değilsen gel hadi senle yemek yemeye gidelim dedi. sonra çıktık bi yere yemeğe gittik. bilen bilir bulgarların güzel bi tavuk çorbası vardır sebzeli falan böyle pileşka supa derler. onunla köfte yedim. yanında biri falan içiyoruz orta da shopska denilen çoban salata tarzı bi şey. nasıl mutluyum amk. kuzene diyorum keşke okumasaydım önceden buraya gelseydim 4 senede şimdi türkiye'de iş kurmuştum falan. en son dönerken zütüm de koca bir kazık olarak 100.000 euro borçla dönceğimi bilsem asla gelmem aq. neyse yemek falan yenildi biraz turladık hadi dedi cluba gidelim. yine bilen bilir sofya'da bedroom premium diye bi gece clubü vardır. girdik içeriye...
    ···
  8. 8.
    +11 -1
    kapıda ki bodyguardlar kuzeni tanıyorlarmış. bulgarca hoşgeldin naber vs konuşup masaya yönlendirdiler bizi. ortam adeta yıkılıyordu. kuzen ne içelim falan diyince viski dedim. hala da en sevdiğim içki viskidir. garsonlar gelip hemen sipariş aldı. 2 dk sonra blue label geldi masaya aq. içimden biz bunu nasıl öderiz falan diyorum kendim. bi an bulgaristan'da olduğumuzu unutarak. şu an tr'de 70'lik blue label mekanlarda yaklaşık 4-5 bin tl. neyse buzlu bademler çikolata meyve vs derken masaya aşırı şık giyimli, sarışın, ela gözlü, güzel bi fizikli ve dolgun göğüslü bi kadın geldi. kuzene naber nasılsınız bi isteğiniz var mı eğleniyor musunuz bi sıkıntı olursa haberin vs gibi şeyler söyledi. ondan sonra benimlede tokalaştı. kadının adı teodora. ahh teodoram hala bitiyorum sana. zaten olayların tüm merkezinde bu yüzde 50 türk yüzde 50 bulgar olan huur yatıyor. neyse biz o gece sakince mekanda takılıp manita kestik. düşürme girişimi olmadı hiç zaten. içip içip bakıyorduk. ama benim gözlerim sürekli teodorayı arıyordu ve her gördüğümde delicesine kesiyordum. birkaç defa göz gözede geldik. neyse baya takılıp eve geçtik kuzenle. artık mevzuyu hızlandırıyorum panpalar olaylara girişi yapıcam bi an önce.
    ···
  9. 9.
    +12
    cafeden kalkıp atladık arabalara. ben kuzeni takip ediyordum. galerisine gittik beraber. 2 çalışanı vardı. arabaları yıkayıp gelen müşterilere yardımcı oluyorlardı. dükkana gidince park ettik arabaları bahçeye. çekicisinin yanına gitti. bak işte dedi. kısık sesle buna yüklüyorum iki araba markasına göre malları gizliyorum zaten lüks arabalar getirdiğim için dikkatte çekmiyor çok aramıyorlar da dedi. dedim iyi iş amk. bu yönden yakalanma durumu zayıftı zaten yakalansa da ucu bana dokunmazdı. önemli olan şehir içinde dağıtımıydı ama. şehir içinde dağıtımları da güner üsleniyor dedi aklımı okumuş gibi. ama dedi güneri şutlarsak o kısım sana kalır kendi düzenini kurar elini bile sürmeden dağıttırırsın dedi. zaten ülkede çevirme arama olayları olmuyor çok fazla çevirseler bile türksün zaten ver rüşveti bak yoluna dedi. burda polisler rüşvete bayılır maaşları az olduğu için. git gide kafama yatıyor ağzım sulanıyordu düşündükçe. sonra ofisine geçip kahve içmeye başladık. almanyada ki ortağını falan anlattı. onunda tedarikçisi vardı neticede. onun parasını o ödeüyor buraya geçiriyor ve malı günere veriyor. yüzde 65 komisyonunu alıp yoluna bakıyor. aynı zamanda da ordan getirdiği arabaları satıyor. sana da açarız göstermelik bi dükkan ne üzerine istersen sende ordan çevir işlerini sağlam adamda ayarlarız onda problem yok buranın halkı paraya aç dedi. yapman gereken müşterileri bulmak ve onlarla iletişimi geçmek. elinden kaçırma yeter dedi. zaten büyük satışlar yapıyorduk. tamam dedim kuzen yapalım bu planı ikimiz yürüyelim burdan hayatımızı sağlama alalım ilerde rahat edelim. kuzen zaten ben aldım olum hayatımı sağlama sen alıcak dedi. haklıydıda. biraz daha sohbet edip ben kalktım kuzenin vermesi gereken araç satışları olduğu için o kaldı. bende arabama binip merkeze doğru gitmeye başladım. o arada aklıma teodora geldi. hemen aradım onu. 2 kere çaldı çalmadı telefonu açtı hemen...
    ···
    1. 1.
      +1
      seri devam evet bekliyoruz up up up up up şuku şuku herneyse
      ···
  10. 10.
    +12
    ertesi sabah işe gittim yine. 1-2 gün bu şekilde geçti. günlerden cumaydı o zaman. yine sırt çantama paketleri atıp teslimatını yaptım. güner abi hiç falso vermeyip gerçekten beni çalıştırıyordu. öğlen bi ara kendime bi şeyler almak için büfe tarzı bi yere gittim. orda minik büfemsi dükkanlar oluyor isimleri lafka googleden bakabilirsiniz resimlerine. kendime sigara alıp yaktım hemen bir tane. kahvemi beklerken gazetelere bakıyordum öyle sanki çok anlıyormuş gibi. tam o sırada teodora önümden geçti ve lafkadan bi şeyler aldı ben ona bakarken birden bana bakıp gözlerini kıstı. tanımaya çalışıyor gibiydi. ve tanıdı da. aa şeyy eee merhaba gibi bi şeyler söylendi. bende merhaba dedim hemen bende. sen erdoğan'ın kardeşiydin di mi dedi. hayır kuzeniyim ben dedim. aa pardon evet kuzeni şeklinde düzetti hemen. ee nabıyosun sen falan derken biraz ayaküstü sohbet ettik. 2 dk sürmeden bende o da kahvelerimizi almıştık. bu gece gelsene clube dedi ve öyle sözleştik. ondan sonra bende dükkana dönüp bi teslimat daha yaptım ve hızlıca bi yerde akşam yemeği yiyip eve geçtik ve başladım hazırlanmaya. ne giydiysem olmamış diyip çıkarttım ve kuzenin dolabına gittim beyaz bi gömlek çalıp ondan hazırlandım. ve sonra kuzende hazırlandı beraber çıktık başladık clube gitmeye...
    ···
  11. 11.
    +11
    okuyan varsa belli etsin kendini beyler tüm her şey başlıyor.
    ···
  12. 12.
    +11
    yarım karış aralayıp kim arıyor dedi. baban dedim. tamam dedi sessize al ben ararım onu sonra diyip kapıyı kapattı. bende öyle yapıp telefonu koydum yerine. kahvemi içmeye devam ederken teodora çıktı duştan. beyaz bornozuyla salona doğru yöneldi. attığı her adımda nefes alışım hızlanıyordu. yoktu böyle bi güzellik amk. orta sehpaya telefonu almak için eğildiğinde bornozdan sarkan göğüsleri nefes düzenimi iyice alt üst etmişti. telefonunu alıp odasını gitti ve kapısını kapattı. 2 dk kadar kısa süren bi konuşma yaptıktan sonra tekrar bornozuyla banyoya gidip iç çamaşırlarını eline alıp yine odasına gitti. o arada bi sigara yaktım ve hazırlanmasını bekledim. uzun sürmeden çıktı o kıvrımlı ıslak sarı saçlarıyla. karşımda dikilip bütün gün orda mı oturucaksın dedi. hemen kalkıp kapıya yöneldim. o da çantasını ve telefonunu alıp o harika dar beyaz elbisesiyle bana eşlik ediyordu. yine onun arabasına binip gitmeye başladık. ama oturduğunda dahada kısalan elbisesinden parlayan bacaklarına sürekli gözüm çarpıyordu. ve bunu asla engelleyemiyordum. ardından arabayı park edip bi cafeye doğru yol aldık. önümden yürüdüğü anda güneşinde etkisiyle içine giydiği siyah dantellisi iyice belli oluyordu. köşede büyük bi masaya karşılıklı oturduk. ben kendime bi kahve daha söyledim hala aç değildim. o da bi kahve ve kruvasan söyledi kendine. bulgarların kahvaltı kültürü bu kadardır. hatta çoğu kahve içer sadece sabahları. kibar kibar önündekileri yerken sohbet etmeye başladık. baya bi oturduk orda ve sonra bana akşama işim olup olmadığını sordu. bende yok dedim. tamam o halde bugün benim biraz işim var akşama beraber bi şeyler içelim mi dedi. o an midemde kelebekler uçtu adeta. tabii dedim çok iyi olur. biraz daha oturup kalktık. teodora beni evinin oraya arabamın yanına zütürüp gitti. bende arabama atlayıp hemen mağazaların olduğu yere gittim. üstüme başıma bayaa bi şey alıp yemek yedim ordan da eve geçip saatin gelmesini bekledim. zaman gemiyordu adeta. saat 8 gibi duş alıp hazırlandım ve teodorayı aradım. 1 saate bana gel dedi. bende biraz daha evde takılıp teodoranın evine gittim. kapıyı çaldığımda geliyorummm diye seslendi bana. 20 saniye sonra kapıyı açtı ve karşımdaydı...
    ···
    1. 1.
      +1
      beklemedeyiz
      ···
    2. 2.
      +1
      Buna da kalkma be
      ···
  13. 13.
    +10
    bana verdikleri araba 2005 model bi audi a3 idi. atladım hemen arabaya yazdım navigasyona adresi , yaklaşık 30 km bi yol gösteriyordu. sofyadan pernik'e gidicektim. radyoyu açıp sigara mı içe içe gittim. rahat işti baya o an düşündüğümde. mutlu olmuştum. pernik'e ulaştığımda bi oto yıkmaya geldim. navigasyon burayı gösteriyordu. içeri girip bulgarca dobar den dedim. bu iyi günler demekti. adam hoşgeldin kardeşim güner'in yeni elemasın di mi dedi. evet abi demeye kalmadan çekmeceyi açıp bi zarf çıkardı. ee nerde bizim paketler dedi direk. paketleri verip zarfı aldım. bana zarf alacağımı falan söylememişlerdi ama diye düşünürken neyse diyip zarfı alıp çıktım. zarfında ağzı kapalıydı. ama belli içinde para vardı. hemde baya para. iki tane telefon parçaşına göre baya baya çok bi para vardı. herhalde dedim küçük kağıt paralardan verdi. 2 leva dan başlıyor orda çünkü kağıt paralar. aynı şekildegeri dönüp dükkana gittim. girer girmez güner abi arka tarafa çağırıp zarfı ver dedi. hemen çantamdan çıkarıp verdim ona. bekle burda diyip o odaya girdi. 10 sn geçmeden hemen çıkıp elinde aynı paketlerden 3 tane daha verdi. bugün işler biraz yoğun dedi ve paketlerin 3ünde de aynı şeyler var 2sini buraya ve kalanı buraya diyerek iki adres daha verdi elime. hemen dükkandan çıkıp arabama bindim. tam arabayı çalıştırıp kemerimi takarken dükkana...
    ···
  14. 14.
    +10
    heh okuyacak adam akıllı iki kişi geldi başlıyorum beyler yazmaya.
    ···
  15. 15.
    +10
    teodora ben n... şaka şaka crazy zurnaci dedim. uykulu bi sesle aa selam zurnaci dedi. uyuyor muydun pardon vs gibi tatlı şımarıklıklar yaparken aynen izin günüm bugün dedi. aa çok özür dilerim rahatsız ettim falan derken yoo iyi oldu uyandırdığın acıkmıştım zaten dedi. o öyle diyince sabahtan aldığım gazla ee o zaman kahvaltı ısmarliyim dedim. olur tamam bana gel dedi. dedim sana yakınım ama. olsun sen gel dedi. gittim evine hızlıca. içimde bayram sabahı mutluluğu çaldım kapısını. altında kısacık bi şort ve askılıyla açtı kapıyı. içeri geç dedi salona doğru geçtim. mutfağı ameikan mutfaktı ve leylek sandalyeler vardı. oturdum sandalyeye. hemen makinenin tuşuna basıp kahve yaptı bana. sen bunu iç ben duş alıp gelicem hemen dedi. ilk odasına girdi. oturduğum yerde odası görünüyordu. odasıyla benim oturduğum yerin ortasında da banyosu vardı. elinde bornoz ve sütyenle bi dantelli vardı elinde. hızlıca girdi duşa. ben o duş alırken evin içinde dolaşıyor köpeğine sataşıyordum. elim kadar bi şeydi zaten. o duştayken telefonu çaldı. o da duymuş olucak ki kim arıyor diye bağırdı. üzerinde tatko yazıyordu babasıydı yani. elimde telefonla kapıya gidip baban arıyor dedim. nee diye bağırdı. baban dedim. duymuyorum bekle dedi ve duşa kabinin açılma sesini duyduktan sonra banyonun kapısı da aralandı...
    ···
  16. 16.
    +10
    !!!reis devam ediyoruz da kendinizi belli edin bi bende ona göre yazayım!!!
    ···
    1. 1.
      +7
      dıbına koyduğum daha ne kadar belli edelim burdayız ya

      Edit:Bu hikaye yarım kalırsa giberim seni panpam hikayeni beğendim çünkü
      ···
  17. 17.
    +10
    ilk soru güner ne ayaktı. gözlerine bakıyordum. yalan söylemesine izin vermemeliydim. güner benim ortağım dedi. ben galeriye arabaları almanya'dan çekiciyle getirirken içinde gizlice uyuşuturucu geçiriyorum o da burda kendi parçalayıp müşteriler buluyor dedi. yani bende o parçaladığı malları dağıtyorum dedim?. hepsi mal değil bi kısmı telefon parçası dedi pişkince yüzüme. sinirden kuzene saldırıcaktım zor tutuyordum kendimi. bana taşıyenlik yaptırıyormuş bin meğersem. sinirlendiğimi anlayınca sakin ol zaten sana söylicektim sadece yapıp yapamayacağını test ediyordum dedi. ulan daha bulgaristana geleli bir hafta olmuş düştüğüm işlere bak dedim kendi kendime. kuzen hızlıca hamle yaparak söze girdi ve eğer yaparsan bu işi daha iyi kazandırırım sana dedi. bi süre ortamı tanı işi çöz zaten güneri aradan çıkartıcam benden habersiz işler çeviriyor dedi. ne işi dediğimde eski ortağımla işleri ayırdık biz o da büyüttü bende o yüzden güner'de bana çalışıyordu diğer elemanı da o aldı ama benden habersiz yine güner'e iş bağlamış dedi. kafam allak bullaktı. ne yapsam ne etsem geri mi dönsem diye düşünüyordum. kuzen bak dedi bu iş gizli yakalanma şansımız yok işimi çok temiz yapıyoruz dedi. sadece biraz daha öğren işi güner'i saf dışı bırak senle ortak olalım. hem hayatımızı kurtarırız hemde ailemiz bizimle gurur duyar dedi. kafanı gibiyim lan ne gururu insanları zehirliyoruz derken birden sus amk diye bağırdı bana. yapıcaksan yap yapmicaksan dön türkiye'ye dedi. birden r yaptım o an ne kadar istemesem de tamam sakin ol biraz daha düşüneyim diyip yatıştırdım onu. para tatlıydı, dedikleri de mantıklıydı hem yakalanma riski düşüktü hemde bi süre bu işi yapıp sonra türkiye'ye dönerek iş kurabilirdim. ama yanlıştı bu iş. kafama yatmaya başladığını fark edince ikinci hamlesini yaptı. bende senin gibi düşünüyordum ilk başta şimdi bak sıfırdan başlayıp kendi galerimi açtım ve daha çok kazanıyorum her yerden geliyor vs gibi laflarla manipüle etmeye başladı. etti de aslında. tamam dedim lan yapalım bu işi...
    ···
    1. 1.
      +1
      kaptırdım seri devam up up up up up devam devam hadii
      ···
  18. 18.
    +9
    ellerim o ince belini kavrarken birden elimden tutup yatak odasına doğru çekmeye başladı. odaya girer girmez kapıyı kapatıp beni duvara itti. tekrar öpüşmeye başladık. bi yandan o tatlı mı tatlı dudaklarını öperken bir yanda da elbisesinin eteklerinden tutarak yukarıya doğru çıkartmaya başladım. hayatımda yaptığım en zor işlerden biriydi sanki o an. zor da olsa çıkarıp onu o ciksi vücudu ve iç çamaşırlarıyla bırakmıştım karşımda. o da bir yandan benim tişörtümü çıkarıp pantolonumu koparırcasına çekiştiriyordu. bu tür anlardan soyunmaktan ne kadar nefret etsem dahi bunu yapmalıydım. en sonunda ikimizde iç çamaşırlarımızla kalıp yatağa geçtik. üzerime çıkıp öpüşmeye devam ettik. dudaklarının her santimetre karesi bana ayrı zevk veriyordu. dudaklarımda temasını kopartıp yavaşça boynuma sırasıyla göğsüme, göbeğime ve gibime doğru yol aldı. büyük bir ustalıkla boxerımı tenimden ayırıp, kendi güzelliğinin etkisiyle artan libidomdan dolayı kalkan gibimi büyük bir açlıkla ağzına aldı...
    ···
  19. 19.
    +9
    arabaya binince hızlıca kendi evine doğru sürmeye başladı, o 8-9 dklık yol bana 8-9 sene gibi gelmişti. ama sonunda eve ulaştık. merdivenlerde önümde yürüyordu. o acelece her çıktığı basamakta sallanan kalçaları beni bu dünyadan koparıp tekrar o lanet olası bitmeyen merdivenlere geri bırakıyordu. en sonunda kapıyı açıp içeri girmiştik. direk buzdolabına yönelip kapağını açtı. dolaptan yarısından biraz az içilmiş chivas çıkardı. iki tane kadehe döküp tek buz attı ikisine de. kadın bu işi biliyordu resmen. yanıma oturup kadehi uzattı ve tv ses sisteminden hafif bi müzik açtı. gözleri gözlerime bakarken kadehini tokuşturup bi yudum çekti yavaşça. ardından bende bi yudum aldım. yavaş ama güçlü yudumlardı bunlar. kadehini masanın üzerine koyup dans etmeye başladı. çok farklı bi hazdı bu. ne anlatabilirim ne de tekrar yaşayabilirim. kısa bi süre daha dans edip yanıma oturdu. kulağıma yaklaşıp hep böyle oturucak mısın diyip elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve beraber dans etmeye başladık. dans ederken vücutlarımız birleşiyordu adeta. her dakika daha çok yaklaşıyorduk birbirimize. en sonunda anın getirisi olarak dudaklarımız birleşti ve öpüşmeye başladık...
    ···
  20. 20.
    +9
    Resimdeki kız sihirli annem çilek son hâli mi?
    ···
    1. 1.
      +2
      aynen bro nerden anladın be
      ···