/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +2 -1
    bizi alıp üst kata çıkardılar. durumu kötü olan arkadaslarımızı kollarına girerek, biz tasıyorduk.. üst katta bizi tas zeminli, içinde hiç bir esya olmayan bomboş bir odaya kapadılar.. odanın cepesinde demir parmaklıklar vardı.. önüde maltaydı.. mahkumlar maltasdan gecerek gidiyor, volta atıyor, ama h,iç birisi bize geçmiş olsun bile diyemiyorlardı.. üç arkadas ise yerde uzanmış inliyordu.. anlasılan diger mahkumlara ibret olsun diye"antep canavarını da arkadaslaerınıda ne hale getirdik, görün" demek isitiyorlardı..

    üzerimize hortum ile su sıkmışlardı ama, pisligin çogu duruyordu.. hem pislikten ve hem sıkılan sudan dolayı rezil bir durumdaydık.. yerde yatan konyalı cafer,

    "abdullah ben ölüyorum" dedi..

    ağzından yesil köpüklü pis bir şeyler sızıyordu.. inleyerek konusuyordu.. biraz nefeslendi.. gözleri yarı acık, yaerı kapalıydı. aglıyordu konyalı cafer, konusacak hali bile yoktu. zorlukla:

    "abdullah! benim acımı al. koma bunlara can bedelimi.." dedi..

    yerde yatan diger iki arkaadasta seslendiler:

    "benim acımıda al abdullah.."

    "benimkinide. koma sakın yanlarına sor bunların hesabını.."

    demir parmaklıklara dayanıp var gücümle bagıdım:

    "bir maşrafa su verin bari, ALLAHSIZLARRRRRRRRRRRRR!!"

    arkamdanda idamlık koca mustafa bagırdı:

    "ulan hepinizin dinini, kitabını... alın lan, gelin alın canımızıııııııııı!"

    tam o sırada ilerden asker bozmasi kaputtan paltoyu omuzlarina atmis, saclari karmakarigib, gozleri cakmak cakmak dev gibi bir adam demir parmakliklarin onune geldi. demir parmakliklara tutunup iceriye bakti. yerde yatanlari gordu. bizim halimize bakti. sonra kosarak gitti. biraz sonra elinde bir testi ve bardakla geri geldi. testinin parmaklıklar arasından geçmesine imkan yoktu.. oda bardaga su doldurup içeri uzattı.. acele ile konyalı cafer'in yanına gittim.. yüzünü yıkadım.. agzını calkaladım.. bende susuzluktan yanıyordum ama, onlar yani yerde yatan arakaadslar b.k yutmuşlardı. agızları bile b.k içindeydi.. onun için onların hacetini önceden görmem gerekiyordu..

    o dev gibi adamın, parmaklıklar arasından doldurup doldurup verdigi bardakla, diger fenalasmış arkaadslarımıda temizledim.. sonrada bizler elimizi yüzümüzü yıkayıp birer bardakta su içtik..

    "sagol abi" dedim o dev gibi adama.. "sagol allah razı olsun.." o hicbir sey demeden cebinden yesil renkli bir sigara paketi cikarip icinden uc tanesini kendine ayirdi, gerisini bize verdi. koylu sigarasiydi verdigi. kibritini cakip sigarami yakti. bende diger arkadasların sigaralarını benim sigaramdan yaktım.. o sigara bize sanki cennet tamı gibi geldi.. onbeş saattir azımıza hiç bir sey girmemişti.. sigarayı yer gibi içiyorduk..

    "gecmis olsun agalar' dedi. o dev gibi adam, 'gecmis olsun, gene gorusuruz"
    arkasini dondu gitti...

    ben arkasından öyle bakıyordum.. tam o sırada bir mahkum geçiyordu.. bagırdım:

    "baksana arkadas, su giden adam kim?"

    mahkum, 'dev gibi adam'in arkasindan baktı:

    "o mu? sairdir, yazardir, tarihcidir. ayni zamanda da vatan hainidir"

    mosmor oldum.. titremeye basladım.. agzımdan salyalar akıyordu:

    "adı ne lan?"

    adam korktu hızlı adımlarla uzaklasırken orkasına dönüp bagırdı:

    "nazım hikmet! kominist nazım hikmet..!"

    bende arkasından avazım çıktıgı kadar bagırdım:

    "ulan pust! hic birinizin kici gibmadi bize bir yudum su vermeye, o verdi de onun icin mi vatan haini oldu!ben burdan çıkarım, sanada bunun hesabını sorarım..!"

    ben şair ne demekti, yazar ne demekti, tarihçi ne demekti bilmiyordum.. koministligi ise hiç bilmiyordum.. ama vatan haini denmesi agırıma gitmisti.. böyle bir adam, böyle bir yiğit adam vatan haini olamazdı..

    o dev gibi adam gittikten hemen sonra gardiyanlar geldiler.. durumu kötü olan aerkadsları alıp zütürdüler.. gardiyanlar üzüerine pislik bulaşmasın diye arkadasları, zahire çuvalı gibi bir seylere sarmalayıp zütürdüler..

    işte bu insanlık dışı işler, bu haksızlıklar, bu zulüm beni hep kan dökmeye itti.. kan içiirtti bu muameleler bana. katil etti beni bunlar.. durumum müsait olsa, elimdebir kaç alet olsa, allah adına yenmin ederim ki, bu ceza evinde ayakta bir tane idareci komazdım..ama ne yaparsın? çıplaksın, ezilmişsin...

    O gün akşama dogru Abdullah ve arkadaslarını alıp hamama zütürdüler.. üç kisi ise revire zütürülmüstü.. hamamda iyice yuıkandıktan sonra, dışarı çıktıklarında elbiselerinin getirildigini gördüler.. giyindiler. hiç birinin azını bıçak açmıyordu. o kadar keselenmiş o kadar yıkanmışlardı ama üstleri basları gene pislik kokuyordu.. afyon ceza evinden sevk edilirken üstlerindeki paraları makbuz karsılıgında alınmıstı.. Abdullah palaz'ın 35 reşat altını ile 380 lirası vardı.. hamamdan cıkarken bir gardiyan elbiselerinin cebinden çıkan makbuzları verip paralkarının emanete geçtigini söyledi..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster