• 1 / 1 / 1066 entry
  • 147 başlık
  • 2 trend
  • 4,694.53 incipuan

kendine deist önüncü nesil silik

  • +4 -1
    ikinci inci sözlük ankara zirvesi
    Yine yeniden ankaradayız panpalar.
    Daha önce organize ettiğimiz ve çok sıkı dostlar edindiğimiz zirveyi Ankara da tekrarlıyoruz.
    ilk zirve için
    (bkz: 1 inci sözlük ankara zirvesi)
    Başlığına bakabilirsiniz.

    Önceki zirveden edindiğim dostlarımla hala görüşüyorum.
    Hatta biri kardeşim gibi oldu.
    Birde abi edindik orada.

    Aynı fikre sahip insanlar toplanınca samimi bir ortam oluyor.
    Yine samimi bir ortam kurmak için,
    Yine bir abi bir kardeş sıkı bir dost edinmek için,
    Zirvenin ikincisini düzenliyoruz.

    Zirve 7 mayıs'ta.
    Ulus gençlik parkı ella cafe'de.
    18 yaş üstü tüm yazarlar davetlidir.
    Ayrıca whatsapp grubumuz vardır.
    Gruba dahil olmak isteyen arkadaşlar numaralarını mesaj atabilirler.
    ···
  • +1 -1
    medya trollemece
    Soktuğumun vizyonsuz sığırları siz ne anlarsınız amk trollemeden gibtirin gidin karılı kızlı başlıklara ilgi gösterin amk asosyalleri sizi
    ···
  • -1
    medya trollemece
    Değilim panpa 21 yaşındayım istersen tasdik edebilirim
    ···
  • 0
    yürüyün lan 51 bölgeyi basmaya
    Konuyla ilgili (bkz: medya trollemece)
    ···
  • +24 -14
    medya trollemece
    (bkz: yürüyün lan 51 bölgeyi basmaya)

    Beyler trend de bu başlığı görünce aklıma inci sözlüğün adını tüm dünyaya duyurabileceğimiz bir fikir geldi.

    Twitter'da facebook'ta ve diğer sosyal mecralarda bu konuya dair paylaşımlarda buluncaz.

    Yani gerçekten 51.bölgeyi keşfetmeye gidecekmişiz gibi davrancaz.

    Örneğin twitter'da şöyle hashtag oluşturup dünya gündemine sokabiliriz.

    incisozluk51bolgede
    51bolgeyikesfediyoruz

    ve benzeri önerisi olan varsa onu yaparız.

    facebook üzerinden ise etkinlikle oluşturuyoruz.
    Sosyal mecrada fbi tarafından en çok izlenen sitedir facebook o yüzden amerikanın dikkatini facebook üzerinden çekebiliriz.
    Facebook'ta bu konuya dair etkinlik oluşturmak olsun, paylaşımda bulunmak olsun, hashtag oluşturmak olsun eylemlerde bulunursak büyük dikkat çekeriz.
    Dünya basınına dahi konu olabiliriz.

    Evet inci sözlüğün korkusuz neferleri kimler benimle?

    Edit -Ne vizyonsuz heriflersiniz amk
    anca hayal dünyasında yaşayın siz aq asosyalleri elle tutulur bişey yapmayın hiç

    trollemeye katılanlar
    (bkz: son dakika dolu)
    (bkz: socks objesi)
    (bk:aliak)
    ···
  • +1
    bütün cinayetlerimi bir bir anlatıyorum
    "O ceset benim üvey kardeşim." dedim cesede bakarak.
    "Anneme haraket etti,
    bende öldürdüm.
    öfkenin seni nereye zütüreceği belli olmuyo.
    buradayım işte"
    Kafasını kaldırıp bana baktı.
    "iyiki buradasın." dedi sakin bir sesle.
    Güvenini kazanmış gibiydim.
    Güzel bir kızdı.
    Masumdu.
    Olmaması gereken bir yerdeydi.
    içimi bir sıcaklık kapladı.
    "Gidebilirsin." dedim.
    Arkasını dönüp cesetlere baktı.
    "Ya onlar?"
    "Ben hallederim merak etme." dedim endişeli görünüyordu.
    "Araba kullanmayı biliyo musun?" diye sordum kafasını salladı.
    "Anahtarlar kulübede.
    Arabayı al ve git buradan.
    Bugün burada olanları da unut.
    Ve hayatına kaldığın yerden devam et.
    Yanında kesici alet veya biber gazı taşı.
    Dikkat et kendine.
    Umarım daha uygun bir zamanda yeniden tanışırız... " dedim güldü.
    "Çok isterim." dedi.
    Biraz önce tir tir titreyen o,
    şimdi oldukça sakindi.
    Kulübeden anahtarları alıp arabaya doğru yürüdü.
    Kapıyı açmadan önce "Teşekkür ederim." dedi
    "yani beni kurtardığın için."
    Ardından arabayı çalıştırıp uzaklaştı.
    içimde garip bir his vardı.
    kaybolana dek arabayı izledim.
    Arabanın silüeti,
    karanlık tarafından yutulunca kulübeye döndüm.
    Elim yüzüm kan içindeydi.
    Elimi yüzümü yıkadım iyice.
    Ardından dışarı çıktım.
    Kan izi var mı diye araştırdım el feneri ışığında.
    Yoktu.
    Kulübeye geçip üstümdekileri çıkardım.
    Dedeminkilerden giydim.
    Çıkardıklarımı ise şömide yaktım.
    Betonun donmasını beklemeye koyuldum.
    Uyuya kalmışım.
    Tok bir sesle uyandım.
    "Usta... Usta... " şeklinde sesleniyordu birisi kapıyı yumruklayarak.
    Gözlerimi avuşturarak çıktım dışarı.
    "Buyur abi." dedim kapının girişindeki adama.
    "Yaşlı bir amca vardı burada.
    ona bakmıştım." dedi afallayarak.
    "Köyde abi dedem.
    buyur ben yardımcı olayım." dedim baştan aşağı süzdü beni.
    "Neyse farketmez.
    Bu kulübeyi kiralamak istiyorum.
    Dedenle konuşmuştuk.
    Kamp yapcaz bir hafta burada.
    Al buda paran." diyerek bi deste paea uzattı.
    "Paranı cebine koy abi.
    Çünkü sizin iş yattı.
    Ben kalcam bi kaç gün burada.
    Başka zaman artık." dedim.
    Adam bozuldu.
    "Olur mu ya?
    O kadar plan yaptık arkadaşlarla." dedi ısrarcı bir şekilde.
    "Yapacak bir şey yok abicim.
    Ben varım burada, dedem yok.
    Bana da haber vermeliydiniz.
    Başka zaman artık." dedim.
    Adamın keyfi kaçmış gibiydi.
    "Kapora vermiştim dedene,
    onu ver o zaman." dedi hafif sinirlenmiş gibiydi.
    "Kendinden alırsın üzerimde nakit yok." diyip kapattım kapıyı.
    Tekrar tıklattı kapıyı.
    Açtım.
    "Şimdi istiyorum." dedi sorun çıkarmaya çalışıyor gibiydi.
    "Dedem çanakkalede gidip alabilirsin." dedim.
    Elini yumruk yaptı.
    "Kavga etmek mi istiyorsun?" dedim eline bakarak.
    "Değmezsin." deyip arabasına binip gitti.
    kapıyı kapatıp içeri geçtim.
    Betonları kontrol ettim.
    Donmuşlardı.
    Havanın kararmasını beklemek zorundaydım.
    O zamana kadar,
    Kayığı gölün kenarına çekmekle uğraştım.
    ardından kulübeye gidip kürekleri aldım.
    Döndüğümde şok oldum.
    Geri gelmişti.

    Uzaktan beni izliyordu.
    Bir heyecanla gittim yanına.
    "Neden geldin buraya." dedim sinirli bir şekilde.
    Memnundum ama bu şekilde davranmak zorundaydım.
    "Dün yaptığın iyilikten sonra, seni burada yalnız bırakamazdım." dedi.
    Mutlu olmuştum.
    "Sana yiyecek bir şeyler getirdim." dedi elindeki poşeti göstererek.
    "Kulübeye bırak ve git." dedim.
    Aslında gitmesini hiç istemiyordum.
    Ama iki kişinin canını alan ben,
    onada zarar verebilirdim.
    Onu korumaktı amacım.
    "Gitmiyorum." dedi bağırarak.
    "Deli misin sen kızım?
    Aklını mı yitirdin?
    Dün neler yaptığımı gördün.
    Korkmuyor musun benden?" dedim sinirli bir şekilde.
    Kafasını öne eğdi.
    "Benim için yaptın.
    Kurtardın beni.
    Yanında olmak istiyorum." dedi ağlamaklı bir tonda.
    içime işlemişti sanki sözleri.
    "Tamam istediğin olsun." dedim.
    Gülümsedi.
    Kulübeye girdi.
    Hava yaralanmışcasına kan kırmızıydı.
    Güneş elini eteğini çekmişti dünyadan.
    Karanlık hakimdi artık.
    içeri kalıplardan birini almaya girdim.
    Masanın üzeri yiyecek doluydu.
    "Karnın acıkmıştır.
    Önce yemek ye, sonra kurtuluruz cesetlerden." dedi bişey söylemedim.
    Oturdum masaya.
    Tam ilk lokmayı almıştım ki.
    Kapı vuruldu.
    "Aç polis!"

    Buseyle göz göze geldik.
    "Bana ihanet mi ettin?" dedim fısıltıyla.
    "Hayır ben bişey yapmadım." dedi.
    kapı tekrar vuruldu.
    "Aç kapıyı polis!"
    Kapıya yöneldim.
    buse kolumu tuttu.
    "Açma!" dedi.
    Kolumu kurtarıp kapıyı açtım.
    "Buyrun memur bey?" dedim.
    Yanında kulübeyi kiralamak isteyen adam vardı.
    "Bey efendiyi gasp etmişsiniz." dedi polis.
    "Gasp mı?" deyip güldüm.
    Adam polisin arkasına geçip "kaporamın üstüne yattılar memur bey şikayetçiyim." dedi.
    Polis "Duydunuz?" dedi ikaz eder şekilde.
    "Ne kadardı bu kapora?" diye sordum.
    "Elli lira!" dedi adam bastım kahkahayı.
    "Bir saniye." deyip içeri girdim.
    Cüzdanımdan 100 lira alıp dışarı çıktım.
    O sıra buseyi gördüler.
    "Bakın memur bey fuhuşta yapıyo bu adi gaspçı!" dedi sinirlendim.
    "Ne diyodun lan sen!" deyip üstüne yürüdüm.
    Polis araya girdi.
    "Sakin olun beyefendi." dedi biraz duraksadı ardından "Bu hanımefendi kim?" diye sordu.
    Buse yanımıza geldi.
    "Nişanlısıyım memur bey." dedi yanağıma bir buse kondurdu sonra.
    Çok şaşırmıştım.
    Ama belli etmiyordum.
    Adama parayı uzatıp.
    "Elliydi dimi kapora?
    Al sana 100 lira.
    Seni bir daha buralarda görmiyim sakın!" dedim.
    Poliste hak vermiş olacak ki.
    "Beyefeniyi duydunuz.
    Rahatsız etmeyin bir daha." dedi adama.
    adamın kıpkırmızı olmuştu utancından.
    Ardından arabalarına binip gittiler.
    Kapıyı kapatıp içeri girdim bende.
    Yanağımı tutarak "Teşekkür ederim." dedim.
    Gülümsedi
    "Rica ederim.
    Senin yaptığının yanında hiçbir şey bu."
    Mutlu olmuştum.
    Sanırım hoşlanmıştı benden.
    Ama kim bir katilden hoşlanır ki?
    ···
  • +1
    bütün cinayetlerimi bir bir anlatıyorum
    "Ederim.
    Yeter ki bırak beni." dedi yine titrek bir sesle.
    "Üstüne bişey giy öyleyse.
    Yalnız uyarıyorum kaçmaya çalışırsan o sapık herife yaptığımın aynısını sana da yaparım.
    Kaybedecek bişeyim yok aklında olsun!" dedim tehditkar bir biçimde.
    "Tamam." dedi sesi titriyodu.
    Kulübenin içinden bir kucak kereste aldım.
    Kızda üstünü giyip yanıma geldi.
    "Cesedi buraya getir." dedim.
    Adamın parçalanmış kafasını görünce kustu.
    "Kusmayı bırak ve dediğimi yap. yoksa sonun onun gibi olur!" diye bağırdım.
    Çok soğukkanlı davranıyordum.
    Sanki daha önce can almış gibiydim.
    Kız ağlaya ağlaya sürükledi cesedi.
    Keresteleri etrafına koyup ölçü aldım.
    "Gel benimle!" dedim ardından.
    Kasandan halıyı çekip tut ucunu dedim.
    Çok ağırdı zar zor tuttu.
    Diğer cesedin yanına koyduk onuda.
    "Al şu kovaları gölden su getir buraya!" dedim.
    Çok korkuyodu ama mecburen yapıyodu dediklerimi.
    Keresteleri birleştirip iki kutu yapmıştım.
    Kızda suları getirmişti.
    Kulübeden üç torba çimento getirdim.
    Kulübeyi tamir edecektik bu yaz.
    Her türlü araç gereci alıp koymuştuk kulübeye.
    Adamı öldürdüğüm yere gidip, toprağın kanlı kısmını alıp bir yığın haline getirdim.
    Üstüne çimento torbalarını boşalttım.
    Toprakla çimentoyu karıp, harç yaptım.
    Keresteleri birbirlerine çakıp kutu haline getirdim.
    Biraz büyük yapmıştım.
    ilk önce altını harçla doldurdum.
    Ardından adamı içine koyup üstüne harç attım.
    Ardından aynı işlemi üvey kardeşim içinde yaptım.
    Kızla birlikte,
    hazırladığım kalıpları kulübeye taşıdım.
    Beton donana kadar,
    göz önünde olmamalıydı kalıplar.
    iki kalıbıda sedirlerin altına sakladım.
    "Sakın yerinden kıpırdama!" diye uyardım kızı.
    Arabayı kulübenin önüne çektim.
    Kulübeye tekrar döndüm.
    Kız hala ağlıyordu.
    Kırık camı tahta çakarak kapattım.
    Ardından kızın karşına oturdum.
    "Adın ne senin?" diye sordum.
    Korkudan titriyordu kız "Buse." dedi usulca.
    Şoka girmiş gibiydi ama sakinleşmişti.
    "Dokundu mu sana?" dedim sakin bir ses tonuyla güvenini kazanmaya çalışıyordum.
    "Üstümdekileri çıkarmaya çalışıyordu.
    O sırada cam kırıldı,
    beni bırakıp dışarı çıktı işte." dedi ağlamak üzereydi.
    "Geberttim o bini." dedim sinirli bir şekilde.
    "Teşekkür ederim." dedi.
    Çok tatlı bir kızdı.
    Yüzüme bakamıyordu,
    Korkuyordu herhalde.
    "Korkma sana zarar vermem ben.
    Bu kulübe dedemin.
    O yüzden buradayım." dedim ses tonuma dikkat ediyordum.
    Onu kazanmak istiyordum çünkü.
    "Peki o ceset?" dedi sesi titreyerek.
    ···
  • +1
    bütün cinayetlerimi bir bir anlatıyorum
    "Ne olur yapma!
    yalvarırım yapma!" diye çığlık atıyordu kadının biri.
    Biraz daha yaklaştıktan sonra sesin kulübeden geldiğini farkettim.
    Arabayı biraz geriye çekip indim arabadan.
    Koltuğun altından levyeyi alıp usul usul kulübeye yaklaştım.
    Kulübenin arka tarafında ufak bir delik vardı.
    Oradan içeriye göz attım.
    Adamın biri,
    genç bir kıza sahip olmaya çalışıyordu.
    Kız çığlık atıp ve engel olmaya çalışsa da pek başarılı değildi.
    Bir şeyler yapmam lazımdı.
    Hemen bir plan yaptım.
    Ağacın arkasına geçip kulübenin cdıbına taş attım.
    Cam tuzla buz olmuştu.
    Hemen çalıların arasına saklandım.
    Adam kulübeden çıktı.
    Elinde tüfek vardı.
    "Kim var orada?" dedi tok sesiyle.
    Nefes dahi alamıyordum.
    bana doğru gelmeye başladı,
    Ağaçların arkasını kontrol ediyordu.
    Kulübenin önüne doğru bir taş attım.
    Arkasını döner dönmez kafasına levyenin çentikli kısmını geçirdim.
    Acı içinde bağırarak yere düştü.
    Ayağımla üstüne bastırdım ve levyeyle kafatasını kırdım.
    Çığlıkları, kızın çığlıklarına karışıyordu.
    Beyni apaçık ortadaydı.
    Levyeyi kafa tasından söküp bir kere daha vurdum.
    Kan fışkırdı suratıma.
    Adam ölmüştü.
    Yüzümdeki kanı silip,
    kulübeye yaklaştım.
    Kulübenin kapısından yarı çıplak kızla göz göze geldik.
    "Ne olur beni öldürme!" diye ağlıyordu.
    Elimdeki levyeyi kenara fırlatıp yanına gittim.
    Elleri demir yatağa bağlıydı.
    Yaklaşınca canını yakacağımı düşünüp gözlerini yumdu.
    Nazikçe ellerini çözdüm.
    Hala korkuyordu.
    Ellerinin çözüldüğünü hissedince kaçmaya çalıştı.
    Kolundan yakaladım.
    "Merak etme sana zarar vermem." dedim.
    "Ne istiyosun benden bırak gideyim." dedi ağlamaklı ses tonuyla.
    "Önce ne olduğunu anlat." dedim.
    Ağlamaya başladı.
    "Arkadaşımdan çıkıp eve gidiyodum,
    ara sokaktan geçerken bir adam ağzımı kapattı.
    Sonra yarı çıplak şekilde burada buldum kendimi.
    Ne olur bırak beni gideyim!" dedi ağlayarak.
    "Merak etme bırakcam seni, ama öncelikle yardım etmen lazım bana."
    ···
  • +1
    bütün cinayetlerimi bir bir anlatıyorum
    Evden çıktıkları an yatak odasına koştum. Babamın eski bir pikap arabası vardı. Anahtarlar hala aynı yerdemi diye kontrol ettim. Evet burdaydıylar. Aşağı inip çalışıp çalışmadığını kontrol ettim. Yakıtı az kalmıştı yalnızca. Onuda yolda hallederim diye düşündüm. Cesedi halıya sarıp sürükleye sürükleye garaja indirdim. Komşular görmemiştir umarım diye iç geçirdim. Zar zor arabanın kasasına yerleştirdim cesedi. Ardından arabayı çalıştırıp yola çıktım. Lavanta gölü vardı 10 km uzakta hemen yanıbaşında ise dedemin balıkçı kulübesi. Oraya gidiyordum. Benzinliğe doğru ilerkerken telefonum çaldı, arayan babamdı. -Alo +dıbına koyduğumun çocuğu! -Noldu baba ne bu öfke? +Çorbaya tuz ruhu dökmüşsün! -Saçmalama baba o kadar da değil. +Eve gelince hesaplaşcaz seninle. Ha bu arada bu gece burada kalmak zorundaymışız. Adam akıllı dur bi binlik yapayım deme. Kapattı telefonu ardından. Plan tam istediğim gibi işliyordu. Benzinlikten çıkıp göle ulaştım. Dikkat çekmesin diye farları kapatıp kulübeye doğru ilerliyodum. Çok az kalmıştı ki bir çığlık duydum. Bir kadın çığlığı...
    ···
  • 0
    beyler still dre tarzı
    Motivaston müziği mi istiyosun?
    ···
  • +2
    bütün cinayetlerimi bir bir anlatıyorum
    Tüm gün canını aldığım, o huur çocuğunu aradılar.
    "Arkadaşındadır herhalde" deyip kendilerini rahatlatmaya çalışıyolardı.
    Ruhunu azraile hediye ettiğimi bilseler kıyameti koparırlardı.
    Bugünü atlatıp, cesedi yok etmem lazımdı.
    Ama önce babamı ve çok kıymetli eşini evden uzaklaştırmam lazımdı.
    Nasıl yaparım diye düşünmeye başladım.
    Yarım saat düşündükten sonra bir yol buldum.
    Tencerede yemek vardı ve evdekiler hala yemek yememişti.
    Usulca odadan çıkıp mutfağa yöneldim.
    Tezgahın altındaki tuz ruhunu, çorbanın içine boca ettim.
    Derken birden içeri babam girdi.
    Elimdeki şişeyi tezgahın altına attım.
    "Ooo odandan çıkabilmişsin." dedi ironik bir şekilde.
    "Susayınca çıkıyorum." dedim.
    "Dalga mı geçiyosun lan benimle?
    zaten sinirliyim gibtir git odana." diye çemkirdi.
    Bişey demedim odama doğru yürümeye başladım.
    O sırada babam içeriye doğru seslendi
    "olay acıktım ben."
    Cevap gelmedi.
    Daha yüksek sesle bir daha bağırdı.
    "olay sana diyorum."
    Olay odadan çıkıp mutfağa yöneldi.
    Geçerken ters ters baktı.
    Mutfağa girdi.
    Çorbayı ısıtmak için ocağa koydu.
    Planım işliyordu.
    Çorbayı içmelerini beklemeye koyuldum.
    Çatal kaşık seslerinden sofrayı kurdularını anladım.
    Ve beklemeye başladım.
    Babam içeriden bağırdı "arda gel yemek ye."
    "yedim ben." diye seslendim.
    Ardından kapıyı dinlemeye koyuldum.
    "önce çorba mı istersin?" dedi olay.
    "koy işte bişey." dedi babam sinirliydi.
    "ne bağırıyosun?" dedi olay.
    "veledin yüzünden! kim bilir ne bela getircek yine başımıza." dedi köpürmüştü iyice
    olay sustu.
    Birkaç dakika sessizlik sürdü.
    Ardından babam "bu çorba garip kokuyor." dedi.
    Olay "Yine mi? işkembe çorbası o tabi kokacak." dedi sinirli bir şekilde
    "Adam akıllı yemek yapmazsın ki!
    neyse yiyecez yapmışsın o kadar." dedi ve bir kaşık aldı.
    Kapının deliğinden izliyordum.
    Çorbanın sıcaklığından olsa gerek tuz ruhunu tadını almadı.
    Her ikiside hızlı hızlı içtiler çorbalarını.
    Çok az bir süre sonra olay çığlık attı.
    "Adem ölüyorum ben." dedi.
    Babama pek işlememişti tuz ruhu.
    "bozuk çorbayı yedirdin bize!" diye kızdı önce ardından çar çabuk çıktılar evden.
    ···
  • 0
    inci sözlüğün en kaliteli ve yaratıcı yazarı olmak
    Ananı yaratıcılığımı kullanarak siqtim zumqi
    ···
  • 0
    alacakaranlık çorum
    Nasıl dünyaya geldiğini mi bilmek istiyosun?
    Bekle anlatıyım.
    ···
  • +4
    lise anılarımızıı anlatıyoruz
    Lise 1 deyim o zamanlar.
    Din sınavı oluyoruz.
    Burak kazma diye bir arkadaş var ama soyadının hakkını veriyo yani tam kazma.
    hoca bu salağı sınavda yanıma oturtturdu.
    sınavın ilk sorusu ilk ayetin bulunduğu sure nedir?
    ben hızlı hızlı dolduruyorum kağıdı.
    bu malda sordu bana ilk sorunun cevabı ne diye alak dedim.
    Neyse sınav bitti.
    hoca okudu kağıtları iki tanesini ayırdı.
    Burak kazma dedi kalktı burak.
    Ayak suresi ne oğlum dedi.
    Tabi tüm sınıf kahkahaya boğuldu.
    Sonra bu mal hocam mecnun öyle dedi öyle yazdım bende dedi.
    hoca kopyadan sıfır vermişti o sınav.
    buda böyle bir anımdır.
    ···
  • 0
    benim adım cemill nickli orospu çocuğu
    yalakalarının da analarını eyfel kulesinin tepesinde kuş bakışı açısında gibeyim
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    veririm yollamazsan ananı bağırta bağırta giberim ana
    ···
  • +7 -3
    deizm ve ateizmi çökertiyorum
    Matematik, edebiyat ve astrobilim'de başarılı olan birisi aynı tarzda bir kitap yazabilir peki sen şunları açıkla bakalım.

    Kuran denilen kitapta;
    1-Kadınlar'a daima hakaret vardır.
    iki kadın bir adam yerine koyulmaz.
    2-Sözde peygamber hep kendi çıkarlarına göre ayet indirmiştir.
    Örneğin zeyd'in karısına göz koyduktan sonra
    azhab suresi 37. ayeti
    ona karşı bağırarak konuşmasınlar diye
    hucurat suresi 2.ayeti indirmiştir.
    3-Madem kuran evrensel bir kitap o zaman tüm insanların durumunun bilinmesi gerekti.
    6 ay gece 6 ay gündüz kutuplarda nasıl oruç tutulacağına neden yer verilmemiş kuranda.
    4-neden ibadetlerini kendi dilinde yapamıyosun düşündün mü hiç?

    bence bu kadarı yeter sana
    ···
  • 0
    pokemon go türkiye
    Ocakta hayatımıza girecek pokemon go uygulamasının Türkiye'yi temsil eden sayfamıza hepinizi bekliyoruz.

    http://www.facebook.com/pokemongoturkeyunoffical

    Sorularınız varsa sorabilirsiniz.
    ···
  • 0
    inci sözlük pokemon go oynuyor
    Yıllar önce kendini pikachu zannedip balkondan atlayan binin yüzünden pokemon maceramız geri kalmıştı.
    Ta ki bugüne kadar.
    Pokemon go ile maceraya kaldığımız yerden hatta pokemonla iç içe devam edebiliriz.
    Benimde gönlüm burada kocaman bir ailem varken yalnız oynamaya elvermedi.
    inci sözlük olarak pokemon go'da ortalığın dıbına koymak isteyen arkadaşları sayfaya bekliyorum.

    http://www.facebook.com/pokemongoturkeyunoffical
    ···
  • -1
    gölgelerin cinayeti
    bundan birkaç yıl öncesiydi.
    teyzem, kocasının vefatının ardından yalnız yaşamak zorundaydı artık.
    ayda 1 biz giderdik ziyaretine yalnızca.
    kardeşim dünyaya geldikten sonra, bizde boşlamıştık onu.
    zaten ne olmuşsa, o arada olmuş.
    bir zaman sonra annem durumu farkedip, beni ona yollamıştı.
    onunla kalmam için.
    ilk bir hafta teyzem oldukça sakin ve normaldi.
    her şey elektriklerin gitmesiyle gelişti.
    elektrik gidince korkmuştum.
    teyzemden cesaret almak için yanaştım ona teyze korkuyorum ben dedim saçımı okşadı.
    korkma mecnun korkulacak bir şey yok hem bak haycim de bizimle dedi.
    etrafıma baktım kimse yoktu teyze haycim kim? dedi merakla.
    görmüyo musun hemen yanında dedi kafamı çevirdim her iki yanıma da baktım yoo bişey yok burada dedim teyzem şaşırdı allah allah karanlık ya ondan göremedin herhalde.
    neyse teyzecim, elektrik gelmez bugün gel yatalım biz
    dedi tatlı bir tonda.
    zaten korkuyodum, seve seve kabul ettim.
    teyzemin sesi çok güzeldi, biraz şarkı söyledi bana ardından uyuyakalmışım zaten.
    kuru bir susuzlukla uyandım.
    teyzeme baktım, su isteyecektim yanımda değildi.
    mutfak hemen odanın yanındaydı.
    korka korka kalktım yatağımdan.
    kapının aralığında ışık süzüyodu.
    merakla araladım kapıyı.
    teyzem mum ışığında, yüzü muma dönük şekilde biriyle konuşuyordu.
    teyze dedim cılız bir sesle duymadı.
    bir süre izledim onu o şekilde, sohbet eder gibi konuşuyordu resmen.
    mum ışığına dalıp gittiğim sırada teyzem ne! bizi mi izliyor? dedi bağırarak.
    arkasını döndü sonra, donup kalmıştım kapının ağzında.
    yatağına dön dedi boğuk bir sesle, göz göze gelmiştik o an gözlerinde beyaza dair bir şey yoktu.
    korkuyla yatağa döndüm.
    yorganı üstüme çekmiştim.
    korkudan ağlayamıyordum bile, yalnızca gözlerimden akan damlaları hissedebiliyodum.
    uyuyup kalmışım o gün.
    uyandığımda teyzem saçımı okuşuyordu.
    korku dolu gözlerle süzdüm onu ne oldu? dedi tatlı bir şekilde.
    rüyaydı herhalde dedim içimden.
    yok bişey. dedim kendi yalanıma inandırmıştım kendimi.
    o gün normal geçmişti.
    en azından hava kararana dek.
    yine yatma vakti gelmişti.
    teyzem yatağımı hazırlamıştı.
    ben bulaşıkları yıkayıp öyle yatcam uyu hadi sen dedi.
    inanmıştım...
    her şeyden bi haber, uykuya yumdum gözlerimi.
    arapça çığlıklarla uyandım.
    kalktım, yine salona yöneldim korku içerisinde.
    mumun aydınlattığı duvar çarptı gözüme.
    gölgeler vardı duvarda, teyzemin gölgesinin etrafında dört dönen gölgeler.
    teyzemin çığlığıyla titredi tüm duvarlar.
    onun sesine başka seslerde eşlik ediyordu.
    aittakhadhat hayatah teyzemle birlikte, o garip sesler ordusu bunu söylüyordu.
    her saniye daha bi öfkeyle.
    bir kaç dakika sonra, teyzem acı çeker gibi çığlıklar atmaya başladı.
    ardından gölgeler, duvardan fırlayıp bana doğru gelmeye başladılar gerisini hatırlamıyorum.
    yalnızca, uyandığımda teyzemin salonda olmadığın fark etmiştim.
    üzerimde bir ağırlık vardı.
    yattığımız odaya gittiğimde, teyzemin tavanda asılı bedenini gördüm.
    kendini asmıştı.
    alnında kanla yazılmış arapça bir cümle...

    o günden beri korkarım gölgelerden.
    ···
  • 0
    merhaba ben harun kolçak soruları
    Öncelikle hoşgeldin harun abi.
    Benimki soru değilde, daha çok vicdani bir mesele.
    Bizim zamanımızı bilirsin, güzel kadın yoktu o zamanlar.
    Sende benim gözüme pek bi hoş gelirdin
    Abimin de seni bıyıklı kadın olarak tanıtmasından dolayı;
    bir zamanlar sana aşıktım abi, gelinlikle filan düşündüm seni hakkını helal et...
    Hatta ümit besen dinlerken ikimizi hayal eder duygulanırdım.
    Önce sen, sonra Allah affetsin...
    ···
  • 0
    beyler uzaylıların neden dünyaya gelmediklerini
    illüminatinin amacı o zaten panpa
    Tek millet Tek devlet Tek amaç
    ···
  • 0
    kendine deist
    Amk liselisi
    ···
  • -1
    clash of clans inci sözlük klan
    klana gelmezsen haram olsun
    ···
  • -2
    hanifinthe046
    Clash of clans'ta inci sözlüğü temsil eden adam gibi adamdır kendisi.
    ···
  • daha çok