EURO finali eşliğinde rez

Taksi durağında oturduk biraz Aleyna az da olsa sakinleşsin diye. O arada annemi aradım, annem yanlışlıkla telefonu kapadı duyunca ne yaptıysa artık. Sonra babamı aradım, o da baya sevindi duyunca ama kapatmadan önce bana "ibrahim abini ara Cristina için şans dile" dedi, niye dedim ara kendisi söylesin dedi. Cristina ile konuşmayalı neredeyse 5 ay oldu, ne sesli ne mesajla. Benim fırsatım olmamıştı hiç aramaya, onun da olmamıştı muhtemelen. Aradım ibrahim abiyi.

K: Abi babam az önce bir şey dedi bana ara ibrahim abini Cristina için şans dile falan, ne şansı sınava mı giriyor
i: Ben de seni arayacaktım, az önce konuştum babanla da
K: Ne oldu
i: Cristina ameliyata girecek
K: Ne diyosun sen ya
i: Tarihi falan belli oldu işte bugün, vereyim mi konuşun sanırım bayadır konuşmuyorsunuz
K: Fırsat yoktu pek konuşmaya, versene bi ona yanındaysa
i: Yanımda yanımda, dur vereyim

C: Efendim Kingcim
K: Naber Cris
C: iyiyim senden naber, nasıl gidiyor
K: Hastanedeyiz işte cinsiyeti öğrendik, ben sana yazmıştım galiba hamile olduğunu da gördün mü bilmiyorum
C: Gördüm de cevap yazamadım, belli oldu mu
K: Oldu, ikiz, kız
C: Oha cidden mi, harika bir haber bu
K: Ne ameliyatına giriyorsun, onu söylesene sen bana
C: Ciddi bir şey değil
K: Ameliyat ve ciddi değil, ne oldu Cris
C: Hani benim bu ciğerlerde falan sıkıntı vardı ya, onunla ilgili
K: Dolandırma söyle ne oldu
C: Karaciğer iflas etmek üzere benim
K: Neden
C: Ben sana olayı en başından anlatayım daha iyi olur ama söz ver kızmayacaksın
K: Neden kızayım
C: Bugüne kadar söylemediğim için
K: Sorun yok, anlat sen kızmam söz

Derin bir nefes aldı Cristina ama ben korkmaya başladım, hem saklamış hem karaciğer iflasa gidiyormuş.

Zamanında tartıştığım hintli ile sevgili olmuş, baya bi süre sevgili kalmışlar. Çocuk Cristinayı aldatmış, ben dahil kimseye anlatmadan sürekli içine atmış üzüntüsünü, geceleri ağlamış sürekli. Fazla üzüntü, sürekli içine atma karaciğerine vurmuş ve o yüzden ameliyata girecekmiş.

K: Nerede gireceksin ameliyata
Aly: Aşkım ne ameliyatı bu, kiminle konuşuyorsun
K: Cristinayla hayatım
C: ispanyada
K: Güzel, ne zaman tarih saat
C: 16 Şubat sabah 8
K: 16 Şubat sabah 8 mi
Aly: Nasıl ya
K: Dur bebeğim anlatacam ben sana, sen şimdilik boşver takma kafanı karnındakileri düşün
C: Evet 16 Şubat sabah 8de masaya yatmış olacam
K: 16 Şubat 2017 dimi
C: 2018 olacak hali yok, bir sene gitmez çünkü bu
K: Neden söylemedin bana bunu
C: Söyleyemedim işte
K: Aferim sana
C: Kızma ama söyleyemedim işte
K: Biliyor musun şu an bir şey dememek için zor tutıyorum kendimi

iyice tepem attı kapattım telefonu, böyle bir şeyi niye saklar insan amk. "Öyle doktorun da anasını gibeyim başka tarih bulamamış mı" diye söylendim, kalktım binelim taksiye dedim, geçtik taksiye, söyledik adama ineceğimiz yeri.

A: Ne olmuş aşkım anlatacak mısın
K: Ya afedersin bu salak bi tane hintliyle sevgili olmuş, çocuk aldatmış bunu bu da her taku içine atmış, üzüntü stres falan derken ciğerleri patlamış
A: Hadi ya
K: Amk doktoru da 16 Şubat demiş, gibe gibe gidecem ispanyaya o tarihte, istersen sen de gel
A: Bakarız, sakin ol önce sen
K: Sakinim ben
A: Değilsin
K: Artık sakinim
A: inanayım mı
K: Bence inanmalısın
A: iyi bakalım öyle olsun

Biz konuşurken adam geldi söylediğimiz yere, verdim parayı "Belki ağır bir tesadüf, belki de değil bilmiyorum. Elveda dünya şampiyonası" dedim taksiden inerken.

Beynimin bir tarafı ikiz kızlarımız için parti verirken diğer tarafı Cristina için konuşuyordu. Eve geldik, Aleyna üstünü değiştirirken ben de bilgisayarın başına geçip açtım dünya şampiyonası yazılarını bir kez daha okudum, yanlış hatırlamıyorsam bir ibare vardı orada. Bir kaç dakika sonra gördüm o ibareyi "Grup lideri iseniz ve turnuvaya katılamayacağınızı bildirirseniz sizin yerinize bir altınızdaki oyuncu turnuvaya katılabilir" diyordu, yanlış hatırlamıyormuşum. O arada Aleyna geldi yanıma oturdu, ne yapıyorsun diye sordu ekranı gösterdim. Girdim gmaile, oyunun yapımcı firmasına bir mail attım. Önce kendimi tanıttım, sonra neden olduğunu söylemeden dünya şampiyonasına özel bir sebepten dolayı katılamayacağımı, benim yerime ikinci sırada olan M Dash'e davet atmalarını söyledim gönderdim. Koydum kafayı masaya ağlamaya başladım.

A: Ne oldu
K: ispanyaya gidiyorum, Japonyaya değil. Umarım bir gün
A: Şşş sakin ol
K: Telefonumu verir misin
A: Nerde
K: Buralarda bir yerdedir, lütfen

Kalktı, buldu telefonu getirdi "Alpi arayıp verir misin telefonu elime" dedim ama kafam hala masada, yaptı ve verdi telefonu, çalmaya başladı telefon.

Alp telefonu açar açmaz anlattım nefes bile almadan, en son "Japonya bileti iptal, gitmiyorum" dedim kapadım tek kelime bile söyleyemedi, fırlattım telefonu geri doğru nereye gitti bilmiyorum, sinirim o kadar bozuldu ki, ne yapacağımı şaşırdım.

A: Uyumak ister misin biraz
K: Hayır, ben hiç bir şey yapmak istemiyorum
A: Peki sen bilirsin, bak buradayım bir şey istersen söyle
K: isteyeceğimi sanmıyorum
A: Nereye attın sen telefonu
K: Bilmiyorum, umrumda da değil
A: Geliyorum ben şimdi
K: Nereye
A: Mutfağa

Gitti, ben hala aynı pozisyonda duruyorum, gram kımıldamadım. Bir ara kafayı kaldırdım, monitörde Ahmetcanın bantladığı tarihi gördüm "Bitti" dedim, aldım yaktım kağıdı odanın içinde.

Telefonum çalmaya başladı, uzun uzun çaldı Aleyna geldi buldu telefonu, açtı "Yok ağlıyor hala" dedi, kim diye sordum Ahmetcan dedi, ver dedim.

Ah: Lan olum Aleyna bişey söyledi bana
K: Konusunu açarsan giberim seni
Ah: Geliyorum, gibe gibe anlatacan zaten merak etme sen
K: Nereye geliyorsun
Ah: Ebene, eve nereye olacak
K: Gelme, sinirlerim bozuk zaten sana patlarım
Ah: zütün yiyorsa patlarsın, görüşürüz sizin evde
K: Ne halt yersen ye

Telefonu bu sefer koydum başımın ucuna, Aleynanın arkamda olup olmadığını bilmiyordum "Neredeydi telefon" dedim, yanıma bile oturmuş, ben kafayı bile kaldırmıyorum ki göreyim.

A: Kutunun içine gitmiş, sağlam telefon bir şey olmamış
K: Keşke olsaydı
A: Toparlansan mı biraz, bak endişeleniyorum
K: Sen Ahmetcanı mı aradın
A: Evet aradım, o da gelsin belki toparlarsın
K: Gerek yok, sen yeterdin bana
A: Hiç öyle gözükmüyor, sen baya baya dağıldın çünkü
K: Tamamen dağılmadım, hala çocuklarımızın sevinci var içimde merak etme yani

Aleyna ne yaptı ne etti kaldırdı beni masadan, aynaya baktım gözler patates olmuş iyice ama yapacak bir şey yok. Ben kendi at hırsızı tipime bakarken geldi bana arkamdan sarıldı "Üzülme ama artık" dedi aldı elimi karnına koydu, o hareket güldürdü beni. O anda kapı çaldı, ne zaman konuştum ben seninle de geldin amk diye söylenerek telefona baktım, 32 dakika olmuş arayalı. Çıktı Ahmetcan yukarı, ben salona geçmiştim geldi salona, direkt karşıma oturdu, arkasından Aleyna geldi yanıma.

Ah: Detaylar
K: Ne detayı
Ah: Bak yenge var sövdürtme, olayların detayları
K: Özetleyeyim, 16 Şubat Cristinanın ameliyatı var, 17sindeki Japonya iptal
Ah: Hagibtir
K: Detaya girmeyecem, çokta gibimde amk detaylar.
A: Bence fazla üstüne gitme, sinirleri bozuk çünkü. Sana söyledi mi cinsiyetleri
Ah: Yazdı gruba ya biliyorum ikiz kızınız olacakmış, hayırlı olsun
A: Darısı başınıza artık
Ah: Kimle(Gülmeye başladı) darısı başıma
K: Hala barışmadınız mı lan
Ah: Barıştık mı barışmadık mı belli değil ki aga, bi öyle bi böyle konuşuyor Gözde anlamadım
K: Yuh
A: Fazla sıkma kızı
Ah: Ee hani ağlıyordu bu
A: Sen aradığında ağlıyordu

Elimi Aleynanın karnına koyup "Hadi gel ağla şimdi" dedim.

Ah: Ne zaman gidiyorsunuz ispanyaya peki
K: Bebeğim gelirse eğer 10 Şubata falan almayı düşünüyorum bileti ben. Ama hızlı karar vermesi lazım her geçen gün fiyat yükseliyor, ne kadar önceden alırsan o kadar iyi
A: Ne kadar kalacaksın orada
K: 10-12 gün kalırım veya en kötü Cristina hastaneden çıkana kadar kalırım
A: Ben annemde kalırım, hiç yol çekemem şimdi
Ah: Gürcistana mı gideceksin o kadarcık gün için
A: Yok ama ebeninki Ahmetcan, ne Gürcistanı Hürriyette
Ah: Aha pardon pardon bir anlığına sizin evli olduğunuzu unuttum ben
K: Mal
Ah: Aga takma kafana be, ucunda ölüm mü var dersem vurur musun beni
K: Benim kafaya taktığım şey o değil ki, o dıbına kodumunun hintlisi. Gerçi onu da takıyorum ama neyse
Ah: Ne olmuş anlatsana amk

"Hay senin" dedim anlattım olayı baştan sona.

Ah: Ee gidelim gibelim çocuğu amk bu kadar basit
K: Nereye gideceksin, Hindistana mı, yolun açık olsun
Ah: Hindistanda mı çocuk
K: Herhalde yarram Türkiyede mi olacak bir de
A: Ahmetcan sen çok alemsin he
Ah: Ne bileyim anlatınca bi gaza geldim
K: Aslında gidilebilir

Bunu dememle Aleyna koluma vurdu saçmalama diyor, zaten gidecek değilim

Arka arkaya Kasumi aradı, Alp aradı açmadım hiç birini. En sonunda sinir oldum, telefonu kapatırken Alpten mesaj geldi adını gördüm ama okuyamadım mesajı, açtım sırf mesajı okumak için "Arkadaşlar oyunlardan daha önemlidir, sen bu kararı vererek en doğrusunu yaptın. Ben olsam ben de arkadaşımı seçerdim, yanlış hatırlamıyorsam 16 Şubat demiştin, senin Japonya biletini gerekli bilgileri ileterek iptal ettim, 13 Şubat ispanya biletin var artık, geri dönüş tarihi açık" yazmış. Aleynaya gösterdim mesajı gülümsedi "Alpe büyük teşekkür borçlusun bugüne kadar yaptığı her şey için" dedi, haklıydı aslında.

Ah: Neyse, ben kalkıyorum
K: Nereye amk daha yeni geldin
A: Evet ya otursaydın biraz
Ah: Ben bu sığır ağlıyor diye geldim, işimi yarıda kestim ama şu an iyi gibi
K: Ne işi
Ah: Özel iş
K: Bize de mi özel iş
Ah: Ya evde babamla tamir işlerim var amk senden saklı ne özelim olabilir benim
K: Tamam hadi git sen, işin bittiğinde gel veya dışarıda takılalım
A: Ben de gelirim
Ah: Olabilir, haberleşiriz

Kalktı, kapıya kadar geçirdim onu. Geçtim salona geri, Alpi aradım onunla konuştum biraz. Ben Alple konuşurken Aleyna bir şeyler hazırlamış, telefonu kapatınca geçtim masaya bir güzel yedik "Geliyorum hemen" dedim oyun odasına girdim, açtım ps4ü. Oyunun üstüne gelip Options'a bastım koldan, Sil'e bastım karşıma "THE KING OF FIGHTERS XIV silinecek ancak istediğiniz zaman Kütüphane'den tekrar indirebilirsiniz" yazısı çıktı, Tamam'a bastığımda silindi oyun "Hoşçakal, seni tanımak güzeldi" dedim, kapadım ps4ü.

O noktadan sonra yazılanlara baktım şimdi, yazmaya değmeyecek şeyler. Bugünü burada kapatayım. Bu hafta işteki son haftam olacak, spoiler olacak diye nedenini söyleyemiyorum kusura bakmayın ama tek diyebileceğim şey Cuma günü Bursa'ya kesin dönüş yapıyorum, kendi evime. Aşağıdaki resmi bu sabah dönmeden önce çekmiştim, benim büyüdüğüm sokak. Kavuniçi renginde olan ev annemin evi, o sol tarafta diğer binayla ikisinin birleştiği yerde demir bir boru vardı, oradan tırmanmak zorunda kalmıştım seneler önce buraya da yazmıştım sanırım o günü.

https://ibb.co/qpHQ3x7

iyi geceler herkese.

Lise zamanından önce sonra olarak bi foto gelir mi reis dizin atlılar olarak

1 Ocak 2017

---

ilk defa yeni bir yıla yanımda yalnızca tek kişi varken ve evimin içinde girdim. Ne Burak, ne Aylin, ne Cansu, ne Ahmetcan buradaydı, sadece telefonla konuştuk, sanırım bundan sonrası da böyle olacak. Onların da kendine göre sebepleri var, her birini anlayabiliyorum. Buna alışmam çok zor olacak, biliyorum ama yapacak bir şey yok, hayat böyle bir şey işte. Yanımda en azından Aleyna vardı yeni yıla girerken, yalnız başıma girsem daha kötü hissedebilirdim sanırım. Gözümü açtığımda Aleyna hala uyuyordu, yataktan kalkmadan telefona gelen mesajlara döndüm tek tek, birine yazarken Cristina aradı beni, dün gece konuşamamıştık ve bilmiyordu da oraya gideceğimi.

C: Günaydın
K: Sana da günaydın
C: Nasıl gidiyor
K: Sen şimdi beni bırak, sen nasılsın onu söyle
C: iyi hissediyorum ya bir şeyim yok şu an için
K: Hep öyle ol, şu ameliyatı da bir atlat da
C: King biliyorsun ameliyat bu, bıçak altı. Ben ameliyata girmeden önce son bir kez görüşelim mi
K: O ne demek ya son bir kez görüşelim mi
C: Biliyorsun işte, ne olacağı hiç belli olmaz
K: Ben geliyorum zaten oraya 13 Şubatta merak etme, görüşürüz de son kez olmaz
C: Geliyor musun
K: Herhalde, öyle bir dönemde seni yalnız bırakır mıyım aklın alıyor mu
C: Aslında ağrı sızı konusunda hiç sıkıntım yok da, moralim çok bozuk be

K: Neden bozuk olduğunu biliyorum, atlatıcaz takma kafana
C: Öyle diyorsun da ister istemez korkuyorum ve düşündükçe bozuluyor moralim işte elimde değil. Aleyna da gelecek dimi
K: Hayır gelmeyecek
C: Aa neden
K: Hamile ya şimdi, yolculuk yapmak istemiyor pek. Bir hafta 10 gün falan annemde kalacak
C: Keşke o da gelseydi görseydim
K: Bak böyle konuşunca benim de keyfim kaçıyor, sanki çıkmayacaksın oradan
C: Bıçak altı sonuçta
K: Bana bak, sakladığın bir şey yok dimi senin, bu normal değil gibi, yani böyle konuşman
C: Hayır gerçekten yok ama doktorun söylediğine göre
K: Sokarım doktoruna, girip çıkacaksın o kadar

Biraz sesimi yükseltmişim farkında olmadan, Aleyna uyandı, döndü bana telefonla konuştuğumu görünce gülümsedi tekrar uyudu, rahatsız etmeyeyim diye kalktım yataktan salona geçtim, cam kenarında bir sigara yaktım.

K: Haber var mı o çocuktan
C: Hintliden mi
K: Evet
C: Ortalıkta yok bir süredir
K: Kendisine biraz saygısı varsa çıkmasın ortaya özellikle senin karşına, amk evladı sinirimi zıplatıyor aklıma geldikçe, sana da bravo elin hintlisini bulmuşsun yani
C: Açma konusunu boşver
K: Sen de amma takmışsın kafana hintliyi
C: Sen bunu diyince aklıma Sena ile ayrıldığın ilk dönemler geldi

C: Nasıldın o dönem hatırlıyorsun dimi
K: Hatırlıyorum ama ben hiç içime atmadım, Cansuların omzunda ağladım hep, anlattım her şeyi, içimi döktüm
C: Biliyorum, bana da anlatıyordun
K: Neyse sen ameliyatı unut o gün gelene kadar, düşünme moralini de bozma hiç
C: Kolay değil, hiç kolay değil
K: Biliyorum ama başka yapabileceğin bir şey yok, ben de gelecem zaten önümüzdeki ay, toparlarım seni
C: Biliyor musun iyi ki varsın, bu şekilde konuşmak bile iyi geliyor. Ben babamın yanına gidiyorum şimdi, az dışarı çıkacaz. Ararım yine seni
K: Ara tabi, kaybolup duruyorsun kaybolma ortadan bir daha, aklım çıkıyor
C: Tamam söz kaybolmayacam, hoşçakal

Kapattı telefonu, midem kazınıyor diye hiç Aleynayı beklemeden geçtim mutfağa, bir şeyler yedikten sonra baktım hala uyuyor, normalde "Amma uyudun ya kalk hadi" derdim şakasına ama şu an hiç bir şey diyemiyorum.

Devamı için rez

Nihayet uyandı Aleyna, ben uyandırmamış olsam da çok sağlam dalga geçtim fazla uyuyor diye. Bana bi rüya gördüğünü söyledi, anlattı rüyasını, baya da güzel rüya görmüş, o yüzden kalkmak istememiş bu sabah. Bana hiç üzerinde çalışmadığım bir soruyu sordu "isim ne koyacaz kızlarımıza"

K: Hadi bi tanesini geçtim, iki tane düşünmemiz lazım dimi
A: Evet öyle, ne o şikayetçi misin
K: Asla, öyle bir şey demedim hayatım
A: Şimdi sana bir şey sorayım, kendi ismini koyma hakkın olsa ve kız olsan, ne koyardın kendi adını
K: Bu soruyu cidden soruyor musun, bak isim işini bana bırakma
A: O niye
K: Benim söyleyeceğim isimler hem Türkçe olmaz hem de duyan bu nasıl isim der
A: Söyle bakalım belki hoşuma gider
K: Sen önce o soruyu benim sana sorduğumu düşün ve cevapla bakalım, ben de o arada düşüneyim, ciddi bir soru çünkü bu
A: Pekala

A: Ben kendi ismimden memnunum öncelikle onu söyleyeyim, söylemesi bile güzel, Aleyna. Bunun dışında Çağla ve Bilge diyebilirim, bunlar da hoşuma giden isimlerden
K: Güzelmiş
A: Sen söyle bakalım, en sevdiğin isimler neler
K: Bak şimdi ben o konularda malın tekiyim, samimi söylüyorum, ağır malın tekiyim hem de. Bana bırakacaksan ben birini Athena, diğerini Kula koyarım geçerim
A: Ne
K: Oyundan karakterler
A: Cidden mi aşkım

Gülmemek için zor tutuyordu kendini, ne var sanki amk kötü bir şey mi dedim

K: Evet cidden
A: Alemsin sen ya, hadi bak Athena olabilir de Kula
K: Nesi var, mavi saçlı bi kız işte
A: Mavi saçlı hem de
K: He ya beğenemedin mi
A: Güzel de olur mu onlar
K: Ya şimdi işin gırgırı bir tarafa, ne demiştin sen Çağla ve Bilge mi
A: Evet
K: Daha erken ya buna, biraz daha zaman geçsin de detaylıca konuşuruz olur mu
A: Olur nasıl istersen. Athena ve Kula he

En sonunda daha fazla tutamadı kendini başladı gülmeye, tamam ben olsam ben de gülerdim de, kötü isimler de değiller yani o kadar. Ama dedim kendisine, isim konusunda sakatım ben.

Başlamışız rezimi bırakıyorum buraya