/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +1
    Rez efenim
    ···
  2. 52.
    +8
    Akşam 5 gibi geldiklerinde hepsinin yüzünde güller açıyordu. Timur hoca önce lahmacun sonra dondurma ısmarlamış bunlara. Koca koca insanların bir dondurmayla bu kadar mutlu olmaları şaşırtıcı değildi. O kadar zor bir yaşam sürüyorduk ki bir dondurma bile mutlu etmeye yetiyordu herkesi. Edam benide düşünmüş lahmacun ve dondurma getirmişti. Ama umrumda değildi acilen olanları anlatmam gerekiyordu edaya. akşam saat 8 gibi insanlar çekilince çardağa çağirip anlatmaya başladım. Oda bu olanlara çok şaşırmıştı ama Ankara'dan beri paranoya içinde olduğumu düşünüyordu. Sıcak güneşin altında kafanda kurup kurup akşamları rüyanda yaşıyorsun dedi... Eda bile bana bunları söylüyordu. Aslında beni umursamadığından değil inançsiz olduğundan böyle yapıyordu. Ona göre cinler rüyalar abimin intiharı falan hepsi pgibolojikti. Ona evde bulduğum kumaşları gösterince,

    - Eee ne var bunda hepimizin evinde yok mu duvarlarda asılı ayet kuran falan..
    + Varda altlarında hiç birinin resimler yok değil mi...

    resimleri ilk başta karanlıkta fark edememişti.. El feneriyle dikkatlıce baktıgında ürperdi benım ona bahsettiğim abimin defterindeki üç gözlü karışık bir yaratık vardı ayetin altında. Hemen mantıklı açıklamalar yapmaya çalıştı ama korkmuştu. işte bizim kültürümüzde olmasa da arapların belki böyle islam diniyle harmanlaşmış mıtolojik yaratıkları vardı falan anlattı da anlattı. Abinde bir yerden denk geldi oda çizdi hepsi tesadüf düşünsene muhafazid'in atını Burak'ı tıpkı yunan mıtolojisindeki pegasus şimdi ben buna nasıl inanayim dedi... Bence bunların hepsinin bir açıklaması var. Zaten bu köyde arap süryanilerden oluşan karışık bir köymüş... Şaşırdım nerden biliyorsun dedim buğin ilçede insanlardan öğrendik daha ne söylediler dedim. Sustu. iyice paranoya'ya bağlayacaksın dedi... Önemli başka birşey söylemediler zaten rahat ol dedi. Köyün süryani olması aramilerle bir bağlantı olduğunu ortaya çıkartıyordu. Çünkü süryaniler aramilerle akraba kabile olarak kabul ediliyordu.. 3000 sene sonra bile arami kentinin yanı başında süryanı köyünün olması çok şaşırtıcıydı... Bunları düşünürken Edayı deli gibi özlediğim aklıma geldi. Karanlıkta gözleri parlıyordu haftalardır kokusunu bile almamıştım... Bakışlarımdan anlamış olmali ki, gülümsedi...
    ···
  3. 53.
    +1
    Rez pampa
    ···
  4. 54.
    +8
    Biz o gece bütün tehlikeleri göz önüne alarak içinde bulunduğumuz sıkıntılardan cesaret alarak depoda sevişmiştik. Biri görse duysa mahvolurduk... Sabah olduğunda Yakub hoca istanbulda gelmişti. Timur hoca mardinden Yakub hocayı almak için minibusu bana verdi. Sabahın 6 sı yollara düştüm. yılan gibi kıvrılıyordu daracık köy yolları. Güneş omuzlarımda yükselerek giriyordu Anadolu'ya yavaş yavaş. Aklımda dün gece yaşadıklarımız verdiği mutlulukla bir başka sürüyordum arabayı. Bütün derdim tasam bitmişti. Eda'nın teni kavurarak yok etmişti bütün kaygılarımı... sonunda mardine varıp yakub hocayı beklemeye başladım.
    ···
  5. 55.
    +6
    Hocanın ismini duymuştum alanında Türkiye'nın en iyilerindendi. bizim Timur nasıl yaptıysa 1 haftalığına da olsa ikna edebilmişti... Hocayla buluşup üçgözler köyüne doğru yola çıktık... Yolda sohbet etme fırsatımız oldu. tam bir Osmanlıydı. Yahudi olmasına rağmen biz Osmanlıyız diyordu iki lafından birinde. imparatorluğun çocuguymuş güya... Birşey diyecektim de sonra gerek yok dedim... Yahudilere Osmanlı kucak açmış adam yerine koymuş dünyaya karşı korumuş anlattı da anlattı.. En son dayanamayıp valla haklısınız hocam sizin açınızdan bir problem yok, Bizim osmanlı yahudilere ermenilere rumlara gayet iyi davrandı ama Anadolu'da Türklere naptı onu konuşalım dedim... Şaşırmıştı ne yani sevmiyor musun Osmanlıyı dedi.. Sevip sevmemek mevzu bahis değil dedim.. Ama şuda bir gerçek yahudiler ermeniler rumlar liman kentlerinde ticaret yapıp istanbul izmir istanbul'da servetlerine servet katarken biz türkler Anadolu'da ürettiğimizin 10'da8 ini vergi olarak istanbula yolluyorduk. Savaş çıktı mı hadi Anadolu türkleri cepheye yemene, kırıma, galiçyaya mohaça, hicaza mekkeye medineye... 500 sene 3 kıtada canımızıın yanmadıgı coğgrafya kalmadı. Sizler ne yaptınız o ara, istanbulun en güzel köşklerini satın aldınız, izmirin en güzel koylarında yazlık kışlık yaptırdınız.. Bir sefer ağzim açılmıştı söyledikçe söyledim söyledikçe söyledim en sonunda bende yahudi olsam ben Osmanlıyım diye övünürdüm dedim. Bu lafıma alınmış olmalı ki ağzini yol boyunca hiç açmadı... Nihayet köye varmıştık...
    ···
  6. 56.
    +8
    Timur hoca minibüsün sesini duymuş olmalı ki gittiğimizde bizi bekliyordu. Ama yakub hocanın yüzü beş karıştı. Yavşak birde kalkmış bana övüyor. Ulan yağını siz yediniz cefasını biz çektik. Utanmaz herif... Ben minibüsü park edip direk araziye geçtim.. Kübra'nın lisans öğrencilerine fırça kaydığını görünce gittim o sinirle birde ona çattim... Ağlayarak bastı gitti...
    ···
    1. 1.
      +2
      devam etsene lan
      ···
    2. 2.
      +2
      devam et başkan tecrübelerini paylaş
      ···
  7. 57.
    +2 -1
    Up up up😂😂😝
    ···
  8. 58.
    +1
    devam panpa
    ···
  9. 59.
    +3
    Geldim arkadaşlar bu gece biter
    ···
    1. 1.
      +1
      Seri yaz panpa hikaye sardı
      ···
  10. 60.
    +5
    1 saat sonra geri döndü özür diledi alttan alarak bişeyler deyip açmaya gitti. Açma kazılarda genelde 10x10 ya da 4x10 ya da 2x2 şeklinde açılırdı. Kademeli şekilde inilir eğer gerekırse kuzey güney batı doğu doğrulutulu büyütülebilirdi. iki açmanın sorumluluğu bende 1'i eda ve kübradaydı. Benim açmalar doğu yöndeydi. Genelde buluntuların yazıtların çoğu A1 numaraları açmada yani benim baktıgım açmada çıkıyordu... Yakub hoca Timur hocayla öğleden sonra alanı gezmeye geldiler. Yakub hoca şaşırmıştı. Yazıtları görmek istiyordu. tam A1 in yanından geçerken küçğk bir tablet daha çıkarmıştı Ağit. Ağit diğer işçiler gibi değildi. Doğru düzgün işini yapan gerekmedikçe kürtçe konuşmayan bize böyle garip gözle bakmayan bir çocuktu. Yakub hoca hemen tableti isteyip eline aldı. Fırçayla temizleyip baktıgında assurca dedi...
    ···
  11. 61.
    +4
    Yakub hoca bunun kaydını alın buluntu çantasına koymayın bende kalsın gidip çözeyim dedi. Bende hemen 2 dakikada kataloga ekleyip eline verdim. Timur hocayla birlikte konuşarak gittiler. Akşam 4 oldugunda bizde herşeyi toparlayıp köye gittik. Hocalar tablet üzerinde çalışıyordu çardağın altında. Hemen elimi yüzümü yıkayıp tşortu değişitirp yanlarına gittim. Yakub hoca mükemmel bilgilerin olduğunu söyledi... Tablet bir mektuptu. Mektupta Assur kralı II. Adad-nirari bir kahinden yardım istiyordu. Kahinin ismi ve yerleşmenin isminin yazmasına rağmen çok tahrip olduğundan o bölge okunamamıştı. Muhtemelen başka tabletlerden yerin isminide öğrenecektik. Yakub hoca derin bir nefes alarak II. Adad-nirari karısının hastalığı için bir büyü talebinde bulunduğunu söyledi.. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.. gördüğüm kabuslar abimin cinlenip intiharı gittiğimiz büyücüler yaşadığım bütün süreç yine zihnimin her noktasını işgal etmişti. Hemen lafını bölüp ne büyüsü dedim.. Bilmiyorum başka bulunan tabletlere ve yazıtlara bakmam lazım tahminimce II. Adad-nirari kalkıp burdan böyle bir istekte bulunuyorsa muhtemelen o dönem burasu büyücülükle ünlü bir köydü dedi.. Hafifçe sandalyeden doğrulup tableti elime uzatarak al zütür envantere dedi... Elime aldığımda tüylerim ürpermişti. 3 bin yıllık bir büyü mektubu elimdeydi... depoya zütürene kadar soğuk soğuk terler akmıştı sırtımdan..
    ···
  12. 62.
    +6
    Hemen gidip A1'den çıkan tabletlerin olduğu çekmeceye bırakıp geri döndüm. Yakub hoca Timur hoca'ya II. Adad-nirari dönemi assur merkezinden çıkan tabletlerin buluntuların araştırılması gerektiğini söyledi. Muhtemelen burdan oraya buna cevab olarak eğer kabul edildiyse büyünün içeriğiyle ilgili mektup gitmiştir mutlaka dedi... Türkiye'de asssur çalışan hocalarla konuyu görüşen timur hoca II. Adad-nirari dönemine tarihlendirilen herhangi bir büyüyle ilgili metnin şimdilik olmadığını söylemişler.. Yakub hoca diğer buluntuları incelemek için diğer yazıtları görmek istiyorum dedi... Timur hoca ertesi gün araziye çikmayacağiz depodaki buluntuların tasnifini yapıp gerekli yazıtları dışarı taşıyacagız diyip bana işçiler sabah geldiğinde bu işle ilgilenin diye emir verdi. Gidip ekibe anlattıgımda havalara uçuyorlardı arazi yok diye. Akşamda yakub hoca'nın istanbuldan getirdiği viski ve rakıları içecektik...
    ···
  13. 63.
    +6
    Akşam yemeğinden sonra ilçeye çerez peynir meyve falan almak için Timur hoca minibusu verdi. Akşam 6 gibiydi 9 da burda ol dedi. Benım o an aklıma mükemmel bir fikir gelmişti. Bulduğum arapça kumaşları zütürüp bir hocaya soracaktım. Hemen gidip üzerime bir polar alıp kumaşları çantama koymuştum. Bir kaç öğrenci benle ihtiyaçlarımız var gelmek istiyoruz dediklerinde kabul etmedim. Hocanın kulağına giderse başıma dert olabilirdi. isteklerinin listelerini ve parayı alıp tek başıma yola koyuldum. Yola çıktıktan sonra çok geçmeden pişman olmuştum. Karanlık çökmeye başlamış ve ben korkuyordum sebebsizce.. O kadar hızlı sürüyordum ki arabayı en ufak bir hatada yoldan çıkacaktı araba. Zaten tek şeritten biraz daha geniş köy yolu herşeye gebeydi... ilçeye gidip hemen bir bakkaldan yarım yamalak bulduğum herşeyi alarak bir camiye gittim. Caminin önünde hocayı bekliyordum... Avludaki ağaçların gölgesi o kadar ürkütücü geliyordu ki sorup sormama konusunda ince bir çizgideydim. Sebepsizce o kadar çok korkuyordum ki anlatamam...
    ···
  14. 64.
    0
    rezzocccc
    ···
  15. 65.
    +4
    Şansıma çok beklemedım. 60 yaşlarında bembeyaz sakallı bir amca geldi. Hemen konuya girip tanıştım. hikmet amca yıllardır bu camide gönüllü imamlık yapan birisiymiş. Çantamdan kumaşları çıkarttım. Dışarısı karanlık olduğu için camiye girdik. Okumaya başladı.. ilk çikarttıgım kumaşı okudu..
    ···
  16. 66.
    +3
    “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların ilah’ına sığınırım.” Nas, 21/114
    ···
  17. 67.
    +4
    Bu nas suresi evladım dedim, ama altındaki şekilleri ilk kez görüyorum bunların ne olduğunu ne anlama geldğini bilmiyorum dedi. Ben ikinci kumaşı çıkarttım.
    ···
  18. 68.
    +4
    Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” Felak 20/113
    ···
  19. 69.
    +4
    Bununda altındaki işaretleri bilmiyorum evladım dedi. Bunların tam olarak ne anlama geldiğini sordum. Felak nas sureleri cinler ve şeytanlar için indirilmiş kuranı kerim'in son iki suresidir dedi. Bunları nerden buldun epey eski görünüyor dediğinde üçgözler köyü dedim. Gözleri büyüyüp benide günaha ortak ettik diyerek hiddetlendi. Öyle bir bağırıyordu ki anlatamam. Ne oldugunu anlamadım son bir kumaş var lütfen onu da okuyun diyip çantayı açtım. Ama çanta boştu. Gözlerime inanamıyordum 3. kumaş yoktu bavuldan çantama kumaşları koyarken tek tek açıp koymuştum. 3 Tane kumaş vardi. Ama şimdi 2 si elimde diğeri yoktu iyice kafayı yemiştim.. Göster 3. yü dediğinde öylece yüzüne bakakaldım yok dedim. Bak işte oynadıgın oyunun tehlikesine var dedi. anlama veremedım. Üçgözler köyünde ne işin var dedi. Bende durumu anlattım arkeolojik kazı için burda olduğumuzu ve bunları bulduğumu söyledim. Ben orada araştırmalar olacagını duyunca kimse cesaret edemez dedim ama yanılmışım dedi... O köy 1980'lerin sonunda Allah'ın gazabına uğradı ordaki insanların çoğu ya delirdi ya kayboldu dedi. Ben oracıkta düşüp bayılacaktım kalbim yerinden çıkacaktı ya terör dedim ? Ne terörü dedi o olayı öyle ört bas ettiler dedi. Terör bizim yani mardinin güneydoğu sınırlarında 3-5 köy haricinde tehlikeli olmadı. Zaten oralarda gerçekten boşaltıldı dedi. Bak bakalım bu bölgede o köyden başka boşaltılmış köy var mı ? Siz ateşle oynuyorsunuz defineciler bile bu civarda girmediği yer kalmadı ama üçgözlere kesinlikle giremedi dedi. Bunları duyduktan sonra en ufak bir çıt duysam altıma sıçacaktım.. O derece kaskatı kesilmiştim..
    ···
  20. 70.
    +5
    Bu esnada saat 8.20 olmuştu geç kalacaktım daha sonra tekrar gelip konuşma sözü aldıktan sonra minibüse atlayıp yola çıktım. ilçeden uzaklaşıp köy yoluna girdikten sonra tir tir titremeye başladım korkudan, ay ışığı bile yoktu minübüsün farları sadece daracık yolu aydınlatıyordu. Türlü türlü hayallerle şimdi araba bozuldu şimdi yola bişey çıktı şimdi kenardaki tarlada cin düğünü var diyerek kendimi öyle bir korkutmuştum ki yarın sabah gibtir olup gidicem dedim. En son konteynırların ışığını uzaktan görünce öyle bir rahatladım ki anlatamam. Hemen inip aldıklarımı zütürdüm. Timur hoca noldu cengiz neyin var bembeyazsın dediğinde yolda araba çarpmış tavşan gördüm çok üzüldüm dedim ondandır hocam dedim... Hemen edayı bulup olanları anlatmam ve buradan gitmemiz gerektiğini söylemem gerekiyordu. Ama bir türlü başbaşa kalamadık. Bi kaç sefer alıp köyün çıkışına doğru yürümek istesem de zütüm yemedi korkudan...
    ···